Sonbaharda cilt bakımının püf noktaları

Sonbaharda cilt bakımının püf noktaları
TT

Sonbaharda cilt bakımının püf noktaları

Sonbaharda cilt bakımının püf noktaları

Uzm. Dr. Aysun Tekeli, sonbaharda cildin nemlendirme ve korunma ihtiyacının arttığını belirterek bu mevsimde cildi korumak için neler yapılması gerektiğini anlattı.
Sonbaharın gelmesiyle birlikte yalnız doğada değil cildimizde de bazı değişikliklerin meydana geldiğini kaydeden Medical Park İzmir Hastanesi Dermatoloji Kliniğinden Uzm. Dr. Aysun Tekeli, "Ancak doğru müdahale ve basit uygulamalarla cildimizin mevsime adapte olması sağlanabilir. Öncelikle vücudumuzun sıvı kaybını önlemek için bol su içmeye devam etmemiz gerekiyor. Özellikle banyo sonrası veya dışarı çıkarken düzenli olarak nemlendirici kullanmak, SPF30 ve üzeri güneşten koruyucu kremlere devam etmeliyiz. Ayrıca havuz, deniz ve güneşlenme nedeniyle yıpranan deri için ek bakımlar yapılabilir" dedi.
"Yüzeysel peeling"
Deri tipi ne olursa olsun nemlendirmenin bu mevsimde daha fazla önem kazandığını söyleyen Tekeli, “Yağlı ciltler de cilt tipine uyan nemlendiriciye ihtiyaç duyabilir. Cilt bakımı ile cildin temizliği, yüzeysel peelingler yapılarak ciltte yenilenme sağlanabilir. Yaz döneminde leke riski nedeniyle yapılamayan lazer işlemleri ile PRP, mezoterapi gibi derinin kolajen üretimini, dolayısıyla kendini yenilemesini sağlayan işlemlere sonbaharda başlanabilir. Akne, seboreik dermatit, saçlı deride kepek sorunları ve diğer kronik inflamatuvar deri hastalıkları sonbaharda alevlenme gösterir. Bunlar, özel sabun ve şampuanlar ile kontrol altına alınabilir. Bunların yetersiz kaldığı durumlarda tedavi için bir dermatoloğa başvurmak gerekir” diye konuştu.
Lekeler ve benlere dikkat
Yıllar içinde güneşe çok maruz kalan el, kol ve yüzde koyu renkli lekelerin oluşabileceğini belirten Tekeli, bu lekelerin ‘yaşlılık lekeleri’ veya ‘güneş lekeleri’ olarak adlandırıldığını ve genellikle zararsız olduğunu vurgularken lekelerin bir kısmının da kanserojen değişimlerle karışabildiğini ifade etti. Tekeli, şunları söyledi:
"Bu nedenle yeni oluşanlar, değişim gösteren lekeler ve benler vücudun neresinde olursa olsun kontrol ettirilmelidir. Dermatoskopi cihazları bu tip lezyonları kontrol etmekte oldukça yararlıdır. Şüpheli olanların biyopsi ile değerlendirilmesi gerekebilir. Ayrıca kozmetik sebeplerle de lekelere lazer tedavisi uygulanabilir.”
Sedef ve egzama
Banyo sonrası vücut hafif nemliyken sürülecek nemlendiricilerin derimize iyi geleceğini kaydeden Tekeli, “Derinin daha kuru ve pürüzlü olduğu alanlar ve diz, dirsek gibi bölgelere daha yoğun nemlendiriciler ve üre içeren kremler/losyonlar uygulanabilir. Sedef ve egzama gibi hastalıklarda bu mevsimde artış görülebilir. Hafif durumlarda nemlendirme ve uygun bakım kremleri yeterli olurken orta ve şiddetli durumlarda tedavi gerekir” ifadelerini kullandı.
Tırnak ve saç bakımı
Tırnak ve saçların bakımı ile ilgili tavsiyeler de veren Tekeli sözlerini şu şekilde devam etti:
“Tırnaklarda kırılma ve soyulmalar, saçlarda dökülme artışı bu mevsimde sık rastlanan sorunlardandır. Kurutucu-yıpratıcı olmayan şampuan ve sabunlar kullanmak, ellerle birlikte tırnaklara da sık nemlendirici uygulamak gerekir. Bazı vitamin, mineral eksiklikleri ve tiroit hastalığı gibi metabolik hastalıkların da buna sebep olabileceği unutulmamalı, basit önlemlerle düzelmeyen ve şikâyetin şiddetli olduğu durumlarda doktora başvurulmalıdır. Derimiz, yıl boyu mevsim değişimlerine uygun bakım gerektirir. Hava değişimine göre cilt bakımı yapmak ve gerektiğinde dermatoloğunuza başvurmak, tüm yıl boyu cildinizin güzel ve sağlıklı görünmesini sağlayacaktır.”



İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
TT

İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)

Bilim insanları ilk kez bir Antik Mısırlının tüm genomunu diziledi. Yaklaşık 4 bin 500 yıl önce yaşayan adamın kalıntıları, antik uygarlıktan gelen en eski genetik veriyi de sunuyor.

Uzmanlar, bölgenin sıcak iklimi DNA'nın kolayca bozunmasına yol açtığı için Antik Mısır'dan genetik kayıtlar bulmanın epey zorlu bir iş olduğunu söylüyor. Ayrıca bu toplumda yaygın olan mumyalama da yumuşak dokuları muhafaza etmesine karşın DNA'nın düzgün bir şekilde korunmasını engelliyor.

Bugüne kadar Antik Mısır'dan sadece üç kişinin genomunun bir kısmı dizilenmişti. Ayrıca bu kişiler uygarlığın daha geç dönemlerinde yaşamıştı. 

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmadaysa, bu örneklerden en az bin yıl daha önceye ait bir genom ilk kez tamamen dizilendi. 

Kahire'nin güneyindeki Nuwayrat köyünde 1900'lerin başında bulunan kalıntılar, kayaya oyulmuş bir mezarın içine yerleştirilmiş bir çömlek kabın içindeydi.

Liverpool John Moores Üniversitesi'nden Dr. Adeline Morez Jacobs liderliğindeki araştırmacılar, 4 bin 500 ila 4 bin 800 yıl önce yaşamış kişinin kemiklerini inceledi. Ayrıca dişinden aldıkları örneklerle genomunu dizileyen ekip, Antik Mısırlı hakkında eşsiz bilgiler elde etti.

VFDGH
Adamın kalıntılarını içeren çömlek 1902'de keşfedilmişti (Garstang Arkeoloji Müzesi/Liverpool Üniversitesi)

İlk piramitler inşa edilirken yaşayan kişinin kalıntıları, 44-64 yaşında ölen bir erkek olduğuna işaret ediyor. Makalenin yazarlarından Joel Irish, MÖ 2855 ila 2570'de hayatını kaybeden adam hakkında "Öldüğünde muhtemelen 60'lı yaşlarındaydı, ki bu o dönem için inanılmaz derecede ileri bir yaş" diyor.

Bilim insanları kişinin genetik materyalinin yüzde 80'inin beklendiği gibi Kuzey Afrika kökenine sahip olduğunu tespit etti. Ancak yüzde 20'si, Batı Asya ve Mezopotamya bölgesindeki insanlara dayanıyordu.

Araştırmacılar Antik Mısır ve Mezopotamya halkları arasında bir ilişki olduğunu uzun zamandır düşünüyordu. Arkeolojik bulgular bu etkileşime güçlü kanıtlar sunsa da bugüne kadar genetik bir veri elde edilememişti. 

Harvard Üniversitesi'nden Iosif Lazaridis, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Bu örnek bize, bu kadar erken bir tarihte Mısır'da çoğunlukla Kuzey Afrikalı soyundan gelen ancak Mezopotamya'dan da bir miktar soy katkısı olan insanlar olduğunu söylüyor" diyor: 

Bu coğrafi açıdan mükemmel derecede mantıklı.

Araştırmacılar bulunan kemiklerde artrit ve osteoporoz belirtilerinin yanı sıra yaşamının büyük bölümünde aşağı baktığını ve öne doğru eğildiğini gösteren işaretler tespit etti. Ayrıca kollarını uzun süre önünde tuttuğunu, ağır malzemeler taşıdığını ve sert yüzeylere oturduğunu gösteren bulgulara rastlandı. 

Ekip bu verilere dayanarak bu kişinin ağır işçilik yaptığı ve muhtemelen çömlekçi olduğu sonucuna vardı. Irish çömlekçi çarkının da Mısır'a bu dönemde geldiğini söyleyerek ekliyor:

Öte yandan bir çömlekçiye genellikle böyle üst sınıf bir cenaze töreni düzenlenmez. Belki de olağanüstü yetenekli ya da başarılı olduğu için sosyal statüsü yükselmişti.

Bilim insanları Antik Mısır ve Mezopotamya ilişkisine ışık tutan yeni çalışmanın sadece tek bir genom örneğine dayandığına ve daha fazla kanıt bulmayı beklediklerine değiniyor. Bu sayede iki bölgede yakın zamanda ortaya çıkan yazının kökenlerini ve farklı toplumlar arasındaki göçleri daha iyi anlamayı umuyorlar.

Makalenin ortak yazarı Dr. Linus Girdland-Flink "Bu, insan genetik varyasyonu bulmacasının sadece bir parçası: Bugüne kadar yaşamış her insan ve onların genomu bu bulmacanın benzersiz bir parçasını oluşturuyor" diyerek ekliyor:

Hiçbir zaman herkesin genomunu dizileyemeyeceğiz ancak insanlık tarihinde bugün kim olduğumuzu şekillendiren önemli olayları doğru bir şekilde yeniden yapılandırmak için dünyanın dört bir yanından yeterince çeşitli örnek toplamayı umuyoruz.

Independent Türkçe, CNN, New Scientist, Nature