Leonardo DiCaprio Şarku'l Avsat’a konuştu: Hollywood'da doğmamış olsaydım oyuncu olmazdım

Leonardo DiCaprio ile Brad Pitt ‘Bir Zamanlar Hollywood’da’ filminde
Leonardo DiCaprio ile Brad Pitt ‘Bir Zamanlar Hollywood’da’ filminde
TT

Leonardo DiCaprio Şarku'l Avsat’a konuştu: Hollywood'da doğmamış olsaydım oyuncu olmazdım

Leonardo DiCaprio ile Brad Pitt ‘Bir Zamanlar Hollywood’da’ filminde
Leonardo DiCaprio ile Brad Pitt ‘Bir Zamanlar Hollywood’da’ filminde

ABD’li ünlü aktör Leonardo DiCaprio ile en son 2015 yılında Diriliş (The Revenant) filminin ardından görüşmüştük. O zamandan beri köprüden çok sular aktı.
Leonardo DiCaprio, son dört yıl içinde oyuncu ve yapımcı olarak 13 farklı projede başarılar elde etti. Projelerden en sonuncusu ise Quentin Tarantino’nun yönetmenliğinde Brad Pitt ile oynadığı Bir Zamanlar Hollywood’da (Once Upon a Time ... in Hollywood) filmiydi. Film, en son düzenlenen Cannes Film Festivali’nde çok başarılı bir şekilde gösterildi.
Filmde Leonardo DiCaprio, yıldızı sönmeye başlayan bir dizi aktörü Rick Dalton’u canlandırıyor. Kariyerinin bir daha eskisi gibi olmayacağının farkında olan Rick, film sektörüne geçiş yapmak istiyor. Fakat bunun için dizilerde oynadığı kötü rollerden vazgeçmesi gerekiyor. DiCaprio, Rick’in kendisini temsil etmediğini yine de onu anlayabildiğini söylüyor. Çünkü bu durum birçok dizi aktörünün başına gelebiliyor.
Filmde aynı zamanda Brad Pitt’i de görme fırsatımız oluyor. Pitt, filmde Rick’in tehlikeli ve zor sahnelerinin çekiminde oynayan dublörü Cliff Booth’u oynuyor. Böylece film daha eğlenceli hale geliyor.
Leonardo DiCaprio'nun Şarku'l Avsat'a verdiği röportajın tamamı;
-Bir Zamanlar Hollywood’da filminde uzun yıllardır sahip olduğu şöhretiyle vedalaşıp küçük ve ikinci rollerde oynamayı kabul eden bir aktörü canlandırıyorsunuz. Böyle bir durumun sizin başınıza da geleceğinden korkuyor musunuz?

Her ne kadar kariyerim başından beri Rick karakterininkinden farklı ilerlese de hiçbir şey Rick’in benimle doğrudan bağının olduğunu düşünmemi engelleyemez. Rick, sektörde her zaman bulunan bir kişilik. Sektörü etkileyen toplumsal kültür ve gelişmelerin bir zaman sonra onu aştığını ve onun için bir tehdit oluşturduğunu keşfediyor. Bu nedenle, bu kişilik ile yollarımız farklı bile olsa ikimizin de yaşadığı endişeleri anlayabiliyorum.
- Rol için hazırlanırken aklınızda başka bir aktörün kişiliği var mıydı?
Filmin yönetmeni Quentin Tarantino kusursuz biri. B filmleri (düşük bütçeli ve kısa metrajlı filmler) hakkında her şeyi biliyor. Ben ise aksine bu tür filmleri takip etmiyor ve haklarında hiçbir şey bilmiyorum. Ama onun bildikleri sayesinde neden bahsettiğini, vizyonunu ve bu filmlerin onun üzerindeki etkisini araştırıp öğrenebiliyorum. Rick’in geçtiği yoldan geçen birçok iyi aktörün olduğunu fark ettim. Ty Hardin, Edd Byrnes ve William Shatner bunlardan bazıları. Benim ilham kaynağım olan Ralph Meeker da bu kişiler arasında. Aslında Meeker’ı önceden tanımıyordum ancak bu filmde oynamadan önce onun filmlerini izledim ve inanılmaz bir performans sergilediğini fark ettim. Quentin de onu sinemanın gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biri olarak görüyor.
-Yaptığınız şeyden neden memnun olmadığınızı kendinize sorduğunuz bir dönem ya da bir an oldu mu?
Tanıdığım her aktörün bu adımlardan geçtiğini düşünüyorum. Fakat çoğumuz bunu nasıl hızlıca atlatacağımızı biliyoruz. Ona kâr ettireceğini düşündüğü bir filmin ona zarar ettirdiği birini tanıyorum. Fakat bu kişi pes etmedi ve başka bir film üzerine çalışmaya başlayarak durumunu toparladı. Bu durum başkalarına da oluyor. Özellikle de çaba ve vakit harcanan bir film ekranlarda iyi sonuç vermiyor veya halk tarafından kabul görmüyorsa.
-Birkaç ay önce Cannes Film Festivali’nde otururken Brad Pitt sizden büyük bir hayranlıkla bahsetmişti. İkinizin birlikte olmasının hem sanatsal bir bütünlük ve aynı zamanda dostluk oluşturduğunu belirtmişti. Bu sefer birlikte çalışırken Pitt’i nasıl buldun?
Pitt’in söylediği çok doğru. Pitt ile film, şehir ve filmdeki olayların gerçekleştiği dönem (1969) anlayışımız tutuyor. İkimizin de yakın zamanlarda (90’larda) oyunculuğa başlamamız filmde olanları anlayıp yorumlamamızı sağladı. Filmdeki hikayenin arka planını anlamamız gerekiyordu ve bu konuda bize yönetmen Quentin yardımcı oldu. Bu yüzden çekimin ilk gününde her şeyimiz uygulamaya hazırdı.
-Rollerinizin zihinsel kısmı hazırdı…
Evet gerçekleştirmek için de hazırdık. Brad rolünde harikaydı, onunla çalışmak da öyleydi. O profesyonel ve yetenekli bir oyuncu.
-Daha önce aynı filmde çalışmamıştınız. Anca Pitt daha önce Martin Scorsese yönetmenliğinde Jack Nicholson ile oynadığınız Köstebek (Departed) filminin yapımcılarından biriydi.
Doğru. Aynı zamanda Amerikan televizyon dizisi ‘Growing Pains’de ikimiz de farklı zamanlarda oynamıştık. Pitt dizide 80’lerin sonunda oynarken ben ise 90’ların başında oynadım.
-Hollywood senin için neyi ifade ediyor?
Hollywood benim için tüm hayatımı ifade ediyor. Hollywood’da doğup büyüdüm. Aslında aktör olmamın tek nedeni Hollywood’da doğmuş olmam. Yani Iowa ya da Missouri eyaletlerinde doğmuş olsaydım aktör olmak için çantamı alıp Hollywood’a gitmeyi aklımdan bile geçirmezdim.
-Sanırım yapımcı ve yönetmenlerin yeni bir yüz arayışıyla oyunculuk yapmaya başladınız.
Evet beni törenlere götürüp bekleyen ve bir sonraki randevuyu alan annem sayesinde.
-O halde kolay olmadı.
Hayır hiç kolay olmadı.
-Peki çevreye ve iklim değişliklerine duyarlı biri olmanız konusunda neler söyleyeceksiniz? Çevreyle ilgili faaliyetler düzenleyen kuruluşlara bağış yapanlardan biri olarak yardım meblağları ile ilgileniyor musunuz?
Açıkçası bu konuda ayrıntılarla ve hesaplarla ben ilgilenmiyorum. Oyuncu ve yapımcılığımı devam ettirirken bu pek mümkün değil. Ancak bu tür konularla ilgilenen özel bir çalışanım var. Ben ise miras aldığımız çevreyi koruyup iyileştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden bu tür faaliyetler konusunda çok istekliyim.
-Bir çevreci olarak dünyanın geleceği konusunda iyimser misiniz?
İyimser olmak gerçekten çok zor. Yaşamım boyunca bu konu hakkında çok düşündüm ve en sonunda bu amaca yönelik bir vakıf kurdum. Ancak daha önce olmadığı kadar zor bir dünyada yaşıyoruz ve her gün çevrenin ve insanlığın aleyhinde bir şeyler gerçekleşiyor. Amerika’nın başına gelecek yeni yönetim, çevresel risklerin farkında olur. Çevreyi kurtarmak için bir şeyler yapabilecek çok az devlet var. Avrupa, Rusya, Çin ve Hindistan gibi.
-Oyunculuk performansının insana ihanet ettiği bazı zamanlar oluyor. Diyalogları tekrarlanıyor hatalar yapılıyor ve çekimler tekrarlanıyor. Bu senin de başına geliyor mu?
Tanıdığım her oyuncu bunu yaşamıştır. Ben de böyle bir şey yaşadım. Çok yorgundum ve repliğimi söylemeye çalışırken tökezledim ve ağzımdan anlaşılmayan bir şeyler çıktı (gülüyor).
-Bir Zamanlar Hollywood’da filmi, hippilerin dönemini ele alıyor. Onları sokaklarda, bahçelerde görürdünüz ve ‘Woodstock Festivali’ gibi konserler düzenlerlerdi. Siz de bu ortamı soludunuz mu?
Evet böyle bir dönemde yaşadım. Filmin geçtiği dönemden 5 sene sonra, 1973’te doğdum. Babam da bir hippiydi. Size bununla alakalı bir hikaye anlatacağım. Filmin çekimlerinde Hollywood Bulvarı’nı 60’ların tarzıyla düzenledik, oyunculara o dönemin kıyafetlerini giydirip sokakta gezinmelerini istedik. Sahne çekilirken Brad ve ben arabadaydık. Ben oyuncuların arasında babamı görünce “Hey! O kişi babam değil mi?” dedim ama Brad bana inanmadı. Hatta alaycı bir şekilde “Hippi kıyafeti giyip konuk oyuncu olarak oynuyor öyle mi?” dedi. Ben de babamın hep öyle giyindiğini söyledim. Bana inandı mı bilmiyorum ama babam orada o caddedeydi.
-Filmde oynadığınız karakter Rick, başarısına yeniden kavuşmak için İtalya’ya başvurmayı düşünmek zorunda kaldı. O dönemde Clint Eastwood da dâhil olmak üzere birçok oyuncu bunu yapıyordu.
Fakat Clint Eastwood, sinema sektöründe çok başarılı olamadı. O, televizyon dizisi ‘Rawhide’ (Dolu Dizgin) sebebiyle İtalya’ya gitti. Rick ise doğrudan sinemaya geçti. Ancak ikisi arasında kesişen bir nokta var. O dönem, Hollywood’daki oyunculuklarını İtalyan filmleri üzerine inşa eden birçoğunun yeniden parlayışına şahit oldu.
-Clint Eastwood, yönetmenlik yapıyor öyle değil mi?
Evet. ‘The Ballad of Richard Jewell’ filminin yönetmenliğini yaptı. Film, bir terör saldırısında onlarca insanın hayatını kurtarmasına rağmen terörist olduğu düşünülen bir adamın konusunu ele alıyor.
-Clint Eastwood’un oyunculuğu ya da yönetmenliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Clint, şüphesiz en önde gelenlerdendir. Onun bir ikon olduğunu ve eski Hollywood’cuların sonuncusu olduğunu söyleyebilirim. İlginçtir ki hala aktif olarak film çekiyor. Onun nerdeyse tüm filmlerini izledim. Onun her filmini hatta bazı filmlerini iki kez izledim. Onu bir oyuncu ya da bir yapımcı olarak görmek her seferinde çok hoşuma gitti. O bir kahramandır.



Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyor

Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
TT

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyor

Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)

Beşşar Esed rejiminin devrilmesi ve Suriye'de Ahmed eş-Şera liderliğinde yeni bir yönetimin başa gelmesinin ardından Suriye dosyasındaki gelişmeler dikkatle takip ediliyor. Belki de buradaki en önemli soru, eş-Şera'nın medya açıklamalarında duyurduğu Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin detaylarının, bir hazırlık komitesinin oluşturulmasının ve kabul edilecek koşullara göre kimlerin davet edilip kimlerin dışarıda bırakılacağıdır.

dsvfbg

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü, Suriyeli yazar ve siyasi araştırmacı Dr. Mueyyed Gazlan Kıblavi, Şarku’l Avsat'ın sorularını yanıtladı.

Kıblavi, ‘Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne davet edilecek şahsiyetlerin mevcut ya da geçmiş mücadeleleri, Suriye davasına katılımları ve devrimci faaliyetleri nedeniyle davet edileceğini’ vurguladı. Siyaset yapmayan devrimciler olduğu gibi, devrimi pratik etmeyen siyasetçiler de olduğunu belirten Kıblavi, gençlik kategorisinin, kadın kategorisinin, muhalifler kategorisinin ve mahkûmlar kategorisinin önemine dikkat çekti. Kıblavi, “Kategoriler çok. Örneğin, şu ana kadar 15 kategori belirledik ve henüz kategorize edilmemiş olanlar da var. Bu sayı 20 kategoriye ulaşabilir ve bazı kategoriler diğerleriyle birleştirilebilir” ifadelerini kullandı.

Devrimden önce ve sonra Suriye toplumunun kategorize edilmesinin her zaman sorunlu olacağını vurgulayan Kıblavi, “Bu yüzden kongreyi, bu sosyal yelpazeler (şu anda oluşmakta olan siyasi topluluk) arasında anlayış ve iletişim alanları için bir başlangıç olarak gördük. Çünkü Suriye'de elli yıl boyunca oluşuma izin verilmedi, yasaklandı. Düşünce tutsak edildi ve oluşum suç sayıldı” şeklinde konuştu.

dsfvgb
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ile ABD Dışişleri Bakanlığı heyeti arasında geçtiğimiz eylül ayında Ankara'da yapılan toplantıdan (SMDK)

Kıblavi, “Bu daha başlangıç. Dolayısıyla, içeridekiler kendi siyasi bileşenlerini oluşturma fırsatına sahip değilken ya da gelecekteki Suriye'ye doğru ilerlemek için belirli bir ideolojinin arkasına saklanamazken, dışarıda oluşturulan bileşenleri davet edemeyiz” dedi.

Kıblavi sözlerini şöyle sürdürdü: “Şam Deklarasyonu, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), Suriye Ulusal Konseyi ve diğerleri gibi oluşturulan siyasi kurumlarla dışarıdakiler birçok bölünmeden muzdaripti, devlet başkanlığı ve seçimlerde hizipçilikten muzdaripti ve sokak tarafından meşrulaştırılmamıştı. Bu nedenle oluşum koşulları mevcut koşullardan tamamen farklı olan siyasi yapıları davet etmekten kaçındık.”

Kıblavi sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi bileşenler yeni Suriye'deki hedeflerini ilan etmeye başlayacaklar ve şöyle diyecekler: Ben belli bir grubun bileşeniyim, belli bir siyasi yelpazenin bileşeniyim ya da belli bir siyasi ideolojinin bileşeniyim, taleplerim bunlar ve saygı görmek ve dahil edilmek istediğim yol bu. Yurtdışında kurulan bileşenlere gelince, onlar kotalara alışkındı ve kotalar muhalif kurumların bileşiminde ve yapısında mevcuttu. Bu gayet açık. Ekim 2011'de İstanbul'da kurulan Suriye Ulusal Konseyi, Müslüman Kardeşler ve Şam Deklarasyonu gibi onlarca yıl önce kurulan siyasi gruplar Suriye meselesindeki ağırlıklarına göre kota alırken, devrimci hareket marjinal kaldı ve siyasi uygulamalarda ağırlıkları olmadı.”

Bu nedenle Kıblavi, “Otuz kırk yıldır Suriye'de bulunmayan siyasetçilerin temsil edilmesi kabul edilemez. Zira oluşturdukları organlar bir ‘bileşen’ olarak kabul edilemez. Bu, içeride kalan ve -izin verilmediği için- herhangi bir siyasi faaliyette bulunamayan Suriye halkına yapılan bir haksızlıktır” ifadelerini kullandı.

*Eş-Şera daha önceki açıklamalarında davetlerin muhalif organlara değil, bireylere yapılacağını söylemişti... Peki, örneğin SMDK'dan şahsiyetler davet edilecek mi?

Kıblavi bu soruya şu cevabı verdi: “Elbette davetler bireylere yönelik olacak, muhalif oluşumlara değil. SMDK’dan da bazı şahsiyetler davet edildi. Zira bu siyasi oluşumların hedefleri temelde bir noktadaydı ve şimdi değişti. Devrim öncesi ile devrim sonrası aynı değil. Ayrıca bu oluşumların içinde hizipler, siyasi partiler ve parti akımları gibi başka bileşenler de var. Bu nedenle sadece bireyleri davet etmeye karar verdik.”

Varlıkları sona erdi

Kıblavi, muhalif oluşumlar ilk kurulduğunda belirtilen kuruluş amaçlarından birinin, devrimin zafere ulaşması halinde bu oluşumların varlığının sona ereceği olduğunu belirtti. Bu, devrimin zafere ulaşması ve rejimin düşmesi halinde söz konusu oluşumların kendilerini feshedeceklerine dair birden fazla kez yapılan açıklamaydı. Dolayısıyla bu varlıklar artık zaman ve bağlam dışıdır.

*Salı günü yaptığınız açıklamalarda, Suriye'deki askeri güçlerin temsilcisi olarak Askeri Operasyonlar Dairesi'nin davet edileceğini söylediniz. Aslında, Suriye devriminin başında rejimden ayrılan ve maddi ve manevi bedel ödeyen askeri personel, Esed sonrası Suriye'de tamamen göz ardı edildiklerini hissediyor. Suriye Ulusal Diyalog Kongresi onları yeni Suriye'yi müzakere etmek üzere davet etmeyecek mi?

Kıblavi şu cevabı verdi: “Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı bünyesinde değerlendirilecek, ancak bu henüz tamamlanmamış bir aşama. Çünkü hazırlanmakta olan pek çok lojistik mesele var. Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı'na dahil edilecek. Bağımsız olarak davet edilecek ayrı bir siyasi ya da askeri unsur değiller, Askeri Operasyonlar Dairesi'ne bağlı olacaklar.”

Ön koşullar

*Farklı Suriyeli gruplara ulaşmak için kriterler neler? Davet kriterleri neler?

Kıblavi, “Ne kadar adil ya da teknik olmaya çalışırsak çalışalım, herkes için adil olamayız ve herkesi tatmin edemeyiz. Suriye halkını sınıflandırmak ve bu sınıflandırmada adil olmak istersek, devrimci hareket, devrimci savaşçı, kendi topraklarında devrim yapmamış siyasi düşünür, belirli bir bölgeye ait olan ve Suriye'de bulunan tüm etnik ve ırksal bileşenler olarak ayrılırlar. Ayrıca çeşitli şehirler arasında dağılmış bileşenler de var. Tüm bu bileşenler arasından kongreye katılacak uygun kişiler seçilecek. Böylece bölgeleri kapsamış, toplumsal çeşitliliği sağlamış, gençleri, tutukluları ve siyasi aktivistleri, entelektüel ve devrimci olarak kuşatmış olacağız. Açıkçası bu biraz kapsamlı sayılır” ifadelerini kullandı.

*Peki, tüm Suriye için yüzde 100 adil olacak mı?

Kıblavi şöyle cevapladı: “Tabii ki mümkün değil. Dünyada davet kriterlerinde yüzde 100 adil olan hiçbir kongre yoktur. Bu bağlamda tarafsız olmamız gerekmediğini unutmayın. Bizden istenen gelecekteki Suriye'nin çıkarlarını düşünmemiz.”

CSDVFBR
Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ve askeri gruplar arasında yapılan toplantıda yeni Suriye'de askeri kurumun nasıl şekilleneceği ele alındı. (Askeri Operasyonlar Dairesi)

Bir sonraki hükümetin şekli

*Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, mevcut hükümetin tek renkli olduğunu kabul etti. Kongrenin toplanmasının yakın olduğu konuşulurken, bir sonraki hükümetin Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin içinden çıkacağına dair sorular akla geliyor. Bu hükümetin katılımcı bir hükümet olacağına dair herhangi bir ön yargı var mı? Ayrıca, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini yani başkanlık mı yoksa parlamenter mi olacağını konferans katılımcıları mı belirleyecek?

Kıblavi bu soruyu, “Kongre, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini belirlemeyecek. Çünkü kongre bir yasama organı değil. Parlamento, kongrenin hazırlayacağı çalışma ve belgelerden kaynaklanabilecek prosedürlerin bir parçası” diye yanıtladı.

“Genel sekreterlik gibi seçilmiş bir danışma komitesi” olduğunu da ifade eden Kıblavi, “Komiteler sayıca fazla olduğu için hükümet sisteminin parametrelerini belirlemek üzere mini komiteler seçilebilir. Elbette hükümet sistemi önerilecek ya da onaylanacaktır. Bundan sonra mevcut çalışmalar sona erecek ve çok hassas bir aşama olan geçiş dönemi için teknokratlar hükümeti olması beklenen bir hükümet kurulacaktır. Suriye'nin geleceğine gelince, bunu Suriye halkı ve tartışmaların başlangıç noktası olarak kabul edilen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi sırasında fikirlerin billurlaşması belirleyecek. Tüm bu göstergeler Suriye'deki hükümet sistemini belirleyecektir. Daha da önemlisi, kongreden kaynaklanacak anayasal boşluk, söz konusu anayasal boşluğu doldurarak geçici bir anayasal bildiri yayınlayacak olan uzman bir komite tarafından doldurulacaktır” dedi.

Kongrenin zamanlaması

*Kongrenin yakın zamanda toplanmasına tanık olacak mıyız? Yoksa beklemek mi gerekiyor? Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne kimlerin davet edileceğini hazırlık komitesi mi belirleyecek?

Kıblavi şu cevabı verdi: “Hazırlık komitesi ilgili makamlardan onay aldıktan sonra çalışmalarına başlayacak. Tarih konusuna gelince, hazırlık komitesi oluşturulduktan sonra, davet edilen şahsiyetler ve gruplarla iletişim kurmak yeterli zaman alacak. Meselelerin çözüme kavuşturulması bir hafta ya da belki 9 gün sürebilir.”

SCDVFEGR
Eski rejim ordusu mensupları, 1 Ocak'ta Suriye'nin Humus kentindeki uzlaşma merkezlerinde kayıt yaptırmak için sıraya girerken Esed'in fotoğrafını çiğniyorlar. (AP)

Kıblavi, “Hazırlık komitesi davetler için kriter belirlemez. İçeriden ve dışarıdan davetlilerin lojistiğini kolaylaştıran ve onlarla kongreye davet edildiklerini ve katılıp katılmayacaklarını kısaca görüşen bir komitedir. Yani konferans öncesi aşamanın lojistiğini kolaylaştıran ve ön kolaylaştırıcılığını yapan bir komite; sonuçlara ya da davet kriterlerine karar veren bir komite değil. Aday gösterecek olanlar genel olarak sivil toplum örgütleri olacak ve doğal olarak sendikalar da bunların arasında yer alacak” şeklinde konuştu.

Komite seçimi için kriterler

Hazırlık komitesi üyelerinin hangi kriterlere göre seçileceği sorulduğunda ise Kıblavi şu yanıtı verdi:

“Bu kişiler Suriye'deki en nitelikli kişiler olmayacak. Çünkü bu çok zor. Ancak yurt içinde olduğu kadar yurt dışındaki devrimci siyasi ortama ve bölgesel dağılıma dair bilgi ve aşinalıkları da göz önünde bulundurulacak. Hazırlık komitesi üyesinin bileşenler hakkında bilgi sahibi olması, devrim ve siyasi süreç konusunda daha önce deneyim sahibi olması ve Suriye'deki siyasi çevreler arasında ya da elbette yurtdışında sürekli faaliyet göstermesi ve tanınması nedeniyle Suriye arenasında bilinmesi gerekir.”