İsrail seçimleri: Araplar Netanyahu’nun rakibi Gantz’a iki sandalye verdi

İsrail seçimleri: Araplar Netanyahu’nun rakibi Gantz’a iki sandalye verdi
TT

İsrail seçimleri: Araplar Netanyahu’nun rakibi Gantz’a iki sandalye verdi

İsrail seçimleri: Araplar Netanyahu’nun rakibi Gantz’a iki sandalye verdi

İsrail’de kesin olmayan seçim sonuçlarına göre, Filistinli Arap seçmenlerin ülkedeki siyasi haritanın değişmesinde büyük ölçüde pay sahibi olduğunu gösterdi. Araplar eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz'ın liderliğini yürüttüğü Mavi Beyaz İttifakı’na iki koltuk vererek Binyamin Netanyahu başkanlığındaki Likud Partisi’ni geride bırakmakta rol oynadı.
Nisan seçiminde yüzde 49 ile en düşük katılımı gösteren Araplar, Salı günkü seçimde bu oranı yüzde 60’a çıkardı. İsrail Demokrasi Forumu’nun hazırladığı rapora göre, yüzde 60’lık dilimin içinde yer alan seçmenlerin ezici bir çoğunluğu oylarını 4 Arap partinin bir araya gelerek kurduğu Ortak Arap Listesi Bloku’na verdi. Buna göre sandıklarda Arap Listesi’ne 470 bin oy çıktı. Sonuçlara dair yapılan analizler Dürzi Arapların yarısının Gantz’ın listesine oy verdiğini gösteriyor. İsrail’in kuzeyindeki yaklaşık 15 bin bedevi Gantz’ın listesine oy verdi.
Sonuçları değerlendiren uzmanlara göre, yüzbinlerce Arap seçmeninin oy vermek için sandıklara gitmesinin bir cevap niteliğinde olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, Arapların verdiği cevabın iki sebebi olduğunu belirtiyorlar. Birincisi, siyasi birliğin göstergesi olarak Ortak Arap Listesi Bloku yeniden aktif hale getirmek. Nitekim bu bloğun Nisan seçiminde çözülmesiyle birlikte katılım oranı Araplar arasında yüzde 49’a kadar gerilemişti. İkincisi Araplara karşı yürütülen kışkırtıcı ırkçı kampanyalara tepki göstermek. Bu kampanyaların öncüsü de Başbakan Binyamin Netanyahu ve koalisyon ortakları oldu. Netanyahu, çeşitli münasebetlerle yaptığı açıklamalarda, sanki Arapların oyları yasadışıymış gibi bir hava yaratarak, Benny Gantz’ın Arap oylarıyla sol hükümeti kurmasına karşı Yahudi seçmenleri uyarıyordu. Netanyahu’nun Araplara karşı kullandığı bu dil, sandıkta ters tepti. Bu açıklamalar karşısında oldukça incinen Arap seçmen, seçimde Netanyahu’nun en yakın rakibine oy vererek tepkisini gösterdi. Böylece Netanyahu’nun aldığı yenilgide önemli bir rol oynadılar. Netanyahu’ya yakın siyasetçilerden milletvekili Miki Zohar da bu durumu şöyle itiraf ediyor: “Bu kampanya bize hiçbir fayda sağlamadı bilakis çok zarar verdi.”
Filistinli Araplar İsrail’deki toplam nüfusun yüzde 19’unu oluşturuyor. Arap seçmenlerinin oranı yüzde 15. Arapların seçimlere katılım oranı genelde düşük oluyor. Bir önceki seçime kıyasla oylarını 340 binden 470 bine yükselten Ortak Arap Listesi Bloğunun meclise 10 ila 13 milletvekili göndermesi bekleniyor. Bir başka deyişle Araplar Netanyahu’nun aldığı yenilgide büyük bir pay sahibi oldular.



Gizli Irak Savaşı belgeleri: “Washington, Londra pahasına Bağdat’ta rejimi değiştirdi”

Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
TT

Gizli Irak Savaşı belgeleri: “Washington, Londra pahasına Bağdat’ta rejimi değiştirdi”

Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)

Birleşik Krallık'ın (BK), ABD'ye Irak işgalinin Tony Blair'ın başbakanlığına mal olabileceği uyarısında bulunduğu belirtiliyor.

Londra'daki Ulusal Arşivler tarafından yayımlanan yeni belgelere göre Blair'ın dış politika danışmanı David Manning, dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice'la 2003'te yaptığı görüşmede şunları söyledi:  

ABD, Londra'da yönetimin değişmesi pahasına Bağdat'ta rejim değişikliğini desteklememelidir.

Guardian'ın haberinde Manning ve Rice arasındaki görüşmenin, Blair'in 31 Ocak 2003'te dönemin ABD Başkanı George W. Bush'u ziyaret etmesinden önce gerçekleştiği aktarılıyor.

Irak işgalinden iki ay önce gerçekleşen bu görüşme sırasında Washington, Irak işgaline yönelik Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden (BMGK) ikinci bir karar çıkarılması için harekete geçip geçmemeye henüz karar vermemişti. Blair'ın hedefinin, Bush'u ikinci BMGK kararı için ikna etmek olduğu belirtiliyor.

BMGK, 8 Kasım 2002'de düzenlenen oturumda 1441 sayılı kararı kabul etmişti. Bu karar, Saddam Hüseyin yönetiminin silahsızlanma yükümlülüklerini yerine getirmesi için son uyarı niteliğini taşıyordu. Ancak herhangi bir askeri müdahale yetkisi verilmemişti.

BMGK'da veto hakkına sahip Fransa ve Rusya, Irak işgaline yetki verecek olası bir ikinci kararı reddedeceklerini bildirmişti. Haberde, Washington'ın "Fransa ve Rusya'nın isteksizliği nedeniyle gün geçtikçe sabırsızlandığı" yazılıyor.

Blair'ın, BK Parlamentosu ve kamuoyundaki savaş karşıtı seslere karşı işgali meşru kılmak için ikinci kararda ısrarcı davrandığı, ABD'yi diplomatik kanalları açık tutması için ikna etmeye çalıştığı aktarılıyor.

Manning'in 29 Ocak 2003'te Blair'e gönderdiği gizli notta şu ifadeler yer alıyor:

İkinci BMGK kararı, iç siyaset bağlamında sizin için politik bir gereklilik. Bu olmadan askeri harekat için kabine ve Parlamento'dan destek alamazsınız. Rice, böyle bir şey yapmayı denerseniz görevden alınabileceğinizi anlamalı.

Manning, aynı notta Rice'la konuşmasına dair, "Ona, Bush'un kumar oynamayı göze alabileceğini söyledim. İkinci BMGK kararını Bush da istiyordu ama bir açıdan bu onun için o kadar da önemli değildi. Zaten Kongre'den onay almıştı" ifadelerini kullanıyor.

Ancak Bush'ın, Blair'ın ziyaretinden kısa süre önce yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasının, Londra yönetimine manevra yapacak alan bırakmadığı aktarılıyor.

Buna ek olarak BK Savunma Bakanlığı'nın, Bush'la görüşmesinden önce Blair'a şu notu ilettiği belirtiliyor:

Saddam'ın iktidarının zayıflaması ciddi bir iç savaşa yol açabilir.

Bush yönetimi, Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu ve BMGK kararını ihlal ettiğini öne sürmüş fakat buna yönelik kanıt bulunamamıştı. ABD Senatosu İstihbarat Komitesi, 2004'te Irak'ta kitle imha silahları iddialarının yanlış olduğunu kabul etmişti. Irak'ta kurulan bir komisyon da 2005'te yayımladığı raporda ülkede kitle imha silahı olmadığı sonucuna varmıştı.

Bush, Kongre'nin onayladığı Askeri Güç Kullanma Yetkisi'yle (AUMF) 20 Mart 2003'te Irak işgalini başlatmıştı.

İşçi Partili Blair'ın öncülüğünde Parlamento'da düzenlenen oylamada 149'a karşı 412 oyla ülkenin savaşa katılmasına karar vermişti. Ancak karşı oyların 139'unun İşçi Partili parlamenterlerden gelmesi dikkat çekmişti.

BK'de Gordon Brown yönetiminin başlattığı ve 2016'da yayımlanan Chilcot Raporu'nda, Blair'ın Parlamento'ya eksik ve yanıltıcı bilgi verdiği ve Savunma Bakanlığı'nın "iç savaş" uyarılarını görmezden geldiği ortaya konmuştu.

Independent Türkçe, Guardian, Financial Times