Darbe yorgunu Sana: Mezarlıklar, cezaevleri ve kaldırımlarda ölen yoksullar

Sana’da bir mezarlığın önünden geçen bir vatandaş (EPA)
Sana’da bir mezarlığın önünden geçen bir vatandaş (EPA)
TT

Darbe yorgunu Sana: Mezarlıklar, cezaevleri ve kaldırımlarda ölen yoksullar

Sana’da bir mezarlığın önünden geçen bir vatandaş (EPA)
Sana’da bir mezarlığın önünden geçen bir vatandaş (EPA)

Başkent Sana sokaklarında uzun bir yürüyüşe çıkanlar, artık Yemen’in bu büyük şehrinde Husilerin etrafa dağılmış cezaevleri, mezarlıkları ve milislerin cehenneminden başka bir şeye tanık olamıyor.
Husi darbesi öncesinde olduğu gibi şehrin batısındaki en büyük cadde olan 60. Cadde’de artık herhangi bir duyuru bulunmuyor, diş kliniğinde parlak bir gülümseme yok, kültürel ve siyasi panellere katılan kimse yok. Sokaklarda yalnızca ölen milislerin fotoğrafları, ABD ve İsrail’e boykot çağrısı yapılan sloganlar ve Husi lider Abdul Melik el-Husi’nin konuşmalarından kesitler görülüyor.
Grubun, mezhepsel kimliğinin bir işareti olarak yeşil renkli duvarlarda hükümete ait hiçbir işaret mevcut değil.
Otobüs şoförü olan İbrahim N. Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Sana’yı kuşatan Husi felaketine değindi. İbrahim, “Çoğu insan umutlarını yitirdi. 5 yıl oldu. Husiler, bir devlet olamadı. Meşruiyet de geri gelemedi. Bu şehirdeki her şey, hırsızlarla ve çetelerle dolu bir ormana dönüştü” ifadelerini kullandı.
Tahrir ve Şamila mahalleleri gibi Sana’nın en yoğun caddelerinde dolaşanlar muhtaç kadınları ve çocukları gördüklerine şaşırmayacak. Zira Sana’da duvarların arkasında insani yardımlara erişim sağlayamayan ve savaş ağaları her şeye hükmetmeye devam ettiği sürece bu yardımlara erişemeyecek olan binlerce savunmasız aile bulunuyor.
Sabahın erken saatlerinde vatandaşlar, mahalle yetkilileri aracılığıyla Husilerin tahsis ettiği gazlardan almak üzere dağıtım merkezlerine gitmek için yarışan Sanalıların taşıdığı gaz tüplerinin sesleriyle uyanıyor. Bu çerçevede bir depoda bilgisayar mühendisi olarak çalışan Samir M., Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Husilerin dağıtım yönetimi ve fiyatları tekelleştirmesi sonrasında Sana’da bir ailenin gaz tüpü alabilmesi, büyük bir başarı sayılıyor” dedi.
Öte yandan Şarku’l Avsat’ın görüştüğü hükümet yetkilileri, en az 3 yıldır maaş alamamaları nedeniyle büyük bir sıkıntı yaşadıklarını vurguladı.
Eğitim alanında çalışan Eymen G. de maaş kesintisine uğramaları dolayısıyla 130 binden fazla öğretmenin sıkıntı çektiğini ifade etti. Şarku’l Avsat’a konuşan Eymen, bu şehirde yaşayamamaları dolayısıyla çok sayıda arkadaşının başka meslekler yaptığını veya köylerine geri döndüğünü belirtti.
Eymen G., “Husilerin kontrolünde yaşamaya devam etmemiz için hiçbir gerekçemiz yok” dedi.
Sana’da yol ve sokakların bakımı amacıyla bazı devlet kuruluşlarına tahsis edilen minyonlarca dolara rağmen Yemen’in başkentindeki birçok sokak, aşınmış durumda ve Sana’nın işgalinden bu yana Husilerin inşa ettiği bir mezarlığa dönüşmüş halde.  
Sana pazarlarında dolaştığınızda, doğudan ve batıdan ihraç edilmiş ürünler de dahil her şeyi bulabilirsiniz. Husiler ise bu malların varlığıyla, Sana’yı kuşattıkları iddialarını reddediyor.
Bir kozmetik dükkanı sahibi olan Ahmed, sorunun malların mevcudiyetinde değil, insanların satın alma gücünde olduğuna dikkati çekti.
Husilerin Sana’yı işgal etmesinden bu yana müşteri sayısının en az yarı yarıya düştüğünü belirten Ahmed, bu durumun devam etmesi halinde de büyük bir zararın beklendiğini ifade etti.
Sana’daki vatandaşlara göre elektrik, içme suyu ve kanalizasyon gibi alanlarda verilen hizmetler de kötüleşti. Bu çerçevede binlerce aile, güvenli olmayan kaynaklardan su içmek zorunda kalıyor. Aynı şekilde vatandaşların çoğu, en az 5 yıldır normal değerlerinin oldukça üstünde fiyatlarla su tankeri satın alıyor.
Sana’da sayıları binlere ulaşan birçok aile, hükümetten aldıkları maaşlardan oluşan gelirlerini kaybetti. Bazıları ise akrabalarının gönderdiği paralarla geçimlerini sağlama mücadelesi veriyor.
Sana’ya gelen bir ziyaretçi, Asr veya Cebel-i Ayban bölgesinde batıya uzanan dağların birinde şehrin gece manzarasını seyretmeyi arzuluyor. Ancak bu isteği hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor. Zira Husi darbesi öncesinde şehir, gecenin karanlığında parlayan bir meşale gibi görünüyordu. Ama manzara şu an siyah bir canavar tarafından yutulmuş dağınık bir köye benziyor.
Asr mahallesi sakinlerinden Sami V., devlete bağlı kamu elektriğinin kesilmesinden sonra çoğu vatandaşın gece ışık sağlamak, telefonları şarj etmek, birkaç saat televizyon izlemek ve gündüz saatlerinde çamaşır yıkamak için güneş panellerine başvurduğunu belirtti. Ancak buzdolabı gibi cihazların çalışmasının zor olduğunu belirten Sami V., bu sebeple bu cihazların çoğu evde “ihtiyaç duyulmayan hurdalara” dönüştüğünü vurguladı.
Sana’daki çoğu mahallede en çarpıcı durum ise hızlı kentleşme. Zira şehirde yeni binalar ve konutlar inşa ediliyor. Ama vatandaşlar, bu binaların çoğunun, Saada ve Amran’dan gelen Husi liderlere ait olduğunu belirtti.
Gözlemciler, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, milislerin devlet kaynaklarını yağmalayarak ve bazı alanları tekelleştirerek benzeri görülmemiş bir zenginliğe sahip olduğunu belirtti. Gözlemcilere göre milisler, Sana’nın demografik yapısını değiştirmeye çalışırken, paralarını da emlak işlerine yatırdı.
Öte yandan Sana sakinlerinin çoğu, şehirlerini 3 milyondan fazla nüfusa sahip büyük bir cezaevi olarak niteliyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı vatandaşlar, şehrin mezarlar, Husilere ait cezaevleri ve silahlı araçlara dolu olduğunu belirtti.
Milislerin baskısından korku duyulması sebebiyle kamusal alanlarda, kimse yaşananlara dair duygularını dile getiremiyor. Ancak 2 yıl önce üniversiteyi bitiren ve motosikletle taksi şoförlüğü yapan 30 yaşındaki Muhammed N.’nin dediği gibi, ücretli bir takside veya kafede, kendini güvende hissettiğinde başkenti “ölüm kışlalarına dönüştüren, açlık ve salgınlara maruz bırakan” bu gruba dair öfkesini kusan vatandaşlara rastlanılabilir.
Artık eski Sana’ya benzemeyen darbe yorgunu Sana şehrinde Muhammed gibi milyonlarda kişi, milislerin tuzağına düşmüş durumda. Ama Muhammed’in dediği gibi, kalpleri hala bu acı gerçeğe karşı direniş gösterebiliyor. Gözleri ise “onları, Husi felaketinden kurtararak bir el beklemek üzere” doğuya bakıyor.



Gazze: İsrail bombardımanında 16'sı yardım bekleyen onlarca kişi hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
TT

Gazze: İsrail bombardımanında 16'sı yardım bekleyen onlarca kişi hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)

Filistin medyası bugün, İsrail'in şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 16'sı yardım bekleyen 44 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail'e ait bir insansız hava aracının (İHA) Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Beled'de bulunan el-Cercir Caddesi'nde bir grup sivili hedef alması sonucu beş Filistinli yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi de yaralandı. Şarku’l Avsat’ın Filistin Safa Haber Ajansı’ndan aktardığına göre, İsrail'in bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin güneyinde devam eden bombardımanında, Han Yunus şehrinin merkezinde İsrail bombardımanında hayatını kaybeden bir kişi de dâhil olmak üzere yedi şehit verildi.

Haberde, ‘İsrail'in Gazze şehrinin güneydoğusundaki ez-Zeytun mahallesine düzenlediği bombardımanda bir vatandaşın şehit olduğu ve birkaç vatandaşın da yaralandığı’ belirtildi. ‘İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’a düzenlediği hava saldırısında bir vatandaşın şehit olduğunu ve birkaç kişinin de yaralandığını’ kaydeden ajans, ‘İsrail’in Gazze şehrinin güneyindeki Netzarim Koridoru yakınlarında yardım bekleyenleri hedef alan saldırılarında sekiz vatandaşın şehit olduğunu ve çok sayıda Filistinlinin de yaralandığını’ belirtti.

Ajans, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinin kuzeyinde bulunan yardım dağıtım merkezi yakınlarında işgal güçlerinin açtığı ateş sonucu üç vatandaşın hayatını kaybettiğini belirtirken, İsrail'in Gazze şehrinin kuzeybatı bölgelerini hedef alan bombardımanının ardından bölgede bir cesedin bulunduğunu kaydetti. Haberde ayrıca, “26 yaşında genç bir adam birkaç gün önce Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah katliamında aldığı yaralar nedeniyle şehit oldu” denildi.

zvf
Deyr el-Balah'taki el-Aksa Hastanesi morgu önünde hayatını kaybeden yakınları için göz yaşı döken Filistinliler (AP)

Diğer yandan Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, Şifa Tıp Kompleksi'ndeki diyaliz hizmetinin yakıt yetersizliği nedeniyle askıya alındığını duyurdu.

Bakanlığın Facebook sayfası üzerinden yapılan açıklamada, Şifa Tıp Kompleksi'nin sadece birkaç saatliğine yoğun bakım hizmeti vereceğini duyurduğu belirtilerek, yakıt sağlanamamasının hastanelerdeki tüm hasta ve yaralılar için kesin ölüm anlamına geldiği kaydedildi. Bakanlık, işgalcilerin hastanelere yakıt dağıtma politikasının bir sonucu olarak yakıt eksikliğinin boğucu ve sürekli bir kriz yarattığını ifade etti.

Bakanlık, tüm uluslararası kuruluşlara ve paydaşlara sürece müdahale etmeleri ve tıbbi malzeme sağlamak için çalışarak sağlık sistemini çökmekten korumaları çağrısını yineledi.

İsrailli yetkililer yeni ateşkes görüşmeleri için Washington'a giderken, İsrail'in dün Gazze Şeridi'nde düzenlediği saldırılarda en az 60 kişi hayatını kaybetti.

İsrail işgal güçlerinin 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları sonucunda, ilk belirlemelere göre çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere 56 bin 531 Filistinli hayatını kaybetti, 133 bin 642 kişi de yaralandı.