Suudi kadınlar kızların eğitimi için seferber oluyor

Genç kızların eğitimi, belirli sayıda özel okulla sınırlıydı (Independent Arabia)
Genç kızların eğitimi, belirli sayıda özel okulla sınırlıydı (Independent Arabia)
TT

Suudi kadınlar kızların eğitimi için seferber oluyor

Genç kızların eğitimi, belirli sayıda özel okulla sınırlıydı (Independent Arabia)
Genç kızların eğitimi, belirli sayıda özel okulla sınırlıydı (Independent Arabia)

Nura en-Naimi
Suudi Arabistan'da kadın hakları sorunu son on yıldır hükümetlerin ve uluslararası insan hakları kuruluşlarının gündeminde ilgi gören bir tartışma konusu oldu. Bununla eş zamanlı olarak toplum, kadın meselelerini, kadının toplumsal varlığını ve Suudi Arabistan’daki güç unsurlarından biri olarak kendi rolüne olan inancını ele alan modern bir yüz ortaya koyuyor.
Nitekim yönetim, devletin ekonomik, toplumsal, kültürel, bilimsel ve siyasi alanlardaki ilerleme tekerini hareket ettirmek için güç aldığı temel dayanaklardan biri olarak kadına imkân tanımaya dönük bir dizi karar aldı.
Böylece Suudi kadını, kadınların iş sektörüne katılımını yüksek oranlarda artırmayı hedefleyen 2030 Vizyonu’nda önemli bir yer edindi.
Suudi Arabistan’da kadınların eğitimi
Suudi kadını, özellikle doğu bölgesinde olmak üzere ülkesinin eğitim ve kültür alanında uzun bir süredir temel bir rol oynuyor. Nitekim kızların eğitimi tecrübesinin ilk çekirdeğini onlar oluşturdu. Hâkim düşüncenin kız okullarına kayıt yaptırmanın ahlak bozukluğuna yol açacağı yönünde olduğu bir zamanda kadınlar, geleceği kadınların ve erkeklerin birlikte yaptığı inancından güç aldı. Eğitim alanında kadın-erkek eşitliğini sağlamak ve dikenli bir gerçekliğe karşı yürümek için kararlılık gösterdi ve toplumun sorunları ile yüzleşmek için çözümler üretti. 1960 yılında Suudi Arabistan’da resmî kadın eğitimin başlamasından itibaren kız çocuklarının eğitimine öncelik verdi. Suudi hükümeti, bölgede petrolün çıkmasının ve Suudi Aramco şirketinin Zahran şehrini ana merkez yapmasının bölge sakinlerinin toplumsal hayatına ve kapsamlı bir toplumsal kültürün kurulmasına yansıdığı bir zamanda kız okulları ve üniversitelerinin artırılmasına karar verdi.
Doğu bölgesindeki kız çocuklarının eğitimi konusunda öncü faaliyetlere imza atan Fevziye Muheyzii’ye göre eğitim, insan yetiştirmek ve ona tarih yapma, gerçeklik ve dünya ile iç içe geçme imkânı tanımak için medeni toplumları harekete geçiren pusula ve toplumun nabzının attığı kalptir. Independent Arabia’ya konuşan Muheyzii, Suudi Arabistan’da kız çocuklarının eğitiminin, eğitim sistemi planlarının öncelikleri arasında ilk sırada yer aldığını ve 1960 yılının Suudi Arabistan eğitim tarihinde bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Nitekim bu tarihten önce Suudi kızları için resmî bir eğitim yoktu ve eğitim, birkaç özel okulla sınırlı olup Suudi Arabistan’ın tüm şehirlerinde yaygınlık kazanmamıştı.  
Eğitimde iki cinsiyet arasındaki boşluğun ortadan kaldırılması
Kızların eğitimi, dini ve toplumsal yapıyı korumak adına muhalefet eden ve destekleyenler arasında gerçekleşen tartışma konularının başında geliyordu. Kız, kendisine baskı yapan ve kendini ifade etme özgürlüğü ile eğitim, çalışma ve hayatın her alanında yer edinme gücünü kısıtlayan gelenek ve göreneklerden en çok etkilenen kişiydi. “Aileler, bu tür bir eğitimin nasıl olacağını anlayamadıkları için okulların resmî olarak kızlara kapılarını açma kararına karşı çıktı. Böylece erkekler, resmî eğitime kızlardan yaklaşık 36 yıl önce başladı. Bununla birlikte Suudi toplumu, ilk deneyimlerden sonra bilinçliliğini ve kızların eğitime dahil edilmesini kabul edebileceğini kanıtladı ve zorlu mücadelelerden sonra eğitimde iki cinsiyet arasındaki boşluğu ortadan kaldırma sürecine katıldı”.
Eğitim reformu süreci başladı ve eğitim-öğretim bakanlıklarının masasına eğitim kalitesini yükseltmeyi hedefleyen çözümler ve planlar kondu. Bu bağlamda eğitim kadrosunu eğitim ve meslek açısından iyileştirmeye dönük projeler yürütüldü. Müfredat ve eğitim yöntemleri, eğitimde kalkınmanın gereklerine uyumlu olacak şekilde yeniden yazıldı. Üniversitelerde de öğretim yöntemleri ve modern eğitim teorileri üzerine yeni programlar uygulandı.
Ders dışı etkinlikler için planlar yapıldı ve zihinsel yeteneklerini geliştirmek amacıyla kız öğrencilerin bunlara daha geniş bir şekilde katılımı için fırsat tanındı. Öğretmenler, eğitimciler ve bakanlıklar arasında sayısız çalıştaylar düzenlendi. Üstelik anneler de bunlara katılmaları için davet edildi ve eğitimin geliştirilmesi ile ilgilenen birçok özel kurum ortaya çıktı. Erkeklerin ilkokul eğitimleri, öncü ve ileri düzeydeki özel okullarda başarısı kanıtlandıktan sonra bayan öğretmenlere verildi. Bir yandan öğretim yöntemlerini geliştirmek diğer yandan hızlı teknolojik gelişmeye ayak uydurmak için sınıflara teknolojik araçlar ve yöntemler dahil edildi.
Son yıllarda eğitim reformunda kadının güçlendirildiğine dair göstergeler belirdi ve Bakanlık, haklar tanımak suretiyle kadınları güçlendirmeye başladı. İstekli öğretmenlerin, eğitim sisteminin şekillendirilmesinde ilham verici tutumları oldu. Bu süreç, Nura el-Fayiz’in Suudi Arabistan tarihinde ilk Eğitim Bakanı Kadın Yardımcısı olarak göreve gelmesiyle başladı. Daha sonra Heya el-Avad, önce Suudi Arabistan Eğitim Bakanlığı Temsilcisi, daha sonra da Suudi Arabistan Eğitim Bakanlığı Paralel Eğitim Temsilcisi oldu. Yakın zamanda da Suudi Arabistan Eğitim Bakanlığı ilk kadın resmî sözcüsü olarak İbtisam eş-Şehri’nin atandığına dair karar çıktı.
Suudi kadını, çeşitli sektörlere girdi ve özel ve resmî sektörde farklı makamlara gelmeyi başardı. Böylece kendisine imkân tanındığında neler yapabildiğini ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirebileceğini gösterdi. Şüphe yok ki kadına verilen imkânlara yatırım yapmak, kaybedilmesi mümkün olmayan bir bahistir. Bu kazanımlar, bir boşluktan değil, kadının erkekle eşit haklara sahip olmasını savunan stratejiden kaynaklandı. Toplumun, kadının rolüne işlerlik kazandırmaya ve vatanında karar üreticisi olması için kadının önünü açmaya ihtiyacı var.



Faysal bin Ferhan, Gazze'deki durumu Rubio ve Safadi ile görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)
TT

Faysal bin Ferhan, Gazze'deki durumu Rubio ve Safadi ile görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, dün ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile bölgesel ve uluslararası gelişmeleri görüşmek üzere bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede ayrıca Gazze Şeridi'ndeki durum, güvenlik ve insani etkileri ile bu konuda yapılan çalışmalar da ele alındı.

Prens Faysal bin Ferhan dün ayrıca Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Eymen Safadi ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre görüşmede ikili ilişkiler, bölgesel ve uluslararası arenadaki gelişmeler, özellikle de Gazze'deki durum ve bu konuyu ele almak için yapılan çalışmalar ele alındı.

Suudi Arabistan Bakanı, İsrail saldırıları ve ihlallerini durdurmak ve işgalin acımasız uygulamaları sonucunda Gazze Şeridi sakinlerinin yaşadığı insani acılara son vermek için diplomatik çabalarını sürdürdü.

Prens Faysal bin Ferhan, cuma günü Fransız mevkidaşı Jean-Noël Barrot, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdülati, Almanya Dışişleri Bakanı Johan Vadephul, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi/Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Kaja Kallas ile Gazze'deki gelişmeleri ve bunların güvenlik ve insani boyutları ele alındı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, pazar günü İngiliz mevkidaşı David Lammy ile yaptığı telefon görüşmesinde Gazze'deki gelişmeleri ve İsrail'in saldırı ve ihlallerini durdurma ve Gazze Şeridi sakinlerini etkileyen insani felakete son verme ihtiyacını görüştü.

Dışişleri Bakanlığı tarafından cuma günü yayınlanan bir açıklamada, Suudi Arabistan, İsrail'in Gazze'yi işgal etme kararını ve Filistin halkına karşı açlık, vahşi uygulamalar ve etnik temizlik suçlarını ısrarla işlemesini en sert şekilde kınadı.

Bakanlık, "İsrail işgal makamlarının caydırıcılık gözetmeksizin benimsediği insanlık dışı fikir ve kararlar, Filistin halkının bu topraklarla olan duygusal, tarihi ve hukuki bağını anlamadıklarını ve Filistin halkının uluslararası hukuk ve insani ilkelere dayalı olarak bu topraklara sahip olma hakkının bulunduğunu bir kez daha teyit etmektedir" ifadesini kullandı.

Suudi Arabistan, uluslararası toplumun ve Güvenlik Konseyi'nin İsrail saldırı ve ihlallerini derhal durdurma konusundaki başarısızlığının uluslararası düzenin ve uluslararası meşruiyetin temellerini baltaladığını, bölgesel ve küresel barış ve güvenliği tehdit ettiğini ve soykırım ve zorla yerinden etme uygulamalarını teşvik eden vahim sonuçlara işaret ettiğini ifade etti.