Berkani: Husiler üzerine bahis oynayanlar sadece serap görecekler

​Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani
​Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani
TT

Berkani: Husiler üzerine bahis oynayanlar sadece serap görecekler

​Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani
​Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani

Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani, Yemen meselesiyle ilgili olarak Husiler üzerine bahis oynayan kimselerin nihayetinde serap dışında herhangi bir şey elde etmeyeceklerini söyledi.
Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği özel röportajda ABD ve İran arasındaki çatışmalarla meşgul olan uluslararası toplumun Yemen meselesini unutacağına dair endişelerini dile getiren el-Berkani, meşru hükümetin ve güçlerinin Yemen devletinin kontrolünü darbeci milislerden almak için sarf ettiği çabalara büyük güven duyduğunu söyledi.
Berkani, taraflar arasındaki müzakerelerin ve istişarelerin donmasının sorumlusu olarak Birleşmiş Milletler'in (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’i gösterdi ve ilgili uluslararası tarafları, Husilerin Hudeyde anlaşmasına bağlılığı meselesiyle ciddi bir şekilde ilgilenmeye çağırdı.
Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani ile gerçekleştirilen röportajın metni:
ABD ve İran arasındaki mevcut gerilim Yemeni krizini ne ölçüde etkiliyor?

- Kuşkusuz, bölgedeki herhangi bir gerilim Yemen'in geleceğini etkiliyor. Uluslararası toplumun ilgisini farklı meselelere yöneltmesiyle birlikte Yemen meselesinin unutulma aşamasına gelmesinden endişe duyuyoruz. BM’nin, Yemen Özel Temsilcisi Griffiths aracılığıyla yönettiği siyasi çözümün herhangi bir başarıya ulaşmadığını unutmamalıyız. Bu nedenle, Yemen meselesinin uluslararası platformlarda güncelliğini korumasını ummuyoruz. Çünkü halkımızın bu savaşın sona ermesine, ülkede barışın tesis edilmesine ve darbecilerin düşürülerek iktidarın tekrar geri alınmasına ihtiyacı var.
İran'ın Husi milislerine silah tedarik etmesinin barış sürecine ne gibi yansımaları oluyor?
- İran'ın bir projesi var ve bunu yürütmeye çalışıyor. Bu gerçeği bilen ve buna rağmen görmezden gelen uluslararası toplumdaki dostlara sitem ediyoruz. Bunun gibi yaşananlara seyirci kalan bazı Arap ülkeleri de var. Oysa İran projesi sadece Yemen'i hedef almıyor, bilakis tüm Arap ülkelerini ve Arap ulusal güvenliğini tehdit ediyor.
Husilerin siyasi olarak destek gördüğünü düşünüyor musunuz?
- Husilerle birlikte çalışan İranlı ve Lübnanlı uzmanlar var. Bu kimseler siyasi ve askeri uzmanlıklarıyla milislere destek oluyorlar. Çünkü Husi idaresi gerçek bir devlet yönetiminden oldukça uzak. Ayrıca çok eski geleneksel yöntemleri kullanıyorlar. Tüm deneyim sahibi, yetkin ve yetenekli kimseleri ortadan kaldırdılar. Her şeyi kontrolleri altına aldılar ve ülkeyi kaosa sürüklediler. Yemen’deki Husi yönetimini devlet olarak adlandıramayız. Zira anayasaya ya da yasalara itimatları olmadığı gibi verilen taahhütlere bağlılığının anlamını da bilmiyorlar.
Siyasi bir anlaşmaya varıldığı takdirde Husi milislerinin de Yemen toplumunun bir bileşeni olarak kabul edilmesinin şartları nelerdir?
- Öncelikle, Husi grubunun Yemen toplumunun bir parçası olduğu gerçeğini inkar etmiyoruz. Daha önce görevini ve işlevlerini yerine getiren bir siyasi parti oluşturmaları için davet edildiler. Fakat bunu kabul etmediler. Yemen'i kontrol etmek ve komşularına zarar vermek için İran'ın bir kolu olmayı tercih ettiler. Bu yüzden, grubun yaklaşımını değiştirmeye yönelik bahis oynayan kimselerin nihayetinde başarısızlık ile karşı karşıya kalacaklarını düşünüyorum. BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths zaten bir buçuk yıldır bunu yapıyor, fakat hiçbir şeye ulaşamadı.  Yemen meselesiyle ilgili olarak Husiler üzerine bahis oynayan kimselerin nihayetinde serap dışında herhangi bir şey elde etmeyeceklerine inanıyorum.
Husilerden kazanç sağlayabilecekleri bir siyasi parti kurmaları istendiğinde 5 yıllık bir şansları vardı. Meşru hükümet Kuveyt müzakereleri sırasında bir siyasi anlaşamaya varılması için birçok taviz verdi. Ancak Husiler, kendilerine sunulan tüm fırsatları boşa harcadılar. Milisler, üzerinde uzlaşıya varılan bütün anlaşmaları reddettiler. Öyle ki, Kuveyt anlaşmasının belgesini dönemin Yemen Özel Temsilcisi İsmail Vild Şeyh Ahmed'in yüzüne attılar. Bütün bunlar göz önüne alındığında, onlarla halkın ıstırabını dindirecek bir siyasi anlaşmaya varmak nasıl mümkün olabilir?
-Sizce Hudeyde anlaşmasının akıbeti ne olacak?
Meşru hükümet, İsveç anlaşmasını çok büyük bir uluslararası baskı altında kabul etti. Askeri güçlerin görevlerini tamamlamalarına ramak kalmıştı. Hükümet bu anlaşmayı Husilerin niyetlerinin ciddiyetini test etmek için kabul etti. Ancak ne yazık ki anlaşmanı üzerinden 6 ay geçmesine rağmen verdikleri taahhütlere uymadılar. Uluslararası toplumun Husilerin Hudeyde anlaşmasının uygulanması konusunda ciddi olduklarını yahut aksine süreci ertelemek çalıştıkların teyit etmelerini bekliyoruz.
-Husilerin siyasi anlaşmaya olan bağlılıkları konusundaki ciddiyetleri ortadayken ülkede istikrarın tekrar sağlanma imkanı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Maalesef Husi milisleri İran tarafından kendilerine dikte edilen gündemi uyguluyorlar ve siyasi çalışma, devlet idaresi veya yönetimle hiçbir ilgileri yok. Yemen, Tahran'ın da desteğiyle bir savaş alanı haline geldi. Buna rağmen bölgedeki tüm ülkelere karşı yıkıcı politikalar uygulayan darbeyi devirerek Yemen devletini darbecilerin elinde kurtarma kararlılığına ve ciddiyetine sahibiz.
-Yemen devletinin kontrolünün yeniden ele alınmasında meclisin nasıl bir rolü var?
Öncelikle meşru hükümetin devletin kontrolünü ele alması darbecilerin devrilmesiyle gerçekleşecek. Yemen parlamentosu devlet kurumlarından biridir ve varlığı oldukça önemlidir. Parlamento, devlet kurumlarının kurulmasına katkıda bulunacak konuların çoğunu tartışmak üzere yakın zamanda meclis oturumları düzenleyecek. Söz konusu oturumlar sırasında İran'ın genişlemesinin durdurulması, devletin bölünmesinin önüne geçilmesi, terörle mücadelenin sürdürülmesi, devletin birliğinin sağlanması ve bir savaş alanına dönüşen su yollarının güvenliğini sağlanması gibi meseleler de ele alınacak. Bütün bu sorunların üstesinden gelmeye kararlıyız. Meşru kurumlar bunun için gerekli olan tüm güvenceleri sağlayacaktır.
-Yemen Parlamentosu'nun bir sonraki oturumu nerede ve ne zaman gerçekleşecek?
Oturum Aden’de yapılacak. Güvenlik durumlarının çalışmalarımızı engellememesi için güvenli bir yerde toplanmaya çalışıyoruz. Seiyun’da gerçekleştirdiğimiz oturum sırasında milisler tarafından hedef alındık. Bu nedenle, güvenlik, ordu ve ulusal direnişten tüm ulusal güçlerin bir araya geleceği güvenli bir yer arıyoruz.
-Sana’daki durum hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Husiler başkentin tamamını, alt yapıyı ve vatandaşların moralini tahrip ettiler. Ayrıca buradaki nakit rezervleri ile emeklilik, şehirlik ve ilaç fonlarını yağmaladılar. Hayat sahibi hiçbir şey kalmadı. İnsani yardımlar bile yağmalandı ve çalındı. Yardım kuruluşları bu nedenle çalışmalarını askıya aldılar.
-Yemen meşru hükümetini destekleyen koalisyon ülkelerinden bu aşamada ne talep ediliyor?
Öncelikle meşru hükümete ve Yemen halkına verdikleri destekten ve yaptıkları yardımlardan dolayı  Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) çok teşekkür ediyoruz. Tüm koalisyon ülkelerini kurtarılmış alanlarda güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik hazırlıkları arttırmaya ve kalan toprakların kurtarılması için ulusal orduya askeri destek vermeye çağırıyoruz.  Daha fazlasını istiyoruz, çünkü ülkede bir savaşın girdabında bulunuyoruz. Yemen halkı çok yorgun. Bu durumun onları Husi çetelerine teslim olmaya iteceğinden korkuyoruz.  Koalisyon ülkelerinin sunmuş oldukları yardımları inkar etmiyoruz, fakat onlardan özellikle kurtarılan bölgelere olan ekonomik yardımlarını arttırmalarını talep ediyoruz.
-Kurtarılmış bölgeler demişken, şu anda Aden şehrinde güvenlik ve ekonomik durum nasıl?
İnşallah önümüzdeki günlerde kardeşlerinde yardımıyla devletin sahadaki nüfuzunun artmasıyla birlikte olumlu haberler alacağız.
Bazıları Yemeni hükümetinin diplomatik görevini yapmamakla itham ediyor ve son zamanlardaki performansını eleştiriyor
- Hükümet zor koşullar altında çalışıyor. Birtakım kusurların bulunduğunun farkındayız. Şu anda hükümet üyelerini seçmek için birçok şeyi gözden geçiriyoruz. Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi’nin tedavisinin tamamlanmasının ardından çalışmalara başlayacağız. Temsilciler Meclisi, Yemen halkının sesini dünyaya duyurmak için aktif diplomatik çalışmalara eğilecek. Gelecek günlerde Cumhurbaşkanı Hadi ve tüm liderlerle birlikte devletin kontrolünü yeninden ele almak için takım ruhu içinde birlikte çalışmaya kararlıyız.



Ahmed eş-Şera Şarku'l Avsat'a konuştu: Suriye hiçbir Arap ülkesi için endişe kaynağı olmayacak

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera
TT

Ahmed eş-Şera Şarku'l Avsat'a konuştu: Suriye hiçbir Arap ülkesi için endişe kaynağı olmayacak

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, “Suriye devrimi rejimin devrilmesiyle sona erdi… Bunun başka bir yere ihraç edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi. Eş-Şera ülkesinin ‘hiçbir Arap ya da Körfez ülkesine saldırmak ya da onları endişelendirmek için bir platform olmayacağını’ vurguladı.

Şam'daki eş-Şaab Sarayı'nda dün gerçekleştirilen röportajda eş-Şera, “Yaptıklarımızı ve başardıklarımızı mümkün olan en az hasar ve kayıpla gerçekleştirdik… İran'ın bölgedeki projesi 40 yıl geriye gitti” dedi.

Eş-Şera, “Körfez ülkelerinin ulaştığı gelişmişlik düzeyini takdir ediyoruz ve ülkemiz için de bunu arzuluyoruz. Suudi Arabistan çok cesur planlar yaptı ve bizim de arzuladığımız bir kalkınma vizyonuna sahip. Hiç şüphe yok ki, bizim arzuladığımız şeylerle birçok kesişme noktası var ve ister ekonomik ister kalkınma iş birliği açısından olsun, bu noktalarda bir araya gelebiliriz” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile yaptığı röportajın tam metni;

* Pek çok Batılı ve bölgesel ülkeye güvence verdiniz. Ancak Körfez ülkelerine ve etkili Arap ülkelerine doğrudan bir mesaj vermediniz. Onlara söyleyecek bir şeyiniz yok mu?

- Elbette Arap ülkelerine söyleyecek sözümüz var; Özellikle de Suriye'nin İran için bir platforma dönüştüğü ve buradan dört büyük Arap başkentini yönettiği ve girdiği ülkelerde savaş ve yolsuzluk çıkardığı için… Körfez'in güvenliğini istikrarsızlaştıran ve bölgeyi uyuşturucu ve Captagon ile dolduran da İran. Dolayısıyla tüm bölge için büyük çıkarlar anlamına gelen İranlı milislerin ortadan kaldırılması ve Suriye'nin İran silahları için bir platform olarak tamamen kapatılması konusunda mümkün olan en az hasar ve kayıpla yaptığımız ve başardığımız şey diplomatik yollarla, hatta baskıyla elde edilmemiştir.

x cvgfbnh
Ahmed eş-Şera dün Şam'da Bisan eş-Şeyh ile yaptığı röportaj sırasında

Eski rejimle Arap ilişkilerinin yeniden kurulduğuna ve bazı tavizler karşılığında Arap Birliği'ne geri döndüğüne dair işaretler geldiğinde, bunun başarısız olacağından emindik. Çünkü bu rejimin hiçbir taviz vermeyeceğini ve bu jesti iyi niyetle karşılamayacağını biliyorduk. Hatta Ürdün tarafıyla yapılan bir toplantıda, Captagon'u onlara ihraç etmekteki ısrarın nedeninin sorulduğu ve cevabın da “yaptırımlar kaldırılmadıkça durmayacağı” şeklinde olduğu bize sızdırıldı.

Bugün Körfez'in stratejik güvenliğinin daha emniyetli ve güvenli hale geldiğini söylüyoruz. Çünkü İran'ın bölgedeki projesi 40 yıl geriye gitti.

Ahmed eş-Şera: Varlığımız kimse için tehdit değil

* Söz konusu ülkelere Suriye'nin bu sorunlu kişiler için bir sığınak olmayacağı konusunda nasıl güvence veriyorsunuz?

- Şu anda devlet inşası aşamasındayız. Suriye devrimi, rejimin devrilmesiyle sona erdi… Bunun başka bir yere ihraç edilmesine izin vermeyeceğiz. Suriye herhangi bir Arap ya da Körfez ülkesine saldırmak ya da onları endişelendirmek için bir platform olmayacak. Suriye devrimine birçok insan katıldı ama bugün devlet inşasının yeni bir aşamasındayız. Bu ülkelerle etkili stratejik ilişkiler kurmaya çalışıyoruz. Suriye, savaşlardan ve başkalarının çıkarları için bir platform olmaktan yoruldu. Artık ülkemizi yeniden inşa etmemiz ve güven sağlamamız gerekiyor. Çünkü Suriye Arap olaylarının merkezinde yer alan bir ülke.

Şam'daki varlığımız kimseye tehdit anlamına gelmiyor. Körfez ülkelerinin ulaştığı gelişmişlik düzeyini takdir ediyoruz ve ülkemiz için de bunu arzuluyoruz. Suudi Arabistan çok cesur planlar yaptı ve bizim de arzuladığımız bir kalkınma vizyonuna sahip. Hiç şüphe yok ki bizim arzuladığımız şeylerle birçok kesişme noktası var ve ister ekonomik ister kalkınma iş birliği açısından olsun, bu noktalarda bir araya gelebiliriz.

* Eski rejimin güç ve kontrolüne tabi olan komşunuz Lübnan ile ilişkilerinizi nasıl görüyorsunuz?

- Gerçekten de Lübnanlı kardeşlerimiz Şam'a gelişimiz ve bunun Lübnan'da bir tarafı diğerine karşı güçlendireceği konusunda çok fazla endişe duydular. Aslında biz Lübnanlı komşumuzla otoriter bir ilişki değil, saygı ve alışveriş ilişkisi istiyoruz ve kendi ülkemizde yapacak yeterince işimiz olduğu için Lübnan'ın içişlerine karışmak istemiyoruz. İyi ilişkiler kurmak istiyoruz. Tüm Lübnanlılara aynı mesafede duracağız. Onları tatmin eden şey bizi de tatmin eder.

dvfrgbthy
Ahmed eş-Şera, Esed'in düşmesinin ardından Şam'daki Emevi Camii'nde

Ahmed eş-Şera: Suriye, sahip olduğu zenginlikle tek bir görüşün hakimiyetine girmeyecektir

* Bir ulusal diyalog konferansından ya da kapsayıcı bir ulusal toplantıdan ve Suriye'de yeni bir aşamayı tesis edecek bir anayasadan bahsettiniz. Ancak hangi mekanizmayı benimseyeceksiniz? Suriye halkının tüm kesimlerinin, özellikle de halk ve askeri tabanınızın yeni ılımlı söyleminize katılmayabilecek bir kesiminin temsil edilmesini nasıl sağlayacaksınız?

- Son kısımda sizinle aynı fikirde olmayabilirim, ancak genel olarak Suriyelilere kişisel görüşlerimi empoze etmek istemiyorum. Bunu deneyimli ve uzman hukukçulara bırakıyorum, böylece hukuk, insanlar arasındaki ilişkiyi formüle etmede ayrım çizgisi olacaktır. Suriye büyüklüğünde ve zenginliğinde, farklı bileşenleri olan bir ülkenin tek bir görüşün hakimiyetinde olmasını bekleyemeyiz. Bu farklılık iyi ve sağlıklıdır. Bu zafer bir grubun diğerine karşı zaferi değil, tüm Suriyelilerin zaferidir. Önceki rejime sadık olduğunu düşündüğümüz kişilerin bile sevinçlerine şahit olduk. Çünkü insanların ne hissettiklerini ya da düşündüklerini söylemeleri mümkün değildi. Toplumun her kesiminden tüm Suriyelilerin ülkelerini koruyacak kadar bilinçli olduklarından eminim.

Kısacası benim arzum, farklılıklarımızı çözerken başvurabileceğimiz kapsayıcı bir anlaşmaya ve bir hukuk devletine ulaşmaktır.

Ahmed eş-Şera: İntikam peşinde koşmayacağız

* Sizi bekleyen pek çok çetrefilli dosyadan biri de zorla kaybedilenlerin, cezaevlerinde ve toplu mezarlarda kaybedilenlerin dosyası. Bu konuyu nasıl ele alacaksınız?

- Aslında biz siyasi bir rejimle değil, kelimenin tam anlamıyla bir suçlular ve haydutlar çetesiyle savaşıyorduk. Hem barışta hem de savaşta tutuklamalar, zorla kaybetmeler, öldürmeler, yerinden etmeler, aç bırakmalar, kimyasal silahlar, sistematik işkence... Bugün davanın bittiğini söylüyoruz. Dolayısıyla, insanların Sednaya Hapishanesi’nden sorumlu olanlardan, varil bombaları ve kimyasal silahlar atanlardan ve bilinen zulümleri işleyenlerden hesap sorma hakkını saklı tutarak, olaylara intikam açısından bakamayız. Bu kişiler sorumlu tutulmalı ve yargılanmalıdır. İsimleri bilinmeyen kişilere gelince, insanların bu kişileri de sorumlu tutmak için haklarında suç duyurusunda bulunma hakları vardır.

scvdfb
Ahmed eş-Şera, Şam'da BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ile görüştü

Önemli olan, kısıtlamaları kırmış olmamız ve uzman kuruluşların bu göreve yardımcı olmak üzere gelmiş olmalarıdır. Kayıp kişilerin dosyalarını takip etmek hem yaşayan hem de ölü olan kişilerin akıbetlerini belirlemek ve ailelerinin ölüm belgeleri, miras gibi işlerini kolaylaştırmak üzere uzmanlaşmış bir bakanlık kurulacaktır. Bu çok iş demek, ancak hakikate ulaşmalıyız.

* Beşar Esad'ın oturduğu yerde, Halk Sarayı'nda bizi ağırlamak nasıl bir duygu?

- (Gülüyor) Dürüst olmam gerekirse, hiç rahat değilim. Ancak burası halka açık olması gereken bir yer. Böylece halk burayı ziyaret edebilir ve çocuklar bu avlularda oynayabilir.