Pentagon'dan Aramco saldırısı açıklaması: Arkasında İran var

Pentagon'dan Aramco saldırısı açıklaması: Arkasında İran var
TT

Pentagon'dan Aramco saldırısı açıklaması: Arkasında İran var

Pentagon'dan Aramco saldırısı açıklaması: Arkasında İran var

Pentagon olarak bilinen ABD Savunma Bakanlığı’nın sözcüsü Jonathan Hoffman ve ABD Genelkurmay Başkanı Sözcüsü Albay Patrick Ryder, Suudi Arabistan'ın ulusal petrol ve doğalgaz şirketi olan Aramco petrol sahasına düzenlenen saldırının arkasında İran’ın olduğunu söyleyerek, Yemen’deki Husi Milisleri’nin bu saldırıyı gerçekleştirecek güçte olmadığını belirtti.
Pentagon sözcüsü Jonathan Hoffman ve ABD Genelkurmay Başkanı Sözcüsü Albay Patrick Ryder, düzenledikleri basın toplantısında Suudi Arabistan'ın ulusal petrol ve doğalgaz şirketi olan Aramco petrol sahasına düzenlenen saldırı hakkında açıklamalarda bulundu. Hoffman ve Ryder Yemen'deki Husi Milisleri tarafından üstlenen saldırının arkasında İran'ın olduğunu belirtti. Saldırının direk olarak İran topraklarından gerçekleştirip gerçekleştirilmediği konusunda açıklama yapmayan Hoffman, Tahran'ın yaşanan saldırıdan sorumlu olduğuna dair kanıtlarının olduğunu söyledi.
“İran dünyayı istikrarsızlaştırıyor”
Husilerin mevcut askeri güçlerinin Suudi Arabistan'da böyle bir saldırı başlatmak için yeterli olmadığına inandıklarının altını çizen Hoffman, İran'ın bu saldırıyla sadece bölgeyi değil tüm dünyayı istikrarsızlaştırabileceğini belirtti.
“Bu konuyu ciddiye aldığımızı bilmenizi isteriz”
ABD Genelkurmay Başkanı Sözcüsü Albay Patrick Ryder ise, ABD Merkez Komutanlığı'nın (CENTCOM) kuzeyden gelen tehditleri önleme yollarını incelemek için Suudi Arabistan ile temas halinde olduklarını söyledi. Ryder, Suudi uçaksavarının çalışmalarının ayrıntılarını açıklamayı reddederken, “Bu konuyu ciddiye aldığımızı bilmenizi isteriz” dedi.
Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı Sözcüsü Turki al-Malki de dün yaptığı açıklamada, Suudi Aramco saldırısının dünyadaki en büyük petrol sahalarından birine yapıldığını hatırlatarak, “Bu yalnızca Suudi Arabistan Krallığı'na yönelik bir saldırı değil, global ekonomiye ve küresel ticarete de yapılan bir saldırıdır” demişti.
Saldırıda kullanılan silahların İran menşeili olduğunu belirten Sözcü al-Malki, Husi milislerinin saldırıyı üstlendiğini yalnız saldırının boyutu ve yapılış şekli ve kuzeyden güneye doğru yapılmış olması göz önünde bulundurulduğunda saldırının Yemen'den yapılamayacağını vurgulamıştı.
Al-Malki, “Saldırı kuzeyden yapılmış ve şüphe götürmeksizin İran tarafından finanse edilmiş” diye konuşmuştu.



Moskova ve Tahran "koordinasyon yol haritası" imzaladı

Lavrov ve Arakçi, önümüzdeki üç yıl için diplomatik koordinasyon planını imzaladı (İran Dışişleri Bakanlığı)
Lavrov ve Arakçi, önümüzdeki üç yıl için diplomatik koordinasyon planını imzaladı (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

Moskova ve Tahran "koordinasyon yol haritası" imzaladı

Lavrov ve Arakçi, önümüzdeki üç yıl için diplomatik koordinasyon planını imzaladı (İran Dışişleri Bakanlığı)
Lavrov ve Arakçi, önümüzdeki üç yıl için diplomatik koordinasyon planını imzaladı (İran Dışişleri Bakanlığı)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi dün Moskova'da diplomatik koordinasyon için bir "yol haritası" imzaladılar; bu, iki ülke arasındaki kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması çerçevesinde atılan ilk pratik adım oldu.

İki bakan, ikili ilişkiler ile İran nükleer programı da dahil olmak üzere bölgesel ve uluslararası konuları kapsayan "kapsamlı ve detaylı" görüşmeler gerçekleştirdi.

Lavrov, diplomatik planın ikili iş birliği için "özel bir statü" oluşturduğunu ve yirmi yılı aşkın bir süre için koordinasyon çerçevesini belirlediğini vurgulayarak, yeni istişare planının düzenli siyasi koordinasyon mekanizmalarını derinleştirdiğini belirtti. Ayrıca Moskova'nın İran'ın barışçıl amaçlı uranyum zenginleştirmesine destek verdiğini açıklayan Lavrov, Batı'nın önlemlerini ve yaptırımlarını "yasa dışı" ve siyasi çözümlere engel olarak nitelendirdi.

Arakçi ise Tahran'ın nükleer tesislerine verilen hasara rağmen zenginleştirmeye devam edeceğini vurgulayarak, Rusya ile ilişkilerin "giderek daha yakın ve birbirine bağlı hale geldiğini" ifade etti. İmzalanan planın "iki dışişleri bakanlığının 2026-2028 dönemi için gündemini belirlediğini ve önümüzdeki üç yıl boyunca iş birliği için bir yol haritası görevi gördüğünü" kaydetti.


Netanyahu, Mısır ile "İsrail arasında en büyük doğalgaz anlaşmasını" duyurdu

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
TT

Netanyahu, Mısır ile "İsrail arasında en büyük doğalgaz anlaşmasını" duyurdu

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu dün, Mısır ile yapılan doğalgaz anlaşmasını onayladığını duyurdu ve anlaşmanın İsrail tarihinin en büyük anlaşması olduğunu belirtti.

Netanyahu televizyonda yayınlanan konuşmasında, “Bugün İsrail tarihinin en büyük doğalgaz anlaşmasını onayladım. Anlaşmanın değeri 112 milyar şekel (34,7 milyar dolar). Bu toplam tutarın 58 milyar şekeli (18 milyar dolar) devlet hazinesine girecek” dedi.

Konuşmasına devam eden Netanyahu, "Amerikan şirketi Chevron ve İsrailli ortaklarla yapılan anlaşma, Mısır'a doğalgaz tedarikini sağlayacak" diyerek, "Bu, ülkenin tarihindeki en büyük ihracat anlaşmasıdır" ifadesini kullandı.


Venezuela, "Amerikan saldırganlığı"nı görüşmek üzere Güvenlik Konseyi toplantısı talep etti

Güvenlik Konseyi oturumu (Arşiv- Konsey)
Güvenlik Konseyi oturumu (Arşiv- Konsey)
TT

Venezuela, "Amerikan saldırganlığı"nı görüşmek üzere Güvenlik Konseyi toplantısı talep etti

Güvenlik Konseyi oturumu (Arşiv- Konsey)
Güvenlik Konseyi oturumu (Arşiv- Konsey)

Venezuela, 15 üyeli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne gönderdiği mektupta, ülkeye karşı devam eden "ABD saldırganlığını" görüşmek üzere bir toplantı düzenlenmesini talep etti.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre bir Birleşmiş Milletler diplomatı yaptığı açıklamada, toplantının muhtemelen önümüzdeki salı günü gerçekleşeceğini söyledi.

Salı günü ABD Başkanı Donald Trump, Washington'un Devlet Başkanı Nicolas Maduro hükümeti üzerindeki baskıyı yoğunlaştırma çabalarının sonuncusu olarak, yaptırım uygulanan petrol tankerlerinin Venezuela'ya giriş ve çıkışını engelleyen bir "abluka" emri verdi.