'Dünyanın ilk romanının' kayıp bölümü Tokyo'da bir evde bulundu

Şair Teika'nın orijinal versiyondan çıkardığı kopyalar günümüze kadar ulaşabilmeyi başardı (Britanya Kütüphanesi)
Şair Teika'nın orijinal versiyondan çıkardığı kopyalar günümüze kadar ulaşabilmeyi başardı (Britanya Kütüphanesi)
TT

'Dünyanın ilk romanının' kayıp bölümü Tokyo'da bir evde bulundu

Şair Teika'nın orijinal versiyondan çıkardığı kopyalar günümüze kadar ulaşabilmeyi başardı (Britanya Kütüphanesi)
Şair Teika'nın orijinal versiyondan çıkardığı kopyalar günümüze kadar ulaşabilmeyi başardı (Britanya Kütüphanesi)

Dünyanın ilk romanı olarak kabul edilen kitabın kayıp bir bölümü bulundu.
Japonya'da ulusal bir gazete olan Asahi Shimbun'un haberine göre el yazması kitap, eski bir derebeyin soyundan gelen bir kişinin Tokyo'daki evinde bulundu.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Genji'nin Hikayesi'ni (The Tale of Genji) 11. yüzyılda kaleme alan yazar Murasaki Shikibu, romanı yazdığı dönemde Japon sarayında nedimeydi.
Kitap, Genji adında bir prensin hikayesini anlatıyor. Genji, yazarla aynı isme sahip Murasaki adlı bir kadınla tanışıyor ve sonunda evleniyor.
Japon medyasına göre uzmanlar yeni bulunan el yazmasının gerçekliğini onayladı.
El yazmasının 21,9 cm uzunluğunda ve 14,3 cm genişliğinde olduğu belirtiliyor.
Genji'nin Hikayesi'nin orijinal versiyonunun yok olduğu düşünülüyor ama başka yazarlar hikayenin kopyasını çıkarmış.
Uzmanlara göre ortaya çıkan yeni el yazmasının kopyasını Japon şair Fujiwara no Teika çıkarmış. Teika'nın kopyalarının, romanın mevcut en eski versiyonları olduğuna inanılıyor.
Bundan önce yine Teika tarafından kopyalanmış 4 bölüm daha bulunmuştu.
Kyoto İleri Bilimler Üniversitesi'nden profesör Junko Yamamoto, Asahi Shimbun'a yaptığı açıklamada, yeni keşfedilen bölüm üzerinde yürütülen mevcut çalışmanın daha önce Teika döneminden 250 yıl sonra tamamlanmış el yazmaları kullanılarak yapıldığını söyledi.
Yamamoto “Teika'nın düzenlediği bu el yazması keşfinin araştırmacılara açık olacak olması çok önemli” diye konuştu.

 


Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience