Lanete dönüşen servet: Libya’daki hurda ticareti

En çok rağbet gören ürünler listesinde askeri zırh, bakır ve elektrik kablolarının kalıntıları bulunuyor (Reuters)
En çok rağbet gören ürünler listesinde askeri zırh, bakır ve elektrik kablolarının kalıntıları bulunuyor (Reuters)
TT

Lanete dönüşen servet: Libya’daki hurda ticareti

En çok rağbet gören ürünler listesinde askeri zırh, bakır ve elektrik kablolarının kalıntıları bulunuyor (Reuters)
En çok rağbet gören ürünler listesinde askeri zırh, bakır ve elektrik kablolarının kalıntıları bulunuyor (Reuters)

Kerime Naci
Libya’da hurda ticaretinde en çok rağbet gören ürünler listesinde elektrik kabloları, demir, beyaz eşyalar ve elektrikli ev aletleri ile taşıt ve askeri zırhlı araçların kalıntıları yer alıyor.
2011 yılında Muammar Kaddafi rejiminin yıkılmasından sonra, ülkenin güney sınırı, özellikle sınır muhafızlarının olmaması nedeniyle insan ve yakıt kaçakçılığı gibi işlerde kullanılan ana geçiş güzergahına dönüşürken ülkenin doğusundaki Tobruk ve kuzeybatısındaki Misrata limanları, Maltalı şirketlerin gemileriyle Türkiye’ye giden deniz yollarından biri olarak niteleniyor.
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) Ekonomi Bakanı Ali Abdulaziz el-İsavi geçtiğimiz günlerde hurda ticaretini düzenleyici ruhsatlar vermeyi reddettiğini bir kez daha yineledi. Bazı gözlemciler kararın yararsız olduğunu ve Libya ekonomisini geliştirmek için kullanılabilecek milli bir servetin tükenmesine katkıda bulunacağını düşünüyorlar.
Kaçakçılık rotaları
Libya ekonomisi, Libya halkının temel finansal kaynağı olan petrol ve doğal gaz gelirlerine bağlı. 17 Şubat 2011 devriminin patlak vermesinden bu yana, birbirini izleyen hükümetler, bazı uluslararası ekonomilerin dayandığı finansal kaynaklardan biri olan hurda ticareti gibi Libya'nın diğer milli servet kaynaklarının yağmalanmasına göz yumdular. Tobruk limanındaki bir gümrük memuruna göre Türkiye, Libya’nın ihmal ettiği bu serveti, alüminyum ve demir ihtiyacını karşılamak için kullanıyor.
Gümrük memuru, “Servetimiz gözümüzün önünde denetimsiz ve hesapsız bir şekilde yağmalanıyor. Bundan başlıca yararlanan ise Türkiye. Siyasi olarak da bu ülkeyle arasında ihtilaf var. Ancak kaçakçılık, doğuda Tobruk ve batıda Misrata ve Humus limanları üzerinden yapılıyor. Bununla birlikte çöl, bu servetin güney sınırından Afrika ülkelerine gitmesi için kullanılan ana kara yollarından biri haline geldi. Bakır, elektrik kabloları ve zırhlı askeri araç kalıntıları ile son yıllarda rağbet görmeye başlayan alüminyum ve otomobil parçaları, hurda sektöründe en çok aranan ürünler arasında yer alıyor” şeklinde konuştu.
Düzensiz göçmenler hurda kaçakçıları tarafından sömürülüyor
Bununla birlikte araba hırsızlığı çetesi ile düzensiz göçmenleri sömüren hurda yatırımcıları arasında yakın bir bağlantı olduğunu belirten gümrük memuru, Libya'daki yasadışı göçmenlerin ülkenin dört bir yanına giden araçlarla hurda toplama işinde kullanıldıklarını ve toplanan hurdaların daha sonra ülkenin Çad, Cezayir ve Sudan’a giden en önemli güney geçiş noktalarından olan Katrun ve Kufra bölgeleri gibi kara yolları ile Tobruk ve Misrata gibi çeşitli deniz rotaları üzerinden dağıttıklarını söyledi.
Libya’nın hurda servetinden yararlanan ülkelerin başında Türkiye gelirken onu Mısır ve Libya’nın Afrika’daki komşuları takip ediyor.
Libya yasalarının bu hurdaların yurtdışına çıkmasını yasakladığına dikkati çeken gümrük memuru, ancak bölgede faaliyet gösteren silahlı grupların, özellikle teslim edilmeyen silahların yaygınlaştırılması ışığında, tüm yasal düzenlemelere paralel olarak kendi düzenlemelerini de uyguladıklarını ve bazı milislerin hurda ticaretinde silah ve zırhlı araç kalıntılarını söküp sattıklarını söyledi.
Gümrük memuru, hurda ticaretinin Libya ekonomisine gölge düşüren siyasi ve askeri kolları olduğunu, bu kolların da hurda ticaretine yönelik mevzuatın oluşması ve ekonomiyi çeşitlendirecek gelir kaynağı olarak kullanılmasına gölge düşürdüğünü söyledi.
Bununla birlikte gümrük memuru, Humus Limanı’nda kaçak bir sevkiyatı engellemek isteyen bir gümrük memurunun uğradığı suikast girişimini ve demir hurdalarının bulunduğu konteynırların limandan çıkışını engellemeye çalışan bir başka memurun uzaklaştırma aldığını hatırlatarak Libyalı gümrük memurlarının karşı karşıya kaldığı ve özellikle yoluna çıkan herkese karşı korkutma ve yargısız infaz yöntemlerini benimsemiş olan yolsuzluk baronlarına karşı direnmelerinin oldukça zor olduğunu vurguladı.
Kısır döngü
Libya Yabancı Sermaye Kurulu Başkanı Muhsin Derrice Independent Arabia’ya yaptığı değerlendirmede, “Demir çelik sektörünün bir parçası olan hurda, Libya ekonomisinin ikinci finansal alternatifidir. Bu hurdalar başkent Trablus'un doğusundaki Misrata kentinde toplanıyorlar. Bununla birlikte böyle rastgele kaçakçılık yapılması, hem üretim maliyetini artırıyor, hem de ülkeyi arz - talep dengesizliği karşısında kısır bir döngüye sokuyor. Libya, ihtiyacı olan elektrik kabloları ve direkleri ile arabaları dövizle satın alıyor. İthal edilen bu ürünler daha sonra hurda kaçakçıları tarafından yine çalınıp satılıyorlar. Ardından yetkililer bunları yeniden tedarik etmek zorunda kalıyorlar” şeklinde konuştu.
Hurda ticaretinin kaçakçılar için geçim kaynağı haline geldiğine dikkati çeken Derregia, Libya dinarının yabancı para birimlerine karşı değer kaybetmesinin hurda fiyatlarının döviz üzerinden hesaplanmasından kaynaklandığını belirtirken bir ton hurdanın 200 ile 250 dolar civarında bir fiyattan satıldığına işaret etti.
Denetim
Buna karşın ekonomi uzmanı Tarık eş-Şehumi, Libya Ekonomi Bakanlığı’nın belirli şartlar altında hurda ihracatına izin verdiğini öne sürerek bunun en önemli nedenlerinden birinin hurdanın geri dönüşümü için gerekli alt yapının ülkede bulunmaması olduğunu söyledi. Şehumi, demir, elektrik kabloları veya askeri mühimmat kalıntılarının ihracata yönelik hurda malzeme olarak kullanılmasının Libya’nın servetinin yağmalanması anlamına gelmediğini belirtti.
Bu yasadışı ticaretin karlı bir milli servete dönüşmesi için meselenin kesinlikle kontrol altına alınması gerekiyor.
Derrice’ye göre Türkiye'nin 2018 yılında Libya limanlarından kaçak olarak yaptığı ve Libya ordusunun bir iştiraki olan Askeri Yatırım Otoritesi tarafından Maltalı gemicilik şirketleri aracılığıyla satılan hurda ithalatının 867 bin ton olduğu tahmin ediliyor.



BAE havayolları Orta Doğu'ya yönelik birçok uçuşu iptal etti

Bir Emirates Havayolları uçağı (Şarku'l Avsat)
Bir Emirates Havayolları uçağı (Şarku'l Avsat)
TT

BAE havayolları Orta Doğu'ya yönelik birçok uçuşu iptal etti

Bir Emirates Havayolları uçağı (Şarku'l Avsat)
Bir Emirates Havayolları uçağı (Şarku'l Avsat)

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine ve balistik füze programına yönelik saldırılarının ardından bölgede yaşanan gerginlik nedeniyle BAE havayolu şirketleri, bazı uçuşlarını iptal ettiklerini veya güzergahlarını değiştirdiklerini duyurdu.

Etihad Airways, mevcut gelişmeler nedeniyle bugün Abu Dabi ile Tel Aviv arasındaki bazı uçuşlarını iptal ettiğini duyurdu. Şirket, çalışma ekiplerinin uçuşlarının iptal veya ertelenmesinden etkilenen yolcularına yardım etmeye başladığını ve ilgili makamlarla sürekli koordinasyon içinde bölgedeki durumu yakından takip ettiğini belirtti.

Etihad Airways, “misafirlerinin ve uçuş ekibinin güvenliğinin en önemli önceliği olduğunu” vurgulayarak, bu önlem nedeniyle yaşanabilecek rahatsızlıktan dolayı üzüntüsünü dile getirdi.

Aynı bağlamda, Fly Dubai şirketi, İran ve İsrail üzerinde hava sahasının geçici olarak kapatılması nedeniyle bazı uçuşlarının etkilendiğini duyurdu.

Şirket, Amman, Beyrut, Şam, İran ve İsrail'e giden uçuşların geçici olarak askıya alındığını, ayrıca bir dizi uçuşun iptal edildiğini, rotalarının değiştirildiğini veya menşe yerlerine geri döndürüldüğünü belirtti.

Dubai Havalimanı'nı merkez olarak kullanan havayolu şirketi, durumu yakından takip ettiğini ve uçuş tarifesinde gerekli değişiklikleri yaptığını belirterek, “Yolcuların ve mürettebatın güvenliği önceliğimizdir” dedi.

Emirates Havayolları, 13 Haziran 2025 tarihinde Irak, Ürdün, Lübnan ve İran'a olan uçuşlarını iptal ettiğini duyurdu. İptal edilen destinasyonlar arasında Basra, Bağdat, Tahran ve Amman yer alırken, 14 Haziran'da Tahran'a olan ek bir uçuş da iptal edildi.

Şirket, Dubai üzerinden bu destinasyonlara seyahat edecek yolcuların bir sonraki duyuruya kadar kabul edilmeyeceğini vurguladı ve etkilenen yolcuların seyahat acenteleri veya şirket ofisleriyle iletişime geçerek yeniden rezervasyon seçeneklerini öğrenmelerini ve şirketin web sitesinden uçuş durumlarını takip etmelerini istedi.

Havayolu şirketi yaptığı açıklamada, “Bu önlem nedeniyle oluşabilecek rahatsızlıktan dolayı özür dileriz. Gelişmeleri yakından takip etmeye devam ederken, yolcularımızın, çalışanlarımızın ve operasyonlarımızın güvenliği önceliğimiz olmaya devam edecektir” denildi.

Uçuşların aksamasının ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın başlıca uranyum zenginleştirme tesisini ve bir dizi nükleer bilim insanını hedef aldıklarını açıkladı. Bu açıklama, İran'ın balistik füze programıyla birlikte bölgedeki gerginliği daha da tırmandırdı.