Dünyanın en güzel adasında yalnızca 6 kişi yaşıyor

Flatey adası (Daily Mail)
Flatey adası (Daily Mail)
TT

Dünyanın en güzel adasında yalnızca 6 kişi yaşıyor

Flatey adası (Daily Mail)
Flatey adası (Daily Mail)

Yalnızca 6 kişinin yaşadığı ve hiçbir arabanın bulunmadığı İzlanda’daki Flatey dünyanın en güzel adası seçildi.
Ülkenin kuzeybatı açıklarında yer alan ve uzunluğu yalnızca 2 km civarında olan ada "en iyiler" listesinde 2020’nin en iyi 50 adası arasında zirveye oturdu.
Puanlamalar okuyucu oyları, medyada daha önce çıkan haberler ve çalışanların kendi seyahat tecrübelerinin toplamına göre belirlendi.
Flatey kış aylarında sessiz olsa da, yaz aylarındaki ziyaretçi sayısı 9 bine çıkıyor. Buraya gelenler adada yaşayan martı popülasyonun yanı sıra kuluçkaya yatan 35’ten fazla kuş türünü de gözlemlemek üzere buradaki yazlıklara akın ediyor.
Bunlar arasında karabatak, istiridye avcısı, kuzey sumrusu ve bazı deniz martıları bulunuyor. Yaban hayati sevenler ayrıca 150’den fazla bitki türünü de gözlemleyebilir ve kıyıdan katil balinaları bile görebilir. Breidafjordur Körfezi’nde 40 takımada ve adacıkın bir parçası olan Flatey üzerinde yaşanan tek ada.
Sadece Stykkisholmur kasabasından kalkan feribot seferleriyle ulaşılabilen adada yazın üç ay (Haziran-Ağustos) açık olan Hotel Flatey isimli tek otel bulunuyor.
Ada eşsiz güzelliğinin yanı sıra 1864’te inşa edilen İzlanda’nın en eski kütüphanesiyle biliniyor.
Ayrıca 1926’dan kalma, Kristjana ve Baltasar Samper tarafından boyanmış fresklerin yer aldığı kilise de bulunuyor.

 


Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology