​Ürdün vadisi de facto olarak İsrail egemenliğinde

Ürdün Vadisindeki Yafit yerleşimi (AFP)
Ürdün Vadisindeki Yafit yerleşimi (AFP)
TT

​Ürdün vadisi de facto olarak İsrail egemenliğinde

Ürdün Vadisindeki Yafit yerleşimi (AFP)
Ürdün Vadisindeki Yafit yerleşimi (AFP)

Emel Şehade
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Ürdün Vadisi’ni İsrail’e ilhak niyetini açıklaması İsrail işgalinin yayılmacı politikalarını bilenler açısından şaşırtıcı olmadı.
Netanyahu’nun Ürdün Vadisi’ni hakimiyetine almak istemesi Batı Şeria’nın ilhakı projesinin bir parçası. İsrail'in bu önemli bölgedeki tutkusu yeni değil ve de facto olarak çoğu zaman stratejik ve ekonomik olarak İsrail’in kontrolü altında.
1967’deki işgalinden bu yana İsrail, Ürdün Vadisi’nin geniş alanlarını özellikle askeri eğitim alanı olduğu gerekçesiyle hakimiyeti altında tutuyor. Bu bahaneyle yaklaşık 400 bin dönüm yani Ürdün Vadisi’nin toplamının yüzde 55’ini oluşturan alan, kapalı askeri bölge ilan edildi.
Bu alanın askeri bölge ilan edilmesiyle birlikte toprak sahipleri çok zorluk yaşadı ve pek çoğu göç etmek zorunda kaldı.
Filistin araştırma merkezleri ve konuyla ilgilenen kuruluşların verilerine göre İsrail işgalinden bu yana Ürdün Vadisi’nde 90 askeri mevzi kuruldu.
Ürdün Vadisi’nin A-B-C şeklinde bölünmesine göre; A bölgesi, Filistin Hükümetinin kontrolü altındaki bölge 85 km bu da Vadi’nin yüzölçümünün yalnızca yüzde 7.4’üne tekabül ediyor. İsrail ile Filistin hükümeti arasında ortak bölge olan B bölgesi 50 kmlik bir alanı kapsıyor ve toplam mesafenin yüzde 4.3’ünü oluşturuyor. İsrail’in kontrolü altındaki C bölgesi ise 1125 kmlik bir alanı oluşturuyor ve bu alan toplam yüzölçümünün yüzde 88.3’ünü kapsıyor.
Bu geniş ve önemli alanda İsrail 21 dönüm üzerinde 31 yerleşim birimi kurdu. Bu alanda 11 bin yerleşimci bulunuyor. İnsan hakları kuruluşu B'Tselem’in hazırladığı rapora göre Ürdün Vadisi ve Kuzey Ölü Deniz'in topraklarının çoğu, Filistinlilerin alanın yaklaşık yüzde 85'ini kullanmalarını engelliyor ve İsrail tarafından sömürülerek halkın buraya bina yapmaları, ziraatle iştigal edip hayvan otlatmaları engelleniyor.
Filistinlilere inşaat engeli
Filistinlilerin sıkıştırılmış yerlerinde kalmaları istenmekte İsrail tarafından C bölgesi olarak sınıflandırılan yerlerde inşaat yapmaları engellenmektedir.
Buradaki sivil idare, Filistinliler için her türlü ev, tarımsal yapı, kamu binası, tesis ve altyapı için inşaat ruhsatı vermeyi reddediyor. Başka seçenekleri olmayan Filistinliler ruhsatsız ev inşa ettiklerinde yıkım kararı çıkıyor ve evleri yıkılıyor. Yıkım emrinin uygulanmaması durumunda bile Filistinliler bir belirsizlik durumunda yaşamak zorunda kalıyorlar.
B'Tselem'in verilerine göre, 2017'ye kadar olan 10 yıl boyunca Sivil İdare, Ürdün Vadisi'ndeki Filistin kentlerinde en az 698 konut birimini yıktı. Bu binalarda 1334’ü çocuk olmak üzere 2.948 Filistinli oturuyordu.
İsrail makamları bu toplulukların ihtiyaçlarına göre herhangi bir inşaat yapmalarına izin vermiyor ve bu binalar su ve elektrik vermiyor. Burada yaşayan insanlar kuyuda biriken yağmur sularını kullanmak zorunda. Bu sular, tanklarla evlere taşınıyor. Bu tanker suyuna ödenen fiyat şebeke suyundan kat kat fazla. Tank içinde taşınan sular çoğu zaman içmeye de elverişli değil. Bu şekilde insanlara aktarılan su miktarıyla kişi başına düşen su miktarı 20 litreyi geçmiyor.
Zorla tahliye
Ocak 2013 ile Eylül 2017 arasında, İsrail ordusu Ürdün Vadisi'ndeki çeşitli Filistinli topluluğa 140 kez tahliye uyguladı ve bazı toplulukları bir hafta arayla iki kez tahliye ettiği oldu. Aynı zamanda İsrail makamları Filistinliler için tanklar, borular, traktörler, tarımsal ekipmanlar, elektrik sağlayan güneş panelleri gibi birçok geçim kaynağı ve zaruri ihtiyaçlarına el koydu.
Ürdün Vadisi'ndeki Filistinlilerin varlığını ortadan kaldırmak isteyen İsrail neredeyse bölgeyi kontrol altına aldı. Nitekim, Netanyahu ve ordu komutanı, İsrail'e karşı operasyon planlayan unsurların sızması korkusuyla Ürdün Vadisi'nin sınır bölgesi boyunca askeri güçlerin konuşlandırılmasını istedi.
Doğu sınırında duvar
Netanyahu, Vadi’de egemenliği sağlayabilmek için Doğu bölgesinde bir koruma duvarının önemine her zaman dikkat çekti. Netahyahu beş yıldır her fırsatta bu talebi dile getiriyor. Sınır bölgesinde herhangi bir olay meydana geldiğinde Başbakan hemen bu konuyu gündem ediyor.
Netanyahu son seçim kampanyasında, “bu alan İsrail’in doğu sınırıdır ve yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’in egemenliğini tanıdığı Golan bulunmaktadır. Vadi doğu sınırının koruyucu duvarını oluşturuyor. Bu nedenle İsrail ordusunun Ürdün Vadisi’nin her alanında bulunması gerekir. Ürdün Vadisi'nin sonsuza dek egemenliğimizin altında olması için bu esastır. Seçmenlerin güvenini almak için talep ettiğim vizyon budur” dedi.
Independent Arabia'nın haberine göre İsrail’in Ürdün Vadisi’ni ilhak kararını hemen ilan etme niyetine rağmen İsrail Yüksek Mahkemesinin geçiş hükümetinin yetkileriyle ilgili aldığı karara aykırı olması nedeniyle ilan edilmesi engellenmiş oldu. Aynı zamanda ABD’de “Yüzyılın Anlaşması” açıklanmadan önce böyle bir ilanın gündeme getirilmesini istememesi de bu ilhak kararının açıklanmamasının başka bir nedeni.



İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında 100'e yakın kişi hayatını kaybetti

8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)
8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında 100'e yakın kişi hayatını kaybetti

8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)
8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün, İsrail bombardımanı sonucu son 24 saat içinde 97 kişinin hayatını kaybettiğini ve 440 kişinin yaralandığını açıkladı.

Filistin resmi haber ajansı WAFA bugün erken saatlerde Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta yerinden edilmiş insanların barındığı bir okula insansız hava aracıyla (İHA) düzenlenen saldırıda en az 10 Filistinlinin hayatını kaybettiğini ve İsrail'in şafak vaktinden bu yana düzenlediği çok sayıda hava saldırısında da yaşamını yitirenler olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Han Yunus kentinin güneyindeki Kizan en-Neccar bölgesinde İsrail ordusuna ait tanklar vatandaşların evlerine ateş açtı. İşgalciler ayrıca, Gazze şehrinin kuzeydoğu bölgelerini de bombaladı.

AP, hayatını kaybedenler arasında 8 yaşında bir kız çocuğu olan Miyar Ebu Avde'nin de bulunduğunu bildirdi. Cenazesi Gazze şehrindeki Şifa Hastanesi’ne nakledildi.

Jdjdj
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden 8 yaşındaki Miyar Ebu Avde'nin cenazesinin etrafını saran yakınları (AP)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün İsrail bombardımanının Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi'nin yönetim binasının çatısını hedef aldığını duyurdu.

Mfmdk
 İslam el-Batş, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden yeğeni 19 yaşındaki Mahmud el-Batş'ın cenazesini Şifa Hastanesi'nde son yolculuğuna uğurladı... (AP)

Bakanlık tarafından bugün Facebook üzerinden yayınlanan basın açıklamasında, “İşgal, Aksa Şehitleri Hastanesi'nin yönetim binasının çatısını hedef alarak sağlık sistemini zayıflatmaya yönelik sistematik politikasını sürdürüyor” denildi.

Kdkjd
Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta yardım dağıtımı sırasında öldürülen Rim el-Ahras'ın cenaze töreninden (AP)

Bakanlık, İsrail’i kınayarak, sağlık kurumlarına koruma sağlanması ve sistemin çalışmalarının baltalanmaya ve hedef alınmaya devam edilmesinin suç sayılması yönündeki acil talebi yineledi.

İsrail işgal güçleri, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını sürdürüyor. Saldırılar sonucu çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 54 bin 510 Filistinli hayatını kaybetti ve 124 bin 901 kişi yaralandı. Kurbanların bir kısmı ise halen enkaz altında.