Pompeo, Hindistan ile olan ilişkileri düzeltmeye çalışıyor

Pompeo ve Hint mevkidaşı Jaishankar, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için görüşmeler gerçekleştiriyor (Reuters)
Pompeo ve Hint mevkidaşı Jaishankar, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için görüşmeler gerçekleştiriyor (Reuters)
TT

Pompeo, Hindistan ile olan ilişkileri düzeltmeye çalışıyor

Pompeo ve Hint mevkidaşı Jaishankar, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için görüşmeler gerçekleştiriyor (Reuters)
Pompeo ve Hint mevkidaşı Jaishankar, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için görüşmeler gerçekleştiriyor (Reuters)

Rusya, Hindistan’ın İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasından bu yana en önemli silah tedarikçileri arasında yer alıyor. Ancak Yeni Delhi’nin Rus ekipmanlarını kullanması, ABD’nin Çin’in nüfuzuna karşı bölgede güvenlik iş birliğini ilerletme ve Kremlin'e baskı yapma çabalarını zorlaştırıyor.
Japonya’daki G-20 Zirvesi’nde ABD Başkanı Donald Trump ile Hindistan Başbakanı Narendra Modi arasında gerçekleşecek görüşmelerde hazır bulunacak olan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelebileceğine işaret etti.
Pompeo, Modi’nin yeniden başbakan olarak seçilmesine övgüde bulunarak Başkan Trump'ın yönetimi altında her iki tarafın da aralarındaki anlaşmazlıkların üstesinden geleceği vaadinde bulundu.
Pompeo Yeni Delhi'de gerçekleştirdiği basın toplantısında şunları söyledi:
“İki ülke arasında karşılıklı vergiler söz konusu. Söz konusu sorunları çözmek amacıyla doğru insanları doğru yerlere yerleştirerek elimizden gelenin en iyisini yapacağımızı söyledik. Böylece bu sorunlardan kurtularak her iki ülkenin ekonomik gelişimi üzerinde çalışmaya devam edeceğiz.”
Trump, Çin’i ‘vergi kralı’ olarak nitelendirirken Washington geçen yıl Hindistan'ı alüminyum ve çelik ithalatındaki yüksek vergi tarifelerinden muaf tutmayı reddetmişti. Hindistan buna cevap olarak badem, elma ve cevizin de aralarında bulunduğu ABD’den ithal edilen 28 ürün üzerindeki vergileri artırdı. Bu ürünlerin Trump’ın kırsal alandaki seçmenleri tarafından çok sevildiği biliniyor.
Pompeo’nun Hintli mevkidaşı Subrahmanyam Jaishankar, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin seyri konusunda iyimser olduğunu dile getirdi. 5,2 milyar dolar değerinde S-400 füze sistemi alımıyla ilgili taahhütlerini doğrulayan Jaishankar, “Pompeo’ya birçok ülke ile ilişkimizin olduğunu detaylı olarak anlattım. Bakan Pompeo'nun bunu bildiğini düşünüyorum. Ulusal çıkarlarımıza uygun olanı yapacağız” dedi.
Pompeo da söz konusu açıklamaya karşılık “Hindistan’ın ABD ve İran arasındaki anlaşmazlığın Ortadoğu’dan petrol akışını bozabileceğine ilişkin endişelerini anlıyoruz” ifadelerini kullandı. Jaishankar da “Pompeo, bugün dünyanın en büyük 5'inci ekonomisi olduğumuzu, ihtiyaç duyduğumuz enerjinin yüzde 85'ini ithal ettiğimizi ve bunun çoğunun Körfez'den geldiğini biliyor. Pompeo çıkarlarımızın farkında” dedi.
Pompeo, Modi ile gerçekleştirdiği görüşmenin akabinde yaptığı açıklamada da iki büyük demokratik ülkenin, güçlü ilişkilerin temellerini atabileceğini dile getirerek, “Seçimlerde bunu gördük. Bu olağanüstü demokratik etkinliğin, bu büyük doğurduğuna tanık olduk” ifadesini kullandı.
Çin’in egemen olduğu bölgede demokratik bir güç olarak bulunan Hindistan, Washington’ın doğal ortağı konumunda. Bununla birlikte Trump’ın iki ülke arasındaki ticaret dengesizlikleri azaltmak amacıyla almış olduğu önlemlerle Yeni Delhi'yi öfkelendirdi. Aynı zamanda Washington, yabancı şirketlerin Hindistan pazarında rekabet etmesini önleyen rutin prosedürler içeren Hint korumacılığından rahatsızlık duyuyor.
Pompeo, Taliban ile devam eden barış görüşmelerini ve Afganistan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ülkedeki güvenlik durumunu görüşmek üzere Kabil’e gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ile bir araya gelmişti. Pompeo’nun yaklaşık 7 saat süren Afganistan ziyareti Taliban liderleri ve ABD yetkilileri arasındaki barış görüşmelerinin 7’inci oturumundan önce geldi. Söz konusu barış görüşmeleri ile 18 yıllık savaşı sona erdirmek için siyasi bir çözüm bulunması amaçlanıyor. Görüşmelere 29 Haziran'da Doha’da başlanması bekleniyor. Bununla birlikte görüşmeler sırasında ABD liderliğindeki kuvvetlerin Afganistan'dan çekilmesi için bir zaman çizelgesi oluşturulması ve Taliban'ın Afgan topraklarında saldırılar planlamaması meselelerine odaklanılacağı kaydediliyor.
Reuters’in haberine göre Pompeo, 1 Eylül'den önce bir barış anlaşması imzalanacağına dair umudunu dile getirdi ve bunun kendileri için bir görev olduğunu söyledi. Taliban'a birlikleri geri çekmeye hazır olduklarını bildirdiklerini kaydeden Pompeo, bunun için henüz bir zaman çizelgesi üzerinde anlaşmaya varılmadığını kaydetti.
Afganistan'da çoğu Amerikalı yaklaşık 20 bin yabancı asker bulunuyor. ABD liderliğindeki NATO misyonunun bir parçası olarak görev yapan bu güçlerin görevleri arasında Afgan kuvvetlerini eğitmek, yardım etmek ve tavsiyelerde bulunmak var. Bununla birlikte bazı ABD kuvvetleri terörle mücadele operasyonlarına katılıyor. ABD, yabancı birliklerin ülkeden geri çekilmesi karşılığında, Taliban'ın Afganistan'ı milis saldırıları için bir üs olarak kullanmayacağından emin olmak istiyor.
Pompeo duruma dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Barışın birincil önceliğimiz olduğunu dile getiriyor ve Afganistan'ın bir daha asla uluslararası terörizmin platformu olarak kullanılmaması gerektiğini söylüyoruz. Taraflar, Afgan topraklarının bir daha asla teröristler için güvenli bir sığınak olmamasının sağlanması ve Taliban’ın Afganların geri kalanına katılması üzerine taslak bir anlaşmaya ulaşmak üzere.”
Pompeo, açıklamasının devamında hiçbir şekilde Afgan hükümeti ve halkı adına Taliban’la müzakere etmeyeceklerini vurguladı.
Afganistan lideri Eşref Gani, Taliban ile defalarca görüşme teklifinde bulunmuş fakat Taliban, Gani hükümetiyle doğrudan görüşmelerde bulunmayacağını duyurmuştu.



İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
TT

İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)

İngiliz Kraliyet Donanması dün yaptığı açıklamada, İngiliz Kanalı'nda bir Rus denizaltısını tespit ettiğini ve üç gündür izlediğini duyurdu. Donanma, bu tür tehditlere karşı İngiliz sularını koruma çabalarını yoğunlaştırıyor.

Donanma açıklamasında, Krasnodar denizaltısı ve Altay römorkörünü izlemek için helikopterle donatılmış bir İngiliz ikmal gemisinin görevlendirildiğini belirtti.

Rus denizaltısı ve römorkörü Kuzey Denizi'nden kanala girdi.

Açıklamada ayrıca, "Krasnodar'ın batması durumunda denizaltı karşıtı operasyonlara geçmek üzere özel bir hava mürettebatının hazırda bekletildiği" ifade edildi.

Olumsuz hava koşullarına rağmen denizaltının yüzeyde seyretmeye devam ettiği belirtildi.

İngiltere, Fransa'nın kuzeybatı kıyısındaki Ouessant Adası yakınlarında bulunan denizaltının izlenmesi görevini, kimliği açıklanmayan bir NATO müttefikine devrettiğini duyurdu.

İngiliz ordusu, Rus denizaltısı Novorossiysk'i kendi karasularında tespit ettikten sonra geçen temmuz ayında benzer bir izleme operasyonu gerçekleştirmişti.

İngiliz Savunma Bakanı John Healey pazartesi günü, "Rus deniz tehditleri" karşısında Kraliyet Donanması'nın yeteneklerini geliştirmek için milyonlarca sterlinlik bir programın başlatıldığını duyurdu.

Londra'ya göre, Rus denizaltılarının İngiliz sularındaki faaliyetleri son iki yılda yaklaşık üçte bir oranında arttı.

Aralık ayı başlarında İngiltere ve Norveç, Kuzey Atlantik'te bu denizaltılara karşı koymayı amaçlayan ortak bir fırkateyn filosu işletmek üzere bir iş birliği anlaşması imzaladı.


Trump, Venezuela'dan karayoluyla yapılan uyuşturucu sevkiyatlarını hedef almakta kararlı

ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
TT

Trump, Venezuela'dan karayoluyla yapılan uyuşturucu sevkiyatlarını hedef almakta kararlı

ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, Karayipler'deki ABD güçlerinin ülkesinin kıyıları açıklarında bir petrol tankerine el koymasının ardından ABD'yi "korsanlıkla" suçladı.

Maduro devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, "Mürettebatı kaçırdılar, gemiyi çaldılar ve Karayipler'de yeni bir dönemi, suç teşkil eden korsanlık dönemini başlattılar" ifadelerini kullandı.

İlgili bir gelişme olarak, ABD Başkanı Donald Trump bugün Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, ülkesinin yakında Venezuela'dan ABD'ye kara yoluyla gelen uyuşturucu sevkiyatlarını engellemek için operasyonlar yapmaya başlayacağını söyledi.

Trump, son haftalarda karayoluyla yapılan uyuşturucu kaçakçılığını hedef almaya başlayacağı yönünde defalarca tehditte bulundu.


Venezuela tankerine el konulması Maduro üzerindeki baskıyı artırdı

Venezuela'nın Jose limanı açıklarında ele geçirilen dev petrol tankeri "Skipper"ın uydu görüntüsü (Reuters)
Venezuela'nın Jose limanı açıklarında ele geçirilen dev petrol tankeri "Skipper"ın uydu görüntüsü (Reuters)
TT

Venezuela tankerine el konulması Maduro üzerindeki baskıyı artırdı

Venezuela'nın Jose limanı açıklarında ele geçirilen dev petrol tankeri "Skipper"ın uydu görüntüsü (Reuters)
Venezuela'nın Jose limanı açıklarında ele geçirilen dev petrol tankeri "Skipper"ın uydu görüntüsü (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'ya yönelik ABD baskısının başlamasından bu yana yaşanan en ciddi gerilimde, Venezuela kıyıları açıklarında bir petrol tankerine el konulduğunu duyurdu.

Associated Press (AP), bir ABD yetkilisine dayandırdığı haberinde, ele geçirilen tankerin adının Skipper olduğunu ve Venezuela'nın devlet petrol şirketine ait petrol taşıdığını doğruladı. Yetkili, tankerin daha önce İran petrolü kaçakçılığında yer aldığını ve bunun Adalet Bakanlığı'nın yıllardır soruşturduğu küresel bir karaborsa olduğunu belirtti. ABD Hazine Bakanlığı, 2022 yılında Adissa ve Toyo adlarıyla seyreden gemiye yaptırım uygulamıştı. ABD yetkilileri, geminin petrol ticaretini kolaylaştıran ve Lübnan'daki Hizbullah ile İran Devrim Muhafızları'nı desteklemek için gelir sağlayan uluslararası bir petrol kaçakçılığı ağının parçası olduğunu belirtmişti.

Bu arada Kremlin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in dün Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile telefon görüşmesi yaptığını ve artan dış baskı karşısında hükümetinin yaklaşımına Moskova'nın desteğini açıkladı.