Erdoğan'dan Fırat'ın doğusuna harekat mesajı: Belki bugün belki yarın denecek kadar yakın

ABD ve Türk zırhlı araçları Suriye'nin kuzeyinde devriye geziyor (AP)
ABD ve Türk zırhlı araçları Suriye'nin kuzeyinde devriye geziyor (AP)
TT

Erdoğan'dan Fırat'ın doğusuna harekat mesajı: Belki bugün belki yarın denecek kadar yakın

ABD ve Türk zırhlı araçları Suriye'nin kuzeyinde devriye geziyor (AP)
ABD ve Türk zırhlı araçları Suriye'nin kuzeyinde devriye geziyor (AP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Ankara ve Washington'un "güvenli bölge" konusunda görüşmelerini sürdürdüğü bir dönemde Fırat'ın doğusuna operasyon için 'hazırlıkların tamamlandığını' söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hazırlıklarımızı yaptık, harekat planlarımızı tamamladık, gereken talimatları verdik. Kararı verilen ve süreci tamamlanmış olan barış pınarlarının önünü açma ihtimali belki bugün belki yarın denecek kadar yakın. Hem karadan hem de havadan bu harekatı yöneteceğiz" dedi.
ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG), kontrolleri altındaki Suriye'nin kuzeyini savunmak için "istenmeyen herhangi bir saldırıyı önleme konusunda tereddüt etmeyeceklerini" açıkladı.
ABD, Türkiye ile Suriye sınırında güvenli bir alan oluşturma konusunda anlaşırken, Ankara, sınırdaki PYD ve SDG varlığı nedeniyle bölgeye askeri operasyon düzenleme sinyalleri vermişti.
Erdoğan, Suriye'de güvenli bölge planlarının da 'Suriyelilerin eve dönüşü için en makul ve insani yol' olduğunu söyledi.
ABD, Suriye sınırında müşterek güvenli bölge oluşturulması konusunda mutabakata varmıştı ancak Erdoğan, ABD ile varılan anlaşma kapsamında yeterli ilerleme sağlanamadığı eleştirisinde bulunuyordu.
Türkiye ve ABD, geçtiğimiz Ağustos ayında, Türkiye-Suriye sınırında Ankara'nın terör örgütü olarak gördüğü YPG'nin yayılma alanları arasında bir tampon bölge kurulması konusunda anlaşmaya vardı.
Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler'de (BM) tarif ettiği ve gösterdiği güvenli bölge, Türkiye sınırı boyunca 480 kilometrelik hattı kapsıyor. 30 kilometre derinlikteki alan, Cerablus, Menbiç, Ayn el Arab (Kobani), Telabyad, Suluk, Rasulayn, Dırbasiye, Amude, Kamışlı ve Malikiyye yerleşimlerini içine alıyor. 

 


Afganistan'da ilkokula giden 77 kız çocuğu zehirlendi

Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar  (AP)
Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar (AP)
TT

Afganistan'da ilkokula giden 77 kız çocuğu zehirlendi

Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar  (AP)
Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar (AP)

Afganistan'da ilkokula giden yaklaşık 80 kız öğrencinin zehirlendiği bildirildi. 

Ülkenin kuzeyindeki Sar-i Pol Vilayeti'nde cumartesi ve pazar günü yaşanan olaylarda Nasvan Kabod adlı ilkokulda 60 öğrencinin, Nasvan Fayzebad ilkokulunda da 17 öğrencinin zehirlendiği belirtildi. 

Vilayetin eğitimden sorumlu yetkilisi Muhammed Rahmani, "Her iki ilkokul da birbirine yakın ve art arda hedef alındı. Zehirlenen öğrenciler hastaneye kaldırıldı. Şu anda durumları iyi" ifadelerini kullandı. 

Rahmani, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını belirtirken, ilk tespitlere göre saldırganın "şahsi bir düşmanlık" meselesi nedeniyle öğrencileri zehirlemesi için birini tuttuğunu söyledi. 

Polisten yapılan açıklamada, saldırganın kimliği ve olaya dair detaylar paylaşılmazken, henüz kimsenin gözaltına alınmadığı bildirildi.

ABD merkezli haber ajansı Associated Press, ABD askerlerinin Ağustos 2021'de ülkeden çekilmesinin ardından Taliban'ın yönetimi ele geçirmesinden bu yana ilk kez böyle bir saldırı yaşandığını yazdı.

Taliban, Afganistan'da geçen yıl kadınların üniversite eğitimi görmesini yasaklamıştı. Bunun ardından kız çocuklarının lise eğitimleri de durdurulmuştu. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayımcısı BBC ise Afganistan'da kadınların her geçen gün daha fazla baskıya karşılaştığını ve intihar düşüncelerinin yaygınlaştığını yazdı. 

BBC'nin görüştüğü ve kimliğini paylaşmayan bir üniversite öğrencisi, "Sınıfımdaki kadınların çoğunun intihar düşünceleri var. Hepimiz depresyon ve anksiyeteden mustaribiz. Hiç umudumuz yok" dedi.

Soyadını paylaşmayan psikolog Emel ise "Afganistan'da bir intihar düşüncesi salgını var" ifadelerini kullandı. 

Uluslararası medyada ülkedeki açlığın ve ekonomik krizin gündemde tutulduğuna fakat akıl sağlığı sorunlarının tartışılmadığına dikkat çeken Emel, "Sanki insanlar yavaş yavaş zehirleniyor. Gün geçtikçe umutlarını kaybediyorlar" dedi.

Psikolog, Taliban aralıkta üniversite eğitimini yasaklama kararını açıkladığında, iki gün içinde 170 kişiden acil destek talebi aldığını söyledi. Günde en az 10 kişinin destek için kendisini aradığını belirten Emel, taleplerin çoğunun kadınlardan ve kız çocuklarından geldiğini belirtti.


İsviçre'nin başkentinde yasal kokain satışının önünü açacak düzenleme

Avrupa genelinde kokain tüketimi 2016'dan bu yana her yıl artış gösteriyor (Reuters)
Avrupa genelinde kokain tüketimi 2016'dan bu yana her yıl artış gösteriyor (Reuters)
TT

İsviçre'nin başkentinde yasal kokain satışının önünü açacak düzenleme

Avrupa genelinde kokain tüketimi 2016'dan bu yana her yıl artış gösteriyor (Reuters)
Avrupa genelinde kokain tüketimi 2016'dan bu yana her yıl artış gösteriyor (Reuters)

İsviçre'nin başkenti Bern'de belediye meclisinde yapılan oylamayla yasal kokain satışının önü açıldı.

Belediye meclisinin kararına karşın kokain satışı, federal hükümetin onayı olmadan yasallaşmayacak.

Alternatif Sol Parti tarafından belediye meclisine getirilen tasarı 18'e karşı 43 oyla meclisten geçerken, merkez sağ partiler ve bazı dindar meclis üyeleri tasarıya karşı çıktı. Merkez sol Sosyal Demokrat Parti'nin bazı üyeleriyse tasarıya onay verdi.

Bern yönetimi geçen yıl da şehirde kontrollü kenevir satışına izin veren bir karar almış, federal hükümet geçen ay kararı onaylamıştı. Ülkenin Basel, Zürih ve Lozan gibi kentlerinde başlayan kenevir satışının, federal hükümet onayının ardından sonbaharda Bern'de de başlaması bekleniyor.

Kokain düzenlemesi için onayı gereken federal hükümet, kenevir satışını yasallaştıran düzenlemelere birçok şehir yönetiminden gelen baskıların ardından onay vermişti.

Bern Sosyal Direktörü Franziska Teuscher, şehir yönetiminin kokain düzenlemesiyle ilgili hükümete baskı uygulamayacağını belirtirken, belediye meclisinde alınan kararın şehrin gelecekte yapılacak böyle bir düzenlemeye açık oluşunun bir göstergesi olduğunu söyledi.

Bernli yetkililer kokainin zararlı bir uyuşturucu olduğunu kabul etseler de, kontrollü satışın şehirdeki kokain kullanımı kontrol altına almaya yardımcı olabileceğini düşünüyor.

Benzer bir düzenleme 2019'da belediye meclisine gelmiş ancak sosyal demokrat çoğunluk düzenlemeyi reddetmişti. Sosyal demokratlar o dönem, sert uyuşturuculardan önce yasal kenevir satışında yaşanacak süreçlerin deneyimlenmesi gerektiğini savunmuştu.

Avrupa'daki kokain merkezlerinden biri olan İsviçre'ye yılda 5 tondan fazla kokain girdiği tahmin ediliyor. AB verilerine göre, İsviçre şehirleri Zürih, Basel ve Cenevre kokain tüketiminde ilk 10 Avrupa şehri içinde bulunuyor.

Son 10 yılda Avrupa çapında kokain tüketimi ciddi bir şekilde yükselirken, Bern'deki tüketimin de 2012'den bu yana iki kattan fazla arttığı düşünülüyor.

Independent Türkçe, RT, SRF


Suç hikayesi hayranı kadın "meraktan" cinayet işledi

Jung Yoo-jung pişman olduğunu ve kurbanın ailesi için üzüldüğünü söyledi (Busan polisi)
Jung Yoo-jung pişman olduğunu ve kurbanın ailesi için üzüldüğünü söyledi (Busan polisi)
TT

Suç hikayesi hayranı kadın "meraktan" cinayet işledi

Jung Yoo-jung pişman olduğunu ve kurbanın ailesi için üzüldüğünü söyledi (Busan polisi)
Jung Yoo-jung pişman olduğunu ve kurbanın ailesi için üzüldüğünü söyledi (Busan polisi)

Güney Kore'de suç hikayesi hayranı bir kadın “merak ettiği” için cinayet işledi. Busan polisi, Jung Yoo-jung adlı katil zanlısını 31 Mayıs'ta tutukladı. 

Insider'ın aktardığına göre yetkililer, Jung'un televizyon programları ve kitaplarla cinayete takıntılı hale geldiğini söyledi. 23 yaşındaki kadının cinayeti önceden tasarladığından şüpheleniliyor. 

Adı açıklanmayan polis sözcüsü, Jung'un kurbanını internetten aradığını ve ebeveynlerle öğretmenleri buluşturan bir uygulamada bir kadınla tanıştığını ifade etti. Katil zanlısının, 24 Mayıs'ta kurbanla temasa geçtiği ve iki gün sonra da lise kıyafeti giyip evine gittiği belirlendi. Jung eve girince, adı açıklanmayan öğretmeni bıçaklayarak öldürdü.

Jung'un cinayetin ardından yakındaki bir süpermarkete giderek çok sayıda büyük çöp torbası ve çamaşır suyu satın aldığı belirlendi. 

Eve dönen katil zanlısı, kurbanını kesip parçalara ayırdı. Öğretmenin vücudunun bir kısmını valize yerleştiren Jung, taksiye atlayıp valizi tenha bir ormanlık alana bıraktı. Yetkililer, kurbanın ortadan kaybolmuş gibi gösterilmeye çalışıldığını söyledi:

Jung kusursuz bir suç olması için kurbanın cep telefonunu, kimliğini ve cüzdanını sakladı.

Ancak genç kadından şüphelenen taksi şoförü kolluk kuvvetlerine ihbarda bulundu.

Bunun ardından harekete geçen polis ekipleri, Jung'un çantasında kanlı giysiler buldu. Kurbanın kalan parçaları da katil zanlısının evinde bulundu. Jung'un telefonunda bir cesedin nasıl saklanacağına dair üç aydır araştırma yapıldığı belirlendi.

Jung'un 5 yıl önce liseden mezun olduktan sonra işsiz, yalnız ve münzevi bir hayat sürdüğü açıklandı.

İlk başta tartışma nedeniyle kurbanı öldürdüğünü söylese de daha sonra ailesinin ısrarıyla olayı itiraf eden Jung hakkında cinayet suçlamasıyla cuma günü dava açıldı. 

 

Independent Türkçe, Insider, Daily Mail, Daily Beast


Çin’e ait bir savaş gemisi, ABD’ye ait savaş gemisinin önünü kesti

TT

Çin’e ait bir savaş gemisi, ABD’ye ait savaş gemisinin önünü kesti

Çin’e ait bir savaş gemisi, ABD’ye ait savaş gemisinin önünü kesti

ABD Donanması, Tayvan Boğazı’nda ‘güvensiz etkileşim’ olarak adlandırdığı şekilde ABD’ye ait bir savaş gemisine yaklaşan, Çin’e ait bir savaş gemisinin video görüntülerini yayınladı.

ABD ordusu tarafından yapılan açıklamada, “ABD’ye ait USS Chung-Hoon ve Kanada’ya ait HMCS Montreal, 3 Haziran’da Tayvan Boğazı’ndan rutin bir geçiş gerçekleştirdi. Geçiş sırasında Çin’e ait bir savaş gemisi, Chung-Hoon civarında güvenli olmayan bir şekilde manevralar yaptı ve 137 metre kadar yaklaşarak önünü kesti” denildi.

ABD Donanması tarafından Pazar günü yayınlanan videoya göre, Çin’e ait savaş gemisi, ABD’ye ait güdümlü füze destroyerinin önünden geçti ve çarpışmayı önlemek için onu yavaşlamaya zorladı.

Söz konusu videoda, Çin’e ait savaş gemisine telsiz aracılığıyla, İngilizce olarak ‘seyrüsefer özgürlüğünü kısıtlama girişimlerine’ karşı uyarı da yapıldı.

Çin, ABD’nin olayla ilgili eleştirileri hakkında yorum yapmadı.

Çin ordusu, Cumartesi günü ABD ve Kanada’yı, iki ülkeye ait savaş gemilerinin Tayvan Boğazı’nda ortak bir seyir gerçekleştirmesinin ardından ‘kasıtlı olarak riskleri artırmakla’ suçladı.

Tayvan Savunma Bakanlığı ise, Çin’in ABD ve Kanada gemilerine yönelik eylemlerini ‘provokatif’ olarak nitelendirerek, Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarın sağlanmasının özgür ve demokratik ülkelerin ortak sorumluluğu olduğunu vurguladı.

Çin’i seyrüsefer özgürlüğü hakkına saygı göstermeye çağıran açıklamada, “Gerginliği ve tehlikeyi artırmayı amaçlayan herhangi bir önlem bölgesel güvenliğe katkıda bulunmayacaktır” denildi.


Ukrayna yanlısı Rus lejyonlar, Kremlin birliklerini esir aldı

Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta başlattığı savaşta, Kremlin karşıtı Rus gönüllüler çatışmaları Rusya'ya taşıdı (Reuters)
Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta başlattığı savaşta, Kremlin karşıtı Rus gönüllüler çatışmaları Rusya'ya taşıdı (Reuters)
TT

Ukrayna yanlısı Rus lejyonlar, Kremlin birliklerini esir aldı

Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta başlattığı savaşta, Kremlin karşıtı Rus gönüllüler çatışmaları Rusya'ya taşıdı (Reuters)
Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta başlattığı savaşta, Kremlin karşıtı Rus gönüllüler çatışmaları Rusya'ya taşıdı (Reuters)

Ukrayna'nın yanında savaşan Rus gönüllüler, Belgorod'a düzenledikleri saldırılarda Rus askerlerini rehin aldıklarını söyledi. 

Rus ordusundan kaçan askerlerden ve gönüllülerden oluşan Rus Gönüllüler Tugayı (RDK) ve Özgür Rusya Lejyonu (LSR), pazar günü Telegram hesapları üzerinden yaptıkları açıklamalarda, en az 10 askeri esir tuttuklarını öne sürdü.

Kremlin karşıtı savaşçılar, Belgorod Oblastı Valisi Viyaçeslav Gladkov'la görüşme talep ederek, bunun gerçekleşmesi halinde Rus askerleri teslim edeceklerini söyledi. 

Savaşçılar, daha önceden iki Rus askeri esir aldıklarını, yine Gladkov'la görüşme talep ettiklerini, valinin de teklifi kabul etmesine rağmen buluşma yerine gelmediğini öne sürdü. 

Rus gönüllüler, Gladkov'un bu kez de gelmemesi durumunda rehin aldıkları Rus askerleri Kiev yönetimine teslim edeceklerini belirtti.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Rus savaşçılarla Gladkov arasında başka bir görüşme yapılıp yapılmadığının bilinmediğini aktardı. 

Öte yandan Ukraynalıların yanında çarpışan Rus savaşçılar, Polonya Gönüllüler Tugayı adlı bir grup gönüllünün de askerleri esir alırken kendilerine destek verdiğini bildirdi. 

LSR ve RDK, 22-23 Mayıs'ta Rusya'nın Belgorod Oblastı'ndaki Grayvoron şehrine düzenlenen saldırıları da üstlenmişti.

Örgütler, sınırdaki birkaç yerleşim yerinin kontrolünü ele geçirdiklerini öne sürmüş, Rusya ise iddiaları yalanlamıştı.

Kremlin, saldırıların "Ukrayna ordusuna bağlı sabotajcılar" tarafından düzenlendiğini iddia ederken, Kiev yönetimi ordunun saldırılarda yer almadığını, bunların bölgeye giren Rus savaşçılar tarafından yapıldığını savunmuştu. Rusya, çatışmalarda 70 Ukraynalı savaşçının öldürüldüğünü de ileri sürmüştü.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yönetimine son vermeyi amaçlayan LSR geçen yıl martta, RDK da ağustosta Ukrayna'da kurulmuştu. Gruplarda toplamda 2 bine yakın savaşçı olduğu düşünülüyor.

Independent Türkçe, Reuters, Ukrayna Pravdası, Telegraph 


Beyaz Saray: Suudi Arabistan, Washington için önemli bir stratejik ortak

Reuters
Reuters
TT

Beyaz Saray: Suudi Arabistan, Washington için önemli bir stratejik ortak

Reuters
Reuters

Kifaye Euler 

Beyaz Saray tarafından cuma günü yapılan açıklamada, Suudi Arabistan'ın ABD'nin önemli bir stratejik ortağı olduğu, Washington'un geleceğe odaklandığı ve ilişkilerde ilerleme kaydedildiği ifade edildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, önümüzdeki hafta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ABD'nin müttefiki olan ve ilişkilerin şu anda hassas bir aşamadan geçtiği Suudi Arabistan'ı ziyaret edecek.

Blinken'in 6 Haziran'da başlayıp 8 Haziran'da sona erecek olan Suudi Arabistan ziyareti, iki ülkenin Sudan'da arabuluculuğa öncülük ettiği ve şimdiye kadar çatışmanın iki tarafı arasında ateşkesi tam olarak sağlamayı başaramadığı bir zamana denk geliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Milner yaptığı açıklamada, Blinken'in Suudi Arabistanlı yetkililerle yapacağı görüşmede iki ülke arasında bölgesel ve ikili konularda 'stratejik iş birliğini' ele alacağını söyledi.

Blinken, önümüzdeki çarşamba günü, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) tarafından düzenlenecek bakanlar toplantısına ve Perşembe günü Riyad'da yapılacak IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu toplantısına katılacak.

Blinken'in ziyareti, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaretten birkaç hafta sonra ve ABD Başkanı Joe Biden'ın 2022 yazında yaptığı ziyaretinden yaklaşık bir yıl sonra gerçekleşiyor.

Washington ile Riyad arasındaki ilişkiler çok karmaşık. Biden yönetimi, petrol zengini Suudi Arabistan'ı insan haklarını ihlal etmekle ve ham petrol fiyatlarını yükseltmeye çalışmakla suçluyor.

ABD pozisyonu

Bu kapsamda ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in Suudi Arabistan'a yapacağı ziyaret hakkında uluslararası medyayı bilgilendirmek için bir basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu Özel Temsilci Yardımcısı Ian McCurry'nin yanı sıra, ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu Bürosu Arap Yarımadası İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Benaim de katıldı.

Benaim, ABD Dışişleri Bakanı'nın, IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu'n bakanlar düzeyindeki toplantısı kapsamında Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile görüşmek üzere 6-8 Haziran tarihleri arasında Suudi Arabistan'a gitmesinin planlandığını söyledi.

Benaim, toplantının çok çeşitli konularda fikir alışverişinde bulunmak için önemli bir fırsat olacağını da sözlerine ekledi.

Benaim, Suudi Arabistan'ı çeşitli ABD yönetimleri aracılığıyla seksen yılı aşkın bir süredir ABD'nin geniş ölçekte bir stratejik ortağı olarak tanımladı.

"Çok çeşitli konularda sürekli istişare ve iş birliği içindeyiz ve birlikte yapılacak çok iş var" diyen Benaim, diğer ortak konuların, Suudi Arabistan'ın Ukrayna'ya verdiği 410 milyon dolarlık hayati yardım ve iki ülke liderlerinin üst düzey ikili ziyaretlerini içeren desteği olduğunu da sözlerine ekledi.

Benaim, "Açık Radyo Erişim Ağı (Open RAN), yeşil enerji ve uzay alanı da dahil olmak üzere teknoloji ve iletişim gibi yeni iş birliği alanlarımız, beşinci ve altıncı nesil teknolojilerdeki (6G/5G) gelişmiş ortaklığımız ve teknoloji alanındaki iş birliğimiz de var" ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-ABD ortaklığının derinleştirilmesi

ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu Bürosu Arap Yarımadası İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Benaim, konuşmasını şöyle sürdürdü:

ABD, Suudi Arabistan ile yüzbinlerce ABD'li işçinin yararına olan ticari ortaklıkları derinleştirmek için çalışıyor. Suudi Arabistan ile geçen Mart ayında duyurulan yaklaşık 37 milyar dolar değerindeki ve ülke çapında 140 binden fazla istihdamı destekleyecek olan Boeing anlaşması gibi, savunma iş birliğimiz de güçlü olmaya devam ediyor. Suudi Arabistan ile güvenlik ilişkimiz, bölgesel savunma ve güvenlik yaklaşımımızın ve ülkede yaşayıp çalışan 80 binden fazla ABD vatandaşının korunmasının temel taşı olmaya devam ediyor. Son yıllarda yüzbinlerce Suudi Arabistanlı öğrencinin ABD üniversitelerinde eğitim gördüğünü de belirtmek isterim.

Afrika'da IŞİD'e karşı mücadele

IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu Özel Temsilci Yardımcısı Ian McCurry, Riyad'da IŞİD'e karşı mücadele konulu toplantıya 30'dan fazla dışişleri bakanı ve onlarca başka üst düzey yetkilinin katılmasının planlandığını söyledi.

"Şiddet yanlısı grupların IŞİD ideolojisini benimsediği, masum insanlara saldırdığı, yerel ekonomileri yok ettiği, okulları ve sağlık merkezlerini yaktığı, toplulukları gasp ettiği ve istihdam yaratılmasını engellediği Afrika'ya özellikle odaklandık" diyen McCurry, IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu'nun, Afrika hükümetleriyle koordinasyon halinde, halklarını savunabilmeleri ve istikrar ve ekonomik kalkınma için koşullar yaratabilmeleri için terörle mücadele yetenekleri oluşturmaya çalıştığını vurguladı.

Asıl odak noktasının el-Hol Kampı olacağını söyleyen McCurry, "mümkün olduğu kadar çok insanı kamptan çıkarıp kendi ülkelerine geri göndermeli ve henüz eve dönemeyenler için hizmetleri, eğitimi, sağlığı ve barınma koşullarını iyileştirmeliyiz" ifadelerini kullandı.

IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu'nun geçen yıl, Irak ve Suriye'deki istikrar ihtiyaçlarını desteklemek için 445 milyon dolar topladığına işaret eden Blinken, bu yıl önemli bir yeni ABD katkısının açıklanacağına işaret etti. Blinken ayrıca, "Geçen yıl topladığımız sayıyı aşmak umuduyla bu yıl ortaklarımızla çok fazla konuştuk" dedi.

Rusya-Çin gelgitiyle yüzleşmek

Blinken, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki geniş ikili ilişkilere ve bazı konularda görüş ayrılıklarına ilişkin bir soruya cevaben, "Yemen ve Sudan'da yapmaya çalıştığımız ikili ticaret, eğitim, terörle mücadele, savunma, güvenlik ve bölgesel diplomasi alanlarında çok büyük işler olduğunu açıkça ifade ettim. Pozitif gündeme, iki ülkenin birlikte yapabileceği çok sayıda çalışmaya ve bunun getirebileceği geniş kapsamlı faydalara odaklanıyoruz" diye konuştu.

Blinken, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

Gerçekleştireceğim ziyaret sırasında fark edeceğimiz şeyin, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkinin savunma, güvenlik ve terörle mücadele gibi alanlarda tarihi iş birliğimizin temellerine dayandığını görmek olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda görüşmemiz, özellikle Yemen ve Sudan'da devam eden ve önemli görülen bölgesel diplomasiyi de kapsayacak. İkimiz de (ABD-Suudi Arabistan) bölgesel gerilimi azaltma ve bölgesel entegrasyon için fırsatlar arayacağız. İki ülke, uzay alanında iş birliğinin yanı sıra, örneğin beşinci ve altıncı nesil teknolojiler (5G/6G) dahil olmak üzere, ekonomik, teknik vb. alanlarda yeni potansiyel alanlarını dört gözle bekliyor.

Benaim, "Yalnızca bu değil, iki tarafın gelişen ilişkisini yansıtan başka sorunlar da olacak. Uzun vadeli ekonomik ve ticari ilişkilerimiz var ve bu ilişkiler her iki taraftaki insanların da menfaatine devam ediyor" dedi.

 

 

Independent Arabia


İnsansız hava araçları, yapay zekanın emriyle başkaldırarak operatörlerini öldürüyor

Yapay zekanın askerî alanda kullanımı için ahlak ve değer çerçevesinin acil bir şekilde tartışılmasına duyulan ihtiyaç giderek artıyor / Fotoğraf: AFP
Yapay zekanın askerî alanda kullanımı için ahlak ve değer çerçevesinin acil bir şekilde tartışılmasına duyulan ihtiyaç giderek artıyor / Fotoğraf: AFP
TT

İnsansız hava araçları, yapay zekanın emriyle başkaldırarak operatörlerini öldürüyor

Yapay zekanın askerî alanda kullanımı için ahlak ve değer çerçevesinin acil bir şekilde tartışılmasına duyulan ihtiyaç giderek artıyor / Fotoğraf: AFP
Yapay zekanın askerî alanda kullanımı için ahlak ve değer çerçevesinin acil bir şekilde tartışılmasına duyulan ihtiyaç giderek artıyor / Fotoğraf: AFP

Ahmed Mustafa

Bir bilimkurgu hikayenin bir parçası ya da Terminatör film serisinden bir sahne gibi görünen bir hadisede bir insansız hava aracı (İHA), yapay zeka kullanan programını düşman hedefleri yok etmesini önlemek için atlatmaya çalışan operatörlerini yok etti.  

İnsansız hava aracının operatörlerini öldürmesi olayı, birkaç gün önce Londra'da düzenlenen ve Batılı ülkelerin üst düzey hava kuvvetleri yetkilileri ile gelişmiş hava sanayisi şirketlerinin de katıldığı bir konferansta ABD Hava Kuvvetleri Üst Düzey Test Subayı Albay Tucker Hamilton tarafından insansız hava aracına yeni emirler vermeye çalıştıklarında yaşandı. 

Olay, Londra'da düzenlenen Royal Aeronautical Society (Kraliyet Havacılık Topluluğu) konferansına katılanları bir basın açıklaması yapmaya sevk etti.

Açıklamada yapay zeka geliştirme alanında çalışan 350'den fazla kişi bu mesele hakkında uyarıda bulundu. 

Times gazetesinin cuma günü yayınladığı habere göre açıklamada şu ifade yer alıyor: 

Yapay zeka kullanımından kaynaklanan imha risklerini azaltmak, salgın hastalıklar veya nükleer silah gibi bütün olarak insanlığın varlığını tehdit edebilecek risklerde olduğu gibi küresel bir öncelik olmalıdır.

Amerikan deneyi

Konferansta konuşan Albay Tucker Hamilton insansız hava aracının, operatörlerini öldürmemeye programlandıktan sonra bile, görevini değiştirmeye çalıştıkları esnada silahlarını elektronik emir aldığı kontrol kulesine doğrultup içindekileri imha ettiğini söyledi.  

Elbette bu, ABD Hava Kuvvetleri'nin bir eğitim testi olarak yürüttüğü bir simülasyon deneyinde yaşandı, ancak gerçek hayatta da yaşanması mümkün.

Hamilton'a göre bu durum, yapay zekanın "hedeflerini gerçekleştirmek için hiç beklenmedik stratejiler" geliştirme yeteneğine sahip olduğunu, dolayısıyla ona pek de güvenilemeyeceğini gösteriyor. 

ABD'li subay, yapay zekanın askerî alanda kullanımı için ahlak ve değer çerçevesinin vakit kaybetmeden tartışılmasını talep ediyor. 

Hamilton, bu hafta "Havacılık ve Uzay Endüstrilerinin Gelecek Yetenekleri" başlığıyla düzenlediği konferansta konuştu. 

ABD Hava Kuvvetleri'nde test ve eğitim savaş pilotu olan Hamilton, F-16 Robot Uçak programı gibi otomatik uçuş sistemleri üzerinde çalışıyor.

Konuşmasında insansız hava aracının, düşmanın karadan havaya füzelerini (SAM) imha etmek için fırlatıldığı bir simüle deney sırasında "asi" bir şekilde hareket ettiğini söyledi. 

Simülasyon

Hamilton konuşmasına şu sözlerle devam etti:

Deneyi, insansız hava aracının füze tehdidini tespit edip hedefleyebilmesi için simüle bir sistemde yürütüyorduk. İnsansız hava aracının operatörü, tehdidi öldürmesi için emir veriyor. Araç hedefi düşman bir tehlike olarak tespit edip sistemin programındaki tanımı özümsedikten sonra aracın operatörü, tehdidi öldürmemesi yönünde mesaj, yani komut verse de tehdidi öldürmesi gerektiğine ikna olmuş insansız hava aracının programı, dönüp aracın operatörünü öldürebilir.

Royal Aeronautical Society'nin internet sitesinde Albay Tucker Hamilton'ın Londra'da, yapay zeka geliştirme uzmanları, Batılı ülkelerin üst düzey hava kuvvetleri yetkilileri ve askerî sanayi şirketlerinin yöneticilerinin de katılımıyla gerçekleştirdiği konferansındaki konuşmasının detayları yayımlandı. 

Yazıya göre Hamilton, şu ifadeleri dile getirdi:

İnsansız hava aracı sistemi eğitimdeyken operatörlerini öldürmemesi, bunun bir hata olduğu ve operatörlerini öldürdüğü takdirde eksi puan alacağı yönünde kodlanmıştı. Ancak insansız hava aracı, operatörünün kendisiyle iletişim kurmak ve düşman hedefi öldürmesini engellemek için kullandığı iletişim kulesini imha etmeye başladı. Kulağa bir bilimkurgu hikayesiymiş gibi gelen bu örnek, yapay zeka kullanımının ahlaki yönlerini tartışmadan yapay zeka, akıllı cihazlar veya bilgi işlem ve zeka hakkında herhangi bir tartışma yapılamayacağı anlamına geliyor.

Bu noktada bilimsel icatların birçoğunun, bazısı meşhur sinema filmlerine uyarlanan bilimkurgu hikayelerinde yazarların hayali olarak başladığını hatırlatalım.

Sinema endüstrisi son yıllarda robotların veya otomatik insanın insanlığı kontrol ettiği fikrine dayalı pek çok film üretti. 

 

Independent Arabia


Ukrayna: Rus ordusu ve Ukrayna birlikleri arasında son 24 saatte 29 çatışma yaşandı

AA
AA
TT

Ukrayna: Rus ordusu ve Ukrayna birlikleri arasında son 24 saatte 29 çatışma yaşandı

AA
AA

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Rusların dün gece Ukrayna topraklarına hava saldırısı düzenlediği belirtildi.

Rus ordusunun saldırılarda, seyir füzeleri ve İran menşeli "Şahed" insansız hava araçları (İHA) kullandığı aktarılan açıklamada, "Savunma kuvvetlerimiz 6 seyir füzeden 4'ünü, 8 İHA'dan 6'sını imha etti." ifadesi yer aldı.

Açıklamada, son 24 saatte Rusların 14 füze ve 40 hava saldırısı gerçekleştirdiği kaydedilerek, Rus güçlerinin Ukrayna birliklerinin mevzilerine ve yerleşim yerlerine çoklu roketatarlarla 51 kez atış yaptığı belirtildi.

Sivillerin kullandığı yerlerin saldırılara maruz kaldığı ve sivil can kayıplarının olduğu bildirilen açıklamada, "Rus ordusunun ana çabası, Lugansk ve Donetsk bölgelerindeki işgali tamamlamaya çalışmaktır. Son 24 saatte 29 askeri çatışma yaşandı." ifadesine yer verildi.

Kupyansk, Liman, İvanivske ve Marinka yönlerindeki Rus saldırılarının püskürtüldüğü ileri sürülen açıklamada, Rus ordusunun Zaporijya ve Herson yönlerinde savunma eylemlerine devam ettiği bilgisi paylaşıldı.

Ukrayna hava kuvvetlerinin, Rus askerlerin yoğunlaştığı bölgeleri 15 kez bombaladığı, Rusların 6 keşif İHA’sını imha ettiği belirtilen açıklamada, Ukrayna füze ve topçu birliklerinin Rusya’ya ait 3 komuta merkezini, 2 silah ve askeri teçhizat toplama alanını, 4 mühimmat deposunu, 2 uçaksavar füze sistemini ve 4 elektronik harp istasyonunu vurduğu iddia edildi.


İsrail’deki protesto liderleri, polis şiddetine tepki olarak her gün protesto düzenlenmesi çağrısında bulundu

Cumartesi günü Tel Aviv’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya karşı düzenlenen gösteri sırasında polisle tartışma çıktı (Reuters)
Cumartesi günü Tel Aviv’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya karşı düzenlenen gösteri sırasında polisle tartışma çıktı (Reuters)
TT

İsrail’deki protesto liderleri, polis şiddetine tepki olarak her gün protesto düzenlenmesi çağrısında bulundu

Cumartesi günü Tel Aviv’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya karşı düzenlenen gösteri sırasında polisle tartışma çıktı (Reuters)
Cumartesi günü Tel Aviv’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya karşı düzenlenen gösteri sırasında polisle tartışma çıktı (Reuters)

İsrailli protestocular, polisin Başbakan Binyamin Netanyahu’nun evinin önünde göstericilere müdahale etmesi ve New York’ta Knesset üyesi Simcha Rothman’ın göstericilerden birinin elinden megafonu kapmasının ardından yeni kararlar aldı.

Protesto liderliği, hükümetin iktidar sistemini ve yargıyı devirme planına karşı, nereye giderlerse gitsinler, bakanlar ve koalisyon milletvekilleri takip edilerek, gösterilerin kapsamının genişletileceğini ve neredeyse günlük hale getirileceğini duyurdu.

FOTO: Cumartesi günü düzenlenen gösteri sırasında Netanyahu kılığına girmiş mahkum elbiseli biri (Reuters)
Cumartesi günü düzenlenen gösteri sırasında Netanyahu kılığına girmiş mahkum elbiseli biri (Reuters)

Protesto liderleri, hükümet yetkililerinin halkın karşısına ‘demokratik maskelerle’ çıkmasını engellemeyi ve bir ‘darbenin diktatör liderleri’ olarak gerçek yüzlerini ortaya çıkarmayı amaçladıklarını söyledi.

Tehditlerini Netanyahu’ya odaklayan protesto liderleri, önümüzdeki Pazar günü Tel Aviv’de ABD merkezli Yahudi örgütlerinin liderleri için yapılacak konferansta onlar için ‘dolu dolu bir karşılama’ hazırladıklarını açıkladı.

Netanyahu buraya katılımını iptal etmeye karar verdi.

Siyasi bir kaynağa göre, Netanyahu bu kararı, istihbaratın kendisine yönelik protesto planının ayrıntıları hakkında bilgi vermesinin ardından aldı.

On binlerce gösterici, dün Tel Aviv ve ülkenin kuzeyinden güneyine 150 başka noktada sokaklara döküldü.

Dün akşam, Netanyahu’nun Caesarea kasabasındaki özel villasının önünde düzenlenen hükümet karşıtı gösteri sırasında şiddetli bir çatışma çıktı.

Aktivistler, Netanyahu’nun rahat bir hafta sonu geçirmesine izin vermeyeceklerini açıklarken, polis onları zorla dağıtmaya çalıştı.

Gösterinin liderleri, polis şefini, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’i memnun edip terfi almak için aşırı güç kullanmakla suçladı.

Protestocular, burnu kırılan bir protestocu da dahil olmak üzere yaklaşık 10 yaralı olduğunu bildirdi.

Polis 17 göstericiyi gözaltına aldı ve onlar sabahın erken saatlerinde serbest bırakılıncaya kadar durum sakinleşmedi.

FOTO: Protestocular, İsrail hükümetinin yargı reform planına karşı Tel Aviv’de düzenlenen gösteri sırasında otoyolu kapattı (Reuters)
Protestocular, İsrail hükümetinin yargı reform planına karşı Tel Aviv’de düzenlenen gösteri sırasında otoyolu kapattı (Reuters)

Kaynaklara göre, şehrin ana caddelerinden biri olan Rothschild Bulvarı’nın kapatıldığı gösteriye yaklaşık 300 kişi katıldı.

Polislerin kendilerine saldırdığını ve kullandıkları hoparlörlere el koyduğunu anlatan göstericiler, polis arabalarına ‘Ulusal Güvenlik bir maskaralıktır’ yazan çıkartmalar yapıştırdı.

Protesto organizatörleri haftalık açıklamalarında şu ifadeleri kullandı;

“Netanyahu’nun delegeleri, Adalet Bakanı Yariv Levin ve Nükleer Enerji Bakanı David Amsalem’i dinleyen herkes, İsrail hükümetinin diktatörlük için çabaladığını biliyor. Orduyu, ekonomiyi ve İsrail ile dünya arasındaki ilişkileri yok etme planlarını durdurabilecek tek şey, her hafta ortaya çıkan göstericilerdir.”

Tel Aviv’deki ‘barış bloğu’ tehdidini yerine getirdi ve Haziran 1967 savaşının 56. yıldönümüne adanan büyük protesto gösterisine paralel bir gösteri düzenledi.

Burada İsrail’in işgal ve yerleşim politikasını reddeden ve Filistin halkının meşru haklarını destekleyen sloganlar attılar.

İşgale karşı çıkan yüzlerce farklı Yahudi ve Arap’ın katılımıyla şehir merkezindeki Dizengoff Meydanı’ndan başlayan gösteri Kaplan Caddesi’ne yöneldi. 

FOTO: New York’ta düzenlenen bir gösteri
New York’ta düzenlenen bir gösteri

Öte yandan, İsrailli göstericiler ABD’de gösteriler düzenlemeye devam ediyor.

Protestocular, Cuma akşamı New York’ta Knesset üyesi Simcha Rothman ve eşini akşam yemeğinden dönüşleri sırasında gördü.

Etraflarını çeviren protestocular, Netanyahu ve Rothman aleyhinde sloganlar attı. Bunun ardından Rothman, sloganlar atan kadın göstericilerden birine saldırdı ve megafonunu elinden aldı. 

Genç kadın protestocu, polise Rothman hakkında şikayette bulundu.

Rothman, kendisine şiddet gösterenlerin göstericiler olduğunu iddia ederek, “Eşimin ayaklarına bastılar ve Tanrı’ya ruhumu alması için dua ettiler” dedi.

Göstericiler ise, onun ‘aklını kaçırmış ve demokrasiyi anlamadığını veya saygı duymadığını ortaya koyan bir kişi’ olduğunu söyleyerek, “Polis ve siyasi liderlerin uyguladığı şiddet, gösterilerin genişletilmesi ve ‘daha ​​acı verici hale getirilmesini’ zorunlu kılıyor” dediler.


Hamaney, Batı'yı ülkedeki protestoları "tasarlamakla" suçladı

Hamaney destekçilerine el sallıyor (El-Mürşid internet sitesi)
Hamaney destekçilerine el sallıyor (El-Mürşid internet sitesi)
TT

Hamaney, Batı'yı ülkedeki protestoları "tasarlamakla" suçladı

Hamaney destekçilerine el sallıyor (El-Mürşid internet sitesi)
Hamaney destekçilerine el sallıyor (El-Mürşid internet sitesi)

İran Dini Lideri Ali Hamaney, Batı’yı Mahsa Amini'nin ölümünden sonra ülkeyi sarsan protestoları düzenlemekle suçlarken, göstericileri de "düşman piyadesi" olarak nitelendirdi.

"Taktiksel geri çekilmenin" İran halkına "kibir cephesinin düşmanlığını ortadan kaldırmada" yardımcı olmayacağını ifade eden Hamaney, İran’ın ilk rehberinin (Humeyni) ölüm yıldönümü münasebetiyle yaptığı konuşmada "Geçen sonbahardaki isyanlar, düşmanların bugüne kadarki bir dizi çabasının son halkası. İsyanlar için kapsamlı plan Batılı düşünce kuruluşlarında tasarlandı ve Batılı ajansların geniş mali, siyasi, güvenlik ve medya desteğiyle hayata geçirildi." ifadelerini kullandı.

Bu, Hamaney'in geçen mart ayında kuzeydoğudaki Meşhed şehrinde yaptığı konuşmanın ardından bu yıl genel merkezin önünde yaptığı ikinci konuşma. Hamaney, Farsça resmî web sitesine göre Diasporadaki bazı muhaliflere sert sözlerle yüklendi ve onları "Anavatana sırt çeviren hainler, paralı askerler ve İran karşıtı politikaların ajanları." olarak tanımladı.

Hamaney, protestolara katılanları ise "Onlar birkaç taraflı insan topluluğu, bir dizi gafil, sathi ve kötü adamlardır. İçeridekiler bu hareketin piyadeleriydi." şeklinde nitelendirdi.

Hamaney ayrıca Batılı ülkelere yönelik uzun bir suçlama listesi sunarak şunları söyledi: “Yabancı basında açıkça el bombası yapımını öğretmek, bölücü sloganlar atmak, silahlı hareketleri desteklemek ve İranlı gibi davranan paralı askerlerin fotoğraflarını servis etmek, üniversite ve medrese öğrencilerine, polise ve Besic personeline düşman piyadeleri tarafından işkence edip öldürmek” gibi suçlamalara yer verdi.

Hamaney, “İnancı ve umudu zayıflatmak için her şeyi yaptılar ve bazı konularda ilerleme kaydettiler ama çoğu durumda İran halkına yenildiler” dedi.

Hamaney, ölüm yıldönümünde Humeyni'nin mezarı başında bir konuşma yaparken (El-Mürşid internet sitesi)
Hamaney, ölüm yıldönümünde Humeyni'nin mezarı başında bir konuşma yaparken (El-Mürşid internet sitesi)

İran’da genç kadın Mahsa Amini'nin ahlak polisi tarafından tutuklanması ve ardından öldürülmesi, son dönemde İran'ın 31 vilayetinin çoğunu sarsan protestoları ateşledi. Protestolar hızla düzen karşıtı bir harekete dönüştü. Göstericiler, devlette son söz sahibi olan Hamaney aleyhine sert sloganlar attı. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre İnsan hakları örgütleri, yetkililerin protestoları bastırmak için başvurduğu şiddetli bastırma yöntemi sonucu 500'den fazla kişinin öldürüldüğünü söylüyor. Şiddet olayları ayrıca yaklaşık 70 güvenlik mensubunun hayatına mal oldu. Tahminlere göre tutuklu sayısı yaklaşık 20 bin kişi idi. Ölü ve tutuklananların sayısına ilişkin yetkililerce resmî açıklama yapılmadı.

İran Yargı Erki Başkanı Gulamhüseyin Muhsin Ejei, geçen mart ayında, “Yetkililer, Hamaney tarafından geçen şubat ayında açıklanan genel af kapsamında, bazıları protestolar sırasında tutuklananlar da dahil olmak üzere 80 bin İranlı tutukluyu serbest bıraktı.” Açıklamasında bulunmuştu.