İsrail'de üçlü güvenlik zirvesi başladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev arasında önceki gün düzenlenen basın toplantısı (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev arasında önceki gün düzenlenen basın toplantısı (AP)
TT

İsrail'de üçlü güvenlik zirvesi başladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev arasında önceki gün düzenlenen basın toplantısı (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev arasında önceki gün düzenlenen basın toplantısı (AP)

İsrail’in başkenti Tel Aviv, Rusya ve ABD temsilcilerinin katılımıyla bugün düzenlenecek üçlü güvenlik zirvesine ev sahipliği yapıyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun başkanlığında düzenlenecek zirveye, Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Meir Ben Şabat katılacak.
İsrail medyasına göre Netanyahu, zirve öncesinde verdiği akşam yemeğinde, kabinedeki bakanlara hitaben, “Yarın burada, İsrail’de ABD ve Rusya gibi iki süper gücü bir araya getirecek eşi görülmemiş bir zirveye başkanlık edeceğim. Bu zirvenin İsrail’de gerçekleştirilmiş olması, bugün, İsrail’in uluslararası arenadaki seçkin konumunun diğer bir kanıtıdır” dediği aktarıldı.
Netanyahu, üçlü güvenlik zirvesinde Suriye, İran ve Ortadoğu’da istikrarı etkileyen konuların görüşüleceğini söyledi.
Zirvenin ilk bölümü, ikili görüşmelerle başladı. Çalışma takvimine göre üçlü resmi görüşmelerin bugün başlaması bekleniyor.
Daha önce tarafların zirveye ilişkin açıklamalarında, görüşmelerin odağında Suriye’deki krizin çözümü ve İran’ın Suriye’deki konumunun olacağı belirtilmişti.
Tel Aviv’e önceki gün ulaşan Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev, Başbakan Netenyahu ile görüştü.
Patruşev: İsrail'in güvenliğine özel önem veriyoruz
Patruşev, görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında, “İsrail'in güvenliğine özel önem veriyoruz. Bu toplantı, İsrail'in güvenliğini sağlamak için komşusu Suriye'deki krizin çözümüne odaklanacak” dedi.
Zirvede, Suriye'deki krizin çözümüne dair önerilerin görüşüleceğini belirten Patruşev, “Suriye'ye barışın getirilmesi için içerde siyasi çözüm, terörist kalıntılarının tamamen ortadan kaldırılması, insani yardımların sağlanması ve ekonomik ve sosyal alanda yeniden yapılanma dahil olmak üzere atılması gereken adımlar ele alınacak” dedi.
İsrail Başbakanı Netanyahu ise, “İsrail, İran güçlerinin İbrani Devleti’nin sınırlarındaki varlığını engellemek için gerekli tüm tedbirleri alacak” ifadesini kullandı.
Öte yandan görüşme ‘türünün ilk örneği’ olmasına karşın, zirveden çıkacak sonuç bakımından beklentilerin yüksek olmadığı görülüyor. Zira Rus kaynakların değerlendirmesine göre bu zirvenin bir ‘çığır açması’ beklenmiyor.
Şarku’l Avsat’a daha önce yaptığı açıklamada, zirveyi değerlendiren bir Rus kaynak, zirvenin, İran’ın Suriye’deki konumu ile ilgili ‘büyük bir çığır açmayacağını’ ancak görüşmelerin Ortadoğu’daki krizlerin aşılmasında diplomatik kanalların önünü açacağına dikkat çekmişti.
Kaynağın söz konusu değerlendirmesini destekleyecek açıklama ise daha önce Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev’den gelmişti.
Patruşev, iki gün önce yaptığı açıklamada, üçlü güvenlik zirvesindeki sonuçları ‘stratejik ortağı olması’ nedeniyle İran yönetimiyle paylaşacağını ifade etmişti.
Patruşev, “İran’ın Suriye’deki varlığı meşru hükümetle olan anlaşmasına dayanmakta. Ayrıca Tahran terörle mücadelede önemli bir rol oynadı. Çözümü konuşurken onun (İran) çıkarlarına saygı gösterilmelidir” dedi.
“Rusya müttefiklerini pazarlık konusu yapmaz”
Rusya Devlet Başkanı Putin de geçtiğimiz günlerde katıldığı bir canlı yayın programında, Rusya ile ABD arasında, Suriye konusunda bir anlaşma sağlanabilir mi sorusuna, “Rusya, müttefiklerini pazarlık konusu yapmaz” yanıtını vermişti.



Trump, Venezuela'dan karayoluyla yapılan uyuşturucu sevkiyatlarını hedef almakta kararlı

ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
TT

Trump, Venezuela'dan karayoluyla yapılan uyuşturucu sevkiyatlarını hedef almakta kararlı

ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, Karayipler'deki ABD güçlerinin ülkesinin kıyıları açıklarında bir petrol tankerine el koymasının ardından ABD'yi "korsanlıkla" suçladı.

Maduro devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, "Mürettebatı kaçırdılar, gemiyi çaldılar ve Karayipler'de yeni bir dönemi, suç teşkil eden korsanlık dönemini başlattılar" ifadelerini kullandı.

İlgili bir gelişme olarak, ABD Başkanı Donald Trump bugün Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, ülkesinin yakında Venezuela'dan ABD'ye kara yoluyla gelen uyuşturucu sevkiyatlarını engellemek için operasyonlar yapmaya başlayacağını söyledi.

Trump, son haftalarda karayoluyla yapılan uyuşturucu kaçakçılığını hedef almaya başlayacağı yönünde defalarca tehditte bulundu.


Eurovision Şarkı Yarışması'nı kazanan Nemo, İsrail'in katılımına protesto amacıyla ödülü iade ediyor

2024 yılında "The Code" performansıyla ödül kazanan Nemo (Arşiv- DPA)
2024 yılında "The Code" performansıyla ödül kazanan Nemo (Arşiv- DPA)
TT

Eurovision Şarkı Yarışması'nı kazanan Nemo, İsrail'in katılımına protesto amacıyla ödülü iade ediyor

2024 yılında "The Code" performansıyla ödül kazanan Nemo (Arşiv- DPA)
2024 yılında "The Code" performansıyla ödül kazanan Nemo (Arşiv- DPA)

Eurovision Şarkı Yarışması'nın İsviçreli galibi Nemo, dün yaptığı açıklamada, Gazze'deki savaş nedeniyle İsrail'in yarışmaya katılmasına yönelik son protesto olarak ödülü iade edeceğini söyledi.

2024 yılında "The Code" adlı şarkısıyla birinci olan Nemo, İsrail'in yarışmaya katılmasının, yarışmanın kapsayıcılık ve herkes için onur idealleriyle çeliştiğini belirtti.

Bu yorumlar, Eurovision Şarkı Yarışması'nın organizatörü olan Avrupa Yayın Birliği'ne karşı yapılan son protestolar arasında yer alıyor. Birliğin geçen hafta İsrail'in Avusturya'da düzenlenecek 2026 etkinliğine katılmasına izin vermesinin ardından beş ülke yarışmadan çekilmişti.

Nemo, Instagram paylaşımında şunları yazdı: “Eurovision, birlik, kapsayıcılık ve tüm insanlar için onuru savunduğunu söylüyor. Bu değerler, bu yarışmayı benim için çok anlamlı kılıyor. Ancak İsrail'in katılımının devam etmesi, BM Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu'nun (İşgal Altındaki Filistin Toprakları, Doğu Kudüs ve İsrail hakkında) soykırım teşkil ettiği sonucuna vardığı bir döneme denk gelmesi, bu idealler ile Avrupa Yayın Birliği'nin aldığı kararlar arasında açık bir çelişkiyi göstermektedir.” İsrail, soykırım suçlamalarını reddederek, uluslararası hukuka saygı duyduğunu ve 7 Ekim 2023'te Gazze'den Filistinli İslamcı grup Hamas'ın sınır ötesi saldırısının ardından kendini savunma hakkına sahip olduğunu belirtiyor.

İzlanda'nın kamu yayın kuruluşu ROV, çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze savaşı sırasındaki eylemlerini gerekçe göstererek yarışmadan çekilen İspanya, Hollanda, İrlanda ve Slovenya'ya katılarak, ülkenin gelecek yılki Eurovision Şarkı Yarışması'na katılmayacağını duyurdu.

Nemo, ciddi bir şeylerin ters gittiğinin açık ve bu ülkelerin yarışmadan çekilmesine neden olduğunu belirterek, Eurovision ödülünü Cenevre'deki Avrupa Yayın Birliği genel merkezine göndereceğini söyledi. Nemo sözlerine şöyle devam etti: "Bu, bireyler veya sanatçılarla ilgili değil. Bu, yarışmanın, ciddi ihlallerle suçlanan bir ülkeyi aklamak için defalarca kullanılmasıyla ilgili; oysa Avrupa Yayın Birliği yarışmanın apolitik olduğunu ısrarla savunuyor."

Şarkıcı, yaklaşık 160 milyon izleyiciye ulaşan yarışmayı düzenleyen Avrupa Yayın Birliği'ne net bir mesajı olduğunu söyledi. Nemo, “Söylediğiniz kişi olun. Sahnede kutladığımız değerler sahne dışında yaşanmazsa, en güzel şarkılar bile anlamsız hale gelir” ifadelerini kullandı. Sözlerine şöyle devam etti: “Bu sözlerin eylemlerle eşleştiği anı özlüyorum. O zamana kadar bu ödül sizin.”


ABD, Venezuela açıklarındaki tankere el koydu: Trump’ın stratejisi nedir?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
TT

ABD, Venezuela açıklarındaki tankere el koydu: Trump’ın stratejisi nedir?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki petrol tankerine el koymasıyla Karayipler'de gerginlik arttı.

ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada Venezuela açıklarındaki petrol tankerine "iyi bir gerekçeyle" el koyduklarını savundu.

Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa ABD'nin hamlesi "hırsızlık ve uluslararası korsanlık eylemi" diye nitelendi.

Trump'ın "Venezuela petrolüne el koymak istediği" ve bu yüzden uyuşturucu kaçakçılığını bahane ederek ülke açıklarındaki gemilere saldırı düzenlediği savunuldu.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla CBS'e konuşan kaynaklar, el konan tankerin adının Skipper olduğunu belirtiyor.

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 22 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 87 kişiyi öldürdü.

Kaynaklar, tankere yönelik harekatın USS Gerald R. Ford'dan kaldırılan iki askeri helikopterle gerçekleştirildiğini söylüyor.

20 yıllık tankere baskın düzenleyen ekipte özel harekatçıların ve donanma askerlerinin yer aldığı aktarılıyor.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, X'ten yaptığı paylaşımda operasyonun görüntülerine yer vermiş, tankerin Venezuela'dan İran'a petrol taşıyarak yaptırımları deldiğini öne sürmüştü.

ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah arasındaki petrol kaçakçılık ağında rol oynadığı gerekçesiyle Skipper'ı 2022'de yaptırım listesine almıştı.

Bakanlığın açıklamasında tankerin, yine ABD'nin yaptırım uyguladığı Rus iş insanı Viktor Artemov'un kontrolündeki şirketlerden birine ait olduğu savunulmuştu.

Geminin üzerinde Guyana bayrağı olması da dikkat çekti. Ancak Guyana yönetiminden yapılan açıklamada, geminin ülkede kaydı olmadığı iddia edildi.

Diğer yandan Reuters'ın aktardığına göre Venezuela limanlarında 80'den fazla tanker var ve bunlardan en az 30'u ABD'nin yaptırım listesinde.

Analizde, Venezuela'dan hareket eden tankerlerin genellikle konumlarını gizleyerek Çin ve Malezya'ya petrol taşıdığına dikkat çekiliyor. Bu gemilere, Venezuela devletine ait petrol şirketi PDVSA'nın limanlarında sahte isimler altında yükleme yapıldığı öne sürülüyor.

CNN'in haberinde de Trump'ın ekonomik baskıyı artırmak için tankeri hedef aldığı belirtiyor. Bölgede yaptırımları delerek petrol taşıyan "gölge filo" kaptanlarına gözdağı verilmek istendiği de yazılıyor.

Trump, ABD'nin 2019'dan beri yaptırım uyguladığı Latin Amerika ülkesine ekonomik baskıyı artıracaklarını önceki açıklamalarında belirtmişti.

Independent Türkçe, CBS, CNN, Reuters