Putin ve Erdoğan, 'güvenli bölge ayrıntılarını' görüşecek

Putin ve Erdoğan, 'güvenli bölge ayrıntılarını' görüşecek
TT

Putin ve Erdoğan, 'güvenli bölge ayrıntılarını' görüşecek

Putin ve Erdoğan, 'güvenli bölge ayrıntılarını' görüşecek

Kremlin, 17 Ekim’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in gelecek hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile “Türkiye'nin Suriye'deki askeri operasyonu çerçevesinde Suriye’deki son gelişmelerle” ilgili olarak görüşme gerçekleştireceğini açıkladı.
Taraflar, 2 gün önce yapılan bir telefon görüşmesi sırasında iki lider tarafından kabul edilen ziyareti hızlandırmaya çalışıyormuş gibi görünüyor. Nitekim daha sonra Kremlin, Erdoğan’ın salı günü Soçi’de Putin ile görüşeceğini doğrulamak için 17 Ekim’de “ay bitmeden önce bir araya gelineceği” açıklamasında bulundu. Bu çerçevede Rusya Başkanlık Sarayı Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, diyaloğun “Ankara’nın Suriye’nin kuzeydoğusunda başlattığı askeri operasyon hususundaki Moskova endişelerine” yoğunlaşacağını açıkladı. Putin’in Erdoğan’a, yaptıkları bir telefon görüşmesi sırasında “Türk hamlesinin olası insani sonuçlarıyla ilgili endişelerini de dile getirdiği” ifade edilirken, meselenin iki lider arasındaki görüşmede ele alınacağı belirtildi. Moskova’nın tavrının bilindiğini ve değişmediğini söyleyen Peskov ayrıca, “Suriye’nin kuzeydoğusundaki durum, bu operasyon dolayısıyla gergin. Bu mesele, iki lider arasındaki müzakerelerin gündeminde çok önemli bir nokta olacak” dedi.
Peskov, basın mensuplarının Türkiye’nin Suriye topraklarında kurmayı düşündüğü güvenli bölge sınırları hususunda ise Moskova ve Ankara arasındaki mevcut anlaşmazlıklara dair sorularını yanıtlamaktan kaçınırken, gazetecilere “acele etmeme” çağrısı yaptı.
Türk operasyonu sınırı ve güvenli bölge hususunda Moskova ve Ankara’nın tavrına ilişkin basında çıkan haberlerde ise, Moskova’nın tampon bölge olacak sınır şeridi genişliğinin 10 kilometreden fazla olmaması gerektiğini belirttiğine ve Türkiye’nin ise en az 30 kilometre olması için ısrar ettiğine dikkati çekildi. Dmitry Peskov da Erdoğan’ın “bu hususta Rusya’nın çağrılarını görmezden gelip gelmediği” sorusuna yanıt verdi. Kremlin sözcüsü, “Bu şekilde bir soru soramazsınız. Mesele, 30 km ya da 10 km olması değil. Salı günü Soçi’de düzenlenecek müzakere masasında belirli konular var” şeklinde konuştu.
Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanlığı, Moskova’nın hükümet güçlerinin sınır bölgelerini kontrol etmesi gerektiği yönündeki tutumunu doğruladı. Bakanlık sözcüsü Mariya Zaharova, haftalık olarak verdiği bir brifingde, “Şam, Suriye-Türkiye sınırını kontrol altına almalı” ifadelerini kullandı. Zaharova, “Ülke içerisinde ve bir bütün olarak Suriye’nin bu bölgesinde, uzun vadeli ve sürdürülebilir istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik Rus inancı, her şeyden önce Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesine dayalıdır. Bu, sonuç olarak tüm Suriye topraklarının kontrolünü, Türkiye sınırı da dahil meşru Suriye hükümetine aktarmak anlamına geliyor. Bu açıdan Şam ile Kürtler arasında uygun anlaşmaların yapılmasını memnuniyetle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.
Zaharova, açıklamasında Moskova’nın Türkiye operasyonun arka planında tüm taraflara “kendini kısıtlama” çağrısı yaptığını belirterek, “Bu koşullar altında tüm tarafları, gerginliğin tırmanmasını önlemek için kendilerini kısıtlamaya ve tepkilerini dikkatle ele almaya çağırıyoruz” dedi.
Rus diplomatlara göre Moskova, Suriye’nin kuzeydoğusunda tırmanan gerginliğin, 2254 sayılı Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı uyarınca siyasi süreci ilerletme çabalarını etkilememesi gerektiğini vurguladı. Diplomatlar ayrıca, “Suriye tarafıyla ve Astana süreci çerçevesindeki ortaklarla işbirliği, Birleşmiş Milletler’in (BM) Suriye özel Temsilcisi Geir Pedersen ise koordinasyon dahilinde, bu ayın sonlarında Cenevre’deki Anayasa Komitesi toplantılarına hazırlık olarak yoğun çabalar sarf ediliyor. Komitenin ilk toplantısı için tüm şartların uygun olması ve Komitenin tüm üyelerinin davet edilerek, Cenevre’ye seyahat etmeye hazır olmaları gerçeğinden başlıyoruz” dedi.
Terör faaliyetlerine dair artan risklere dikkati çeken Rus diplomatlar, Türkiye’nin askeri operasyonu sonrasında DEAŞ militanlarına karşı koruma sağlamanın zor olduğunu vurguladı. Diplomatlar ayrıca, “Teröristler, gerilim dalgasından faydalandı ve uyuyan hücrelerini yeniden canlandırdı. Bu çerçevede Fırat’ın doğusundaki cezaevlerinde tutulan DEAŞ’a mensup mahkumların ve yaklaşık 70 bin kişiden oluşan el-Hul kampı da dahil olmak üzere mülteci kamplarındaki aile bireylerinin korunması meselesi son derece endişe verici bir mevzu” değerlendirmesinde bulundu.



Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
TT

Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)

Afganistan’daki Taliban yönetimi, iki ülke arasında günler önce yeniden alevlenen sınır çatışmalarının ardından, Pakistan’a yönelik dolaylı güvence mesajlarını yoğunlaştırdı. Kabil, kırılgan ateşkesi koruma çabalarının sürdüğü bir dönemde hem dinî hem de siyasi bir dizi taahhüdü arka arkaya açıkladı.

Başbakan Ahund ve üst düzey isimlerin katıldığı, binden fazla din adamını bir araya getiren toplantıda yayımlanan fetva, Afgan topraklarının hiçbir ülkeye karşı kullanılmayacağını ilan etti. Siyasi–fiqhî bildiri, sınır ötesi çatışmalara müdahil olanlara karşı yaptırım uygulanacağını vurguladı.

Bildirinin ardından Dışişleri Bakanı Emirhan Muttaki, hükümetin fetvadaki taahhütlere “tam bağlılık” göstereceğini açıkladı. Açıklama, Pakistan içini hedef alan ve sorumluluğu başta Pakistan Talibanı (TTP) olmak üzere çeşitli gruplara atfedilen saldırıların ardından yükselen gerilimi yatıştırma girişimi olarak değerlendirildi.

Sınırdaki son saldırıda, salı günü Afganistan sınırına yakın Kurram bölgesindeki bir güvenlik noktasının hedef alınması sonucu 6 Pakistan askeri hayatını kaybetmişti. İslamabad, saldırıların Afgan topraklarını kullanan silahlı gruplarca planlandığını savunurken, Kabil bu iddiaları reddediyor ve TTP ile operasyonel bağları olmadığını öne sürüyor.

dfgt
3 Aralık 2025'te Afganistan sınırında düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden Pakistanlı güvenlik görevlileri için düzenlenen cenaze töreninden bir kare (AFP)

Din adamları kurultayının sonunda yayımlanan bildiride, Afgan hükümetinin ülke topraklarının hiçbir devlete karşı kullanılmaması taahhüdünü “şer’î bir sorumluluk” olarak üstlendiği belirtildi. Açıklamada, bu taahhüdü ihlal edenlerin asi sayılacağı ve gerekli işlemlerin uygulanacağı ifade edildi.

Bildiride, ülke egemenliğini savunmanın dinî bir görev olduğu vurgulanırken, aynı zamanda “Afgan topraklarının başka herhangi bir devlete zarar vermek için kullanılmasının caiz olmadığı” yeniden teyit edildi. Ayrıca Afgan vatandaşlarının sınır ötesindeki askerî faaliyetlere katılmak üzere ülke dışına gitmesinin yasak olduğu, bunu yapanların “muhalif ve asi” kabul edileceği kaydedildi.

Toplantıda Başbakan Ahund’un yanı sıra Yüksek Mahkeme Başkanı, İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanı, Yükseköğrenim Bakanı ve diğer üst düzey isimlerin bulunması, Taliban yönetiminin Pakistan’a hem dinî hem de siyasi nitelikte çift katmanlı güvence sunma çabasının işareti olarak değerlendirildi. Kabil yönetimi, özellikle sınır aşan silahlı gruplar konusunda artan uluslararası baskıyla karşı karşıya.

hyju
Afganlar, 6 Aralık 2025'te Pakistan güçleriyle sınır çatışmalarında öldürülen bir adam için yas tutuyor (AFP)

Dışişleri Bakanı Muttaki, devlet medyasına yaptığı açıklamada, ülke genelindeki din alimlerinin “İslami düzenin korunmasına yönelik birleşik fetvalarını” yenilediklerini belirterek, Afganistan’ın hiçbir ülkeye zarar verecek bir faaliyete izin vermeyeceğini yineledi. Muttaki, “Bu, alimlerin tavsiyesidir ve tüm Müslümanlar için yerine getirilmesi gereken bir görevdir” dedi.

Muttaki, fetvayı ihlal ederek sınır ötesi faaliyetlerde bulunanlara karşı Afgan yönetiminin gerekli adımları atma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Bu ifade, TTP’ye katılan Afgan unsurlara yönelik üstü kapalı bir mesaj olarak değerlendirildi.

Açıklamasının sonunda “birlik ve fitneden uzak durma” çağrısı yapan Muttaki, Afgan halkının tarih boyunca din alimlerinin fetvalarına uyduğunu ve bugün de bu çizginin sürdürüleceğini belirtti.

Gözlemcilere göre fetva, siyasi bildiri ve resmî açıklamaların tamamı, son haftalarda tırmanan saldırılar nedeniyle artan Pakistan tepkisini yatıştırmaya ve Kabil’in güvenlik taahhütlerine bağlılık gösterdiğini ispatlamaya yönelik koordineli bir çabanın parçası niteliğinde. Geçen cuma yaşanan ve 4 kişinin ölümüne yol açan sınır çatışması, iki ülke arasındaki gerilimi yeniden tırmandırmıştı.


Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
TT

Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)

Beyaz Saray dün, ABD başkanının günlerdir sağ elinde taşıdığı bandajı, yaptığı sayısız tokalaşmaya işaret ederek bir kez daha haklı çıkarmaya çalıştı.

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt dün, "Bununla ilgili size zaten bir açıklama yaptık" dedi. Leavitt'in açıklaması, son zamanlarda ortaya çıkan bandajlarla ilgili bir soruya yanıt olarak geldi. "Başkan sürekli insanlarla el sıkışıyor," diyen Leavitt, birkaç ay önce başkan şişmiş sağ eliyle görüldüğünde yapılan açıklamayı yineledi.

Leavitt ayrıca, "Kalp damar hastalığına karşı önleyici tedavi olarak her gün aspirin de alıyor" diyerek, "bu da gördüğünüz morluklara katkıda bulunmuş olabilir." Beyaz Saray, örneğin pazar günü Washington'daki bir etkinlik sırasında 79 yaşındaki Trump'ın taktığı bandajlar görülmeden önce de bu açıklamayı yapmıştı.

ABD'nin en yaşlı seçilmiş başkanı olan Trump için sağlık hassas bir konu. Demokrat selefi Joe Biden'ı bunama hastalığından muzdarip olmakla ve bu nedenle yönetmeye uygun olmamakla suçladı.

Trump, salı akşamı Truth Social’deki hesabından yaptığı öfkeli paylaşımda, sağlığıyla ilgili medya haberlerini "kışkırtıcı ve muhtemelen vatana ihanet" olarak nitelendirdi.

Trump'ın sağlığı, bir dizi etkinlikte uyanık kalmakta zorlandığı görülmesinin yanı sıra, ekim ayında ek tıbbi testlerin bir parçası olarak MR çektirmesiyle de mercek altına alındı.


Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

Tokyo bugün yaptığı açıklamada, Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi ve Amerikalı mevkidaşı Pete Higseth'in bölgedeki güvenlik konusunu görüşmek üzere yaptıkları telefon görüşmesinde, Çin'in son eylemlerinin "bölgesel barışın sağlanmasına yardımcı olmadığı" konusunda mutabık kaldıklarını duyurdu.

Japonya Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, iki bakanın "6 Aralık'ta Çin askeri savaş uçakları tarafından Japonya Öz Savunma Kuvvetleri uçaklarının hedef alındığı radar kilitleme olayı da dahil olmak üzere, Hint-Pasifik bölgesindeki kötüleşen ciddi güvenlik durumu hakkında samimi görüş alışverişinde bulunduğunu" belirtti.

Açıklamada, Başbakan Sanae Takaichi'nin geçen ay Tayvan hakkındaki açıklamalarının ardından Japonya ve Çin arasında yaşanan anlaşmazlık ortamında, iki bakanın "Çin'in eylemlerinin bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunmadığı gerekçesiyle, bölgesel gerilimleri tırmandırabilecek her türlü eylemden ciddi endişe duyduklarını" ifade ettikleri belirtildi.