Boko Haram Kamerun ordusuna saldırdı: 6 ölü

Boko Haram Kamerun ordusuna saldırdı: 6 ölü
TT

Boko Haram Kamerun ordusuna saldırdı: 6 ölü

Boko Haram Kamerun ordusuna saldırdı: 6 ölü

Kamerunlu yetkililer, Boko Haram terör grubunun geçtiğimiz Cuma günü Çad Havzası Gölü yakınında Kamerun ordusunu hedef alması sonucu 6 askerin öldüğünü ve 9’unun ise yaralandığını açıkladı.
Kamerunlu yetkililer, saldırganların ağır silahlı Boko Haram militanı olduğunu teyit etti.
DEAŞ’a bağlı Boko Haram militanları tarafından düzenlenen terör saldırısı, 10 yıldan fazla bir süredir radikal bir İslami emirlik kurmak isteyen terörist grubun konuşlandığı, Nijerya sınırına yakın bir bölgede meydana geldi.
Kamerun sınır komşuları olan Nijerya, Çad ve Nijer ordularından oluşan bölgesel kuvvetler çerçevesinde terörist gruba karşı sert bir şekilde mücadele ediyor.
Söz konusu bölgesel kuvvet, bir süre önce Boko Haram’ın gücünü zayıflattı. Ancak Nijerya, Çad, Nijer ve Kamerun'da kanlı saldırılar başlatan örgüt gücüne tekrar kavuştu.
Boko Haram’ın, 10 Haziran'da Kamerun'da gerçekleşen büyük terör saldırısında, Kamerun ordusunda 17 asker öldü.
2015 yılında DEAŞ’a bağlılığını ilan eden Boko Haram grubu, ağırlıklı olarak Nijerya’nın kuzeydoğusunda aktif.
Uluslararası kuruluşlar tarafından yayınlanan istatistiklere göre 10 yıldan fazla süren saldırıları nedeniyle 27 binden fazla insan hayatını kaybetti ve yaklaşık 2 milyon kişi yer değiştirmek zorunda kaldı.
Batı Afrika'da terörle mücadele planı için 1 milyar dolar harcanacak
Boko Haram’ın düzenlediği son saldırı, Burkina Faso’nun başkenti Uagadugu’da geçtiğimiz cumartesi günü düzenlenen acil zirvede Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) tarafından kabul edilen, Batı Afrika'da terörle mücadele planının duyurulmasıyla aynı zamana denk geldi.
Söz konusu yeni plan, 15 Batı Afrika ülkesi arasında güvenlik işbirliği ve koordinasyon seviyesini artıracak. Ayrıca yerel orduları ve beş Sahel ülkesinin (Moritanya, Mali, Nijer, Çad ve Burkina Faso) ortak askeri gücünü destekleyecek. 5 yıl içinde uygulanmaya başlanacak plan, ECOWAS ülkelerinden gelen katkılarla 1 milyar dolara mal olacak.



Çin'in baraj planı Tibetlileri neden ayağa kaldırdı?

Çin'in dev baraj projeleri, yerel halkın yoğun protestolarına neden oluyor (AFP/Temsili)
Çin'in dev baraj projeleri, yerel halkın yoğun protestolarına neden oluyor (AFP/Temsili)
TT

Çin'in baraj planı Tibetlileri neden ayağa kaldırdı?

Çin'in dev baraj projeleri, yerel halkın yoğun protestolarına neden oluyor (AFP/Temsili)
Çin'in dev baraj projeleri, yerel halkın yoğun protestolarına neden oluyor (AFP/Temsili)

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC, Çin'in baraj planını önceki aylarda protesto eden yüzlerce Tibetlinin şiddetle bastırıldığını ve bazılarının ciddi şekilde yaralandığını iddia etti. 

Bölgedeki kaynaklara, uydu fotoğraflarına ve doğrulanmış görüntülere dayandırılan ve aylardır hazırlandığı bildirilen haberde, 1950'lerin başında ilhak edilen Tibet'te bu tarz gösterilere az rastlandığı hatırlatıldı. 

Şubatta meydana gelen olayların, gazetecilerin özgürce ziyaret edemediği Tibet dışında pek duyulmadığı vurgulandı. 

Protestoya sebep olan konu, Siçuan eyaletinde Tibetlilerin yaşadığı bir bölgede yapılması planlanan devasa Gangtuo barajı ve hidroelektrik santrali. 

Hem binlerce kişinin evinden olacağını hem de dini ve kültürel miraslarının sular altında kalacağını savunan Tibetliler, aralarında manastır ve köylerin de bulunduğu bu yerleri korumak istiyor. 

700 yıllık Wangdui Manastırı da Budistlerin duvar resimleriyle onlar için büyük önem taşıyor. 

2012'de onaylanan baraj planı, BM özel raportörlerinin Temmuz 2024'te Çin yönetimine mektup yazmasına neden oldu. Barajın, halka ve çevreye geri dönüşü olmayan zararlar verebileceği vurgulandı.

Bölge halkının bilgilendirilmediği ve fikirlerinin alınmadığı belirtildi. "Halkın yüzde 80'i onaylamazsa gerçekleştirilmeyecek" denen projenin aldığı icazete dair herhangi bir kanıt olmadığı bildirildi. 

Eylül 2024'te mektuba yanıt veren Pekin'in ise bölge halkının onayının alındığını ve değerli eserlerin taşındığını belirterek kendini savunduğu aktarıldı.

Ancak BBC, Şubat 2024'te halka apar topar tahliye emri verildiğini öne sürüyor. Bunun üzerine Budist keşişler ve halk protestoya başlamış.

Dege'deki bir devlet binasının önünde yapılan protestoya yüzlerce kişi katılırken bölgeyi ziyaret eden yetkililere de halkın talepleri yalvararak iletilmiş.

Bölgedeki ayrılıkçılık rüzgarlarını sert bir şekilde kesmesiyle bilinen kolluk kuvvetleri, hızlıca yüzlerce kişiyi gözaltına almış ve bazı evlere baskın düzenlemiş. 

Bazılarının haftalar boyunca gözaltında tutulduğu ve fiziksel şiddete maruz kaldığı iddiaları aktarılıyor. Kaynaklardan biri, 70'ini aşmış yaşlıların dahi şiddet görmekten kaçamadığını öne sürdü. 

BBC bu operasyonlardan sonra bölgedeki baskının daha da arttığını iddia ediyor. Seyahat özgürlüğü kısıtlanan göstericiler, ne hastaneye gidebilmiş ne de hayvanlarını yaylalarda dolaştırmaya çıkabilmiş.

BBC, Çin devlet medyasında konuya dair haberlerin olmamasına işaret ediyor. Yalnızca bir Çin Komünist Partisi yetkilisinin bölgeyi ziyareti bildirilmiş. Onda da bu yetkilinin barajın "gerekliliğini açıkladığı" aktarılmış.

Diğer yandan uydu görüntüleri, barajın yapımı ve köylerle manastırların yıkımının askıya alındığını gösteriyor. 

Çin'in Londra Büyükelçiliği, barajla ilgili bilimsel araştırmaların sürdüğünü aktardı. Şiddet iddialarıyla ilgili doğrudan yorum yapmaktan kaçınırken ülkede ifade özgürlüğünün ve hukukun üstünlüğünün korunduğunu vurguladı. 

Himalaya Dağları'nın kuzeyindeki 2,5 milyon kilometre genişliğindeki Tibet Platosu, deniz seviyesinden ortalama 4 bin 380 metre yüksekliğiyle "dünyanın çatısı" olarak adlandırılıyor.

Tarih boyunca yarı göçebe Tibet halkının yurdu olan bölge, 1951'de imzalanan 17 Nokta Anlaşması'yla Çin'in egemenliğine girmişti. Pekin yönetimi, bunu "Tibet'in barışçıl özgürleşmesi" olarak adlandırmıştı.

Tibet'in ruhani lideri Dalay Lama, 1959'daki bağımsızlık yanlısı ayaklanmanın başarısız olmasının ardından bölgeyi terk etmiş ve Hindistan'ın kuzeyindeki Dharamsala kentine yerleşerek sürgündeki Tibet meclisi ve hükümetini kurmuştu.

Çin ise bu yönetimi tanımıyor ve 2010'dan beri Dalay Lama'nın temsilcileriyle resmi temas kurmuyor.

Independent Türkçe, BBC, Reuters