Tunus cumhurbaşkanlığı yenilgisi sonrası Nahda'da çatlak

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, 15 Eylül 2019 tarihinde başkent yakınlarındaki Ben Arus ilinde Tunus Cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy kullandı (AFP)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, 15 Eylül 2019 tarihinde başkent yakınlarındaki Ben Arus ilinde Tunus Cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy kullandı (AFP)
TT

Tunus cumhurbaşkanlığı yenilgisi sonrası Nahda'da çatlak

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, 15 Eylül 2019 tarihinde başkent yakınlarındaki Ben Arus ilinde Tunus Cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy kullandı (AFP)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, 15 Eylül 2019 tarihinde başkent yakınlarındaki Ben Arus ilinde Tunus Cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy kullandı (AFP)

Necmeddin el-Akkari
Tunus siyasetinde İslamcı çizgisiyle tanınan Nahda Hareketi, Cumhurbaşkanı adayının yaşadığı yenilgi sonrası zor günler yaşıyor. 
Nahda Hareketi adayı Abdulfettah Moro, seçimlerde yüzde 12,9 oranla yalnızca 430 bin oy alırken, parti yandaşları başta Kays Said olmak üzere rakip adaylar arasında bölünmeye gitti.
Nahda’nın siyasi sahnedeki popülaritesinde yaşanan düşüş, 2011 yılında yapılan oylamada yaklaşık 1,4 milyon seçmene ulaşan seçmen sayısının, mevcut seçimlerin ilk turunda kademeli olarak 450 binin altına düştüğü Kurucu Meclis seçimlerinden bu yana kaydedilen rakamlarla da doğrulanmış oldu. Bu oran, 2014 yasama seçimlerinde hareketin kazandığı oyların yarısından daha az.
Ağır yenilgi
Independent Arabia’nın haberine göre, hareketin lideri ve akıl hocası olan Raşid Gannuşi, yaşanan bu ağır yenilginin verdiği hasarı toparlamaya çalışırken, “Sonuç, partinin, içeriden bir adayla cumhurbaşkanlığı seçimlerine katıldığı bu ilk seferde onur verici” ifadelerini kullandı. Ancak 15 Eylül seçimlerinin sonuçları dolayısıyla yaşanan siyasi deprem, hareketin içerisinde daha güçlü muhalefete neden oldu.
Nahda içerisinde 30 yıl geçirmiş olan Raşid Gannuşi’nin ofisinin Müdürü Zubeyr eş-Şahudi, seçim sonuçları üzerine siyasetten çekildiğini açıklayarak tüm görevlerinden istifa etti. Şahudi, Gannuşi’ye de “siyasetten emekli olma ve evinde oturma” çağrısı yaptı.
İstifa ve suçlamalar
Şahudi, düzenlediği basın toplantısında “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçları, Nahda liderinin zamanının tükendiğini ve partinin yeni dönüşümleri gerçekleştiremediğini gösteriyor. Neler olduğunu anlamadım. Bu yüzden seçimlerden sonra hareketin reformu için mevcut durumun tamamen gözden geçirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Aynı durum bir gün sonra Nahda’nın şahinlerinden üst düzey bir lider olan Muhammed bin Selman tarafından da dile getirildi. Bin Selman, “Yürütme liderliği, Abdulfettah Moro, seçim kampanyasının başarısız  olması dolayısıyla utanmalı ve hesap vermeli. Ona kampanyasını yürütmesi için yeterli kaynak sağlanmadı. Ayrıca adaylığını geç ilan etti” açıklamasında bulundu.
Derin farklar
Gannuşi ve Moro arasındaki ilişkinin güçlü olmadığı biliniyor. Hareketin özünde derin farklılıklara yol açan bir adımla Nahda, 8 Temmuz’da da hareketin üst düzey lideri olan Lutfi Zeytun’un Raşid Gannuşi’nin siyasi danışmanlığından istifa etmesiyle bir kez daha sarsıldı.
İç darbe
Bu farklılıklar, Başbakan Yusuf Şahid’in Gannuşi’ye bağlı olan tutumunun değişiminden dolayı kaynaklandı. Daha sonra hareketin liderinin parti içi muhalefete yönelik öfkesinin artmasıyla da durum, Nahda içerisinde bir darbeye neden oldu. Eski bir bakan ve milletvekili olan Abdullatif el-Mekki de dahil olmak üzere bazı yetkililerin Nahda içerisinde demokratik ve ahlaki meselelerde bir tasfiye edildiği belirtiliyor.
Nahda içinde moraller bozuk
Gannuşi, partinin zayıflamasını engellemeye çalışırken, hareketten daha devrimci olarak görülen diğer güçlere kayan gençlere yöneldi. Raşid el-Gannuşi, bu çerçevede yaptığı açıklamada hareketten bir grup gencin bu hafta ortalarında bir araya gelmesinden önce “Nahda yönetiminin, yasama seçimleri sırasında tekrar bir araya geleceğine eminiz” dedi. Gannuşi ayrıca, Allah’a, daha sonra da Nahda Hareketi’ne güvenin ve onunla gurur duyun. Tüm bunlar, devrimin başarısının, özgürlüğün korunmasının ve ülkenin ilerlemesinin asıl garantileridir” ifadelerini kullandı.
Tunus Cumhurbaşkanlığı 1. tur seçim sonuçları
Cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 18,4 oy oranıyla bağımsız aday Anayasa Profesörü Kays Said ve yüzde 15,6 oy oranıyla tutuklu medya patronu Nebil Karvi'nin ikinci tur için yarışacağı açıklanmıştı.
Nahda Hareketi'nin adayı Abdulfettah Moro oyların yüzde 12,9'unu, Nida Tunus partisinin adayı eski Savunma Bakanı Abdulkerim ez-Zubeydi yüzde 10,7'sini elde ederek yarış dışında kalmıştı.
YSK, seçime yurt içindeki katılım oranının yüzde 45,02, yurt dışından katılımınsa yüzde 19,7 olduğunu duyurmuştu.
Tunus, 6 Ekim'de de parlamento seçimleri için sandığa gidecek.



Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
TT

Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)

Öldürülen Filistinli çocukların fotoğraflarını taşıyan İsrailli eylemcilere karşı taraftan destek mesajı iletiliyor. Gazzeli eylemciler, Hamas'ın öldürdüğü İsrailli çocukların fotoğraflarıyla poz veriyor. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin üyeleri, "Filistinli çocukların fotoğraflarını kaldırdıklarını gördük ve biz de açık bir şekilde 'İsrailli çocukların öldürülmesine biz de karşıyız' demek istiyoruz" ifadesini kullanıyor.

Geçen hafta İsrail'deki sosyal medya kullanıcıları arasında yayılmaya başlayan fotoğrafların bazıları, 4 yaşındaki Ariel Bibas ve 9 aylık kardeşi Kfir'i de içeriyor. 

İsrail'de Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırıların sembolü haline gelen bu iki çocuk, anneleri Şiri Bibas'la birlikte kaçırılmıştı. Bir yıl sonra üçünün de cesetleri iade edilirken Hamas, bu ölümlerden İsrail'in hava saldırılarını sorumlu tutmuştu. 

Gazze Gençlik Komitesi, Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa'da hem Binyamin Netanyahu yönetimini hem de savaşı protesto eden ve İsrail'in öldürdüğü Filistinli çocukların fotoğraflarını her hafta gündeme getirmeye çalışan göstericilere "barış içinde birlikte yaşama" mesajı verdi. 

İbranice ve Arapça "Yaşamak istiyoruz" yazıyor 

Örgütün Mısır'da yaşayan kurucusu Rami Aman, İsrail gazetesi Haaretz'e şöyle konuştu:

İsraillilere, çektiği tüm acılara rağmen Filistinlilerin de 'öteki'nin insanlığını tanıdığını göstermek istedik. Şiddeti meşru kılmayı asla düşünmedik, Filistinlilerin ölümleri kutladığı fikrine karşı çıkmayı hedefliyoruz. Gazze halkı bu savaşın bitmesini, İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını istiyor.

Aman, Gazze Şeridi'nin nüfusuna işaret ederek "7 Ekim'de yaşananlar, 2,5 milyon kişinin ölümünü meşrulaştıramaz. Mesajımız duymak isteyen her İsrailliye ulaştı. Fotoğraflar ve mesajlar beklediğimizden daha çok yayıldı" dedi. 

2010'de kurulan Gazze Gençlik Komitesi, 500'ü aşkın aktif üyesinin olduğunu bildiriyor. 

Sosyal medyada İsraillilerin "Bu bana barış umudu verdi" ve "Irkçılık ve korku dolu bir gerçekliğe üflenen taze bir nefes" gibi yorumlar yaptığı görüldü. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin Hamas gibi örgütler tarafından hedef alınmasından korkanlarsa "Onlar kendilerini tehlikeye atmadı mı?" ve "Cesur adamlar. Umudun kazanmasını sağlamalıyız" gibi ifadeler kullandı. 

Diğer yandan bu mesajı samimi bulmayanlar da var: 

Bu, Hamas'ın psikolojik savaş hamlesi. Bebekleri ve çocukları öldürdüler ve şimdi onların fotoğraflarıyla birlikte acınası biçimde boy gösteriyorlar.

Gazze Gençlik Komitesi'nin kurucularından Aman, İsrail'in kamu yayımcısı Kan'ın da aralarında bulunduğu medya kuruluşlarının bunu Hamas'a karşı bir eylem gibi lanse etmesinden rahatsız olduğunu da söyledi. 

Amaçlarının İsrail'deki ailelere seslenmek olduğunu vurgulayan Aman, "Son 10 yılda Hamas'a karşı lafını sakınmayanlar ya Gazze'yi terk etmeye zorlandı ya da kendilerine uygulanan siyasi baskıları kullanarak yurtdışına iltica etti" demeyi de ihmal etmedi.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı.

Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırılar, 1219 kişinin ölümüne neden olmuştu. 251 rehineden 49'u hâlâ Gazze'de. İsrail ordusu bunlardan 27'sinin öldüğünü bildiriyor. 

Independent Türkçe, Haaretz, AFP