Bakan Akar açıkladı: Tam kapasiteyle faaliyete başladı

Bakan Akar açıkladı: Tam kapasiteyle faaliyete başladı
TT

Bakan Akar açıkladı: Tam kapasiteyle faaliyete başladı

Bakan Akar açıkladı: Tam kapasiteyle faaliyete başladı

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Birleşik Müşterek Harekat Merkezi tam kapasiteyle faaliyete başladı" dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ile İzmir'deki birliklerde inceleme ve denetlemeler yaptı. Ege Ordu Komutanlığını da ziyaret eden Akar ve TSK'nın komuta kademesi, birliklerin komutanlarıyla görüştü; ayrıca faaliyetlere ilişkin brifing alındı. 
Son gelişmelere ilişkin değerlendirmeler yapan Hulusi Akar, ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile 21 Ağustos'taki telefon görüşmesinde güvenli bölgeye ilişkin planın birinci aşamasının başlamasına yönelik mutabakata varıldığını tekrar hatırlattı. Akar, "Bu konudaki koordinasyon ve müşterek çalışmalarımız devam ediyor. ABD Savunma Bakanı Esper ile telefon görüşmemizde planlamanın birinci aşamasının başlatılması ve ileri aşamaların ele alınması için askeri heyetlerin tekrar Ankara'da bir araya gelmesi konusunda mutabık kalmıştık. Birleşik Müşterek Harekat Merkezi tam kapasiteyle faaliyete başladı. Merkezin komutası Türk ve ABD'li birer general tarafından yürütülüyor. Birinci safha faaliyetleri ile ilgili sahada uygulamalara geçildi. Bu kapsamda 14 Ağustos'ta ilk İHA uçtu. İlk ortak helikopter uçuşu bugün öğleden sonra yapılıyor. Ayrıca teröristlere ait mevzilerin ve tahkimatın tahribine de başlandı" dedi.
İdlib'deki duruma da değindi 
İdlib'de yaşananlara da ilişkin bilgi veren Bakan Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda görüştüğünü anımsattı. Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rejimin İdlib'deki ateşkes ihlalleri ve saldırılarının büyük bir insani krize yol açtığını, Suriye'deki çözüm çabalarına zarar verdiğini belirttiğini kaydeden Akar, "Rejimin bir bölgeyi yani Han Şeyhun bölgesini harekat alanı ilan etmesi, burayı giriş çıkışlara kapatması ve operasyon yapması İdlib'le ilgili anlaşma ve mutabakatlara kesinlikle aykırı. Bu operasyonlar sorunların çözümüne değil, tam tersine durumun daha da içinden çıkılmaz hale gelmesine neden oluyor. Rusya ile yapılan mevcut mutabakat ve anlaşmalara aykırı olarak rejim tarafından gerçekleştirilen operasyonlar sivil ve masum insanlara büyük zararlar veriyor. Yaşananlar her geçen gün büyük bir insanlık dramına dönüşüyor. Rejim, saldırılarıyla İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nin sınırlarını ihlal ediyor. Rusya Federasyonu makamlarına her seviyede yapılan tüm uyarılara rağmen rejim operasyonlarına devam ediyor. Bu saldırılar zaten hassas olan bölgedeki güvenlik ihtiyacını daha da acil hale getiriyor. Gözlem noktalarımız kendilerine verilen görevleri eksiksiz olarak yerine getirmeye devam ediyor. Gözlem noktalarımıza veya oradaki varlığımıza yönelik herhangi bir saldırı olması durumunda meşru müdafaa hakkımızı sonuna kadar kullanacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın" şeklinde konuştu. 
Rusya Federasyonu destekli rejimin, karadan ve havadan köylere yönelik saldırılarıyla mutabakata ve anlaşmalara aykırı olarak toprak işgalini sürdürdüğünü belirten Akar, "Masum bölge halkı da tüm direnişine rağmen topraklarını kaybediyor. Bu durum ise yoğun göç ve radikalleşmeye sebep oluyor. Saldırılar 700'den fazla kadın, çocuk, genç ve yaşlı masum insanın hayatını kaybetmesine, 500 binden fazla insanın yaşam alanlarını terk etmesine, güvenli olarak gördükleri sınırlarımıza doğru göç etmesine neden oldu. 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan Türkiye'ye yönelik ilave göç daha büyük insani trajediye neden olabilir" diye konuştu. 
Türk Silahlı Kuvvetlerinin yurt içinde ve yurt dışında gece-gündüz, yaz-kış, dağ-bayır demeden FETÖ, PKK/KCK/PYD/YPG ve DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadelesini her türlü tehdit ve tehlikeye karşı "ölürsem şehit kalırsam gazi" anlayışı içinde azim ve kararlılıkla sürdürdüğünü belirten Akar, terörle mücadelenin en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edeceğine dikkat çekti. 
Akar, şöyle konuştu: 
"Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kim olursa olsun teröre doğrudan ya da dolaylı olarak destek olan, yardım yataklık yapan, devletin imkanlarını terör örgütlerinin karanlık amaçları doğrultusunda kullananlar ve demokratik hak ve özgürlükleri istismar edenlerle ilgili Anayasa ve yasalar çerçevesinde gerekli işlemlerin yapıldığını ve yapılacağını herkesin çok iyi anlaması gerekir."
Pençe-3 Harekatı'yla ilgili flaş açıklama 
Terör örgütüyle mücadelenin artan bir kararlılık ve tempoda devam ettiğini ifade eden Akar, “Hudut güvenliğini ileriden sağlamak, Sinat-Haftanin bölgesinde bulunan teröristleri ve kullandıkları mağara ve sığınakları tahrip ve imha etmek için Pençe-3 Harekatı'nı dün akşam itibarıyla başlattık" dedi.
Operasyonda, Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı uçakların yanı sıra; helikopterlerin, İHA ve SİHA'ların, fırtına obüslerin, yerli ve milli diğer silah ve mühimmatın kullanıldığını ifade eden Akar, "Operasyon planlandığı şekilde başarıyla devam ediyor. Teröristlerin teslim olmaktan ve bu işten vazgeçmekten başka şansları yok. Komandolarımız, Mehmetçik, teröristlerin inlerine girmeyi ve buraları tek tek temizlemeyi sürdürüyor. Mücadelemiz en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecektir" diye konuştu.
Hakurk bölgesindeki Pençe-1 ve Pençe-2 harekatlarının da devam ettiğini belirten Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Pençe-1 Harekatı'nda 64, Pençe-2 Harekatı'nda 16 olmak üzere son 8 ayda Irak'ın kuzeyindeki operasyonların tamamında toplam 654 terörist etkisiz hale getirildi" şeklinde konuştu.



Trump'la görüşmeye Gazze için alternatif planla giden Netanyahu'nun hedefinde İran Var

ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)
TT

Trump'la görüşmeye Gazze için alternatif planla giden Netanyahu'nun hedefinde İran Var

ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı  (AFP)

Miami’deki Mar-a-Lago’da pazartesi günü yapılması planlanan Donald Trump– Binyamin Netanyahu görüşmesi öncesi İsrail’de kulisler hareketlenirken, siyasi kaynaklar bu zirveyi Netanyahu’nun siyasi kaderini şekillendirecek bir dönüm noktası olarak tanımlıyor. Ancak görüşmenin, Netanyahu’nun Beyaz Saray’ın Gazze planını hayata geçirme konusundaki ivmesini frenleme çabalarını da gündeme taşıması bekleniyor.

Taraflar arasında öncelikler konusunda ciddi bir görüş ayrılığı olduğu belirtiliyor. İsrailli siyasi kaynaklar, “Walla” sitesine yaptıkları değerlendirmede, “ABD yönetimi Netanyahu’dan rahatsız ve onu Trump’ın planını engellemekle suçluyor. Buna karşın Trump, Netanyahu’ya olan güvenini koruyor, onu kolluyor ve azarlamak yerine uzlaşma arayışında olacak. Trump, görüşmenin merkezine Gazze’yi koyarken, Netanyahu öncelikleri değiştirerek gündemi İran’la başlatmak istiyor” ifadelerini kullandı.

İsrailli yetkililer, Netanyahu’nun “İran’a yönelik, özellikle İsrail-ABD ortak bir saldırısının, gelecekteki nükleer anlaşma açısından daha iyi sonuçlar doğuracağı ve hatta Tahran’daki rejimi sarsabileceği” görüşünü savunduğunu aktarıyor.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Ahronot gazetesinden aktardığı habere göre İran, Trump’ın girişimlerini boşa çıkarmak amacıyla Hizbullah ve Hamas’a büyük yatırımlar yapıyor. Gazete, bu örgütlerin silahsızlanmayı reddetmesinin Devrim Muhafızları’nın teşvikiyle gerçekleştiğini ileri sürüyor.

Gazze planında değişiklik arayışı

Aynı kaynaklara göre Netanyahu, Gazze dosyasını soğutmayı hedefleyen bir yol haritası önermeye hazırlanıyor. Bu planın, Trump’ın Gazze planını hayata geçirme konusundaki “görünen aceleciliğini” durdurmayı, süreci yavaşlatmayı ve hatta Beyaz Saray’da çizilen yol haritasının yerine İsrail önceliklerini esas alan yeni bir plan koymayı amaçladığı belirtiliyor.

“Maariv” gazetesine göre Trump’a sunulması planlanan İsrail önerisi, Hamas’ın fiilen silahsızlanmasına kadar Gazze Şeridi’nin yüzde 75’ine varan bir alan üzerinde İsrail kontrolü öngörüyor. İsrail’in mevcut anlaşmalar kapsamında şu anda Gazze’nin yüzde 53’ünü kontrol ettiği, son bir ayda bu oranı yüzde 58’e çıkardığı ifade ediliyor.

h
ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)

Trump ise Gazze konusunda farklı bir yaklaşım benimsiyor. ABD Başkanı, Gazze’de ilerleme sağlanmasının İran’ı izole edeceğini ve diplomatik sürece yönelteceğini düşünüyor. İsrail değerlendirmelerine göre Trump, silahsızlanma sürecini zamana yayılan bir aşama olarak görüyor ve derhal ikinci aşamaya geçilmesini, yeniden imar sürecine odaklanılmasını istiyor. Bu çerçevede İsrail’den engel çıkarmamasını ve Gazze’de yeni bir çekilmeye hazırlanmasını talep ediyor.

Bu nedenle, Yediot Ahronot Netanyahu’nun, Trump’ın taleplerinin savaşta elde edilen kazanımları aşındıracağı endişesini taşıyan İsrail ordusunu da sürece dâhil ettiğini yazıyor. Netanyahu’nun, “ileri ve önleyici savunmayı da içeren yeni bir güvenlik doktrininin” merkezde yer almasını isteyeceği ve bu yaklaşım için ABD’den siyasi ve askeri destek talep edeceği belirtiliyor. Gazeteye göre Netanyahu ayrıca, Trump çevresinde etkili olan Türkiye ve Katar’ın nüfuzunu dengelemeye çalışacak.

Çatışma endişesi ve temkinli yaklaşım

Netanyahu, bu önerilerin Trump ve ekibiyle ciddi tartışmalara, hatta bir krize yol açabileceğinin farkında. Gazetenin stratejik işler muhabiri Ron Ben-Yişay, İsrail liderliğinin Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında Beyaz Saray’da yaşanan “küçük düşürücü” karşılaşmayı hatırladığını ve Trump’ın Netanyahu’ya karşı da ani bir tutum değişikliğine giderek İsrail’i “nankörlükle” suçlayabileceğinden endişe duyduğunu yazıyor.

csdfvgh
Trump ve Netanyahu, 29 Eylül 2025’te Beyaz Saray’daki basın toplantısının sonunda tokalaşırken (AFP)

Haberde, İsrail tarafının son derece temkinli davranmak zorunda olduğunun farkında olduğu vurgulanırken, Netanyahu’nun ikili ilişkiler kapsamında birçok talebi bulunduğu belirtiliyor. Bunlar arasında, önümüzdeki yılları kapsayan çok yıllı güvenlik yardımı planı çerçevesinde İsrail’in niteliksel askeri üstünlüğünün korunması ve bölge ülkelerine gelişmiş silah satışlarına kısıtlamalar getirilmesi de yer alıyor.

Bölgesel başlıklarda ise Türk meselesinin de Mar-a-Lago’daki görüşmede gündeme gelmesi bekleniyor. Netanyahu’nun, Gazze’de ve Suriye’nin orta ve güney kesimlerinde Türkiye’nin askeri varlığına İsrail’de geniş bir karşıtlık bulunduğunu savunacağı, bu varlığın İsrail’in güvenlik tehditlerini bertaraf etme kabiliyetini sınırladığını ileri süreceği belirtiliyor. Ancak Trump’ın bu konuda farklı bir tutum sergileyebileceği ve Netanyahu’nun muhalefetini yumuşatmak zorunda kalabileceği değerlendiriliyor.

İsrailli yorumculara göre Trump, Mar-a-Lago zirvesinde Netanyahu’dan, seçim yılı olması nedeniyle İsrail’deki sağ tabanı rahatsız edebilecek tavizler isteyebilir. Bu nedenle Netanyahu’nun her başlıkta sert bir pazarlık yürütmesi bekleniyor. İsrail basınına göre bu görüşme, Netanyahu için Florida sahillerinde “rahat bir gezinti” olmayacak.


Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud: Ortadoğu’daki çatışmanın topraklarımıza sıçramasına izin vermeyeceğiz

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
TT

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud: Ortadoğu’daki çatışmanın topraklarımıza sıçramasına izin vermeyeceğiz

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Somaliland’ı bağımsız bir devlet olarak tanıma kararının ‘kabul edilemez bir adım, uluslararası normların ihlali ve ülkenin bağımsızlığına açık bir saldırı’ olduğunu söyledi.

İsrail, cuma günü tek taraflı olarak ilan edilen Somaliland’ı ‘bağımsız egemen devlet’ olarak resmen tanıyan ilk ülke oldu.

Bu karar, bölgesel dinamikleri yeniden şekillendirecek, Somali'nin uzun süredir devam eden ayrılıkçılığa karşı muhalefetini sınayacak ve Tel Aviv'e Afrika kıtasının en uzun deniz sınırına sahip ülkede, hassas Afrika Boynuzu bölgesinde bir dayanak noktası oluşturacak.

Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Mahmud, parlamentoda yaptığı konuşmada, ‘Ortadoğu’daki çatışmanın ülkemize taşınmasını’ reddettiğini belirterek “Birliği sağlamak için Somaliland ile diyalog konusunda kararlıyız” dedi. Şeyh Mahmud, ülkesinin, saldırıların başlatılabileceği askeri üslerin kurulmasını kabul etmeyeceğini vurguladı.

Arap Birliği'nin olağanüstü toplantısı

Öte yandan Somali'nin Kahire Büyükelçisi ve Arap Birliği (AL) Daimi Temsilcisi Ali Abdi Avari bugün, Tel Aviv’in Somaliland’ı tanımasına atıfla, İsrail'in Filistin halkını topraklarından zorla çıkarmak amacıyla Somali'deki ayrılıkçı bir oluşumu desteklediğini söyledi.

j6y
Hargeisa Savaş Anıtı önünde Somaliland bayrağı taşıyan bir genç (AFP)

Avari, Arap Birliği’nin acil toplantısında “Somali, Filistinlileri topraklarından çıkarmaya yönelik hiçbir girişime taraf olmayacak” dedi.

Bu planları engellemek ve İsrail'in aleni emellerine karşı durmak için çalışacaklarını belirten Avari, İsrail'in Somaliland'ı tanıma kararının ‘tüm Arap ulusal güvenliğini ve Kızıldeniz'deki seyrüseferi etkileyen doğrudan bir saldırı’ olduğunu vurguladı.

Birleşmiş Millerler Güvenlik Konseyi (BMGK), İsrail'in Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanımasıyla ilgili olarak pazartesi günü acil bir toplantı düzenleyecek.

Avari, toplantı öncesinde, çoğu Müslüman olan 21 ülke dün geç saatlerde ortak bir bildiri yayınlayarak İsrail'in kararının ‘Afrika Boynuzu'ndaki barış ve güvenlik’ ile daha geniş kapsamda Kızıldeniz bölgesi üzerinde ‘ciddi yansımaları’ olacağı konusunda uyarıda bulundu.

Somali'nin kuzeyinde bulunan ve çoğunluğu Müslümanlardan oluşan nüfusu birkaç milyonu bulan Somaliland, otuz yılı aşkın bir süredir fiilen bağımsız bir bölge.


Lavrov: Ukrayna'daki Avrupa güçleri Rusya için meşru hedefler olacak

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
TT

Lavrov: Ukrayna'daki Avrupa güçleri Rusya için meşru hedefler olacak

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bugün yaptığı açıklamada, Rusya'nın Tayvan'ın bağımsızlığına her şekilde karşı olduğunu ve adayı Çin'in ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü söyledi.

Rusya merkezli haber ajansı TASS’a konuşan Lavrov, Japonya’nın artan askeri eğilimlerine atıfla, Japonya'yı ‘askerileşme’ olarak nitelendirdiği eğilimini ‘dikkatlice düşünmeye’ çağırdı.

Öte yandan Lavrov, Ukrayna'da konuşlandırılan herhangi bir Avrupa askeri birliğinin Rusya ordusu için meşru hedef haline geleceğini vurguladı.

Lavrov ayrıca, kanıt sunmadan, Avrupalı politikacıları Kiev ile ilişkilerinde ‘açgözlü’ şekilde hareket etmekle ve Ukrayna halkının ve kendi ülkelerinin halklarının çıkarlarını göz ardı etmekle suçladı.