Sudan’da egemenlik konseyi başkan ve başkan yardımcısı el-Burhan ile Hamideti oldu

​Abdülfettahel-Burhan (AFP), Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu Hamideti (AFP)
​Abdülfettahel-Burhan (AFP), Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu Hamideti (AFP)
TT

Sudan’da egemenlik konseyi başkan ve başkan yardımcısı el-Burhan ile Hamideti oldu

​Abdülfettahel-Burhan (AFP), Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu Hamideti (AFP)
​Abdülfettahel-Burhan (AFP), Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu Hamideti (AFP)

Üst düzey bir Sudanlı askeri komutan tarafından yapılan açıklamada, Askeri Geçiş Konseyi (AGK) Başkanı Abdülfettah el-Burhan’ın egemenlik konseyi başkanı olarak görevlendirildiği ve Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu Hamideti’nin ise onun yardımcısı olarak belirlendiği bildirildi. Öte yandan Mısır'ın başkenti Kahire'nin, anayasa bildirisindeki anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmak üzere silahlı Devrimci Cephe'nin liderleri ile Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) arasında yapılacak önemli görüşmelere ev sahipliği yapması bekleniyor. 
Özgürlük ve değişim koalisyonu ile askeri konsey arasında geçen hafta bir ön anlaşma olarak imzalanan anayasa bildirisinde, 21 ay sürecek olan ilk aşamada geçiş dönemine askeri konseyden bir generalin başkanlık edeceği ve geriye kalan 18 ay boyunca ise iktidarın bir sivile devredileceği öngörülüyor. Öte yandan taraflar arasında üzerinde uzlaşılan bağımsız bir şahıs ile birlikte 5 sivil ve 5 asker olmak üzere, egemenlik konseyinin toplamda 11 kişiden oluşacağı belirtiliyor.
AGK Üyesi General Salah Abdulhalık dün Sputnik haber ajansına verdiği röportajda, AGK’nın mevcut başkanı Abdülfettah el-Burhan’nın egemenlik konseyi başkanlığı görevini üstleneceğini ve Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu Hamidet’nin ise onun yardımcısı olacağını söyledi. Ayrıca 18 Ağustos’ta egemenlik konseyinin kurulmasıyla birlikte kalan 3 askeri üyenin de açıklanacağını belirtti. Siviller ile ordu arasında imzalanan anlaşmanın tüm Sudanlıları kapsadığını dile getiren Abdulhalık, bu anlaşmanın ülkeyi iç savaş tehlikesinden kurtardığını söyledi. Ayrıca çevre ülkelerin çoğunun geçtikleri bataklıktan çıktıklarını belirterek, taraflar arasında söz konusu dayanışma gerçekleşmemiş olsaydı ülkede barışın ve güvenliğin nasıl sağlanacağının bilinemeyeceğini ifade etti.
Anlaşma tüm barış meselelerini kapsamayacak
Öte yandan Devrimci Cephe’nin mülahazalarının ve vizyonlarının anayasa bildirisine dahil edilmesiyle ilgili karşıt bir tutum benimsediğini dile getiren Abdulhalık, Devrimci Cephe ile ÖDBG arasında Addis Ababa’da imzalanan bildirinin Anayasa Deklarasyonu’na dahil edilmesinin mümkün olmadığını, çünkü dar kapsamlı ve kısa süreli olan anayasa bildirisinin tüm barış meselelerini içeremeyeceğini ifade etti. Bunun yanı sıra anayasa bildirisinin, geçiş dönemi sırasında geçici hükümetin kurulması için imzalanan siyasi bir anlaşmadan ibaret olduğunu kaydederek, barış meselesinin buna kıyasla daha fazla ayrıntı ve zaman gerektiren zorlu bir konu olduğunu söyledi.
Abdulhalık, ÖDBG ile Devrimci Cephe arasında imzalanan anlaşmayı “zayıf” olarak nitelendirdi ve söz konusu anlaşmanın sorunun kökenine değinmediğini belirtti. Herkesin barışın temin edilmesi hususunda hemfikir olduğunu dile getiren Abdulhalık, bununla birlikte ayrıntılar hakkında konuşmak için zamana ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Ara dönemin ilk 6 ayında barışın bütünüyle sağlanacağını umduğunu dile getiren Abdulhalık, eski rejimin ortadan kalkmasının Sudan'ın sorunlarının yüzde 90'ını çözeceğini ifade etti.
Öte yandan Mısır'ın başkenti Kahire'nin, silahlı Devrimci Cephe'nin liderleri ile ÖDBG arasında barışı sağlama ve savaşa son verme ile ilgili tartışmalı meselelerin müzakere edileceği önemli görüşmelere tanıklık etmesi bekleniyor. Aslında Kahire’ye gitmek üzere dün ülkeden ayrılması beklenen ÖDBG heyeti, rezervasyon ile ilgili yaşanan birtakım sistemsel sorunlardan dolayı Kahire seyahatini bugüne aldı.
Şarku’l Avsat’a konuşan ÖDBG liderlerinden Ömer ed-Dakir kendisiyle birlikte Kahire’ye gidecek olan heyette Ali Senhuri, Medeni Abbas Medeni ve İbrahim el-Emin bulunacağını dile getirdi. Minni Arko Minavi, Cibril İbrahim, Malik Akar, Yasir Arman ve Hadi İdris’ten oluşan Devrimci Cephe heyeti ise Mısır’a ulaştı.
Devrimci Cephe adı altında bir araya gelen silahlı hareketler, askeri konsey ile özgürlük ve değişim koalisyonu arasında imzalanan anayasa bildirisine karşı çıkıyorlar ve anlaşmanın, Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da ÖDBG ile üzerinde uzlaşıya varılan barış belgesinin bildiriye dahil edilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Ömer ed-Dakir, herhangi bit anlaşmanın imzalanmasının öncesinde Devrimci Cephe ile bir uzlaşının sağlanmasının gerekliliğine inanıyor. Askeri konsey ile özgürlük ve değişim koalisyonunun bazı bazı bileşenleri ise anayasa bildirisinin ülkede barışın sağlanmasına ilişkin temel ilkeleri içerdiğini düşünüyorlar.
Devrimci Cephe, taleplerinin karşılanmaması halinde sokağı ve taraftarlarını geçici hükümete karşı sevk etmekle tehdit ediyor. Basında yer alan birtakım haberlerde bu güçlerin, geçiş hükümetinde kendileri için kota talep ettikleri kaydediliyor. Şarku’l Avsat’ın bir Mısır haber ajansından aktardığı kadarıyla Kahire’de gerçekleştirilecek olan toplantı, Sudan’daki siyasi süreçteki gelişmeler ve zorlu meselelerin çözülmesi kapsamında gerçekleşiyor. Konuyu yakından takip eden bazı kaynaklar, ilgili görüşmelerin anlaşmazlıkların üstesinden gelinmesi üzerine başlatılan bir Mısır girişimi kapsamında gerçekleştiğini ifade ediyorlar.



Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
TT

Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, dün akşam yaptığı açıklamada, partinin gücünden vazgeçmeyeceğini ve İsrail'in silahlarını teslim almayacağını belirtti. Kasım, Amerika'nın istediği yeni anlaşmanın, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden kısmi çekilme karşılığında silahların teslim edilmesini talep etmekle başladığını ifade etti.

Kasım televizyonda yaptığı konuşmada, “(Hizbullah) Litani Nehri'nin güneyinde ateşkes anlaşmasını tamamen uyguladı ve Lübnan devleti elinden geldiğince orduyu konuşlandırdı” dedi ve “Bütün dünya İsrail'in 3 bin 800 ihlalde bulunduğunu söylüyor ve 8 aydır Siyonist saldırılar devam ediyor” diye vurguladı.

Kasım şöyle devam etti: “Biz, Lübnan devleti, (Hizbullah) ve tüm direnişçiler, anlaşmada üzerimize düşen her şeyi yerine getirdik, İsrail ise hiçbir şeyi yerine getirmedi.”

Ve şöyle sürdürdü: “İsrail'in saldırılarını durdurmayı başaramadık, ancak Lübnan devletinin bu varlıkla imzaladığı anlaşma sayesinde onu bir sınırda durdurmayı başardık. İsrail'in geri çekilmesi ve saldırılarını durdurması zorunlu hale geldi. Bu anlaşma devletin sorumluluğu ve yükümlülüğündedir.”

Ve ekledi: “Bugün Amerika yeni bir anlaşma ortaya koyuyor, yani 8 ay boyunca yaşanan tüm ihlaller yokmuş gibi, İsrail'i önceki tüm saldırılarından aklıyor. Bu saldırının tek gerekçesi (Hizbullah'ın) silahsızlandırılması, çünkü İsrail'i güvence altına almak istiyorlar.”

Kasım, ABD'nin yeni önerisinin “kısmi çekilme karşılığında silahsızlanma talebini” içerdiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın basında çıkan haberlerden aktardığına göre ABD, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'da işgal ettikleri mevzilerden çekilmesi ve geçen yıl İsrail tarafından tahrip edilen bölgelerin yeniden inşası için ayrılan fonların serbest bırakılması karşılığında, Hizbullah'ın silahlarını bırakmasını talep ediyor.

Biz, Hizbullah ve Emel Hareketi olarak, direnişe, çevresine ve tüm mezhepleriyle Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz.

“Lübnan gerçek tehlikelerle karşı karşıya; güneyde İsrail, doğu sınırında (DEAŞ) araçları ve Lübnan'ı kontrol eden Amerikan zulmü” diyen Kasım “İsrail'in tehlikesi ve tehdidi ortadan kaldırıldıktan sonra savunma stratejisini tartışmaya hazırız, ancak bugün gücümüzden vazgeçmeyeceğiz ve savunma için tam hazırız” vurgusunda bulundu.