'Çağrı' filminde Bilâl-i Habeşî’yi canlandıran oyuncu Ali Ahmed Salem hayatını kaybetti

'Çağrı' filminde Bilâl-i Habeşî’yi canlandıran oyuncu Ali Ahmed Salem hayatını kaybetti
TT

'Çağrı' filminde Bilâl-i Habeşî’yi canlandıran oyuncu Ali Ahmed Salem hayatını kaybetti

'Çağrı' filminde Bilâl-i Habeşî’yi canlandıran oyuncu Ali Ahmed Salem hayatını kaybetti

İslamiyet'in doğuşunu konulan 1977 yapımı Çağrı (The Message) filminin en etkileyici sahnelerinden biri olarak değerlendirilen ve Bilâl-i Habeşî’nin Müslümanları namaz kılmaya çağırdığı anları canlandıran Libyalı Ali Ahmet Salem hayatını kaybetti.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, oynadığı rol ile hafızalara kazınan 81 yaşındaki oyuncu uzun zamandır hastalıkla mücadele ediyordu.
Salem’in dün hayata veda ettiği öğrenildi.
Film hakkında bilinmeyenler
Film hazırlığı sırasında yönetmen Mustafa Akkad, efsanevi boksör Muhammed Ali’nin Bilâl-i Habeşî rolünde oynamak istediğini açıklamıştı. Akkad, bu talebi filmin mesajının önüne geçeceğini düşüncesiyle reddetmişti.
Film ilk olarak Fas'ta 1976 yılında çekilmeye başlandı. Hz. Muhammed’in hayatının sinemada gösterilmesinin uygun olmayacağını düşünen bir kesim, Fas Kralı’na baskı yapınca, Kral, Akkad ve ekibini sınır dışı etti. Finansörlerin de filmden desteğini çektiği ve ümitlerin tükendiği sırada ise filmin tamamlanması için kaynak sağlayan Kaddafi oldu. Hatta Bedir Savaşı sahnelerinde, Libya ordusundan askerler de rol aldı. Filmde 28 ayrı ülkeden oyuncu ve elemanlar çalışıldı.
Mustafa Akkad ile yapılan bir röportajda Çağrı filminden sonra yaşadığı anıyı şöyle paylaşmıştı: 
Film çekildikten bir kaç yıl sonra “Vahşi” rolündeki Salem Gedara beni aradı. Ve bana hakaretler etmeye başladı. Ona ne olduğunu sorduğumda bana, Hz. Hamza’yı filmde öldürdüğü için insanların ona sokakta saldırmaya başladığını söyledi. Bu durum bir hayli ilginçti.



"Disney kalesi" nihayet Dünya Mirası Listesi'ne alındı

Neuschwanstein Kalesi (AP)
Neuschwanstein Kalesi (AP)
TT

"Disney kalesi" nihayet Dünya Mirası Listesi'ne alındı

Neuschwanstein Kalesi (AP)
Neuschwanstein Kalesi (AP)

Hıristiyanlık aleminin en görkemli kalesi hangisi mi? Hiç şüphesiz Bavyera Alpleri'nin derinliklerindeki Neuschwanstein.

Kral II. Ludwig'in tepedeki iç kalesi, çayırlar ve dağlar arasında gökyüzüne yükseliyor. Kulelerin ve taretlerin eğlenceli kıvrımları, Disney tema parkını ziyaret eden herkese anında tanıdık gelecektir: Walt'un kendisi, Uyuyan Güzel'in kalesine model olarak Neuschwanstein'ı seçmişti. Kalenin kopyaları, Kaliforniya'dan Florida'ya, Paris'ten Japonya'ya kadar tema parklarını süslüyor.

Bavyera hükümdarı, "cennetin havasını soluyabileceği", "kutsal ve ulaşılmaz" bir Ortaçağ şövalyeleri kalesi hayal ediyordu. 

Ludwig mimarlar yerine, Wagner operasına takıntısını paylaşan ve Mässigung (ölçülülük) kavramına açıkça yabancı olan tiyatro dekor tasarımcılarını çağırdı.

Neuschwanstein'ı Wagner'in en büyük hitlerinden motiflerle süslediler. Kutsal Kase Kalesi'ni çevreleyen kutsal ormanın bir duvar resmi de dahil, kayıp ruhlarla yankılanan Parsifal'den unsurlar Şarkıcılar Salonu'nu süslüyor.

Şatonun efendisinin yönetmesi gereken bir devlet vardı. Ludwig, yaşam alanlarıyla evden çalışma alanının ayrıntılı bir mağarayla birbirine bağlanmasını emretti. Diğer yandan kraliyet yatak odası, yorgun bir hükümdarı uyutmak için çocuk melek figürleri ve yıldız ışığıyla donatılmış bir Bizans şapeli gibi hissettiriyor.

Kendine saygısı olan hiçbir kral için tek bir kale yeterli değildir. Ludwig'in portföyünün geri kalanı Herrenchiemsee, Linderhof ve Schachen'deki Kraliyet Evi'ni içerirken, bunların hepsi kalabalıkların gözdesi Neuschwanstein'la birlikte UNESCO listesine eklendi.

Ancak Bavyera hazinesi hiç de memnun değildi. Kralın vizyonunun nefes kesici ölçeği ve karmaşıklığı devleti iflasa sürükledi. Neuschwanstein'ın temelinin atılmasından 15 beş yıl sonra, ancak Ludwig'in tüm görkemli planları gerçekleşmeden önce, Bavyera'nın siyasi liderleri krallarını deli ilan ettirdi. Kalede 6 ay bile yaşamamıştı.

Kısa bir süre sonra bu güzel hayalperest, doktoruyla birlikte gizemli bir şekilde öldü.

Sadece 7 hafta sonra Neuschwanstein, kralın tarifine aykırı bir şekilde turistik bir mekan olarak açıldı. O zamandan beri kale Bavyera turizminin simgesi haline geldi.

Ve nihayet UNESCO, kaleyi Dünya Mirası Listesi'ne ekleyerek bu görkemli çılgınlığın kültürel zenginliğini kabul etti.

Independent Türkçe