Satürn'ün uydusu Enseladus'ta yeni organik bileşikler keşfedildi

Uydudan elde edilen buz parçalarının içindeki moleküllerin azot ve oksijen taşıyan bileşikler içerdiği anlaşıldı (NASA)
Uydudan elde edilen buz parçalarının içindeki moleküllerin azot ve oksijen taşıyan bileşikler içerdiği anlaşıldı (NASA)
TT

Satürn'ün uydusu Enseladus'ta yeni organik bileşikler keşfedildi

Uydudan elde edilen buz parçalarının içindeki moleküllerin azot ve oksijen taşıyan bileşikler içerdiği anlaşıldı (NASA)
Uydudan elde edilen buz parçalarının içindeki moleküllerin azot ve oksijen taşıyan bileşikler içerdiği anlaşıldı (NASA)

Dünya dışı yaşam arayışlarında çığır açan yeni bir keşif yapan NASA, yabancı bir uyduda "yeni tür organik bileşikler" bulunduğunu duyurdu.
Satürn'ün uydusu Enseladus'ta keşfedilen bu yeni bileşikler, canlılığın yapı taşlarından amino asitlerde yer alıyor.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, bilim insanları yeni bulguyu, Güneş sistemimizin başka bir yerinde yaşam olup olmadığı "bulmacasının önemli bir parçası" diye tarif ediyor.
Enseladus, geniş çevrelerce Güneş sistemimizde yaşam bulmak için en iyi adaylardan biri kabul ediliyor ve bu yeni keşif, gizemli yüzeyinin altında nelerin gizlendiğine dair heyecanı bir adım ileri taşıyacak gibi duruyor.
Yeni bulgular, NASA'nın Cassini isimli uzay görevinden elde edildi. Bu görev Eylül 2017'de uzay gemisi Satürn atmosferinin derinliklerine girdiğinde tamamlandı. Cassini bundan önce Ensedelus'un yüzeyinden fışkıran gayzerlerin içinden uçmuş ve topladığı verileri Dünya'ya göndermişti. Bilim insanları bu verileri incelemeyi hala sürdürüyor.
Bu gayzerler ilk olarak uydunun çekirdeğindeki maddeleri püskürten güçlü hidrotermal bacalardan yükseliyor. Ardından suyla karışarak uzaya su buharı ve buz parçacıkları halinde fışkırıyor. NASA'nın aracı da bunları inceledi.
Buz parçalarının içinde bulunan moleküllerin azot ve oksijen taşıyan bileşikler içerdiği keşfedildi.
Dünya yüzeyinde bu tür bileşikler, etkin biçimde kimyasal tepkimelere katılarak amino asitleri üretebiliyor. Amino asitler yaşamın yapı taşlarından biri ve bu süreç, Dünya'daki tüm canlıların oluşumuna ön ayak oldu.
Dünya okyanuslarının tabanında da bu önemli tepkimeleri besleyen ve gerekli enerjiyi veren benzer hidrotermal bacalar bulunuyor. Enseladus'taki bu bacalar da amino astilerin oluşumuna yarım ederek aynı şeyi yapıyor olabilir ve bu da uydunun yüzeyinin altında yaşamın ortaya çıkıp çıkamayacağına dair olumlu düşünceleri güçlendiriyor.
Berlin Özgür Üniversitesi'nden araştırmayı gerçekleştiren ekibe öncülük eden Nozair Khawaja şunları ifade etti: "Koşullar uygunsa, Enseladus'un derin okyanusundan gelen bu moleküller, Dünya'da gözlediğimize benzer bir tepkime yolağını takip ediyor olabilir. Dünya dışındaki yaşamın amino asitlere ihtiyaç duyup duymadığını henüz bilmiyoruz ancak amino asitleri oluşturabilecek bu molekülleri bulmak bulmacanın önemli bir parçası."
Bulgular 2 Ekim'de hakemli bilim dergisi Monthly Notices of the Royal Astronomical Society'de yayımlandı .
Bilim insanları daha önce uydu okyanusunun üzerinde yüzdüğü düşünülen, büyük, suda çözünmeyen ve karmaşık organik moleküller keşfetmişti. Bu yeni araştırma, burada amino asitleri oluşturmak için gereken içeriklerin de bulunduğunu ortaya koydu.
Makalenin ortak yazarlarından Jon Hillier şöyle konuştu:
Burada daha küçük ve (suda) çözünebilir organik yapı taşları keşfediyoruz. Bunlar, amino asitler ve Dünya'daki yaşam için gerekli diğer bileşenler için olası öncül moleküller (prekürsör).
Başka bir ortak yazar Frank Postberg de şunları ekledi:
Bu çalışma, Enseladus okyanusunun çok miktarda reaktif yapı taşı içerdiğini ve Enseladus'un yaşanabilirliğinin araştırılması için başka bir yeşil ışık yaktığını gösteriyor.



Kuş gribinin insanları neden daha kötü etkilediği bulundu

Kuşların vücut sıcaklığı genellikle insanlardan daha yüksek (Reuters)
Kuşların vücut sıcaklığı genellikle insanlardan daha yüksek (Reuters)
TT

Kuş gribinin insanları neden daha kötü etkilediği bulundu

Kuşların vücut sıcaklığı genellikle insanlardan daha yüksek (Reuters)
Kuşların vücut sıcaklığı genellikle insanlardan daha yüksek (Reuters)

Nicole Wootton-Cane 

Yeni bir çalışma kuş gribinin, vücudun en önemli savunma sistemlerinden birine dirençli olması nedeniyle insanlarda bilhassa şiddetli seyredebileceğini öne sürüyor.

İnsan vücudu bir enfeksiyona tepki verdiğinde vücut ısısı yükselir ve ateşi çıkar. Bu, vücudumuzun bir virüsün çoğalmasını ve daha kötü hasta olmamızı engellemeye çalışmasının yollarından biri.

Ancak yeni bir araştırma, kuş gribinin bu mekanizmaya dirençli olabileceğini tespit etti. Cambridge ve Glasgow üniversitelerinden bir ekibin yaptığı çalışmada enfeksiyonun, normalde insan gribinin olumsuz etkilendiği yüksek sıcaklıklarda bile etkisini artırmayı sürdürdüğü bulundu.

Araştırmacılar bu duruma virüsün, normal vücut sıcaklığı insanlardan daha yüksek olan kuşlarda ortaya çıkması ve bu nedenle virüsün bu koşullarda gelişmeye alışkın olmasının yol açabileceğini söylüyor.

İnsan gribi, sıcaklığın 33 derece civarında olduğu üst solunum yollarında kalma eğilimi gösteriyor. Ancak kuş gribi virüsleri, sıcaklığın 40 ila 42 derece civarında olduğu alt solunum yollarında kalmayı tercih ediyor.

Araştırmacılar, bulguları hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmanın, kuş kökenli bir PB1 alt birimi (virüsün bir kısmını oluşturan enzimin bir bileşeni) içeren grip virüslerinin daha yüksek sıcaklıklarda bile çoğalmaya devam ettiğini gösterdiğini belirtiyor.

Araştırmacılar bu bulguların, ilk başta kuşları etkileyen virüslerin insanlarda neden daha şiddetli sonuçlar doğurabileceğini açıklamaya katkı sağlayabileceğini ekliyor.

Glasgow Üniversitesi Tıbbi Araştırma Konseyi Virüs Araştırma Merkezi'nden çalışmanın başyazarı Dr. Matt Turnbull, Science Daily'ye şöyle diyor: 

Virüslerin gen değiştirme yeteneği, yeni ortaya çıkan grip virüsleri için sürekli bir tehdit kaynağı. Bunu daha önce, örneğin 1957 ve 1968'deki pandemilerde gördük; bir insan virüsü PB1 genini, bir kuş türünden gelen varyantla değiştirmişti. Bu, sözkonusu pandemilerin insanlarda neden ciddi hastalıklara yol açtığını açıklamaya yardımcı olabilir.

Olası salgınlara hazırlanmamıza yardımcı olması için kuş gribi varyantlarını izlememiz kritik önemde. Türler arasında geçiş yapma potansiyeli taşıyan virüslerin ateşe ne kadar dirençli olduğunu test etmek, daha şiddetli varyantları saptamamızı sağlayabilir.

Çalışma, bu ay H5N5 kuş gribi virüsü kaynaklı ilk insan ölümünün ABD'de gerçekleşmesinin ardından geldi. Washington Eyalet Sağlık Depatmanı'ndan yapılan açıklamaya göre, Seattle'ın yaklaşık 125 kilometre güneybatısındaki Grays Harbor İlçesi'nde yaşayan adam, arka bahçesinde evcil kümes hayvanı besliyordu.

Sağlık yetkilileri, bu kuşların yabani kuşlarla temas ettiğinden ve bunun da enfeksiyona yol açtığından şüpheleniyor.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri önceki haftalarda enfeksiyon hakkında bir açıklama yaparak "bu vaka sonucu halk sağlığı riskinin arttığına" dair hiçbir bilgi bulunmadığını belirtmişti.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news


Rusya'nın Baykonur Uzay Üssü hasar gördü

Soyuz MS-28 uzay aracı, Rusya'nın Baykonur Uzay Üssü'nden Uluslararası Uzay İstasyonu'na bir keşif gezisi için fırlatıldı. (EPA)
Soyuz MS-28 uzay aracı, Rusya'nın Baykonur Uzay Üssü'nden Uluslararası Uzay İstasyonu'na bir keşif gezisi için fırlatıldı. (EPA)
TT

Rusya'nın Baykonur Uzay Üssü hasar gördü

Soyuz MS-28 uzay aracı, Rusya'nın Baykonur Uzay Üssü'nden Uluslararası Uzay İstasyonu'na bir keşif gezisi için fırlatıldı. (EPA)
Soyuz MS-28 uzay aracı, Rusya'nın Baykonur Uzay Üssü'nden Uluslararası Uzay İstasyonu'na bir keşif gezisi için fırlatıldı. (EPA)

Rusya’nın Kazakistan’daki Baykonur Uzay Üssü dün, iki Rus ve bir Amerikalı astronotun Uluslararası Uzay İstasyonu’na fırlatılmasının ardından zarar gördü.

scdfgt
Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)

Rusya’nın uzun yıllar boyunca ulusal gurur kaynağı olarak görülen uzay programı, son yıllarda kronik finansman eksikliği ve yolsuzluk skandallarıyla mücadele ediyor.

Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos), Kazakistan’daki Baykonur Uzay Üssü’nü inceledikten sonra sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, ‘fırlatma platformunun bazı bileşenlerinde hasar tespit edildiğini’ duyurdu. Baykonur Uzay Üssü, Rusya’nın insanlı görevler için kullandığı tek fırlatma üssü olma özelliğine sahip.

Roscosmos, platformun durumunu değerlendirirken, “Tüm gerekli yedek parçalar mevcut ve hasarlar yakın gelecekte tamir edilecek” ifadelerini kullandı.

Uzay alanında uzman Rus blog yazarlarına göre, bu olay nedeniyle Roscosmos bir süreliğine fırlatma operasyonlarını gerçekleştiremeyecek. Kazakistan’daki tesisin ciddi şekilde zarar gördüğü belirtiliyor.

Dün saat 04:27’de Baykonur Uzay Üssü’nden fırlatılan Soyuz MS-28 uzay aracı, Rusya’dan iki astronot Sergey Kud-Sverchkov ve Sergey Mikaev ile NASA astronotu Chris Williams’ı taşıyordu. Şarku’l Avsat’ın Roscosmos’tan aktardığına göre araç, günün ilerleyen saatlerinde Uluslararası Uzay İstasyonu’na başarıyla kenetlendi.

Ukrayna savaşı nedeniyle Moskova ile Washington arasındaki ilişkilerin neredeyse tamamen çökmesine rağmen, uzay hâlâ ABD ile Rusya arasında iş birliğinin az sayıdaki alanından biri olmayı sürdürüyor.

2022’deki Ukrayna saldırısının ardından Rusya’ya uygulanan yaptırımlar kapsamında, birçok Batılı ülke Roscosmos ile ortaklıklarını durdurmuş durumda.


Amerikan-Rus uzay mürettebatı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda sekiz aylık göreve başladı

Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
TT

Amerikan-Rus uzay mürettebatı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda sekiz aylık göreve başladı

Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)

Üç kişilik Amerikan-Rus mürettebat, dün bir Rus uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatıldıktan sonra görevlerine başladı.

Rus Soyuz MS-28 uzay aracı Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden saat 04:27'de fırlatıldı.

Uzay aracında NASA astronotu Chris Williams ve iki Rus meslektaşı Sergey Mikaev ve Sergey Kud-Sverchkov bulunuyordu. Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre uzay aracı Uluslararası Uzay İstasyonu'na başarıyla kenetlendi.

Jcjc
Soyuz MS-28 uzay aracı, Rusya'nın Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden Uluslararası Uzay İstasyonu'na bir keşif gezisi için fırlatılırken... 27 Kasım 2025 (Reuters)

Üç astronotun yörünge istasyonunda yaklaşık sekiz ay geçirmesi bekleniyor. NASA, fizikçi Williams ve askeri pilot Mikayev için bunun ilk uzay uçuşu olduğunu açıkladı. Kud-Sverchkov için ise bu, uzaya ikinci yolculuğu olacak.

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda mürettebat, NASA astronotları Mike Fincke, Zena Cardman ve Johnny Kim, Japon Uzay Ajansı astronotu Kimiya Yui ve Rus kozmonotlar Sergey Ryzhikov, Alexey Zubritsky ve Oleg Platonov'a katılacak.

NASA, Williams'ın insan uzay keşiflerini ilerletmek ve dünyadaki yaşamın iyileştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla istasyonda bilimsel araştırmalar ve teknik deneyler yürüteceğini duyurdu.