Uluslararası camiada DEAŞ endişesi

(Independent Arabia)
(Independent Arabia)
TT

Uluslararası camiada DEAŞ endişesi

(Independent Arabia)
(Independent Arabia)

Rola Yusuf
DEAŞ’ın kuşatma altına alınıp hezimete uğratılmasının ardından uluslararası toplumda özellikle de Avrupa’da geri dönüşüne dair endişeler artış göstermeye devam ediyor. Uluslararası bağlamda istihbarat teşkilatları, Suriye savaşı devam etmekte iken örgütün geleceğinin ne olacağını öğrenmek için birbiriyle yarışıyor. Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev, kaçak teröristlerin Suriye’de yeniden ortaya çıkma ihtimalleri olduğuna dikkat çekti.
Brezilya’da 18 Ekim Cuma günü Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS'in güvenlik yetkililerinin katıldığı toplantıda Suriye ve Irak’tan kaçan teröristlerin nereye kaçtıklarında dair açıklamalarda bulunan Patruşev, Afganistan başta olmak üzere Kuzey Afrika, Asya ve Pasifik'teki ülkelere gittiklerini söyledi. Rus güvenlik görevlisi, bunların dünya ülkeleri için tehdit teşkil edeceğini söyledi.
Sınır çizgileri
Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Falih Fayyad'ın Şam'a gelmesini takiben gerçekleştirdiği kapalı toplantılar ve Suriye Rejim Lideri Beşşar Esed'le görüşmesi, özellikle Suriye'den herhangi bir terörist grubun sızmasını engellemek için iki ülke arasında üst düzey güvenlik koordinasyonu konusunda kuşku olmadığını gösteriyor.
İki ülke, Türklerin Suriye’nin kuzeydoğusundaki topraklarında askeri operasyon gerçekleştirmeye başlamasından önce el-Kaim Sınır Kapısı’nın açılması ile ön plana çıkan bir güvenlik koordinasyonu içindeydi.
İlginç olan şu ki; Bağdat’ın sınırında bulunan ve dünyanın en tehlikeli teröristlerinin bulunduğu hapishanenin duvarlarının yıkılmasından endişe etmesi nedeniyle Irak, Suriye ile işbirliği yapmakla yetinmeyerek Türklerle de iletişimi sürdürdü.  Irak Güvenlik Danışmanı Şam’dan yaptığı açıklamada, "Gelişmeler teröristlerin sızmasını önlemek için Suriye ve Türkiye ile koordinasyonu gerekli kıldı” dedi.
Koruma altında
Ön bilgiler, Suriye’nin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan anlaşmadan sonra DEAŞ’lıların bulunduğu cezaevlerinin korumasını sağlamaya hazır olduğunu gösteriyor. Öte yandan rejim ordusu, Ayn el-Arab ve Menbiç’ten geçerek SDG’nin kalesi olan Rakka iline kadar ilerledi.
Ayrıca rejim ordusu birliklerinin beş yıldan fazla bir süredir ilk kez bölgelere girmek üzere Kürtlerle anlaşma yapmasının ardından Rus devriyelerinin yardımı ile Türk ordusu ile mücadelenin yürütüldüğü temas noktalarına müdahale ettiği bildirildi.
Öte yandan Rusya, Türkiye ile doğrudan çatışma veya sürtüşmeye girilmemesi konusunda uyarılarda bulunuyor. Ayrıca militanların bulunduğu cezaevlerinin Suriye tarafından koruma altında bulunduğu ifade edildi.
Uluslararası endişeler
Binlerce militanın kaçışı ve bunun ardından uyuyan hücreler oluşturmalarının büyük tehlikesi konusundaki uluslararası endişeler artmaya devam ediyor. Ayrıca ABD kuvvetleri, en tehlikeli iki suçluyu bölgedeki cezaevinden çıkarıp daha güvenli bir yere yerleştirmişti.
Bu, ABD’nin Suriye arenasından çekilerek Suriyeli Kürtleri terk etmesi ve onları İstanbul ile mücadele etme konusunda kendi kaderlerine terk etmesidir. Bu da Türkiye’nin 9 Ekim’de fitilini tutuşturduğu askeri harekâta hız vermesine neden oldu. Kartları yeniden karıştıran bu harekât, DEAŞ’ın dönüşünü müjdeleyebilir.
Alman İç İstihbarat Dairesi Başkanı Thomas Haldenfang, Der Spiegel dergisine verdiği röportajda örgütün üyelerinin kaçarak Avrupa'ya geri dönmelerinden ve en kötü ihtimalle gizlice ülkeye girmelerinden endişe duyduklarını belirtti. Berlin, Alman vatandaşlığına sahip 84 DEAŞ üyesi olduğunu açıklamıştı.
Buna karşılık, Fransa Cumhurbaşkanlığı, Türk operasyonunun başlamasından günler sonra, örgüt üyelerinin kaçışı konusunda tehlike çanlarının çaldığına dair bir açıklama yayınladı.
Açıklamada, DEAŞ teröristlerinin yakalanmalarının ardından Türk taarruzu nedeniyle kaçabileceklerini göz önüne alarak, bu bağlamda ulusal bölge güvenliğinin arttırılması için önlemler alınması gerektiği ifade edildi.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın 7 Ekim’de Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Ankara’nın harekâtını haklı göstererek, “Türkiye DEAŞ’a karşı mücadelesini sürdürecek ve asla geri dönüşüne izin vermeyecek” ifadelerini kullanmıştı.
Cezaevinin dehlizinde
SDG de bu konudaki endişesini gizlemiyor. Görevlendirilen ve temas hatlarına yerleştirilen Kürt örgütlerinin, tutuklularla dolu hapishaneleri izlemek için gerekli tüm araçlara sahip olmaması endişeyi artırıyor. Öte yandan sık sık Türklerin cezaevlerini hedef aldığına dair haberler yayılıyor.
SDG Sözcüsü Mustafa Bali, yaptığı açıklamada, uyuyan DEAŞ hücrelerinin Rakka kentinden çoktan harekete geçtiğini söyledi. Ayrıca SDG’nin militanlar ve ailelerinin serbest kalmasına olanak sağlayacak bir saldırıdan endişe ettiğini de dile getirdi.
Örgütün uyuyan hücreleri, mahsulleri yakarak, petrol tedarik hatları ve hatta Moskova'nın çıkarmaya söz verdiği fosfat madeninde çalışacak taşıma araçlarını hedef alan saldırılar gerçekleştirerek Cezire bölgesi ve Suriye Çölü sakinlerinin rahatını bozdu. 



Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.