Yemen ve Güney Geçiş Konseyi arasında 'Cidde Anlaşması' imzalanacak

Yemen ve Güney Geçiş Konseyi arasında 'Cidde Anlaşması' imzalanacak
TT

Yemen ve Güney Geçiş Konseyi arasında 'Cidde Anlaşması' imzalanacak

Yemen ve Güney Geçiş Konseyi arasında 'Cidde Anlaşması' imzalanacak

Suudi Arabistan’ın, Yemen meşru hükümeti ve Güney Geçiş Konseyi temsilcileri arasında yürüttüğü Cidde Diyalogu’nun nihai anlaşması sonuçlarının yarın açıklanması bekleniyor.
Yemen siyasi kaynakları tarafından Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamaya göre anlaşmanın son taslağı, Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Elçisi Martin Griffiths ve Yemen'deki siyasi sürece destek olan ülkelerin büyükelçileri huzurunda, iki taraf arasındaki Suudi destekli görüşmelerin başlamasından bir aydan fazla bir süre sonra imzalanacak.
‘Cidde Anlaşması’ adı verilecek olan anlaşma taslağının meşru hükümet ile Geçiş Konseyi arasındaki siyasi, güvenlik, askeri ve idari düzeylerdeki tüm tartışmalı konuları içerdiği doğrulandı.
Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgilere göre, iki tarafın da imzalamak için tartışmalar yürüttüğü nihai taslak; yeni bir hükümet kurulması, hükümetin performansını izleyip denetlemek için geçiş ve koalisyon üyelerinden katılacak 50 üyeden oluşan özel bir komite oluşturulması, devlet bakanlıklarındaki diplomatik görevlerin yeniden yapılandırılması ve devlet gelirlerinin Aden Merkez Bankası’na yatırılması gibi birçok noktayı içeriyor.
Güvenlik ve askeri vaziyetin yeniden yapılandırılması, güney direnişinin meşru güney kuvvetleri olarak değerlendirilmesi, Güney Geçiş Konseyi’nin barış görüşmelerinde Güney temsilcisi ortaklarından olması ve Husi darbesi son bulana kadar bölgelerin statüsü konusunun ertelenmesi de tartışılan konular arasında.
Suudi kuvvetleri, askeri üslerden ve Aden Uluslararası Havaalanı’ndan teslim aldığı Aden’deki tüm güvenlik dosyalarını, krizle başa çıkmayı ve Yemen'in birlik, güvenlik ve istikrarını yeniden sağlamayı amaçlayan anlaşmanın ilk maddesi çerçevesinde, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı Hizam el-Emni ile birlikte önümüzdeki saatlerde duyuracak.
Anlaşma haberi, Suudi Arabistan’ın, Yemen hükümeti ve aralarında çatışma çıkan tüm tarafları anlaşmazlıklar üzerinde durup diyaloğun önemini tartışmak ve “Husi terörist milislerine karşı koyup Yemen istikrarını yeniden sağlamak” üzere acil bir toplantı yapmak için Aden’e davet etmesinin ardından geldi.
Söz konusu anlaşmanın, Yemen meşru hükümet güçleri ile Güney Geçiş Konseyi destekli güçler arasında geçtiğimiz Ağustos ayında çıkan askeri çatışmaların sonuçlarının üstesinden gelmesi bekleniyor. İmzalanması planlanan anlaşma, hükümetin geçici başkent Aden’den dönmesini garanti ediyor. Dün bir kısım bakan, kurtarılan bölge ve illerdeki hükümet görevlerini sürdürmek için Hadramut ilindeki Sayun şehrine geldi. 
Suudi Arabistan Savunma Bakan Yardımcısı Prens Halid bin Selman, daha önceden tüm Yemen taraflarını İran’a ve yıkıcı projelerine karşı bir olmaya çağırarak “Tüm Yemenliler’in İran’ın kaos, bozgunculuk ve yıkım projesinin karşısında durmaları ve halkın çıkarlarını, güvenliğini ve refahını her şeyden üstün tutmalarının zamanı geldi. Biz de onların yanında olacağız” demişti.
Diğer yandan Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani de, devletin geri gelmesi ve toprak bütünlüğünün sağlanması yolunda her şeyin rayında ilerlediğini belirtti. İryani, Geçiş Konseyi ile yakında imzalanacak olan anlaşmanın darbeci milislerle yüzleşme çabalarının birleştirilmesine ve devletin planı dahilindeki tüm Yemen şehirlerinin geliştirilmesi ve kontrol altına alınmasına katkıda bulunacağını ifade etti.
Şarku’l Avsat’la yaptığı telefon görüşmesinde anlaşmanın şartlarını açıklamayı reddeden İryani, anlaşmanın tüm Yemen için kapsamlı ve koruyucu olacağını da açıklayarak en öne çıkan maddenin ulusal birlik ve egemenliğin korunması maddesi olduğunu ifade etti. İryani “Suudi Arabistan, Yemen topraklarını, Yemen ulusal egemenliği ve çıkarlarını koruyacak olan bu anlaşmaya varmak için büyük bir çaba sarf ediyor” dedi.
Aynı zamanda İryani, eğitim ve öğretim, sağlık, elektrik, yüksek öğretim, kültür, tarım ve balıkçılık bakanlarının görevleri icabı şehrin gereksinimlerini ve sivillerin ihtiyaçlarını karşılamak için, kurtarılıp hükümetin kontrolü altına geçen Hadramut ilindeki Sayun şehrine geldiklerini bildirdi.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.