Eşe 'manyak-salak' demek boşanma sebebi

Eşe 'manyak-salak' demek boşanma sebebi
TT

Eşe 'manyak-salak' demek boşanma sebebi

Eşe 'manyak-salak' demek boşanma sebebi

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; bir temyiz başvurusunda, eşe 'salak, manyak, koca kafalı, terbiyesiz' gibi sözlerle hakaret edilmesini boşanma sebebi saydı. Yüksek mahkeme; aralarında şiddetli geçimsizlik olan çiftlerin, ele güne karşı aynı evde yaşamasının evlilik birliğinin hâlen çekilebilir olduğunu göstermeyeceğine hükmetti.
Aile Mahkemesi'ne başvuran M.Y., eşi Ş.Y.'nin sürekli kendisine 'şizofren' diyerek hakaret ettiğini, ciddi tartışmalar yaşadığı eşinin evliliğe alışamadığını, aralarında kişilik uyuşmazlığı ve kültür farklılığı olduğunu ileri sürerek boşanma davası açtı. Davacı adam, velâyet hakkının kendisine verilmesini, eşinden 20 bin lira manevî 20 bin lira da maddî olmak üzere 40 bin lira tazminat talep etti. Mahkemede savunma yapan davalı Ş.Y. ise kocasının iddialarının doğru olmadığını belirterek, “Davacı bana, sürekli 'salak, manyak, terbiyesiz, şerefsiz' diyerek hakaret etmiştir. Boşanma davasının reddini istiyorum." dedi. 
Âile Mahkemesi, kocanın karısına 'salak-manyak, terbiyesiz' diyerek hakaret ettiğine, kadının da kocasına 'şizofren' diyerek hakaret ettiğine dikkat çekti. Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmeden mahkeme, davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebini ise eşit kusur sebebiyle reddetti. Davacı kocanın da tazminat talebi reddedildi. Davalı kadın, boşanma kararını temyiz etti.
Yargıtay 2. Hukuk Dâiresi, boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatı gerektiğine hükmetti. Boşanma davası açıldıktan sonra dahî tarafların aynı evde yaşamasının; evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını, evliliğin çekilebilir olduğunu gösterdiğini hatırlatan 2. Hukuk Dâiresi kararı bozdu. Âile Mahkemesi, ilk kararında direnince dava Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine geldi.
Genel Kurul, oy çokluğu ile mahkemenin birbirine 'salak-manyak-şizofren' diyerek hakaret eden çifti boşayan Âile Mahkemesi kararını onadı. Genel kurul kararında, eşlerin aynı evde yaşamasının evlilik birliğinin hâlen çekilebilir olduğunu göstermeyeceğine hükmetti. Kararda, "Tarafların sırf aynı evde yaşaması evlilik birliğinin hâlen çekilebilir olduğunu gösteren delil ya da olgu kabul edilemez. Mahkemenin kararı oy çokluğu ile onanmıştır. Tazminat ve nafaka yönünden incelemesi yönüyle dosya 2. Hukuk Dâiresi'ne gönderilmiştir" denildi. 



İsrail Dışişleri Bakanı: İran'ın nükleer bomba elde etmesini önlemek tüm dünyanın ‘görevi’

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
TT

İsrail Dışişleri Bakanı: İran'ın nükleer bomba elde etmesini önlemek tüm dünyanın ‘görevi’

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İsrail'in Tahran'a karşı ‘tarihi bir zafer’ ilan ettiği 12 günlük savaşın ardından dün yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer bomba elde etmesini engellemenin tüm dünyanın ‘görevi’ olduğunu söyledi.

Saar X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail kendisine, bölgeye ve uluslararası topluma yönelik yakın bir tehdit karşısında son dakikada harekete geçti” dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Saar sözlerini şöyle sürdürdü: “İran İsrail'in ortadan kaldırılması çağrısında bulunmaya ve bunu başarmak için harekete geçmeye devam ediyor. Dünyanın en aşırılık yanlısı rejiminin en tehlikeli silahı edinmesini tüm uygun araçlarla engellemek uluslararası toplumun görevidir.”

Saar'ın paylaşımı, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin, İsrail ile İran arasındaki savaş sırasında 22 Haziran'da ABD tarafından bombalanan İran nükleer tesislerini ziyaret etmekte ısrar eden Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi'nin ‘kötü niyetini’ kınayan açıklamalarına yanıt niteliğindeydi.

İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurmasının ardından İran Meclisi, Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı UAEA ile iş birliğini askıya alan bir yasa tasarısını kabul etti.

Ülkesi, yıllardır UAEA'nın İran'ın nükleer programını denetlemesini etkisiz olmakla eleştiren Saar, “İran rejimi aynı kalmaya devam ediyor. Uluslararası toplumu kandırmayı sürdürüyor ve nükleer programının etkin bir şekilde denetlenmesini engellemek için aktif bir şekilde çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre Ortadoğu'daki tek nükleer güç olan İsrail, yıllardır İran'ı atom bombası peşinde koşmakla suçluyor, Tahran ise bunu sürekli olarak reddediyor.

Güvenliğine yönelik ‘yakın’ bir tehdit olduğunu ileri süren İsrail, nükleer ve balistik füze programlarını imha etmek amacıyla 12 Haziran'da İran'a saldırdı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Washington'un İran'a dayattığı ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından salı akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, “Tarihi bir zafer elde ettik” dedi.

Netanyahu, “İran asla nükleer silaha sahip olamayacak… İran'ın nükleer programını engelledik. Eğer İran'da herhangi biri bunu yeniden inşa etmeye çalışırsa, her türlü girişimi engellemek için aynı kararlılıkla, aynı yoğunlukla hareket edeceğiz” şeklinde konuştu.