Dünya liderleri G7 Zirvesi için bir araya geldi

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)
TT

Dünya liderleri G7 Zirvesi için bir araya geldi

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)

Dünyanın en büyük 7 ekonomisinin katılımı ile gerçekleşen G7 Zirvesi görüşmeleri Fransa’nın güneyindeki Biarritz kasabasında dünya liderlerinin katılımı ile başladı.
Dünyanın en büyük 7 ekonomisinin katılımı ile gerçekleşen 45'inci G7 Zirvesi görüşmeleri Fransa'nın Nouvelle-Aquitaine bölgesinde yer alan sahil kasabası Biarritz'de başladı. Zirvenin açılış töreni için G7 grubunu oluşturan Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada'nın liderleri ile Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk bir araya geldi. Zirve'ye ev sahipliği yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron eşi Brigitte Macron ile birlikte ilk olarak Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk ve eşini karşıladı. Fransa lideri ve eşi daha sonra ise sırası ile İtalya Başbakanı Giuseppe Conte'yi, İngiltere'nin yeni Başbakanı Boris Johnson'ı, Kanada Başbakanı Justin Trudeau'yu, Japonya Başbakanı Şinzo Abe ve eşini, Almanya Başbakanı Angela Merkel'i son olarak ise ABD Başkanı Donald Trump ve eşi Melania Trump'ı karşıladı. Macron ve eşi liderler ve eşlerine zirvenin gerçekleştirileceği yeri gezdirerek fotoğraf çekiminde bulundu. 
Zirve protestoların gölgesinde başladı
Dünya liderleri başta kürsel ekonomik çalkalanmalar ve iklim değişikliği olmak üzere pek çok konuyu masaya yatırmak amacı ile G7 Zirvesine başlarken zirvenin gerçekleştirildiği Biarritz'de kasabası yakınlarında binlerce vatandaş bir araya geldi. Protestocular G7 liderlerine ülkelerinin ilkim ve ekonomi politikalarını değişmeleri yönünde çağrıda bulundu. Zirvenin güvenliği için ise üst düzey güvenlik önemleri alındı.
Zirve 4 ana gündem maddesine odaklanacak
G-7'nin resmi açılışından birkaç saat önce düzenlenen çalışma yemeğinden sonra açıklamalar yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, G7 Zirvesi'nin dört ana tema üzerine odaklandığını açıklamıştı. Macron bu ana maddeleri ise “Dünyada istikrar ve barış”, “Dünya ekonomisine ağırlık veren belirsizlikler”, “Sosyal ve kültürel eşitsizlik”, “İklim değişikliği ve çeşitlilik” şeklinde sıralamıştı.
“Amazon ormanlarının savunmasında küresel bir hareket başlatmalıyız”
Macron geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, hükümetinin AB ile Güney Amerika Ortak Pazarı (Mercosur) arasındaki ticaret anlaşmasını reddedeceğini ve Brezilya hükümetinin Amazon krizi karşısında davranışlarını protesto edeceğini açıklamıştı. Bugün yaptığı açıklamada ise Macron üslubunu biraz daha yumuşatarak, “Amazon ormanlarının savunmasında küresel bir hareket başlatmalıyız. Brezilya'ya yardım etmek ve bu küresel ekolojik çeşitlilik hazinesinin yeniden ağaçlandırılmasına yatırım yapmak için harekete geçmeliyiz” dedi.
Macron dün yaptığı açıklamada ise, dünyadaki Amazon yangını krizi hakkında, "Evimiz yanıyor. Oksijenimizin yüzde 20'sini üreten Amazon yağmur ormanları yanıyor. Bu durum uluslararası bir krizdir" ifadelerini kullanmış ve meselenin yarın yapılması planlanan G7 Zirvesi'nin ana gündem maddelerinden bir tanesi olmasını önermişti.  



İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
TT

İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün salı günü yaptığı açıklamada, İsrail’in “Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini” söyledi. Katz, uygun zaman geldiğinde Gazze’nin kuzeyinde yeni yerleşim odakları kurulacağını da belirtti.

İsrail medyasının aktardığına göre Katz, Beyt El’de düzenlenen bir törende yaptığı konuşmada, “Bunu doğru şekilde ve doğru zamanda yapacağız. Protesto edenler olacaktır, ama biz bakanlarız” ifadelerini kullandı.


ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu dün, Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığı bilinen rotada seyreden bir teknede şüpheli bir uyuşturucu kaçakçısını öldürdüğünü açıkladı.

Latin Amerika'daki Washington askeri operasyonlarını denetleyen ABD Güney Komutanlığı, X'te yayınlanan açıklamada, "Birleşik Müşterek Görev Gücü Güney Mızrağı, uluslararası sularda belirlenmiş terör örgütleri tarafından işletilen gemiye karşı ölümcül bir saldırı düzenledi" dedi. Açıklamada, hiçbir ABD askeri personelinin yaralanmadığı da belirtildi. Güney Komutanlığı, teknenin gerçekten uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili olduğuna dair kanıt sunmadı.

Güney Komutanlığı tarafından yayınlanan videoda, teknenin bir tarafına su püskürtüldüğü görülüyor. İkinci bir püskürtmenin ardından, teknenin arka kısmı alev alıyor, etrafı daha fazla su püskürtmesiyle çevrili ve alevler şiddetleniyor. Videonun son saniyesinde, teknenin yanında büyük bir alev topuyla sürüklendiği görülüyor.

Daha önceki ABD saldırılarında teknelere yönelik patlamaları gösteren videolarda, gemilerde ani patlamalar görülmüş ve bu da füze kullanımına işaret etmişti. Bazı kayıtlarda ise füze benzeri cisimlerin teknelere doğru düştüğü açıkça görülmüştü.

Trump yönetimi, saldırıların ABD'ye uyuşturucu akışını durdurmayı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskıyı artırmayı amaçladığını belirtmişti.


Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
TT

Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)

Çin'in büyük askeri emellerini vurgulayan bir Pentagon rapor taslağında, Pekin'in muhtemelen en yeni üç fırlatma üssüne 100'den fazla kıtalararası balistik füze yüklediği ve silah kontrolü görüşmelerine girmeye yanaşmadığı belirtildi.

Çin, nükleer silahlarını modernize ediyor ve menzilini diğer tüm nükleer güçlerden daha hızlı bir şekilde genişletiyor. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Pekin, askeri yığılmasıyla ilgili haberleri "itibarını zedelemek ve uluslararası toplumu kasıtlı olarak yanıltmak" girişimleri olarak nitelendirerek reddetti.

Geçtiğimiz ay ABD Başkanı Donald Trump, Çin ve Rusya ile nükleer silahsızlanma planı üzerinde çalışıyor olabileceğini söylemişti. Ancak Reuters'in gördüğü bir Pentagon raporu taslağı, Pekin'in böyle bir planla ilgilenmediğini gösteriyor.

Raporda, "Pekin'in bu tür adımlar atmaya veya kapsamlı silah kontrolü görüşmelerine katılmaya yönelik bir istekliliğini hala göremiyoruz" ifadesi yer aldı.

Raporda ayrıca, Çin'in Moğolistan sınırına yakın füze depolama tesislerinde 100'den fazla DF-31 katı yakıtlı kıtalararası balistik füze konuşlandırmış olabileceği ve bunun da inşa ettiği bir dizi füze depolama tesisinin en yenisi olduğu belirtildi.

Pentagon daha önce bu bölgeleri belirlemişti, ancak oraya konuşlandırılan füze sayısını belirtmemişti. Pentagon taslak rapor hakkında yorum yapmayı reddetti ve Washington'daki Çin Büyükelçiliği henüz yorum talebine yanıt vermedi. Taslak Pentagon raporunda bu füzeler için potansiyel hedefler belirlenmedi. ABD yetkilileri, raporun yasa koyuculara sunulmadan önce revize edilebileceğini ifade etti.

Raporda, Çin'in nükleer savaş başlığı stokunun 2024 yılında yaklaşık 600 civarında kaldığı ve bunun "önceki yıllara kıyasla daha yavaş bir üretim oranını" yansıttığı belirtildi.

Ancak raporda Çin'in nükleer genişlemesinin devam ettiği ve 2030 yılına kadar 1000'den fazla nükleer savaş başlığına sahip olma yolunda ilerlediği belirtildi.

Çin, "kendini savunma amaçlı nükleer strateji" ve "ilk kullanan taraf olmama" politikasına bağlı olduğunu söylüyor.

Trump, Amerika Birleşik Devletleri'nin nükleer silah testlerine yeniden başlamasını istediğini dile getirdi, ancak bunun nasıl uygulanacağı belirsizliğini koruyor.

ABD eski Başkanı Joe Biden ve Trump, ilk dönemlerinde Çin ve Rusya'yı Yeni START anlaşmasının yerine üçlü stratejik nükleer silah azaltma anlaşması getirmek için müzakerelere dahil etmeye çalışmışlardı.

Pentagon raporunda Çin'in askeri yığılması detaylı bir şekilde ele alınarak, "Pekin'in 2027 yılının sonuna kadar Tayvan'da savaşabilecek ve kazanabilecek durumda olacağı" belirtildi.

Tayvan'ı, demokratik olarak yönetilen bir ada olarak kendi topraklarının bir parçası olarak gören Çin, adayı "yeniden birleştirmek" için güç kullanma fikrinden hiçbir zaman vazgeçmedi.

Pentagon raporu, ABD ve Rusya arasında kalan son nükleer silah kontrol anlaşması olan ve her iki tarafı da 700 fırlatma platformunda en fazla bin 550 konuşlandırılmış nükleer savaş başlığıyla sınırlayan 2010 Yeni START Antlaşması'nın sona ermesinden iki aydan kısa bir süre önce geldi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Joe Biden, Şubat 2021'de anlaşmayı beş yıl daha uzattı, ancak anlaşma, daha fazla resmi uzatmayı engelleyen çeşitli hükümler içeriyor. Birçok uzman, anlaşmanın sona ermesinin üç yönlü bir nükleer silahlanma yarışını tetikleyebileceğinden endişe ediyor.

Silah Kontrol Birliği'nin genel müdürü Darrell Kimball şunları söyledi: "Daha fazla nükleer silah ve diplomasi eksikliği hiçbir tarafı daha güvenli hale getirmeyecektir; ne Çin'i, ne Rusya'yı, ne de Amerika Birleşik Devletleri'ni."