Güney Geçiş Konseyi, Atak'ta hezimete uğradı

Abyan vilayetinde Güney Geçiş Konseyi kuvvetlerine bağlı mekanizmalar (AFP)
Abyan vilayetinde Güney Geçiş Konseyi kuvvetlerine bağlı mekanizmalar (AFP)
TT

Güney Geçiş Konseyi, Atak'ta hezimete uğradı

Abyan vilayetinde Güney Geçiş Konseyi kuvvetlerine bağlı mekanizmalar (AFP)
Abyan vilayetinde Güney Geçiş Konseyi kuvvetlerine bağlı mekanizmalar (AFP)

Yemen’in güneyini kuzeyinden ayırmak isteyen Güney Geçiş Konseyi güçleri, hükümet güçlerinin durumu kontrol altına almasının, girişlerin güvenliğini sağlamasının ve geçiş güçlerinin planını boşa çıkarmasının ardından 23 Ağustos’ta Aden’in kuzeydoğusundaki Şebve vilayetinin başkenti Atak şehrinde patlak veren çatışmalarda hezimete uğradı.
Geçiş Konseyi liderleri de yenilgiyi kabul ederken yerel kaynaklar, yaklaşık 2 hafta önce geçici başkent Aden’de olduğu gibi kamp ve hükümet mevziilerine yeniden baskın düzenleme ve Atak şehrini kontrol etme umuduyla Geçiş Konseyi üyelerinin Aden, el-Dali ve Yafa bölgelerine takviye yapmaya başladıklarını açıkladı.
Geçtiğimiz Perşembe akşamı patlak veren ve Cuma sabahına kadar devam eden çatışmaların ardından meşru hükümet sözcüsü Racih Badi aracılığıyla yapılan resmi açıklamada, çatışmaların Şebve’ye genişlemesinin, meşruiyeti destekleyen koalisyonun hedeflerine meydan okuma anlamına geldiği belirtildi.
Atak şehrindeki askeri ve güvenlik kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, özel güvenlik güçleri ve 21. Mika Tugayları tarafından temsil edilen hükümet güçlerinin, Geçiş Konseyi güçlerinin saldırılarına karşı koymalarının ve onları şehir dışına çıkarmalarının ardından her türlü silahın kullanıldığı çatışmaların sabaha karşı durduğunu söyledi.
Çatışmalarda Geçiş Konseyi’ne ait askeri araçlar ateşe verilirken, güvenlik güçleri, Vali Muhammed Salih bin Adyo’nun evine saldırmak üzere Geçiş Konseyi güçlerinin gece sızma girişimlerini engelledi. Görgü tanıkları da Beyhan kasabasından gelen hükümet güçlerine takviye yapıldığını açıkladı.
Marib merkezli Üçüncü Askeri Bölgeye bağlı askeri Atak ekseni komutanlığı açıklamasında, “Şebvaniye Seçkin Güçleri” olarak adlandırılan ve Geçiş Konseyi’ne bağlı güçlere, “meşru hükümete katılmak, aklın sesine yanıt vermek ve akıl ve mantık dilini kullanmak” için 8 saatlik bir süre verdi.
Askeri eksen, “Bu çağrıya cevap veren, Şebve’nin korunması ve kasabalarının güvenliği için meşruiyete katılan herkesin güvenliği sağlanacak” dedi.
BAE’den iddialara yalanlama
Hükümet de çatışmalara dair sözcü aracılığıyla yaptığı açıklamada, Geçiş Konseyi olarak isimlendirilen isyana karşı koymaya kararlı olduklarını belirtti. Racih Badi ayrıca, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Şebve vilayetinin Balhaf kasabasındaki güçlerini, Suudi Arabistan’ın krize son verme ve askeri tırmanışı durdurma çabalarına rağmen askeri alanları havaya uçurmak ve Atak şehrine baskın yapmaya çalışmakla suçladı.
BAE, meşru Yemen hükümetinin suçlamalarını yalanlarken, Güney Geçiş Konseyi’nin ayaklanmasından sorumlu olduğu iddialarını reddetti. BAE ayrıca, Husilere karşı mücadelede meşruiyeti destekleyen koalisyon içerisinde ortaklık yapmaya kararlı olduğuna dikkati çekti.
Racih Badi, silahlı isyanın Şebve’ye genişlemesinin, Arap Koalisyonu’nun hedeflerine, Suudi Arabistan’ın ateşkes çabalarına ve tüm sükûnet çabalarına karşı bir meydan okuma olduğunu vurguladı. Badi, askeri birliklerin konumlarının Geçiş milislerinin yürüttüğü silahlı isyanı ele almada tutarlı, kararlı ve güçlü olduğunu ifade etti.
Resmi hükümet kaynakları da bu bağlamda Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik’in Şebve Valisi Muhammed bin Adyo ile telefon görüşmesi yaptığını, Şebve’deki güvenlik ve askeri duruma ilişkin gelişmeler hakkında bildi aldığını açıkladı.
Yemen hükümetine bağlı SABA haber ajansına göre Başbakan, yerel otorite güçlerinin ve ulusal ordu kuvvetlerinin durumuna dair müdahaleleri ve İran destekli Husi milislere hizmet eden yasadışı unsurların yol açtığı zorlukların üstesinden gelmek için çalışmaların devamlılığı hususunda bilgi aldı. Başbakan ayrıca, güvenliği, istikrarı, kamu ve özel mülkiyeti koruma çabaları hakkında bilgilendirildi.
Yemen Başbakanı, telefon görüşmesi sırasında Suudi Arabistan’ın tırmanışı durdurma çabalarına övgüde bulunurken, “durumun daha fazla şiddete kaymasını engelleme, durumun istikrarını, devlet kurumlarını ve toplumsal barışı koruma, devlete yönelik isyan girişimlerinde bulunanları engelleme, ulusal pozisyon ve çabaları destekleme” kararlılığına da dikkati çekti.
Başbakan Abdulmelik, tüm Şebve halkını da “güvenlik, istikrar ve halkın huzurunu bozmaya çalışanları engellemek amacıyla safları birleştirmeye, yerel otorite ve devlet kurumlarının liderliğini desteklemeye” çağırdı.
Kaynaklar ise, Şebve Valisi’nin askeri tırmanışın sebepleri ve mevcut gelişmeler hakkında Başbakan Abdulmelik’e kapsamlı bilgi verdiğini ifade ederken, durumun Şebve vilayeti ve vatandaşlar üzerindeki olumsuz etkilerine değindiğini söyledi. Valinin ayrıca durumu kontrol altına almak için sarf edilen önlemlerden de söz ettiği belirtildi.
Güney Geçiş Konseyi: Şebve’de çatışmalar durdu
Öte yandan Güney Geçiş Konseyi Başkan Yardımcısı Hani bin Berik, 23 Ağustos sabahı Twitter üzerinden Şebve’de çatışmaların durduğuna dair açıklamada bulundu.
Hani bin Berik, “Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyona saygı, sakinleşmeye ve koalisyonla bir çözüm düşünmeye dair bağlılığımız, Şebve’de çatışmaların durmasını sağlayan en önemli durum oldu. Terörist Islah Partisi’nden tekrarlı saldırıların olması halinde beklemeyeceğiz. Kendimize, halkımıza ve güneyin tamamına verdiğimiz taahhüdü yerine getireceğiz” dedi.
Yetkili, Geçiş Konseyi’ne bağlı güçlerin hükümet güçlerinin saldırıları karşısında kendilerini savunmak zorunda olduğunu belirtirken, meşruiyeti destekleyen koalisyona da “bir soruşturma komitesi gönderme ve bölgedeki saldırılardan kimin sorumlu olduğunu tespit etme” çağrısı yaptı.
Geçiş Konseyi güçleri, 4 gün süren çatışmaların ardından tüm askeri mevziilere baskın yaptıktan sonra geçici başkent Aden’in kontrolünü sağladı. Daha sonra ise Zinjibar vilayetinin başkentinde hükümete ait 2 kampı devirmek amacıyla Abyan’a yöneldi.
Meşruiyeti destekleyen koalisyon, bölgede sakinlik çağrısı yaparken, Suudi Arabistan da her iki tarafın memnuniyetle karşıladığı, anlaşmazlık sayfasını çevirmek için meşru liderler ve Geçiş liderleri arasında Cidde’de diyalog çağrısında bulundu.
Daha önce de eski Aden Valisi Aidarus el-Zubeydi başkanlığında 5 üyeli bir geçiş heyeti Cidde’ye ziyarette bulunmuştu.
Aynı şekilde Geçiş Konseyi güçlerinin Aden’e yönelik saldırılarına dair çeşitli kınamalar yapıldı. Bu çerçevede Şura Konseyi, son birkaç gün boyunca devlet kuruluşlarının ve kampların işgal edilmesine neden olan geçici başkent Aden’deki şiddetli saldırıları kınadı.
Yemen Şura Konseyi, “Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi ve hükümet tarafından temsil edilen anayasal meşruiyetin, Geçiş Konseyi milislerinin isyanına karşı tüm karar ve eylemlere açıkça destek verdiğini” vurguladı.
Konsey, isyanı destekleyen herhangi bir pozisyonun, Arap Koalisyonu’nu karıştırmaya yönelik düşmanca konumların, bölgesel ve uluslararası toplum tarafından benimsenen siyasi sürecin, uluslararası misyonlar tarafından sarf edilen çabaların engellenmesi için doğrudan bir tehdit olduğunu aktardı.
Yemen Şura Konseyi, Suudi Arabistan Krallığı’nın dostane tavrına dair de memnuniyetini dile getirdi.
Şura Konseyi üyeleri, yaptıkları açıklamada tüm siyasi bileşenlere “Yemen’i parçalama, darbecilere ve isyancılara hizmet eden medya aldatmacalarını durdurma, silahlı kuvvetlere ve güvenliğe destek verme” çağrısında bulundu.
Devlet yürütme, yasama ve yargı kurumlarının sürekli danışma içerisinde kalmasının önemli olduğu belirtilen açıklamada, “askeri ve güvenlik kuruluşunun, Suudi Arabistan önderliğindeki ortak kuvvetlerle işbirliği dâhilinde kurtarılan bölgelerin güvenlik ve istikrarını sağlama hususunda tam sorumluluk üstlendiğini” ifade etti.
Şura Konseyi ayrıca, “devletin güvenliğini, birliğini, cumhuriyeti ve vatanın siyasi sürecini hedef alan ciddi tehditlerle yüzleşmek için Husi isyanıyla ve milislerle mücadelede tüm cepheleri ve askeri operasyonları güvence altına almayı sürdürmenin” önemine dikkati çekti.



Suriye, Türk ve Rus varlıkları arasında bir denge kurmayı hedefliyor

Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
TT

Suriye, Türk ve Rus varlıkları arasında bir denge kurmayı hedefliyor

Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)

İsrail televizyon kanalı i24NEWS, dün Suriyeli kaynaklara dayandırdığı haberinde Şam'ın, İsrail ile bir güvenlik anlaşmasına varmak için topraklarındaki Türk ve Rus varlığı arasında denge kurmak istediğini bildirdi.

Kanal, Suriye'nin ülkenin güneyinde ve Golan Tepeleri yakınlarında Rus güçlerinin konuşlandırılmasını İsrail ile müzakereleri güçlendirmenin bir yolu olarak gördüğünü belirtti.

Televizyon haberinde, İsrail'in Suriye'deki Rus varlığının devamı konusunda Amerika Birleşik Devletleri ile görüşmeler yaptığı ifade edildi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'ya yakın bir kaynak, İsrail ve Suriye arasında güvenlik anlaşması konusunda son haftalarda önemli ilerleme kaydedildiğini ve yakında imzalanmasının mümkün olduğunu bildirdi.

İsrail'in i24NEWS haber sitesine konuşan kaynak, bu son atılımın ABD Başkanı Donald Trump'ın önemli çabaları sayesinde gerçekleştiğini belirterek, diplomatik bir ilave içerecek olan anlaşmanın, yakın gelecekte bir Avrupa ülkesinde yapılacak üst düzey bir Suriye-İsrail görüşmesinde imzalanmasının muhtemel olduğunu kaydetti.

Suriyeli kaynak, Eş-Şara ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılacak bir görüşmede doğrudan imzalanma olasılığını da göz ardı etmediğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail kanalından aktardığına göre Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani geçen ay, Şam'ın 1974 Ateşkes Anlaşması'na dayalı, bazı küçük değişikliklerle ve tampon bölgeler olmaksızın, yıl sonuna kadar Suriye ve İsrail arasında bir güvenlik anlaşmasına varılmasını beklediğini söyledi.

İsrail ise eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra İsrail ordusunun Suriye'de ele geçirdiği tüm mevzilerden İsrail'in çekilmesi yönündeki Suriye'nin talebini reddediyor.

i24NEWS'e göre İsrail kaynakları, İsrail ordusunun Suriye topraklarında şu anda kontrol ettiği dokuz noktadan bazılarından çekilmesinin ancak Suriye ile tam bir barış anlaşması karşılığında gerçekleşeceğini, güvenlik anlaşması karşılığında olmayacağını belirtiyor.


UBH: Genelkurmay Başkanı'nın uçağının iki kara kutusunun Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldı

Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
TT

UBH: Genelkurmay Başkanı'nın uçağının iki kara kutusunun Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldı

Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı dün, Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindekileri taşıyan uçağın kara kutularının doğru teknik analiz için Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türk yetkililerle anlaşmaya varıldığını duyurdu.

Bakanlık, Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda, yasal işlemleri tamamlamak amacıyla, talihsiz uçaktaki yolcuların ailelerinin bazılarından alınan DNA örneklerinin karşılaştırma ve kurbanların kesin kimlik tespiti için Türk yetkililere verildiğini belirtti.

Bakanlık, Genelkurmay Başkanı ve beraberindekilerin ölümüne yol açan uçak kazasıyla ilgili soruşturma komisyonunun Türk makamlarıyla koordinasyon içinde çalışmalarına devam ettiğini ifade etti.

Bakanlık ayrıca, Türk Başsavcısının olayla ilgili tüm belgeleri ve kamera kayıtlarını Libya makamlarına vermeye hazır olduğunu teyit ettiğini ve ortak soruşturma için izlenen prosedürleri ve verilen onayları özetleyen resmi bir muhtıranın Libya Başsavcısına gönderileceğini kaydetti.

Korgeneral Muhammed el-Haddad'ın ölümü Libya kamuoyunda birçok soru işaretine yol açtı (AFP)Korgeneral Muhammed el-Haddad'ın ölümü Libya kamuoyunda birçok soru işaretine yol açtı (AFP)

Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdülhamid Dibeybe, Ankara üzerinde uçağıyla temasın kesilmesinin ardından Libya Genelkurmay Başkanı'nın hayatını kaybettiğini duyurdu.

Dibeybe ayrıca, Ankara'ya yaptığı resmi bir gezi dönüşünde meydana gelen trajik bir kaza sonucu Haddad'ın yol arkadaşlarının da hayatını kaybettiğini açıkladı: Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Korgeneral Futuri Gribel; Askeri Sanayi Şirketi Direktörü Tuğgeneral Mahmud Al Katavi; Libya Ordusu Genelkurmay Başkanı Danışmanı Sayın Muhammed el Assavi Diyab ve Genelkurmay Başkanı'nın medya ofisindeki fotoğrafçı Sayın Muhammed Ömer Ahmed Mahcub.

"Bu trajik kayıp, millet, askeri kurum ve tüm halk için büyük bir kayıptır. Ülkelerine samimiyet ve özveriyle hizmet etmiş, disiplin, sorumluluk ve milli bağlılık konusunda örnek teşkil etmiş insanları kaybettik" ifadelerini kullandı.

Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, salı akşamı Ankara'dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra Libya Genelkurmay Başkanı'nı taşıyan uçakla temasın kesildiğini açıklamıştı.

Bakan, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, "Bu akşam saat 20:52'de (GMT 17:52) Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan Trablus'a doğru 20:10'da kalkan 9H-DFJ tescil numaralı Falcon 50 tipi özel jetle temas kesildi" dedi.

Bakan, "Haymana bölgesinden acil iniş talebi alındı, ancak daha sonra uçakla temas kesildi" diye belirtti. "Uçakta Libya Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed Ali Ahmed el-Haddad da dahil olmak üzere beş kişi bulunuyordu" diyen Bakan, daha sonra uçağın enkazının bulunduğunu ifade etti.


Gazze'deki çeteler tampon bölgenin genişletilmesinin önünü açıyor

Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta dün bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için bekleyen kuyruklar arasında Filistinli bir kız çocuğu, (AP)
Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta dün bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için bekleyen kuyruklar arasında Filistinli bir kız çocuğu, (AP)
TT

Gazze'deki çeteler tampon bölgenin genişletilmesinin önünü açıyor

Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta dün bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için bekleyen kuyruklar arasında Filistinli bir kız çocuğu, (AP)
Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta dün bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için bekleyen kuyruklar arasında Filistinli bir kız çocuğu, (AP)

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki tampon bölgeyi genişletmesinin bir ön gösterimi olarak ve savaşın başlangıcından bu yana eşi benzeri görülmemiş bir olayda, Gazze şehrinin doğu mahallelerinde faaliyet gösteren silahlı çeteler dün, şehrin doğusundaki el-Tuffah mahallesinde, sarı hata (İsrail ve Hamas'ın kontrolündeki bölgeler arasındaki sınır çizgisi) bitişik bir yerleşim bloğunun sakinlerini tamamen tahliye olmaya zorladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, "Rami Halas Grubu" olarak bilinen gruba bağlı kişilerin dün günü şafak vakti Şucaiyye ve Kibbutz bölgelerindeki kalan sakinlerin evlerine yaklaştığını, havaya ateş açtıktan sonra ayrıldığını bildirdi. Ancak daha sonra tekrar geri dönerek, sakinlerin gün batımına kadar tahliye edilmesini talep ettiler ve uymayanları vurmakla tehdit ettiler.

Aynı kaynaklara göre, bu silahlı grubun üyeleri, birkaç yüz metre mesafeden küçük bir hoparlör kullanarak bölgenin tamamen tahliye edilmesini talep ettiler. Sakinlerin sayısının iki yüzden fazla olduğu tahmin ediliyor.

Görgü tanıkları, silahlı kişilerin, tahliye emrinin "sarı hat"ın doğusunda, ailelerin evlerinden 150 metreden fazla uzakta konuşlanmış İsrail ordusu tarafından verildiğini sakinlere bildirdiğini aktardı. Aileler, Gazze şehrine doğru batıya kaçmak zorunda kaldı.

Sahadaki kaynaklara göre, İsrail güçleri salı ve çarşamba akşamları bu bölgelere patlayıcı içermeyen sarı variller bıraktı, ancak sakinlere tahliye emri vermedi.