Sudan'daki yeni hükümetine kalan zorlu miras: Ekmek ve yakıt krizi

Sudan’daki yeni hükümet başta ekmek ve yakıt krizi olmak üzere zorlu bir ekonomik tabloyla karşı karşıya (Reuters)
Sudan’daki yeni hükümet başta ekmek ve yakıt krizi olmak üzere zorlu bir ekonomik tabloyla karşı karşıya (Reuters)
TT

Sudan'daki yeni hükümetine kalan zorlu miras: Ekmek ve yakıt krizi

Sudan’daki yeni hükümet başta ekmek ve yakıt krizi olmak üzere zorlu bir ekonomik tabloyla karşı karşıya (Reuters)
Sudan’daki yeni hükümet başta ekmek ve yakıt krizi olmak üzere zorlu bir ekonomik tabloyla karşı karşıya (Reuters)

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk hükümeti tarafından eylül ayı başlarında, göreve başladıktan sonraki ilk 2 hafta boyunca ekonomik reform programları ilan edildi. Ancak söz konusu planlara rağmen ekmek ve yakıt krizi yeni hükümeti etkilemeye devam ediyor. Öyle ki ekmek ve yakıt kuyrukları başkent Hartum sokaklarında yaklaşık bir yıldır alışılmış bir manzara haline geldi.
 
Sudan Bakanlar Kurulu, geçen hafta sonu Hartum’da güvenli ulaşımın yanı sıra ekmek ve yakıt krizlerini ele almak için toplantılar düzenledi.
Bakanlar Kurulu, genel sekreteri aracılığıyla “dağıtım ve kontroldeki dengesizlikleri ele almak ve ekmek ile yakıt kaçakçılığını önlemek” üzere bir basın toplantısı düzenledi.
Hartum’daki ekmek fırınları sahiplerine göre son iki gündür somun ekmeğin ağırlığının 70 gram olup olmadığını takip etmek için kapsamlı araştırmalar yürütülüyor. Bu çerçevede çok sayıda çalışanın gözaltına alındığını söyleyen fırın sahipleri, somunun ağırlık ve çeşitlerinde büyük tutarsızlıkların olduğunu aktardı.
Unlu Mamuller Birliği yayınladığı bildiride kontrol kampanyalarının amacının eski rejim sırasında yürürlükte olan veya kaldırılan yasalar aracılığıyla Birliğin yasalarını hayata geçirmek olduğunu belirtti. Devlet destekli un değirmenlerinin ve fırınların işleyişinin iyi devam ettiğini vurgulayan Birlik, Hartum’da ekmek unu tüketiminin günlük 40 ila 45 bin çuval arasında değiştiği bilgisini verdi.
Ekmek ve yakıt alanında çalışanlar, krizlerin patlak vermesinde eski rejimden gizli ellerin parmağı olduğuna inanıyor. Şarku’l Avsat, Hartum’daki birçok mahalledeki benzin istasyonları ve ekmek fırınları önünde insan ve araç kuyrukları oluştuğunu gözlemledi.
Edinilen bilgilere göre fırınlarda büyük miktarda un sıkıntısı yaşanıyor ve mevcut stok, üretim kapasitesini karşılamak için yeterli değil. Aynı şekilde ülke genelinde de yakıt sıkıntısı mevcut.
Fırıncılar Birliği Danışmanı ve eski Genel Sekreteri Bedreddin Ahmed el-Celal, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu an un sıkıntısı yaşandığını ve limanda fazla miktarda bulunmasına rağmen Port Sudan Limanı’ndan Sudan’daki mahallelere un nakliyatında sorunlar olduğunu aktardı.
Celal, fırınlara un taşınmasından sorumlu şirketlerin zamanında nakliyat yapamadığını belirterek bu durumun ilgili makamlardaki idari ve teknik eksiklikleri yansıttığını vurguladı. Birkaç gündür ekmek gramajlarını kontrol etmek üzere arama kampanyaları yapıldığını ifade eden Ahmed el-Celal, söz konusu incelemelerde gözaltı vakalarının yaşandığını da belirtti.
Celal, fırın sahiplerinin arama ve gözaltı kampanyalarını kabul etmemesi sonrasında Hartum’daki yetkili makamlara şikayetlerin yapıldığına dikkat çekti.
Hükümetin ekmek kriziyle ilgili çabalarına da değinen Celal, “Ülkedeki ekmek sanayisinin maliyet ve diğer sorunlarını tartışmak için bu hafta Sanayi Bakanlığı ile bir toplantımız oldu” dedi. Değirmenler ve Fırıncılar Federasyonu ise geçen yıllarda Sudan vatandaşlarının yaşadığı ve halen de yaşamaya devam ettiği ekmek sorununa köklü ve örnek bir çözüm olarak devletin un ticaretinden elini çekmesi ve fiyatlarını serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Sudanlı fırıncılar, günlük 100 bin çuval un kullanıyor. Bu durum, Sudan’ın ekmeğe günde 68 milyon sterlin (yaklaşık 1,5 milyon dolar) harcadığı anlamına geliyor. Sudan’da 1 çuval un fiyatı yaklaşık 9 dolar. Komşu ülkelerde ise 30 dolar. Bu ise Sudan ekmeğinde büyük bir kaçakçılık yapıldığı anlamına geliyor.
Aynı şekilde benzin istasyonları da dahil Hartum sokaklarındaki araç trafiği nedeniyle büyük bir tıkanıklık yaşanıyor. Bu durum yakıtın bol olduğunu ancak gayri resmi yollarla sağlandığını gösteriyor.
Petrol ve Gaz Bakanlığı’ndan bir kaynak Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ülkeye petrol sağlama sorununun aylar önce çözüldüğünü ve petrol gemilerinin düzenli olarak ülkeye giriş yaptığını belirtti. Geçen hafta Port Sudan Limanı’na 3 petrol sevkiyatı yapıldığı, ardından da gaz yüklü bir vapurun limana ulaştığı bilgisini verdi.
Ancak kaynak, Petrol ve Gaz Bakanlığı’nın yaklaşık 30 ulaştırma şirketiyle sözleşme yapmasına rağmen petrolün önce Hartum’a, ardından da Sudan’ın diğer alanlara taşınmasında sorunlar yaşandığını belirtti.
Petrol dağıtım şirketlerinin sorumlu olduğu nakliye operasyonlarında büyük bir aksaklık yaşandığı, bazı şirketlerin uzun süredir birçok bölgede faaliyet gösteremediği ve bu durumun petrol ürünlerinde kaçakçılığa yol açtığı aktarıldı.
Nakliye araçlarının ve ulaştırma şirketlerinin sorunlarının son zamanlarda yine başa döndüğünü söyleyen kaynak, son zamanlarda Port Sudan ve el-Gili’deki depolardan petrol istasyonlarına nakil faaliyetlerini kontrol etmede de sorunların yaşandığını aktardı.
Kaynak ayrıca sorunun çözümü için acil ve etkili politikalara, yasalara ve prosedürlere ihtiyaç duyduğunu belirtirken, gaz ve diğer petrol ürünlerinin kaçakçılığı veya karaborsaya düşmesi hususunda birçok sorun olduğunu, hizmetlerde veya endüstride kullanılan yakıtların fiyatlarının arasında da tutarsızlık yaşandığını kaydetti.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.