Filistinli genç kız, asma yaprağını tuvale dönüştürüyor

“Bazen kendime bu yaprakları pişirmek ve yemek yerine tabloya dönüştürmenin haram olup olmadığını soruyorum.” (Independent Arabia)
“Bazen kendime bu yaprakları pişirmek ve yemek yerine tabloya dönüştürmenin haram olup olmadığını soruyorum.” (Independent Arabia)
TT

Filistinli genç kız, asma yaprağını tuvale dönüştürüyor

“Bazen kendime bu yaprakları pişirmek ve yemek yerine tabloya dönüştürmenin haram olup olmadığını soruyorum.” (Independent Arabia)
“Bazen kendime bu yaprakları pişirmek ve yemek yerine tabloya dönüştürmenin haram olup olmadığını soruyorum.” (Independent Arabia)

Üniversite sınavına hazırlanırken kitapların ve satırların arasında kaybolan Lin, annesinin mutfakta pişirdiği yemeklerin kokusu odasına ulaşır ulaşmaz öğle yemeğinde sarma olduğunu anladı.
Daha önce bir asma yaprağını kitabının sayfaları arasına koyduğunu hatırlayan Lin, hemen sayfaları karıştırıp yaprağı aramaya koyuldu. Bulduktan sonra da sofra hazırlanana kadar meşgul olacak bir şeyler yapmak için yaprağın üzerine çizimler yapmaya başladı.
Asma yaprakları üzerine resimler çizmekte son derece maharetli olan Filistinli genç kız Lin el-Hac’ın hikayesi işte böyle başladı. Günün erken saatlerini genellikle evlerinin bahçesinde geçiren Lin, Feyruz’dan dinlediği şarkıların nağmeleriyle ağaçların arasında yürüyor ve onlarla ilgileniyor. Ancak asma ile daha çok vakit geçiriyor.
Küçük adımlar
Aslında küçük yaşlardan beri babasından aldığı yetenek sayesinde resim çizmeyi oldukça seven Lin, “Küçük adımlarla başladım. Kendimi geliştirinceye kadar çizim yaptım” dedi. Lin, küçüklüğünden beri çizdiği tüm resimleri halen saklıyor.
Resim çizmenin aklındakileri kâğıda dökme yollarından biri olduğunu söyleyen Lin, bazen de bu eylemi üniversitede okuduğu psikoloji bölümüyle ilişkilendirerek psikolojisini rahatlatma yöntemi olarak kullandığını belirtti. Okuduğu bölümün uzmanları, sorunları gerekli tedavi prosedürleriyle çözse de o zor şartlar altındaki hayatlarında karşılaştıkları sorunların tedavisi için resim çizmeyi tercih ediyor.
Gazze Şeridi’nde yaşayan Lin, bölge halkının yaşadığı krizlerin yanı sıra İsrail’in Gazze’yi hedef alan 3 büyük saldırısı ve yüzlerce küçük askeri operasyonuna tanıklık etti. Independent Arabia’nın haberine göre Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Gazze Şeridi'nde 210 binden fazla psikolojik bozukluk vakası olduğunu ve bu durumun insan psikolojisi üzerindeki olumsuz etkilerini yansıttığını belgeledi.
Ancak bu durum Lin’in adeta bir aşk hikayesi yaşadığı asma yaprakları ve üzerilerine çizdiği tablolar için geçerli değil. Asma yapraklarının kendisi için çok şey ifade ettiğini söyleyen Lin, “Tüm endişelerimi arkamda bırakarak doğayı çiziyorum” dedi.
“Günbatımını çizmeyi seviyorum”
Lin işe özellikle geniş ve kalın olan asma yapraklarını toplamakla başlıyor. Resim çizmek için uygun olan yaprakları temizleyip asıyor. Asma yaprakları büzüşmesin diye kitapların arasında kurutan Lin, daha sonra resim çizmek için gerekli aşamalardan geçen yaprakları alıp odasının bahçeye bakan köşesindeki küçük resim atölyesine götürüyor.
Doğanın formlarını yansıttığı yaprakları boyama aşamasının iki saate kadar sürebildiğini belirten Lin açıklamasına şöyle devam ediyor:
“Günbatımını, gökteki yıldızların ışıklarını, geceyi, ayın parlaklığını çizmeyi seviyorum. Kendime tuval edindiğim asma yaprakları üzerine manzara çizme konusunda uzmanlaştım.
Doğanın resimlerini yine onun gibi doğal bir yüzey üzerine resmetmekten duyduğu hazzı ifade eden Lin, büyük bir başarı yakaladığını düşünüyor. Resmi bittiğinde kurumaya bırakan Lin, asma yapraklarının hassas olduğunu ve çok fazla dokunulması halinde resmin kırılabileceğini, bu yüzden de onları bir çerçeveye koyduğunu belirtiyor.
Lin, bir resmi bazen tek yaprak üzerine bazen de birkaç yaprağı bir araya getirerek onların üzerine çiziyor ve resimlerinde genellikle mavi, mor ve yeşil tonlarını kullanmaktan hoşlandığını söylüyor.
Onları yiyor musun?
Şu ana kadar 50 civarı asma yaprağına resim çizen ve bu resimleri yaparken yaşadığı komik durumları da paylaşan Lin bu durumlardan birini şöyle anlatıyor:
“Bazen resim çizerken acıkınca kendime, ‘Bu yaprakları pişirmek ve yemek yerine üzerine resim çizmek haram değil mi?’ diye soruyorum. En sevdiğim yemeklerden biri sarmadır.” 
Üzüm yetiştiriciliğiyle ünlü olan Gazze, sadece bu yıl 7 bin 500 ton üzüm üretti.
Çizimlerini sosyal medyada paylaşan Lin, çok sayıda insandan çeşitli geri dönüşler aldı. Birçoğu lezzetli sarmaların yapıldığı asma yapraklarının nasıl tuvale dönüştüğünü merak ederken bazıları da özellikle bir kilo asma yaprağının fiyatının 3 dolara çıktığını belirterek Lin’in çalışmalarını provoke etmeye çalışıyor.
Lin’in karşılaştığı güçlükler
Lin, belli bir mevsime mahsus olan asma yapraklarını bulmada güçlük çekiyor. Gazze’de mayıs ortalarında çıkmaya başlayan asma yaprakları, eylül ayı sonlarına kadar dalında kalmaya devam ediyor. Ancak Lin, bu sınırlı zamanı aşmak için asma yapraklarını farklı şekillerde saklıyor.
Lin’in karşılaştığı diğer bir güçlük ise Gazzelilerin zor yaşam koşullarını yansıtan bir sorun. O da boyaların pahalı ve her rengin bulunamıyor olması. Lin, işsizlik oranının yüzde 65’lerde olduğu Gazze’de boya alabilmek için harçlıklarını biriktiriyor.
Lin yalnızca asma yapraklarına resim çizmiyor. Taşları da tuval olarak kullanıyor. Dünyanın  asma yaprakları üzerine muhteşem tablolar çizen ilk ressamı olan Lin, önemli uluslararası platformlarda sergi açmak istiyor.



Bilim insanları: Uzun yaşam için belirleyici organ beyin

Beynin biyolojik yaşı, ölüm ve hastalık riskleri açısından en güçlü tahmini sunuyor (Unsplash)
Beynin biyolojik yaşı, ölüm ve hastalık riskleri açısından en güçlü tahmini sunuyor (Unsplash)
TT

Bilim insanları: Uzun yaşam için belirleyici organ beyin

Beynin biyolojik yaşı, ölüm ve hastalık riskleri açısından en güçlü tahmini sunuyor (Unsplash)
Beynin biyolojik yaşı, ölüm ve hastalık riskleri açısından en güçlü tahmini sunuyor (Unsplash)

Bilim insanları bir kişinin ne kadar yaşayacağını öngörmede açık ara en iyi tahminin beyin yaşı üzerinden yapıldığını tespit etti. 

Kaliforniya'daki Stanford Üniversitesi'nden araştırmacılar, Birleşik Krallık'taki yaklaşık 45 bin yetişkinden alınan kan örneklerini yeni bir yöntemle analiz ederek en az 3 bin proteinin seviyelerini ölçtü. 

Araştırmacılar beyin, kalp, akciğer, karaciğer ve bağışıklık sistemi gibi vücudun farklı bölümlerindeki bu proteinler yoluyla, belirli bir organ sisteminin biyolojik yaşını, yani ne kadar yıprandığını hesapladı.

Bir organın protein analizi, kişinin kronolojik yaşından kayda değer derece farklı olduğunda bu organ "aşırı yaşlı" ya da "aşırı genç" diye sınıflandırıldı.

Bu şekilde 11 organ sistemini ve dokuyu inceleyen bilim insanları, sağlık sonuçlarını en iyi öngören yapının beyin olduğu sonucuna vardı.

Bulguları hakemli dergi Nature Medicine'da bugün (9 Temmuz) yayımlanan çalışmada aşırı yaşlı beyne sahip katılımcılara 10 yıl içinde Alzheimer teşhisi konma olasılığının, genç beyne sahip aynı yaştaki katılımcılara göre 12 kat daha fazla olduğu bulundu.

15 yıl içinde herhangi bir nedenden ölüm riski yaşlı beyinlerde yüzde 182 artarken, genç beyinler ölüm oranında yüzde 40'lık bir azalmayla ilişkilendirildi.

Çalışmanın başyazarı Tony Wyss-Coray, "Beyin uzun yaşamın bekçisi" diyerek ekliyor: 

Eğer bir kişinin yaşlı bir beyni varsa ölüm olasılığı artar. Genç bir beyni varsa muhtemelen daha uzun yaşar.

Araştırmacılar beyinden sonraki en önemli faktörün bağışıklık sistemi olduğunu saptadı. 17 yıllık takip süresi boyunca normal yaşta beyin ve bağışıklık sistemi olan katılımcıların yaklaşık yüzde 8'i, genç beyin ve bağışıklık sistemine sahip kişilerinse sadece yüzde 4'ü hayatını kaybetti. 

Bilim insanları beyin ve diğer organların biyolojik yaşlarına göre değerlendirilmesinin tıpta yeni bir çağı başlatabileceğini söylüyor. Organların biyolojik yaşının erken teşhis aracı olarak kullanılması umuluyor.

Basel Üniversitesi'nden çalışmada yer almayan Heike Bischoff-Ferrari, "Kan bazlı organ yaşı saatleri, günümüz tıbbında kullandığımız önlemlerden çok daha önce, yapısal değişiklikler ortaya çıkmadan yüksek hastalık riskine işaret edebilir ve önleyici tedavinin çok daha etkili olmasını sağlayabilir" diyor.

Wyss-Coray de bunun "tıbbın geleceği" olduğunu söyleyerek ekliyor: 

Bugün doktora bir yeriniz ağrıdığı için gidiyorsunuz ve onlar da sorunu anlamak için muayene ediyor. Biz hastalık tedavisinden önleyici sağlık bakımına geçmeye ve insanlar belirli organlarında hastalık yaşamadan önce müdahale etmeye çalışıyoruz.

Ekip yeni çalışmada geliştirdikleri testi ticarileştirmeyi ve iki ila üç yıl içinde kullanıma sunmayı amaçlıyor. Bu test muhtemelen ilk başta beyin, kalp ve bağışıklık sistemi gibi kilit organların yaşını hesaplamak için kullanılacak.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Financial Times, Nature Medicine