Bilim insanları: Dünyanın sonuna Andromeda galaksisi neden olabilir

Bilim adamları, Andromeda haritasında, diğer galaksilerin kalıntılarını ortaya koydu (Nature)
Bilim adamları, Andromeda haritasında, diğer galaksilerin kalıntılarını ortaya koydu (Nature)
TT

Bilim insanları: Dünyanın sonuna Andromeda galaksisi neden olabilir

Bilim adamları, Andromeda haritasında, diğer galaksilerin kalıntılarını ortaya koydu (Nature)
Bilim adamları, Andromeda haritasında, diğer galaksilerin kalıntılarını ortaya koydu (Nature)

Uzmanlar, gezegenin sonunun, milyar yıldan bu yana küçük galaksileri yutan bir yapıya sahip olan Andromeda galaksinin elinden olabileceğini düşünüyor.
Daily Mail gazetesine göre, bilim insanları Samanyolu Galaksi’sinin iki katı büyüklüğünde olan Andromeda’yı haritalayarak içinde var olan diğer galaksilerin kalıntılarını buldu.
Bilim adamları, Andromeda’nın son 10 milyar yıl boyunca daha küçük galaksileri yuttuğunu ortaya çıkardı. Andromeda ve Samanyolu’nun bir gün çarpışması bekleniyor. Çarpışmanın gerçekleşmesi durumunda Andromeda, Samanyolu galaksisini yutabilir ve bunun sonucunda da tüm dünyayı yok edebilir.
Uzmanlara göre, bu çarpışma 4 milyar yıl sonra gerçekleşebilir.
Bilim insanları, Nature dergisinde yayınlanan araştırmada, çalışmanın amacının “Dünya’nın nihaini kaderini belirlemek adına ne tür canavara maruz kaldığını bulmak” olduğunu söyledi.
Andromeda ve Samanyolu galaksisi arasında yaşanacak çarpışmanın sonucunda neler olacağına dair bazı belirsizlikler bulunuyor.
Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde profesör olan Gal Makey CNN’e yaptığı açıklamada, Andromeda’nın Samanyolu’ndan çok daha büyük ve karmaşık bir yapıya sahip olduğuna dikkat çekerek, dünyanın Andromeda ile yaşanan çarpışma sonucu tamamen yok olacağının muhtemel olmadığını söyledi.
Profesör açıklamasında, “Bu mümkün olmadığı anlamına gelmez, ancak bu çarpışma dünyayı yok etmekten başka feci sonuçlar doğurabilir. Bunlar arasında en kötüsü güneşin imha edilmesi olasılığı” dedi.
Andromeda, Samanyolu’ndan 250 milyar ışık yılı uzakta bulunuyor.



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy