ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'dan İran'a eleştiri

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'dan İran'a eleştiri
TT

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'dan İran'a eleştiri

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'dan İran'a eleştiri

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran’ın ortak tehdit olduğunu savunarak “Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi Arap ülkeleri, Yahudi devleti İsrail gibi, onlarda bizim gördüğümüz ortak tehdidi görüyor” dedi.
ABD merkezli bir televizyon kanalına röportaj veren ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, başta İran olmak üzere bölgesel konularda değerlendirmelerde bulundu. Orta Doğu'nun uzun süre Filistin-İsrail çatışması ile yaşadığı istikrarsızlaşma sürecinin şimdi İran'ın politikaları ile devam ettiğini ileri süren Pompeo, “Uluslarda bu tehlikeyi sırası ile anlıyorlar. Suudi Arabistan ve BAE gibi Arap ülkeleri, Yahudi devleti İsrail gibi, onlarda bizim gördüğümüz ortak tehdidi görüyor” ifadelerini kullandı. 
“İran ortak tehdit” 
Bahsi geçen ülkeler ile Polonya'nın başkenti Varşova'da yapılan bir görüşmeye değinen Pompeo, görüşmede bu ülkelerin ortak tehdit İran'a karşı birlikte çözüm arayışı içinde olduklarını vurguladı. ABD'nin İran'a olan yaptırımlarının Avrupa'nın desteği olmadan etkili olmayacağı yönündeki açıklamaları değerlendiren Pompeo, “Bunun yanlış olduğu ortaya çıktı. Yaptırımlar işe yaradı. Başkan orada mükemmel işler yaptı. Umuyoruz ki İran yönetimi halkının öğrendiği şeyi öğrenecek” ifadelerini kullandı.
“Rusya ve İran, Suriye'de çok yakın çalışıyor” 
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İran'a yardım edip etmediği sorusuna da yanıt veren Pompeo, “Rusya ve İran Suriye'de çok yakın çalışıyor. Onlar insanların yerlerinden olmasındaki en önemli etkenlerden biri. Şuan için neredeyse 6 milyon Suriyeli evlerini terk etmek zorunda kaldı. Şunda şüphe yok ki Rusya ve İran çok yakın çalışıyor ve dünyanın İran'ı baskı altında tutmak için temelde yanlış yol olan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) anlaşmasını imzalayan ülkelerden biri olan Rusya, bu anlaşmada kalma kararı aldı” diye konuştu.  



Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
TT

Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)

Tibet Budizmi'nin ruhani lideri 14. Dalay Lama Tenzin Gyatso cumartesi günü sürgündeki binlerce Tibetli'yle buluştu. 

Dünyanın dört bir köşesinden gelen takipçileri, 14. Dalay Lama'nın onlarca senedir yaşadığı Dharamshala yakınlarındaki büyük tapınakta bir tören düzenledi.  

6 Temmuz'da 90 yaşına girecek 14. Dalay Lama'nın çok uzun bir yaşam sürmesi için duacı oldular. 

Tenzin Gyatso törende yaptığı ve eş zamanlı olarak farklı dillere çevrilen konuşmasında Budistlerin ruhani koruyucularından birine işaret ederek şu ifadeleri kullandı:

Şu ana kadar elimden gelenin en iyisini yaptım. Avalokiteśvara'nın da desteğiyle 30-40 yıl daha yaşayıp duyarlı varlıklara ve Budizm öğretilerine hizmetimi sürdürmeyi umut ediyorum.

14. Dalay Lama, aralıkta Reuters'a yaptığı açıklamada 110 yaşına kadar yaşayacağını öngörmüştü. 

Tenzin Gyatso, ölümünden sonra Tibet'teki Budizm geleneğinin süreceğini belirterek, bu unvanı taşıyan son kişi olmayacağını önceki günlerde söylemişti.

Ruhani lider, 1587'de oluşturulan Dalay Lama unvanının yeni bir reenkarnasyonla süreceğini ifade etmişti.

Halefinin belirlenmesinde tek yetkinin kendi kurduğu Gaden Phodrang Vakfı'na ait olacağını söyleyen Tenzin Gyatso, 15. Dalay Lama'nın Çin sınırları dışında "özgür dünyada" doğacağını da yinelemişti. 

Gyatso'nun "Çin dahil herhangi bir ülke tarafından siyasi amaçlarla seçilen bir adayın tanınmaması gerektiğini" vurgulamasına Pekin'den tepki gelmişti. 

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, yeni Dalay Lama'nın Pekin yönetimi tarafından onaylanması gerekeceğini savunmuştu.

Tibet Budizmi'ne göre Dalay Lama, reenkarne olacağı bedeni kendisi seçebiliyor. 

Tenzin Gyatso, 1940'ta Dalay Lama’nın 14. reenkarnasyonu olarak Tibet Budizmi'nin ruhani liderliğini yapmaya başlamıştı.

Gyatso, Çin birliklerinin Tibet'in başkenti Lhasa'da 1959'da patlak veren bağımsızlık yanlısı ayaklanmayı bastırmasının ardından bölgeyi terk etmiş ve Hindistan'ın kuzeyindeki Dharamshala kentine yerleşmişti. Burada sürgündeki Tibet meclisi ve hükümetini kurmuştu.

Himalaya Dağları'nın kuzeyinde yer alan 2,5 milyon kilometre genişliğindeki Tibet Platosu, deniz seviyesinden ortalama 4 bin 380 metre yüksekliğiyle "dünyanın çatısı" diye biliniyor.

Tarih boyunca yarı göçebe Tibet halkının yurdu olan bölge, 1951'de imzalanan 17 Nokta Anlaşması'yla Çin'in egemenliğine girmişti. Pekin yönetimi, bunu "Tibet'in barışçıl özgürleşmesi" diye adlandırmıştı.

Independent Türkçe, AFP, Reuters