Suriye eğitim sisteminde Rusya-İran rekabeti

Rusya Dinler Arası Kurumu’nun Şam’da restore ettiği okulun açılış töreni (Sputnik)
Rusya Dinler Arası Kurumu’nun Şam’da restore ettiği okulun açılış töreni (Sputnik)
TT

Suriye eğitim sisteminde Rusya-İran rekabeti

Rusya Dinler Arası Kurumu’nun Şam’da restore ettiği okulun açılış töreni (Sputnik)
Rusya Dinler Arası Kurumu’nun Şam’da restore ettiği okulun açılış töreni (Sputnik)

Savaştan zarar görmesinin ardından restore edilen Şam’ın Berze semtindeki ‘Şehit Adnan Kolki’ okulunun açılışı gerçekleştirildi. Açılışı Rusya Dinler Arası Kurumu’ndan din adamları heyeti gerçekleştirdi. Açılış, Suriye rejim yanlıları arasında Evkaf Bakanlığı’nın rolü, yetkileri ve dini gençlik faaliyetleri, vaazların arttırılmasının rejimin sekülerliği ile çelişmesi konusundaki tartışmaları artırdı.
Sputnik’in haberine göre, Rusya Federasyonu Dini Dernekler Fonu, Şehit Muhammed Adnan Kolki Temel Eğitim Okulu’nu restore ettirdi. Okulun açılış törenine Rusya ve Suriye’deki dini toplulukların temsilcileri, Şam İl Konseyi Başkanı, Şam Eğitim Müdürü ve bazı eğitim birimlerinin temsilcileri katıldı. Sputnik’in yayınladığı fotoğraflar, Rusya’dan gelen Hristiyan ve Müslüman din adamlarının Berze’de Suriyeli öğrencilere yönelik çalışmalar yürüttüğünü ortaya koydu. Haberde bu durumun hükümetin kamu ve özel sektörlerdeki eğitim sürecini tamamen kontrol ettiği ve Suriye’de daha önce görülmemiş bir örnek olduğu vurgulandı.
Resmi medyanın, din adamlarının finanse ettiği okulun açılış haberini görmezden gelmesi ise dikkat çekti.
2011’de Suriye’de rejim karşıtı protestoların yapıldığı ilk yerlerden olan Berze semtinin birçok bölgesi operasyonlar sebebiyle tahrip edilmiş durumda. Semt ayrıca muhalif savaşçıların bölgeden çıkarılması için 2017’de sağlanan anlaşmaya kadar birkaç yıl boyunca kuşatmaya maruz kalmıştı.
Suriye Eğitim Bakanlığı Sözcüsü Farah Mutlak konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “Başta özellikle Müslüman ve Hristiyanlar olmak üzere, tüm dinler arasında gördüğümüz kardeşlik ve sevgi, terörizme verilen en büyük cevaptır” dedi. Şam’daki Rus Büyükelçisi Aleksandr Yefimov ise 50 milyon liraya mal olan restorasyonun Rus halkından Suriyeli kardeşlerine bir ‘kötü gün dostu’ hediyesi olduğunu belirtti.
Uluslararası Kitap Fuarı’nda laiklik tartışmaları
Geçtiğimiz hafta Suriye’deki Esed Ulusal Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen Uluslararası Kitap Fuarı’nda birçok seminer düzenlenmişti. Nadia Khost, Muhammed Arab Sasila ve Dr. Aqeel Mahfoud’un da katıldığı seminerlerde laiklik konusunda tartışmalar yapıldı. Rejime yakınlığı ile bilinen Suriyeli yazar Nadia Khost, Evkaf Bakanlığı’nın artan yetkilerini eleştirerek bakanlığa tabi olan bazı kişilerin laikliğe karşı ‘zorbaca’ sözler sarf ettiklerini söyledi. Aynı zamanda Şam’daki bazı tarihi mekânların sadece başı örtülü olanların girebildiği dini alanlara dönüştürülmesine de karşı çıkan Khost, “Bir Suriye vatandaşı olarak Emevî Camii’ndeki Selahaddin Eyyubî Türbesi’ni neden başım kapalı ziyaret etmeliyim?” diye sordu.
Bakanlık temsilcilerinden biri ise Evkaf Bakanlığı’nın rolünün ulusal sınırların dışında, rejimin istemediği bir konumda olup olmadığını sordu.  
Khost ise, Evkaf  Bakanlığı tarafından dini aşırılığa karşı koymak için çıkarılan ‘kriz hukukunun’ dini anlamda ilerici bir düşünce olmadığını ve köleliğin haram olduğunu açıkça söylemediğini belirtti.
Seminerlerde yaşanan tartışmalar laik kesimler ve Evkaf  Bakanlığı’ndaki dindar gruplar arasındaki gizli çatışmayı da gözler önüne seriyor. Ancak resmi medyada okulun açılışı görmezden gelindiği gibi söz konusu tartışmalar da haberlerde yer almadı.
Eğitimde İran Rusya rekabeti
İran ise uzun yıllardır süren savaş sırasında okulları yenileyip dini merkezler açarak Suriye’deki eğitimi kontrol altına almak için Rusya ile rekabet halinde.
Rusya, Rusçanın ikinci dil olarak okulların müfredatına girmesi için Suriye rejimini ikna etmeyi başardı. Daha önce Rusya Eğitim ve Bilim Bakanı, mültecilerin iadesi için Rusya ve Suriye koordinasyon kurullarının ortak toplantıları sırasında Suriye’de Rus dilini öğretmek isteyen kurum ve kuruluşlar için ihale başlatılacağını duyurmuştu. Yapılan değerlendirmeler, Rusya Dinler Arası Kurumu’nun Suriyelilerin geleceğini elinde tutmak için eğitim alanına girmesinin Rusya-İran rekabetini ateşleyeceği yönünde.
Eğitim sektöründe yolsuzluk sorunu
Suriye’deki eğitim sektörünün başlıca sorunlarından biri de yolsuzluk. Kısa süre önce görülen yolsuzluk davasında ülkenin eski Milli Eğitim Bakanı Hazan el-Vaz’ın ve Bakanlık’ta çalışan 80’den fazla kişinin malvarlığına el konmuştu. Öğretim kadrosuyla ilgili yetersizlikler, düşük maaşlar, askerlik hizmetleri nedeniyle öğretmen sayısının azalması ve okullarda binaların kapasitesinin üstünde öğrenci olması da Suriye’deki eğitimle ilgili mevcut sıkıntıların başlıcaları arasında sayılıyor.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.