Azerbaycan mimarisi Sovyet etkisinden kurtuluyor

Azerbaycan mimarisi, Zaha Hadid ile Sovyet etkisinden kurtuluyor
Azerbaycan mimarisi, Zaha Hadid ile Sovyet etkisinden kurtuluyor
TT

Azerbaycan mimarisi Sovyet etkisinden kurtuluyor

Azerbaycan mimarisi, Zaha Hadid ile Sovyet etkisinden kurtuluyor
Azerbaycan mimarisi, Zaha Hadid ile Sovyet etkisinden kurtuluyor

Azerbaycan mimarisi, başta başkent Bakü olmak üzere koyu renkli ve geçmişin karakteristik özellikleri olan Sovyet hareketinden oldukça etkilenmiştir. Azerbaycan’ın ülkenin altyapısını değiştirmek üzere yatırım yapmasının ardından Bakü, mühendisliğinin modern Sovyet mimarisinden farklı olması için çalıştı. Bu amaçla ünlü mimar Zaha Hadid, Azerbaycan'ın ilk kültür cephesi olan Haydar Aliyev Merkezi’nin (1993'ten 2003'e kadar Azerbaycan Cumhurbaşkanı) tasarımına aday gösterildi. 2016 yılında ölen Zaha Hadid’in mimari felsefesi, sütunlar ve keskin köşelerden uzak, modern Azerbaycan’ın ulusal dönüşümüne uzanıyor...
Mimar ve yazar Sultan el-Bedran’ın Independent Arabia’da yayınlanan makalesine göre Haydar Aliyev Merkezi, katların tekrarlanan sıralanışı ve yüzeyin bina ile ahengiyle müziği ve ritmi sembolize eden modern bir formatı temsil ediyor.
Haydar Aliyev Merkezi’nin tasarımında çevre ile binanın içi arasında sürekli bir ilişkinin kurulması ve herkesin Bakü'deki kentsel dokuyu görebilmesi hedeflendi.
Dalgalanmalar, çarpmalar, kıvrımlar ve yansımalar gibi detaylara sahip yapılandırmalar, farklı katlardaki ziyaretçileri bu işaretlerle karşılıyor, kucaklıyor ve yönlendiriyor. Bina, mimari objeler ile kent manzaraları arasındaki geleneksel ayrımı keskin bir şekilde ayırmamakla beraber aynı anda farklı kültürel mekanları birbirine bağlıyor.
Özellikler
Mimaride akış, bu alanda yeni bir fikir değil. Tarihi İslam mimarisinde saflar, ağlar veya sütun dizileri ormandaki ağaçlar gibi sonsuz şekilde akar ve hiyerarşik olmayan bir alan yaratır. Hatların şekiller, halıdan duvara duvardan tavana, ve kubbelere kadar uzanan süslemeler bir akış içindedir. Akıcı ilişkileri, mimari unsurlar arasında ayırt etmek zordur. Tasarım, geleneğin kullanımı veya geçmişin simgelerine bağlılık yoluyla değil aksine bu tarihi mimari anlayışıyla başladı. Bu, düşüncenin çağdaş bir yorumunun geliştirilmesi yoluyla yapıldı.
Bir zamanlar bölgeyi ikiye ayıran büyük topografyanın düşüşüne cevap olarak proje, iyi tanımlanmış bir doğal manzara, kamu meydanı, merkez ve yer altı otoparkı arasında bağlantılar ve alternatif yollar sunuyor. Bu tasarım, yer altındaki bölgeler ve araştırmalar için tipik bir çözüm sunuyor.
57 bin 500 metrekarelik alanı kaplayan yapıda bir konferans merkezi, sergi alanları, sekiz katlı atölye çalışmaları için salonlar, müze ve tiyatro bulunuyor. Merkez’in açılışı 10 Mayıs 2012’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in katılımı ile gerçekleşti. Bina, Dünya Mimarlık Festivali ve Tasarım Ödülü de dahil olmak üzere birçok ödüle aday gösterildi.
Proje, kentin entelektüel yaşamında temel bir rol oynamayı hedeflemekle birlikte kent merkezinin yakınında olmasından dolayı Bakü'nün gelişiminde önemli bir rol oynuyor. Dekonstrüktivizm mimari stilinin öncülerinden olan Irak kökenli Zaha Hadid, geleceği farklı bir dille ele alarak farklı tarzda tasarım aşamasının önüne geçmiş. Hadid bu alanda çalışmalar yürüten kadınlar arasında lider olarak önemli bir rol üstlenmişti.



Hizbullah, 1980'lerdeki gerilla taktiklerine dönüyor

Hizbullah, Lübnan'a başlattığı kara harekatında sınırdan top atışlarını da sürdürüyor (Reuters)
Hizbullah, Lübnan'a başlattığı kara harekatında sınırdan top atışlarını da sürdürüyor (Reuters)
TT

Hizbullah, 1980'lerdeki gerilla taktiklerine dönüyor

Hizbullah, Lübnan'a başlattığı kara harekatında sınırdan top atışlarını da sürdürüyor (Reuters)
Hizbullah, Lübnan'a başlattığı kara harekatında sınırdan top atışlarını da sürdürüyor (Reuters)

İsrail ordusu Lübnan'a saldırılarına devam ederken, zayıflayan Hizbullah'ın gerilla taktiklerine döneceği düşünülüyor. 

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün analizinde, İsrail ordusunun Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı öldürmesi, örgüte ait telsizlerle cep telefonlarını patlatması ve Lübnan'a kara harekatı başlatmasıyla Şii grubun kan kaybettiği değerlendirmesi paylaşılıyor. 

Analizde, üst üste gelen bu saldırılar nedeniyle Hizbullah'ın 1980'lerde İsrail'e karşı kullandığı gerilla taktiklerine başvurmak durumunda kalacağı savunuluyor. 

İran destekli örgütün şehirlerde pusu kurma, yol kenarlarına bomba yerleştirme ve sabotaj yapma gibi stratejiler izleyebileceği belirtiliyor. 

Fransız Le Monde gazetesinden Christophe Ayad, örgütün durumuna dair şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Kayıplarını telafi etmeye çalışan Hizbullah'ın yeniden örgütlenmesi aylar, hatta yıllar alacaktır. İsrail, cephaneliğinin büyük bir bölümünü imha ettiği Hizbullah'ın silah tedarikini de artık kontrol altına aldı. Hizbullah'ın son 20 yılda yaptığı gibi yeni bir cephanelik inşa etmesine izin vermeyecekler.

Ayad, Hizbullah'ın İsrail saldırılarında birçok komutanını da yitirdiğine işaret ederek, örgütün 2006'daki 33 gün süren İsrail-Lübnan savaşında kullandığı gerilla taktiklerini sahaya sürebileceğini belirtiyor. 

Diğer yandan analist, Hizbullah'ın 2006'daki gibi bir zafer kazanamayabileceğini savunarak şöyle devam ediyor: 

İsrail ordusu, 2006'da başarısız oldu çünkü küçük bir gerilla gücüyle savaştığını düşünüyordu. Bunun yerine kendisini çok daha donanımlı ve iyi eğitimli savaşçılarla karşı karşıya buldu. Hizbullah da bu yıl ciddi kayıplar yaşadığı çünkü 2006'daki savaşın tekrarlanacağını düşünüyordu.

Hizbullah, liderinin kaybını telafi etmeye çalışırken, İsrail ordusunun çarşamba gecesi Beyrut'un Dahiye ilçesine düzenlediği saldırıda Nasrallah'ın halefi olarak görülen Haşim Seyfettin'i hedef aldığı öne sürülüyor.

Amerikan medya kuruluşu Axios'a konuşan İsrailli yetkililer, Nasrallah'ın kuzeni Seyfettin'in bölgedeki bir yeraltı sığınağında olduğunu ve bu noktaya ağır bombardıman yapıldığını savunuyor. Seyfettin'in akıbeti henüz belli değil.

İsrail ordusunun Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, Nasrallahı da Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran, aylardır beklenen misillemeyi salı gecesi yapmıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylerken, ABD de Tel Aviv yönetimine destek veriyor. Tahran yönetimiyse bölgede geniş çaplı bir savaş istemediklerini bildiriyor.

Independent Türkçe, France 24, Axios, Times of Israel