Fransa DEAŞ'lıların yargılanması sorununda ikilemde

Berhem Salih, 17 Ekim’de Bağdat’ta Jean-Yves Le Drian ile bir araya geldi (Irak Cumhurbaşkanlığı)
Berhem Salih, 17 Ekim’de Bağdat’ta Jean-Yves Le Drian ile bir araya geldi (Irak Cumhurbaşkanlığı)
TT

Fransa DEAŞ'lıların yargılanması sorununda ikilemde

Berhem Salih, 17 Ekim’de Bağdat’ta Jean-Yves Le Drian ile bir araya geldi (Irak Cumhurbaşkanlığı)
Berhem Salih, 17 Ekim’de Bağdat’ta Jean-Yves Le Drian ile bir araya geldi (Irak Cumhurbaşkanlığı)

Iraklı yetkililer, Suriye’de alıkoyulan DEAŞ'lıların Irak’ta yargılanmasını sağlayacak bir yargı çerçevesi oluşturma çabalarını hızlandırma hedefiyle bu hafta Avrupalı güçlerle yapılan görüşmelerden sonra temkinli davranıyor.
Diplomatlar ve yetkililere göre, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki saldırılarının DEAŞ yanlılarının kaçma ve evlerine dönme riskini artırmasının ardından Avrupa ülkeleri, DEAŞ mensubu binlerce militanın Suriye’deki gözaltı merkezlerinden Irak’a nakledilmesi planını hızlandırmaya çalışıyor.
Belçika, İngiltere, Danimarka, Fransa, Almanya, Hollanda ve İsveç’ten hukukçular konuya ilişkin görüşmeler yapmak amacıyla bu hafta Bağdat’a ziyarette bulundu.  
Bu çerçevede Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Irak hükümeti ve Kürt liderlerle konuyu görüşmek üzere Irak’ı ziyaret etti.
Suriye’nin doğusunda DEAŞ'a karşı mücadelenin yaşandığı son günler başta olmak üzere Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) teslim olan, DEAŞ’a mensup yabancı veya Fransız radikalizm yanlısı savaşçıların sayısına dair net bir rakam mevcut değil.
Fransızlara göre, militanların sayısı, 60 ila 100 arasında olarak tahmin ediliyor. Aynı şekilde kadınlar ve çocuklar da dahil 300 ila 400 aile mevcut. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un talebi üzerine Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Irak makamlarını “militanları, Kürt kuvvetlerden teslim almaya, kampları terk etmeye ve bazılarının da Fransa topraklarına dönmesine” ikna etmek üzere Bağdat’ta gitti.
Paris, hiçbir şekilde erkeklerin ve kadınların geri dönüşünü istemiyor ve suçluların “suçlarını işledikleri yerlerde” yargılanmasında ısrar ediyor. Bu durum, DEAŞ örgütünün “Suriye ve Irak arasındaki sınırı iptal ettiği” göz önüne alındığında, unsurların Irak mahkemelerinde yargılanabileceği anlamına geliyor.
Paris’in önünde iki olasılık bulunuyor. İlk olarak, terörizm hususunda sertliğiyle bilinen Irak mahkemelerine çıkacaklar. Muhakeme yasasının 4. maddesi, tutukluların idam cezasına çarptırılmasını gerektiriyor. Ancak kadın ve erkekler de dahil sayıları 2 bin 500 ila 3 bin arasında değişen Iraklı ve Suriyeli olmayan yabancı unsurlarla ilgilenilmesi halinde bu senaryonun uygulanması için öncelikle Irak’ın, binlerce kişinin iadesini kabul etmesi gerekiyor.
Irak’ta yargı sisteminin şartları ve birçok insan hakları kuruluşları ve tutukluların ailelerinin talep ettiği “yasal güvencelerin eksikliği” göz önüne alındığında Fransa’da bu seçeneğe karşı büyük bir kampanya başlatıldı. Bu bağlamda Le Drian, Iraklı mevkidaşıyla görüşmesi sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Bağdat’taki yetkililerle Fransızlar da dahil, cihatçıların yargılanması için “en iyi koşulları sağlayacak” uygun bir yasal mekanizmanın kurulması meselesini ele aldıklarını belirtti. Fransız kaynaklardan aktarılana göre Irak mahkemelerinden adalet ilkelerine bağlı kalmaları talep ediliyor. Fransa’nın söz konusu talebinin, egemen bir ülkenin yargı işlerine müdahale olarak görülebileceği gerçeğine bakılmaksızın, Paris’teki Arap diplomatik kaynaklarına göre talep edilen şey, Irak’ta iki tür adaletin oluşmasına neden olacak. Biri haklarında idam cezası verilebilecek, Iraklılara ve Suriyelilere, belki de Arap olan ya da olmayan diğer milletlere uygulanacak. Diğeri ise ölüm cezasından muaf olan, yabancı savaşçılar ve DEAŞ’a mensup ailelerine uygulanacak.
Bu çerçevede Irak’ın, SDG cezaevlerinde bulunan 12 Fransız savaşçının 11’i hakkında idam cezası, diğer mahkum ve cezaevindeki 2 kadın hakkında da müebbet hapis cezası verdiğine dikkat çekilmeli. Fransa Adalet Bakanı, Paris’in idam cezalarının ömür boyu hapis cezasına çevrilmesi için Irak makamlarına müdahalede bulunacağını belirtti. Bahsi geçen 11 mahkumdan hiçbiri henüz idam edilmedi ve bazıları da Temyiz Mahkemesi’ne başvuruda bulundu.
Gazetecilere açıklamada bulunan Irak Dışişleri Bakanı Muhammed Ali el-Hakim, ülkesinin tüm Iraklı savaşçıları ve ailelerini geri alacağını ve Irak yargı sistemi altında adil şekilde yargılayacağını vurguladı. Ancak yabancılara gelince, ülkelerindeki hükümetlerin “vatandaşları hususunda gerekli önlemleri almaları gerektiğine” dikkati çekti.
İlgili diplomatik kaynaklara göre Irak, “hassas ve karmaşık” bir durum yaşıyor. Dahası Irak, binlerce tehlikeli insanla ilgili davalar yürütecek finansal, lojistik ve insani kaynağa sahip değil. Kaynaklar, Irak’ta DEAŞ unsurlarını cezaevlerinden uzaklaştırmak için çeşitli askeri operasyonlar düzenlendiğine dikkati çekerken, “Avrupa ülkelerinin, Irak’tan nasıl vatandaşlarının alınmasını ve kovuşturulmasını istediklerini ve aynı zamanda da uygulanacak hükümlerini nasıl dayattıklarını anlamadıklarını” ifade etti.
Ancak kaynaklar, Bağdat’ın Paris ile işbirliği yapabileceğini, ‘Fransa’nın Irak’a dair tavrı, son yıllarda sağlanan yardımlar ve iki ülke arasındaki ilişkiler’ açısından özel bir muamele uygulayabileceğini ifade etti. Bu da Bağdat’ın Fransız radikalizm yanlılarını ve ailelerini kabul edebileceği ve idam cezası da dahil verilecek cezalara dair Fransız taleplerini dikkate alabileceği anlamına geliyor. Aynı şekilde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un şu an belirli olmayan bir tarihte Irak’a ziyarette bulunması da bekleniyor.
Fransa’nın önündeki ikinci olasılık ise, söz konusu yabancı radikalizm yanlılarını Irak topraklarında yargılamak için özel bir uluslararası mahkemenin kurulması çerçevesinde. Bu öneri yeni değil, Suriye ve Irak’ta DEAŞ’a karşı verilen mücadelenin sona ermesini takip eden döneme dayanıyor. Bu hususta ise geçen salı günü Bağdat’ta ilgili Avrupa ülkelerinin temsilcilerinin de (Fransa, İngiltere, Almanya ve Belçika) katılımıyla bir toplantı düzenlendi. Ama karşılaşılan karmaşıklık göz önüne alındığında bu fikirden geri adım atılıyor gibi görünüyor. Ayrıca bir yandan Irak, Uluslararası Ceza Mahkemesi dahilinde yer almıyor. Diğer yandan da uluslararası bir mahkemenin yürütülmesi için Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından sağlanabilecek uluslararası yasal güvenceye ihtiyaç var. Bu durumlar ise işlerin uzun zaman alacağı anlamına geliyor. Sonuç olarak Kürtlerin kontrolündeki bölgelerde bulunan radikalizm yanlıları meselesine dair pratik çözümler bulmak için hızlıca hareket etmek gerekiyor.
Öte yandan birçok DEAŞ'lının ailesine avukatlık yapan Mary Jose, geçen çarşamba günü “European Number-One” radyosuna yaptığı açıklamada, “Kimse böyle bir yargılama sürecinin gerçekleşebileceğini düşünmüyor. Çünkü uluslararası hukukta engellerle karşılaşacaklar ve ABD’ye karşı çıkmış olacaklar” ifadelerini kullandı. Fransız Avukat, “Böyle bir projenin ne kadar zaman alacağını hayal edebiliyor musunuz? Ben, işe yaramaz olarak görüyorum” dedi.
Uluslararası toplum ise her türlü sorunun mevcut olduğu Irak’a yeni ağır bir yük getirmemek için birinci ya da ikinci öneri hususunda Irak’a destek verme çağrısı yapıyor.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.