Filistin'den 'Yüzyılın Anlaşması'na karşı tutumlarından dolayı Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün'e övgü

Filistin Enformasyon Bakanı Nebil Ebu Redine
Filistin Enformasyon Bakanı Nebil Ebu Redine
TT

Filistin'den 'Yüzyılın Anlaşması'na karşı tutumlarından dolayı Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün'e övgü

Filistin Enformasyon Bakanı Nebil Ebu Redine
Filistin Enformasyon Bakanı Nebil Ebu Redine

Filistin Enformasyon Bakanı Nebil Ebu Redine, Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün, Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan projenin reddedilmesi için ABD’ye baskı yapılması konusunda çaba sarf ettiğini açıkladı.
Redine, Arap ülkelerinin, İsrail ve Arap ülkeleri arasında normal ilişkiler kurulması karşılığında, İsrail’in işgal altındaki bölgelerden çekilmesi ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını vurgulayan barış girişimi konusunda ısrarcı olduğuna dikkat çekti. İlişkilerin karşılıksız normalleştirilmesinin kabul edilemez bir konu olduğuna işaret eden Redine, Arap barış girişiminin kırmızı çizgi olduğunun altını çizdi.
Kahire’de bazı Mısırlı düşünür ve yazarlarla bir araya gelen Ebu Redine, Arap ülkeleri, özellikle de Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün tarafından sergilenen tutumlara övgüde bulundu. Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Ürdün Kralı 2. Abdullah’tan ABD yönetimine çok önemli, güçlü ve açık bir mesaj gönderildiğine dikkat çeken Bakan Redine, söz konusu mesajda, daimi bir işgal değil, iki devletli çözüm, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti ve kapsamlı bir barış üzerinde durulduğunu söyledi.
ABD ve Filistin yönetimi arasındaki ilişkinin Kudüs konusunu kapatma ve mülteciler meselesini müzakere masasından uzak tutma konusunda ısrarcı davranması nedeniyle büyük bir krize dönüştüğüne işarette bulundu. Kudüs’ün İslam ve Arap dünyasını bir araya getirecek faktör olduğuna dikkat çeken Redine, Arap ve uluslararası medya platformlarında, İsrail’in gerçekleştirdiği ihlaller, özellikle de Kudüs’te olup bitenleri ortaya çıkarmak için seslerin yükseltilmesini talep etti.
Bakan Redine, İsrail’in gerilimi gittikçe artıran, ekonomik ve siyasi icraatlarına değinerek, bölgenin tamamının geleceğini etkileyecek ciddi ihlallerin söz konusu olduğunun altını çizdi. Kudüs ve mülteciler konusunu kapsamayan hiçbir plan ve çalıştayın bir değeri olmadığının üzerinde durdu.
Ebu Redine, “Ulusal sabitlere aykırı bir vizyon oluşturma girişimleri hiçbir şekilde başarılı olamaz. ABD yönetimi, pozisyon ve politikalarını gözden geçirmeli. Barış, güvenlik ve istikrarı sağlamanın adresinin Ramallah, Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Filistin Kurtuluş Örgütü liderliği olduğunu ve bunun uluslararası fikir birliğine göre kalıcı ve adil bir barış sağlayacağını iyice anlaması gerek. İsrail, bizimle yapılan anlaşmalara uymadığı takdirde, bugünden sonra biz de hiçbir anlaşmaya uygun davranmayacağız” şeklinde konuştu. Ayrıca medya çalışanlarından, Filistin halkını ziyaret etmeleri ve orada olup bitenleri belgelemelerini talep etti.
Mahkum ve şehit ailelerine yardım meselesi
Bakan Redine, işgal devletinin, mahkum ve şehitlerin ailelerine yapılan ödemeleri kesme konusunda aldığı karar sonucunda, hükümetin karşı karşıya kaldığı zorlu mali duruma da değindi. Filistin hükümetinin elinde bir kuruş bile kalsa liderliğin mahkum ve şehitlerin ailelerine maaşlarını ödemeye devam edeceğini vurguladı.
Filistin uzlaşısı konusunda ise Hamas hareketi tarafından imzalanan 2017 anlaşmasına tamamen bağlı olduklarını ve Hamas'ın Mısır garantörlüğünde taahhüdünü ilan etmesi durumunda uygulamaya hazır olduklarını söyledi. Devlet Başkanı ve liderliğin, Gazze Şeridi'ndeki hiçbir devleti kabul etmeyeceğini vurguladı. Ayda 100 milyon doların, sağlık, eğitim ve emekli aylıkları için Gazze Şeridi'ne transfer edildiğinin altını çizdi.
Redine, Arap ülkelerinden gelen yardımların Gazze ve Filistin hükümeti arasında dağılmasının siyasi bölünmeye neden olduğuna dikkat çekti. Kapıların hala açık olduğunu ve ellerini Gazze'ye uzattıklarını, destek vermeye devam ettiklerini vurguladı.
Nebil Ebu Redine, “Gazze’de çalışmaları sürdürmek ve üzerinde anlaşmaya vardığımız seçimlere hazırlanmak için Hamas’tan Filistin hükümetine yazılı bir cevap gönderilmesini bekliyoruz” dedi.
Filistin Enformasyon Bakanı, Kudüs konusundaki sağlam pozisyonu ve ulusal ilkelere bağlılığı nedeniyle Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a uygulanan büyük baskıya değindi. Abbas’ın, “Kudüs müzakere masasında yoksa Trump da yok” dediğini ifade etti.
Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan planın bugüne kadar açıklanmamasının nedeninin, Arapların tutumlarında ısrar ettiklerinden dolayı olduğuna dikkat çekti. Hükümetin, ABD ve İsrail yönetimi ile siyasi temaslarını durdurduğunu vurgulamakla birlikte, Washington ve Tel Avivli güvenlik kurumlarıyla güvenlik koordinasyonun, terörizmle mücadele, şiddet, kara para aklama ve işlenen birçok suça son vermek amacıyla siyasi nedenlerden ziyade güvenlik için devam ettiğinin altını çizdi.
Ebu Redine, Rusya ve Çin’in Yüzyılın Anlaşması konusunda sergiledikleri tutum hakkında ise, “Filistinlilerin hakları, uluslararası meşruiyet ve Filistin devletinin varlığına verilen açık bir destekti” dedi. Redine, Suudi Arabistan ve Cezayir’in Filistin’e verdiği daimi desteği ve önceki Arap zirvelerinin kararlarına olan bağlılıklarına övgüde bulundu. Ayrıca Kuveyt'e Kudüs Ansiklopedisi’nin 3 cilt halinde birden çok dilde yayınlanması çalışmalarını desteklemesi ve onaylaması nedeniyle teşekkürlerini sundu.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."