Türkiye ve ABD 'güvenli bölge'de uzlaştı

Türkiye ve ABD 'güvenli bölge'de uzlaştı
TT

Türkiye ve ABD 'güvenli bölge'de uzlaştı

Türkiye ve ABD 'güvenli bölge'de uzlaştı

Türkiye ve ABD, Ankara’da 3 gün süren askeri görüşmelerde Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölgenin inşası, koordinasyonu ve yönetimi için mümkün olan en kısa sürede Ankara’da müşterek harekat merkezinin kurulması hususunda uzlaşı sağladı.
Türkiye Savunma Bakanlığı tarafından, Türkiye ve ABD heyetleri arasında yapılan müzakerelerin ardından 7 Ağustos’ta yapılan yazılı açıklamada, “Suriye’nin kuzeyinde ABD ile koordineli bir şekilde tesis edilmesi planlanan Güvenli Bölgeye yönelik olarak ABD askeri yetkilileriyle Millî Savunma Bakanlığında 5-7 Ağustos 2019 tarihlerinde yapılan görüşmeler tamamlanmıştır” denilerek, Türkiye’nin güvenlik endişelerini giderecek ilk aşamada alınacak tedbirlerin bir an önce uygulanması için bir anlaşmaya varıldığı ifade edildi.
Açıklamada, “Güvenli Bölge tesisinin ABD ile birlikte koordine ve yönetimi için Türkiye’de Müşterek Harekât Merkezinin en kısa zamanda kurulması” ve “Güvenli Bölgenin bir barış koridoru olması ve yerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri için her türlü ilave tedbirin alınması” konularında mutabık kalındığına dikkati çekildi. Açıklamada daha fazla ayrıntıya ise yer verilmedi.
Öte yandan Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye ve ABD askeri heyetleri arasında Suriye’nin kuzeydoğusunda önerilen güvenli bölge hususunda yapılan görüşmelerin “olumlu ve yapıcı bir atmosferde” gerçekleştiğini açıkladı. Akar, Türk ordusunun Münbiç ve Fırat’ın doğusunda olası bir askeri operasyon için hazırlıklarını tamamladığını da belirterek, “Toplantıda muhataplarımızın görüşlerimize yaklaştıklarını memnuniyetle müşahede ettik. Oldukça olumlu geçtiğini, oldukça yapıcı yaklaşım içinde olunduğunu söylememiz yanlış olmayacaktır” dedi.
Savunma Bakanı, 7 Ağustos’ta Ankara’da 11. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, ABD’li müttefikleriyle beraber hareket etmeyi ve çalışmayı arzu ettiklerini belirterek, “Biz bu konuda ABD’li müttefiklerimizle beraber hareket etmeyi, davranmayı, çalışmayı arzu ediyoruz. Eğer bu mümkün olmazsa bu konuda ülkemizin, milletimizin ve bölgedeki dost ve kardeş halkın da güvenliğini, huzurunu sağlamak bakımından yapmamız gereken neyse bunları da yapacağımızı defaatle söylemiş bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Suriye’de güvenli bölge hususunda tüm planlarını tamamladığına da söyleyen Akar, “Planlarımız, hazırlıklarımız, sahadaki birliklerimizin konuşu, duruşu hepsi tamamlanmış vaziyette. Ama biz dost ve müttefik ABD ile birlikte hareket etmeyi arzu ettiğimizi de söyledik, bu şekilde arzu ediyoruz” dedi.
Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ana bileşeni ve Suriye’deki DEAŞ’a yönelik savaşta ABD’nin müttefiki olan Kürt Halkını Koruma Birlikleri’ni (YPG) hedef alan bir askeri operasyona hazırlanarak, Suriye sınırında birkaç aydan bu yana binlerce kuvvet konuşlandırdı.
Güvenli bölge hususunda Ankara’da yapılan görüşmeler, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in 23 Temmuz’da bir heyet ile Ankara’ya yaptığı ziyaretin ardından ikinci görüşme oldu. Jeffrey ile yapılan görüşme, bölgenin derinliği ve boyutları hususundaki farklı pozisyonlar, Türkiye’nin bölgeyi kontrol eden tek taraf olmak ve YPG’nin geri çekilmesini istemesi dolayısıyla başarısız olmuştu.
Görüşmelerin ardından Jeffrey, Türkiye’nin çok sert bir duruş sergilediğini belirterek, “Türkler, bizim için mantıklı olandan daha derin bir bölge istiyor” demişti.
Washington, tüm ağır silahların geri çekildiği 5 ile 14 km’lik bir güvenlik bölgesi önermişti. Bu da Türkiye’nin talep ettiği 32 km’lik alanın yarısından daha azına denk geliyor.
ABD, güvenli bölgenin güvenliğini sağlamak için DEAŞ’a karşı savaşan uluslararası koalisyonda da Avrupalı müttefiklerinden askeri bir varlık istiyor. Ancak Almanya, İngiltere ve Fransa’dan yaptığı tekliflere karşı olumlu bir cevap alamadı.
Türkiye ise, bölgenin kontrolüne sahip tek devlet olmak isterken, bunun için yetkin olduğunu savunuyor. Ama ABD, bu duruma karşı çıkıyor.
ABD Dış Politika Araştırma Enstitüsü’nde Orta Doğu Programı Direktörü Aaron Stein, Reuters’a yaptığı açıklamada, “Ankara, 32 km derinliğindeki bir alanı kontrol etmek istediğini söylerken, ABD’nin bunu kabul etmesi mümkün değil” dedi. Duran müzakereler ışığında Türkiye’nin tek taraflı hareket etmesinin muhtemel olduğunu belirten Stein, Suriye’nin kuzeyindeki Münbiç şehri, sınırdaki Tel Abyad ve Kobani de dahil olmak üzere çok sayıda olası askeri hedefe dikkati çekti.
ABD kuvvetleri, bu 3 alanda farklı düzeylerde faaliyet gösteriyor. Bu durum ABD kuvvetlerinin, Türkiye’nin harekete geçmesi durumunda çatışmalara yakalanma riski taşıdığı anlamına geliyor.
Bir Türk güvenlik yetkilisi, iki taraf arasında bölgenin derinliğine dair anlaşmazlıkların daraldığını belirtirken, “ABD, önerimizde yakın bir noktaya ulaştı. Ancak tam bir anlaşma sağlanmadı” dedi. Türk yetkili, Türkiye’nin derinlik hususunda ısrarcı olduğunu ifade etti. ABD Başkanı Donald Trump da geçen Ocak ayında Twitter üzerinden yaptığı açıklamada 20 millik bir derinliğe dikkati çekerek, Türkiye’nin bu ısrarına değinmişti.
 
Aynı şekilde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen salı günü Türk büyükelçilerle yaptığı toplantıda, YPG’ye dikkati çekerek, “Güney sınırımızda adeta kanser hücresi gibi büyüyen, müttefiklerimizin ağır silahlarıyla büyütülen bu yapı ortadan kalkmadıkça Türkiye kendini emniyette hissedemez” dedi.
Erdoğan ayrıca, “Şayet bugün gerekeni yapmazsak yarın bunu daha ağır bedeller ödeyerek yapmak zorunda kalırız. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla başlattığımız süreci, inşallah çok yakında farklı bir aşamaya geçireceğiz” dedi.
Türkiye, geçen salı günü Suriye’nin sınırına, Halep’in doğusundaki Ayn el-Arab (Kobani) ve el-Hasakah’ın kuzeyindeki Ras el-Ayn bölgelerine askeri takviyeler gönderdi.
Askeri birlikler, zırhlı araçlar ve komando birimlerini içeren Türk takviyeleri, Fırat’ın doğusunda olası bir askeri operasyon hazırlıkları kapsamında Ayn el-Arab’ın karşısındaki Suruç ve Ras el-Ayn’ın karşısındaki Ceylanpınar’a konuşlandırıldı. 
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Ankara’nın ulusal güvenliği korumak için Suriye’nin kuzey güvenliğinde güvenli bölge inşa etme yeteneğine sahip olduğunu ifade etti. Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında açıklamada bulunarak, Türkiye’nin Suriyeliler için şemsiye olacağını, bölge ve dünya barışına katkıda bulunacak güvenli bölge ve barış koridoru arayışı içerisinde olduğunu vurguladı.
Recep Tayyip Erdoğan’ın Fırat’ın doğusundaki bölgeyle ilgili gelişmelere açıklık getirdiğine dikkati çekerek, bölgede somut adımlar atma değerlendirilmesinin Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları doğrultusunda son aşamaya ulaştığını söyledi.
Türkiye’nin ulusal güvenliğini diyalog, diplomasi, yumuşak veya kaba güçle savunmaya kararlı olduğunu belirten Ömer Çelik, Türkiye’nin müttefiklerinden daha olumlu bir tutum beklediklerini vurguladı.



İran: Batı’nın UAEA’ya müdahalesi uluslararası ilişkileri zedeliyor

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)
TT

İran: Batı’nın UAEA’ya müdahalesi uluslararası ilişkileri zedeliyor

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi bugün(Pazar) yaptığı açıklamada Batılı ülkelerin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA/UAEA) çalışmalarına müdahale ettiğini savunarak, bu tutumun ajansın diğer ülkelerle ilişkilerini “ciddi şekilde zorlaştırdığını” söyledi.

Başkent Tahran’da düzenlediği basın toplantısında konuşan Bekayi, İran ile UAEA arasında herhangi bir arabuluculuğa ihtiyaç olmadığını vurgulayarak, Kahire’de taraflar arasında sağlanan son mutabakatın “geçerliliğini yitirdiğini” dile getirdi.

Washington’un nükleer müzakerelerde “ciddiyetten uzak davrandığını” öne süren Bekayi, ABD’nin diplomatik teamüllere uygun hareket etmediğini ifade etti. Sözcü, UAEA’nın da ABD ile İsrail’in “siyasi baskılarına boyun eğdiğini” iddia etti.

Bekayi, ABD’yi “dünyanın en büyük istikrarsızlık kaynağı” olarak tanımlarken, Sudan’daki çatışmalara ilişkin değerlendirmesinde de ülkedeki gelişmelerin “son derece kaygı verici” olduğunu belirtti. Sözcü, Sudan’daki gerilimin tırmanmasından “Washington’un sorumlu olduğunu” ileri sürdü.


Fransa Genelkurmay Başkanı: Avrupa'da savaş tehdidine karşı hazırlıklı olunmalı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Elysee Sarayı'nda Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık ederken, sağında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Emmanuel Moulin ve solunda Genelkurmay Başkanı General Fabien Mandon oturuyor (AP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Elysee Sarayı'nda Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık ederken, sağında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Emmanuel Moulin ve solunda Genelkurmay Başkanı General Fabien Mandon oturuyor (AP)
TT

Fransa Genelkurmay Başkanı: Avrupa'da savaş tehdidine karşı hazırlıklı olunmalı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Elysee Sarayı'nda Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık ederken, sağında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Emmanuel Moulin ve solunda Genelkurmay Başkanı General Fabien Mandon oturuyor (AP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Elysee Sarayı'nda Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık ederken, sağında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Emmanuel Moulin ve solunda Genelkurmay Başkanı General Fabien Mandon oturuyor (AP)

Fransa Genelkurmay Başkanı Fabien Mandon, Avrupa'da savaş tehdidiyle ilgili açıklamalarının muhalefet yetkilileri tarafından kınamasının ardından dün yaptığı açıklamada sözlerini savundu. Mandon, Fransa Silahlı Kuvvetleri’nin ‘hazırlıklı’ olduğunu ve amacın ‘uyarmak ve hazırlık durumunu güncellemek’ olduğunu vurguladı.

Salı günü Paris'te düzenlenen Fransa'nın Belediye Başkanları Kongresi'nde konuşan General Mandon, ülkenin ‘kimliğini korumak için acı çekmeyi kabul etme ahlaki gücünü’ yeniden kazanmasının ve ‘çocuklarını kaybetmeye’ hazır olmasının gerektiğini söyledi.

Birçok siyasi figür bu açıklamaları şiddetle eleştirdi ve üst düzey askeri yetkilinin ‘savaş çığırtkanlığı’ yapan bir retorik kullandığını iddia etti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, cumartesi günü Güney Afrika’da gerçekleşen G20 Zirvesi’nde düzenlediği basın toplantısında, Genelkurmay Başkanı Mandon’a ‘tam güven duyduğunu’ ve sözlerinin ‘korku yaymak’ amacıyla ‘çarpıtıldığını’ söyledi.

‘Bu jeopolitik risklerin farkında olma ve dayanışma’ çağrısında bulunan Macron, “Fransa, güçlü bir orduya sahip, ancak aynı zamanda ortak eylem kapasitesine sahip güçlü bir ülke olmaya devam etmeli” dedi.

sadfr
Fransa bayrağı (Reuters)

General Mandon dün France 5 televizyonuna verdiği röportajda, “Bazılarının endişelerini anlıyorum, ancak bu müdahalenin amacı uyarmak ve hazırlıklı olmak” ifadelerini kullandı.

“Durum hızla kötüleşiyor” diyen General Mandon, “Bu değerlendirmeyi belediye başkanlarıyla paylaşmanın önemli olduğunu düşündüm” diye ekledi. Tepkilerin, Fransa halkının bunu yeterince anlamamış olabileceğini gösterdiğini belirten General Mandon, Rusya'nın oluşturduğu tehdidin analizinin Fransa’nın Avrupa'daki tüm müttefikleri tarafından paylaşıldığını ve hükümetler için bir yol haritası olan 2025 Ulusal Stratejik İnceleme belgesinde yer aldığını hatırlattı.

Söz konusu belgeye göre Fransa, 2027-2030 yılları arasında Avrupa'nın komşuluk bölgesinde önemli ve yoğun bir müdahale olasılığına hazırlıklı olmalı ve bu hazırlık kendi topraklarında hibrit saldırıların büyük ölçüde artmasıyla aynı zamana denk gelmeli. Fransa’ya ve Silahlı Kuvvetleri’ne büyük güven duyduğunu ifade eden General Mandon, “Onlar hazır ve Fransa'yı nasıl koruyacaklarını biliyorlar” dedi.

General Mandon, “Fransa'nın çocuklarını kaybetme olasılığını kabul etmesi gerektiği” ifadesinin ne anlama geldiği sorusuna verdiği yanıtta, Fransa Silahlı Kuvvetleri’nin ‘18 ile 30 yaşları arasındaki’ gençlerden oluştuğunu belirterek, “Bunlar, içinde bulunduğumuz durumu anlayan, katılmak isteyen ve bu taahhüdün riskler içerdiğinin farkında olan cesur kadınlar ve erkeklerdir” diye devam etti.

Fransa Hükümet Sözcüsü Maud Bregeon, General Mandon’un açıklamaları sonrası başlayan tartışmayı yatıştırmak amacıyla cuma günü yaptığı açıklamada, “Çocuklarımız Ukrayna'da savaşmaya ve ölmeye gitmeyecek” dedi.

General Mandon, hükümetin gönüllü askerlik hizmetinin uygulanacağını duyurmaya hazırlandığı bir dönemde, “Birçok komşu Avrupa ülkesi askerlik hizmetini yeniden getiriyor” diyerek, bunun ‘ülkede dikkate alınması gereken unsurlardan biri’ olduğunu söyledi.

Başta Almanya ve Danimarka’dan olmak üzere birçok Avrupalı yetkili gibi General Mandon da ekim ayında parlamentoya, Fransa ordusunun ‘Avrupa kıtasında savaşı sürdürmek’ isteyebilecek Rusya'ya karşı ‘üç veya dört yıl içinde bir şok’ için hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.


G20 liderleri grubun azalan rolü konusunda uyarıyor

Johannesburg'da G20 liderlerinin grup fotoğrafı (DPA)
Johannesburg'da G20 liderlerinin grup fotoğrafı (DPA)
TT

G20 liderleri grubun azalan rolü konusunda uyarıyor

Johannesburg'da G20 liderlerinin grup fotoğrafı (DPA)
Johannesburg'da G20 liderlerinin grup fotoğrafı (DPA)

G20 ülkelerinin liderleri, Güney Afrika'da düzenlenen ve ABD'nin boykot ettiği zirvede, artan jeopolitik bölünmeler ve tırmanan uluslararası rekabet ortamında, bloğun ekonomik krizleri ele almadaki rolünün azaldığı konusunda uyarıda bulundu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Amerikalı mevkidaşı Donald Trump'ın yokluğundan duyduğu üzüntüyü dile getirerek, "Bunun çalışmalarımızı engellemesine izin vermemeliyiz. Görevimiz, karşı karşıya olduğumuz zorlukların üstesinden gelmek için orada olmak ve birlikte çalışmaktır" dedi. Bu arada Çin Başbakanı Li Çiang, "tek taraflılığın ve ticaret korumacılığının" yayılmasını eleştirerek "küresel dayanışmanın" durumunu sorguladı.

Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, Trump'ın yokluğunu önemsiz göstermeye çalışarak, grubun uluslararası iş birliği için önemli bir platform olmaya devam ettiğini ve "çok taraflılığın önemini vurguladığını" belirtti.