Hamaney: ABD tövbe ederse İran ile görüşebilir

İran Dini Lideri Ali Hamaney
İran Dini Lideri Ali Hamaney
TT

Hamaney: ABD tövbe ederse İran ile görüşebilir

İran Dini Lideri Ali Hamaney
İran Dini Lideri Ali Hamaney

ABD’nin, küresel petrol piyasalarını etkileyen Saudi Aramco tesislerine yapılan saldırılardan İran’ı sorumlu tutmasının ardından iki ülke arasında gerilim tırmandı. Bu ay sonunda düzenlenecek Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ABD Başkanı Donald Trump ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani arasında yapılabileceği ifade edilen görüşmeye Aramco saldırılarının büyük darbe vurduğu belirtilirken, İran Dini Lideri Ali Hamaney ise “tövbe etmesi” şartıyla ABD’nin müzakere masasına oturabileceğini söyledi.
AFP’nin haberine göre Hamaney, dün bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, ABD’nin “İran’a boyun eğdirmenin başka bir yolu olmadığına inandığı için ‘azami baskı’ politikasını benimsediğini” ifade etti. Hamaney, İran’a yönelik azami baskı politikasının değersiz olduğunu, İranlı yetkililerin hangi düzeyde olursa olsun ABD ile herhangi bir müzakere yapılmaması konusunda fikir birliğine vardığını açıkladı.
Hamaney: ABD tövbe etmeli
Hamaney yaptığı açıklamada “ABD, nükleer anlaşmadan ayrılmasının ardından yaptığı açıklamalarını geri çekip tövbe ederse, nükleer anlaşmayı imzalamış olan diğer ülkeler arasında katılıp İran ile görüşebilecek. Aksi takdirde, New York ziyaretinde veya başka bir ziyaret sırasında İranlı ve ABD’li yetkililer arasında hiçbir düzeyde müzakere yapılmayacak” dedi. 
ABD Başkanı Trump, Mayıs 2018’de, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklamış, bunun akabinde Washington ile Tahran arasındaki ilişkiler gerilmişti. ABD’nin, İran’ın bölgeyi istikrarsızlaştıran davranışlarını değiştirmesi için ‘azami baskı’ kampanyasının bir parçası olarak yaptırımların tekrar uygulamaya başlamasıyla da gerilimin seviyesi artmıştı. İran ise Hürmüz Boğazı’ndaki deniz ticareti güvenliğini ve küresel enerji kaynaklarının güvenliğini tehdit ederek, nükleer anlaşmanın şartlarına bağlılığını kademeli olarak azaltmıştı.
Aramco tesislerinin hedef alınması
Öte yandan Trump, dünya petrol fiyatlarının yükselmesine neden olan Aramco saldırılarının ardından ülkesinin, müttefiki Suudi Arabistan’a yardım etmeye hazır olduğunu söylerken, “Çatışma içine girmek istemiyorum fakat bazen bir şeyler yapmak gerekiyor. Saldırının boyutu çok büyüktü ancak çok daha büyük bir saldırı ile karşılık verilebilirdi. Elbette çoğu insan failin İran olduğunu görecek” dedi.
Söz konusu saldırılardan bir gün sonra Beyaz Saray, Trump’ın önümüzdeki hafta New York’ta düzenlenecek olan BM Genel Kurulu toplantılarında İranlı mevkidaşı Hasan Ruhani ile görüşebileceğini açıklamıştı. Bunun üzerine Ruhani ‘tüm yaptırımlar kaldırılmadığı sürece’ ABD ile doğrudan müzakere olasılığını reddetmiş, yaptırımlar kaldırılsa bile müzakerelerin nükleer anlaşma çerçevesinde yapılacağını belirtmişti. Ruhani’nin ardından Trump ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada ‘ön şartlar olmadan’ İran ile görüşmeye hazır olduğu iddialarını reddetmişti.
Saldırıyı Husiler üstlendi
İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Aramco saldırılarının Husi milisleri tarafından ‘kendilerini savunmak’ için gerçekleştirildiğini belirtti. Tahran tarafından desteklenen Husiler, geçtiğimiz Cumartesi günü, Suudi Arabistan’da bulunan, Abkayk’taki (Abqaiq) dünyanın en büyük petrol işleme tesisi ve Hurays (Khurais) petrol sahasına düzenlenen saldırıların sorumluluğunu üstlenmiş ve saldırıyı 10 drone ile gerçekleştirdiklerini ifade etmişti. ABD saldırıdan doğrudan İran’ı sorumlu tutmazken, Riyad ise incelemelerin ardından elde edilen verilere göre İran silahlarının kullanılması sebebiyle saldırının kaynağının Tahran olduğunu açıklamıştı.
Yemen meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu Sözcüsü Albay Turki el-Maliki de yaptığı açıklamada “Hurays ve Abkayk’a yapılan terörist saldırılardaki ön soruşturmalar, saldırıda İran silahlarının kullanıldığını gösteriyor” demişti.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Karkaş ise dün Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Aramco tesislerini hedef alan benzeri görülmemiş terör saldırısının gerekçesi ne olursa olsun kabul edilemez. Suudi Arabistan'a yapılan saldırı başlı başına tehlikeli bir tırmanış” dedi.



Mezun olduğu liseden Netanyahu'ya tepki: "Adını silin"

Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)
Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)
TT

Mezun olduğu liseden Netanyahu'ya tepki: "Adını silin"

Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)
Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun adının, ABD'de mezun olduğu lisedeki onur köşesinden kaldırılması isteniyor.

Pensilvanya eyaletindeki Cheltenham Lisesi'nden en az 200 öğrenci, 1967'de mezun olan Netanyahu'nun adının ve fotoğrafının onur köşesinden kaldırılması için imza toplayarak okul yönetimine dilekçe verdi. 

Öğrenciler, talepleri için Netanyahu hakkındaki yolsuzluk soruşturmalarını ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) çıkardığı yakalama kararını gerekçe gösterdi.

UCM, "Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü" Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki kararını 21 Kasım 2024'te duyurmuştu.

New York Times'ın (NYT) aktardığına göre imzacı iki öğrencinin, lisenin mezunlar derneğine gönderdiği e-postada şu ifadelere yer veriliyor: 

Öğrenciler her gün onur köşesinde bu mezunları gördüğünde, onların örnek alınması gereken kişiler olduğunu anlıyor ve bir gün onlar gibi olmak için çaba gösteriyor. Bu nedenle, onun adının bu köşede yer almasının doğru olmadığını düşünüyoruz.

Okuldaki öğrencilerin yaklaşık yüzde 15'i dilekçeyi imzaladı. New York Times'ın aktardığına göre okul yönetimi dün toplantı düzenledi ancak henüz bir karar verilmedi. 

İsrail başbakanının ailesi, 1956-1958 ve 1963-1967'de Pensilvanya'daki Cheltenham bölgesinde yaşamıştı. Benjamin Netanyahu 1967'de, abisi Yonathan Netanyahu da 1964'te Cheltenham Lisesi'nden mezun olmuştu. İki kardeş de mezuniyetin ardından İsrail'e dönerek orduya katılmıştı.

İsrail Başbakanlık Ofisi'nden NYT'ye gönderilen açıklamada, "Başbakan Netanyahu, Cheltenham Lisesi'nde aldığı mükemmel eğitimi çok takdir ediyordu" dendi ancak dilekçeye dair bir şey söylenmedi. 

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Times