Ali Koç: Benfica kulübünü örnek alıyorum

Ali Koç: Benfica kulübünü örnek alıyorum
TT

Ali Koç: Benfica kulübünü örnek alıyorum

Ali Koç: Benfica kulübünü örnek alıyorum

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Avrupa'da Benfica kulübünü örnek aldığını söyleyerek, "Benfica'nın yapısı Fenerbahçe'ye çok benziyor. Dernek, 100 bini aşkın üyesi var. Birden çok spor branşı var. Çok borcu vardı, batak durumdaydı. Şimdi inanılmaz bir akademisi olan, sattığı oyuncularıyla tüm borçlarını ödemiş, çok iyi işleyen bir kulüp halinde" dedi.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, yayıncı kuruluşta "Ali Koç Özel" programında gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Koç'un açıklamalarından satır başları şöyle:
"Zor bir seneyi geride bıraktık"
"Yoğun bir seçim kampanyası sonrası, Fenerbahçe kongre üyelerinin teveccühü ile büyük bir farkla seçildik. Büyük bir beklentiyle geldik. Değişiklik bekleyen bir kitle vardı. Seçildiğimiz gün sorsaydınız, 'En kötü senaryoyu çiz' deseydiniz, bu kadarını çizemezdik. Yapısal reformlar yapmak için yola çıkmıştık ama kriz yönetmekten reform süreci yavaşlamış oldu. Tamamen durmadı tabii ki, yaptığımız güzel işler de var. Zor bir seneyi geride bıraktık. Çıktığımız yolda orta ve uzun vadeli hedeflerimiz vardı. Bunların hiçbiri değişmedi. Temel hedeflerimiz, ana unsurlarımız hala devam etmekte."
"Her sene 1.2 milyar TL nakte ihtiyacımız var"
"Mali konuları aylardır anlatıyoruz. Bence camia olarak içinde bulunduğumuz finansal sorunların pek farkında değiller. Bizim miras aldığımız yük, diğer kulüplere göre kat be kat fazla. 120-130 milyon Euro kadar bir girdimiz oldu. Gelirlerimiz \%80-90'ı borçlara gidiyor. Her sene 1.2 milyar lira nakde ihtiyacımız var."
"Belli bir müddet finansal Fair-Play'den dolayı elimiz kolumuz bağlı"
"Fenerbahçe'nin her sene aşağı yukarı oluşturduğu nakit, 800 milyon lira ile 1 milyar arasında değişiyor. Fenerbahçe olarak yeniden yapılandırmaya imza atmadık değil, atamadık, atmaya ihtiyacımız var. Devletimize ve bankalara, bu sorunu giderme adımı attıkları ve kulüplerin kendi imkanlarıyla dönemeyeceğini gördükleri ve yapılandırmaya girdikleri için teşekkür ediyorum. Mevcut düzende herkese aynı şartlar uygulanıyor. Büyük kulüplerimizden 1 tanesinin sorununu çözüyor mevcut şartlar. 5, 20, 60 yaşında insanlara aynı elbiseyi dikmek gibi. 2 yıl faiz ödemesi, 2 yıldan sonra ana para ödemesi yapılıyor. Bizim ihtiyacımızı karşılamıyor. Bu borç yapılandırmasından çok borç tasviyesi. Vade ne yazık ki bu borçların ödenmesini sağlamıyor. Bütün kulüplerin farklı dinamikleri, sorunları var. Tek model herkese uymuyor. Belirli bir müddet finansal fair-play'den dolayı elimiz kolumuz bağlı."
"Fener Ol kampanyasından kulübe 150 milyon TL geldi
"Fener Ol kampanyasına tekrar başlayacağız. Şu ana kadar 150 milyon lira kadar bir imkan sağladık. Hedefimiz 200 milyon liraydı. İhtiyacımız olana baktığımız zaman bu çok da fazla değil. 'Çorbada tuzum olsun' mantığını hayata geçirmek her kulübe nasip olmaz. Bizim ihtiyaçlarımız 4 ayaklı. Sıcak para bulmak, kısa vadede. Orta vadede Avrupa'ya gitmek, Şampiyonlar Ligi mümkünse. Genç oyuncu yetiştirip satabilmek, scouting. Bu oyunculardan faydalanabilip ileride nakde çevirebilmek."
"Elimizde bazı mega projeler var"
"Elimizde bazı mega projeler var. Kenan Evren arazisi konusunda Sayın Cumhurbaşkanımız bizi ziyaret etti. Kendisi bizi kırmadı, geldi, şereflendirdi. Tekrar teşekkür ediyorum. Fenerbahçe kayrılıyor meselesine gelince, Fenerbahçe en son kayrılan takımdır. Biz hakkımızı aldık. 3784 öğrenci için 106 derslik yapmışız, bunun üstüne bize yükümlülükleriniz yerine getirmedi dendi. Fenerbahçe, Kenan Evren Lisesi arazisini alabilmek için çok fedakarlık yaptı."
"Stadı taşımamız söz konusu değil"
"Uzun vadede kulüplerin mali sıkıntılarını gidermek için gayrimenkul projelerine ihtiyaç vardır. 2012 yılında Ülker Sports Arena'yı inşa ettik fakat iskan izni alınamamıştı. 6.5 sene sonra, özverili çalışmalarla Fenerbahçe Spor Kulübü buranın iskanını çıkardı. Fenerbahçe SK faizlerin çok yüksek olduğu bir dönemde, 0 devlet katkısıyla, kendi imkanlarıyla 85 milyon dolar harcayarak bu stadı, hiçbir sezon stadından ayrılmadan tamamladı. Stadı taşımamız söz konusu bile değil. "Biz bu stada her sene 1 milyon dolar kira ödüyorduk. 85 milyon dolar yatırdığımız stada her yıl 1 milyon dolar ödedik. Geçen sene kur sabitlendi, 4 milyon lira ödedik. Anadolu kulüplerinin ödediği kiralar ise komik rakamlar. Rekabet olarak baktığımızda çok adil bir rekabet ortamı değil statlara baktığımızda. Stadımızın her bir metrekaresinde Fenerbahçe yönetimlerinin, başkanlarının emeği vardır."
"Benfica'yı örnek alıyorum"
"Mali açıdan batak durumdayız. Avrupa'nın en yaşlı 3. ligiyiz. Yaşlı futbolculara sahip olduğunuz için 3 günde 1 maç yapmakta zorlanıyorsunuz, dolayısıyla Avrupa'da başarı zor oluyor. Alt yapıdan en az oyuncu çıkaran ülkeyiz, gençlere en az süre veren ligiz. Herhalde en yavaş liglerden biriyiz. Neredesinden bakarsanız gerideyiz. O yüzden iyi yönetildiğimizi söyleyemeyiz. Kafamızda bir vizyon, bir hayal var. Altyapısı, akademisi, tesisleşmesi, teknoloji kullanımı olsun... Ama bunlar zaman alacak. Bugünden yarına olacak şeyler değil. Bu konuda doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. Avrupa'da Benfica kulübünü örnek alıyorum. Benfica'nın yapısı Fenerbahçe'ye çok benziyor. Dernek, 100 bini aşkın üyesi var. Birden çok spor branşı var. Çok borcu vardı, batak durumdaydı. Şimdi inanılmaz bir akademisi olan, sattığı oyuncularıyla tüm borçlarını ödemiş, çok iyi işleyen bir kulüp halinde."
"Aziz Yıldırım ile seçimden sonra görüşmedim"
"Aziz Başkan'la ilişkim, tek taraflı bakarsak mükemmel. En son 3 Haziran Pazar sabahı oylama sürecinde el sıkıştık, ondan sonra hiç görüşemedik, konuşamadık. Bu süre zarfında kongre bitti, biz kazandık. Devir teslim sürecinde başkanımız katılmadı. Ondan sonra kendisine 2 kez ulaşmaya çalıştım, hem cep telefonundan hem ofisinden. Bir tanesi rahmetli Can Bartu'nun cenaze töreni içindi. Çok istedim gelsin bir konuşma yapsın. İkincisi de divan kurulu toplantısıydı."
"Fenerbahçe taraftarına ne kadar teşekkür etsek azdır"
"Allah her kulübe böyle bir taraftar kitlesi nasip etsin. Geçen sene bizi 1 dk yalnız bırakmadılar. Çok üzüldüler, kızanlar oldu. Ben ve yönetici arkadaşlarım onlara müteşekkiriz, mahcubuz. Bu mahcubiyeti gidermek için var gücümüzle çalışıyoruz. Fenerbahçe taraftarına ne kadar teşekkür etsek azdır. Taraftar ruhum beni buraya getirdi. Onları anlayabiliyorum."
"Spor medyası Türk futbolunun içinde bulunduğu olumsuz tablonun sebeplerinden biridir"
"Spor medyası benim için sıkıntılı. Spor medyası, Türk futbolunun içinde bulunduğu olumsuz tablonun sebeplerinden biridir. Spor medyası yapıcı mıdır, yıkıcı mıdır? Bunu çok iyi analiz etmek lazım. Spor medyasının yıkıcı olduğunu görüyorum. Bu hakemler için de geçerli. Hakemlerin kendini ifade etme imkanı yok. Her türlü insan hatasına açığız ama bazen niyetten dolayı hatalar oluyor, bu bizi çok rahatsız ediyor.Hakemlik çok zor bir meslek ama sabahtan akşama kadar hakemler baskı altındalar. Türkiye'de belli başlı insanlar var. Bu insanlar istediklerini parlatıp, istediklerini yerden yere vuruyorlar. Belli hocaları takımın başına getirmeye kadar her işin peşindeler. Bizi en çok eleştiren FB TV olmuştur. Hiçbir şekilde sansürlemedim. Ben tenkit görüyordum. Ben sansüre karşıt bir insanım."
Yayıncı kuruluşun başarılı olması, Türk futboluna katkı sağlar"
"Futbolun paydaşları var, en önemlilerinden bir tanesi de yayıncı kuruluş. En önemli gelir kaynağımız sizden gelen yatırımlar. Yayıncı kuruluşa yüklenmek, boykot edin çağrısında bulunmak, bindiğiniz dalı kesmek demektir. Yayıncı kuruluşun başarılı olması, Türk futboluna katkı sağlar. Yayıncı kuruluşun başarısı, dönüp bize katkı sağlayacaktır. Bunu tartışmak bile abesle iştigal. Biz Fenerbahçe olarak bu konuda beIN SPORTS'a her türlü desteği vermeye hazırız. 4 hafta önce bunu konuştuk, fikirler bize geldi. Biz de bunun üstüne çalışacağız."
"Galatasaray ile pozitif ilişkiler kurmalıyız"
"Ezeli rakip, ebedi dost kavramı 3 Temmuz sürecinden sonra çok büyük darbe yedi. Biz Anadolu'ya indiğimiz zaman çok iyi karşılanıyoruz. Yöneticilerle çok iyi ilişkilerimiz var. Trabzon da dahil, kadın yöneticilerimiz de dahil. Tam kadro maça gittik çok iyi ağırlandık. Bu ortamı tesis edebilmemiz lazım. Galatasaray dışındaki kulüplerle ilişkimiz çok çok iyi. Türkiye'nin 2 en büyük kulübünün gerginlik içinde olmaması, toplumu germemesi, ayrıştırmaması lazım. Daha da önemlisi hep beraber pastayı büyüteceksek, hep beraber sorunları çözeceksek bu iki kulübün bilhassa aynı masa etrafında oturabilmesi lazım. Galatasaray'la pozitif ilişkiler kurmalıyız."
"Türkiye son durak olmamalı"
"Büyük ve güçlü bir devlet olacaksak, sportif anlamda da güçlü olmamız gerekiyor. Yabancı sınırını hep değiştirmişiz. Dönüp bakmak lazım hangisi katkı sağladı, hangisi sağlamadı diye. Türk futbolu baştan aşağı yeniden dizayn edilmeli. Biz olalım olmayalım. Buraya bir devlet stratejisi de gerekiyor. Azaltmak kadar, sayı kadar önemli bir şey var. Yabancı futbolcuların niteliği. Burası son durak olmamalı. 800 bin Euro maaş alan oyuncunun burada 2-3 milyon Euro maaş almaması lazım. İleriye dönük adımlarımızı attık, ancak Türkiye için en iyi olan neyse, onu yapmaya hazırız."
"VAR'ın sonuna kadar destekçisiyiz. Teknolojiden bahsediyoruz sonuçta. Alıştık, alışmaya devam ediyoruz. Teniste var, voleybolda var, basketbolda var. Belki de İFAB bunu getirecektir. Her takımın her devre 2 kere itiraz hakkı olmalı. Bazı pozisyonlar var, anlaşılır gibi değil."
"TFF'nin başarılı olmasını çok önemsiyorum"
"Federasyon çok yeni, daha yarım sezonu bile doldurmadı. Bugünkü TFF'nin başarılı olmasını çok önemsiyorum çünkü artık son duraktayız. Ne yazık ki federasyonlarımız futbola vermeleri gereken katma değeri bugüne kadar veremedi. Biz 1 kişiyi ne Futbol Federasyonu Kurulu'na, ne de başka bir kurula önerdik. Lobi yapmadık çünkü bu felsefeye karşıyız. 3 o takımın, 3 şu takımın, 3 bu takımın temsilcisi olmamalı. TFF liyakat bazlı, futbolun değişik kademelerinde hizmet edecek kalifiye insanlardan oluşmalı. Büyük kulüplerin temsilcileri olacak, diğer kulüplerin olmayacak. Çok saçma geliyor bana bu sistem. TFF'de görev yapan kişiler, formalarını üzerlerinden çıkartamıyorlar. Böyle olduğu sürece futbolumuz kesinlikle kalkınmaz. Hem Nihat Bey'in hem de ekibinin başarılı olmasını çok istiyorum."
"İnşallah şampiyon olacağız"
"Futbol takımımızdan memnunuz ama daha gidecek çok yolumuz var. Bugüne kadar Luiz Gustavo'nun kalitesinde bir oyuncu, o mevkiye ya gelmemiştir ya da çok az gelmiştir. Transfer yaparken bas bas bağırmıyoruz. Luiz Gustavo gibi bir oyuncuyu getirdik, imzalattık. Bizim mütevazi bir duruşumuz var. En memnun olduğum şeylerden biri, Damien ile Ersun hocanın ilişkisi. İnşallah şampiyon olacağız."
"Son 7 sezonun en genç takımıyla oynuyormuşuz"
"Ersun hoca bir rapor yolladı, son 7 sezonun en genç takımıyla oynuyormuşuz. En fazla yerli oyuncunun oynadığı takım Fenerbahçe. 9 hafta itibariyle, oynanan 810 dk ve uzatmalarla, ilk 11'de oynayan ve sonradan oyuna giren oyuncularla ligin en genç 4. takımıyız. Saha dışında müthiş bir takım ruhu, sahiplenme ve kenetlenme var. Geçen sene en çok bunu arıyorduk. O aidiyet duygusu, o sahiplenme, o taraftarı anlama hususunda Türk oyuncuların çok önemli olduğunu geçen sene tespit etmiştik. Emre'yi getirmemizin sebeplerinden biri de buydu. Taraftarımızın beklediği tarzda futbol oynuyoruz. Takımımıza Luiz Gustavo gibi bir lideri kattık. Vedat, başka takıma gitsek yazık olurdu. Fenerbahçe onun kalbinde. Hata yaptıktan sonra Altay'ı arıyorum, geleceğimizin kalecisi. Tolga Ciğerci... Hangi takım böyle bir oyuncuya sabır gösterir? Sabır gösterdik çünkü karakterine inandık, sağlık ekibimiz iyi işler gerçekleştirdi. Mükemmel bir sağlık ekibimiz var."
"Alex ve Volkan'a jübile yapmak istiyorum"
"Volkan Demirel, Fenerbahçe'nin çok önemli bir değeridir. Volkan'ın uzun yıllar boyunca Fenerbahçe'ye katkı vermesini bekliyorum. Benim hayalimde hem Alex'e hem Volkan'a jubile yapmak var. Alex'le son dönemde çok görüştük. Alex'in Fenerbahçe dünyasının bir yerinde, yörüngesinde değil, içinde olması gerekiyor. "Bu elçi olarak mı olur, bizi temsil mi eder, ileride Fenerbahçe teknik direktörü mü olur, sportif direktör mü olur bilemiyorum ama Alex, Fenerbahçe dünyasında olacaktır. Anelka, Roberto Carlos, Van Hooijdonk, Appiah gibi oyuncular, Fenerbahçe'nin yurt dışındaki elçisi olmalı."
"İlk direnişi Fenerbahçe başlatmıştır"
"3 Temmuz sürecinde yaşadığımız manevi kayıplarımızı hiçbir zaman tazmin edemeyeceğiz. O gün yaşadıklarımızı bir biz biliriz bir de Allah, yapayalnızdık. Bu alçak örgüt bize saldırdı, biz boyun eğmedik. Devleti, Başbakanı, Cumhurbaşkanını hedef alan bu örgüte karşı ilk direnişi Fenerbahçe başlatmıştır. Zaman geldi, Fenerbahçe'nin haklılığı ortaya çıktı. 'Fenerbahçe'ye helal olsun' diyenler oldu. Durumumuzdan faydalananlar oldu. Objektif bakan ve vicdanı olan hiçbir kimse Fenerbahçe'nin hakkı yenmedi diyemez. Bundan faydalananlar oldu. Bugün bu örgüt aleyhinde konuşanlar, o gün bize yapılanları öve öve bitiremiyorlardı. Biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak her zaman hukukun ve adaletin üstünlüğüne inandık, inanıyoruz."

 


Salih Yoluç ve Ayhancan Güven'in yarışacağı WEC nedir?

Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
TT

Salih Yoluç ve Ayhancan Güven'in yarışacağı WEC nedir?

Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta Racing Team Turkey'nin Asian Le Mans Series'te yarışacağını açıklaması, motor sporları hayranlarının gözünü Dünya Dayanıklılık Şampiyonası'na (WEC) çevirdi. Biz de bu hafta WEC'i inceleyeceğiz.

FIA WEC, 2012'de FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) ve Automobile Club de l'Ouest (ACO) tarafından kuruldu. Şampiyona, 6 saatten 24 saate kadar sürebilen uzun mesafeli yarışları içeriyor. Serinin temel özelliği, aracın performansıyla birlikte dayanıklılığı, yakıt stratejisini, lastik yönetimini ve pilot değişim temposunu aynı anda test eden bir format sunması.

WEC, yıllar içinde üretici katılımı açısından da motor sporlarının en yoğun rekabetçi alanlarından biri haline geldi. 2026 sezonunda 14 üretici mücadele edecek:
Alpine, Aston Martin, BMW, Cadillac, Corvette, Ferrari, Ford, Genesis (yeni katılım), Lexus, McLaren, Mercedes-AMG, Peugeot, Porsche ve Toyota.

Bu geniş üretici listesi, serinin teknoloji geliştirme açısından önemini de yansıtıyor. Yarışlarda kullanılan aerodinamik paketler, hibrit sistemler, dayanıklılık parçaları ve güvenlik çözümleri daha sonra üreticilerin yol araçlarına adapte ediliyor. Bu nedenle WEC, hem pist hem de ticari otomotiv sektörü için bir inovasyon laboratuvarı niteliğinde.

WEC'te yarışan arabalar temelde iki sınıfa ayrılıyor: Hypercar ve LMGT3. Bu ayrım ilk bakışta karmaşık görünebilir ama aslında basit bir mantığa dayanıyor. Hypercar sınıfı, şampiyonanın zirvesi kabul ediliyor.

Bu sınıftaki araçlar tamamen yarış için tasarlanmış, ileri mühendislik ürünleri. Onları yollarda görebileceğimiz bir otomobille karşılaştırmak mümkün değil. Üreticiler, Ferrari'den Porsche'ye, Toyota'dan Peugeot'ya kadar, kendi özel tasarımlarını geliştirip dayanıklılık yarışlarının sınırlarını zorlayan araçlar ortaya koyuyor.

Bu sınıfın amacı hız, teknoloji ve mühendislik üstünlüğü. Le Mans 24 Saat gibi dev bir yarışı genel klasmanda kazanan ekip de her zaman Hypercar kategorisinden çıkıyor. Yani bu sınıf, hem marka prestiji hem de teknik rekabet açısından şampiyonanın kalbi.

LMGT3 ise çok daha tanıdık bir görüntü sunuyor. Bu araçlar, herkesin günlük hayatta gördüğü veya bildiği spor otomobillerin yarışa uyarlanmış versiyonları.

Porsche 911, Ferrari 296, BMW M4 veya Aston Martin Vantage gibi modeller, LMGT3 sınıfında ciddi bir dönüşüm geçirmiş halleriyle piste çıkıyor. Bu dönüşüm; daha hafif gövde, artırılmış aerodinamik parçalar, yarış frenleri ve güvenlik ekipmanları gibi birçok değişikliği içeriyor.

Ancak araçların temel silueti ve karakteri hâlâ yol versiyonunu hatırlatıyor. Bu nedenle LMGT3 yarışları genellikle çok yakın mücadelelere sahne oluyor çünkü araçların performansları birbirine epey yakın.

Bu iki sınıfın en ilginç yanıysa aynı anda, aynı pistte yarışmaları. Hypercar'lar daha hızlı olduğundan yarış boyunca LMGT3 araçlarına tur bindiriyorlar.

Bu durum, izleyenler için sürekli hareket, trafik yönetimi ve strateji gerektiren çok katmanlı bir yarış deneyimi oluşturuyor. Sürücüler sadece kendi içinde rekabet etmiyor, aynı zamanda farklı sınıflardan gelen tempolara uyum sağlamak zorunda kalıyor. İşte dayanıklılık yarışlarının hem karmaşık hem de büyüleyici olmasının nedeni bu.

WEC'teki sınıf ayrımı aslında şampiyonanın ruhunu oluşturan çeşitliliğin ta kendisi. Hypercar sınıfı üreticilerin teknoloji gösterisi, LMGT3 ise tanıdık spor otomobillerin yarış ruhunu temsil ediyor. Bu iki dünyanın tek bir yarışta buluşması, WEC'i diğer tüm motor sporlarından farklı ve benzersiz kılıyor.

WEC’de her yarış hafta sonu, belirli bir akışa sahip programla ilerliyor. Hafta sonu antrenman seanslarıyla başlıyor. Bu seanslarda takımlar araç ayarlarını denerken, yakıt tüketimini, lastik davranışlarını ve pist koşullarını analiz ediyor.

Ardından sıralama turları başlıyor. 2025’te yenilenen ve 2026’da da devam edecek bu formatta, her sınıf için önce 12 dakikalık bir sıralama bölümü yapılıyor. Bu bölümde en hızlı turları atan ilk 10 araç, Hyperpole adı verilen final seansına kalıyor. Hyperpole kısa, stresli ve tamamen hız odaklı bir mücadele; burada atılan en hızlı tur, yarışa kimin pole pozisyonundan başlayacağını belirliyor.

Tüm bu yapı hem rekabeti sıkı tutmak hem de seyirciye heyecan dolu bir hafta sonu sunmak için tasarlanmış durumda.

csdfgth
Takvim, WEC'in küresel görünürlüğünü artırmak amacıyla farklı pazarlara hitap edecek şekilde planlanmış durumda (WEC)

Türk motor sporları tarihinde uluslararası başarılarıyla bilinen Salih Yoluç, 2026'da WEC'e resmi dönüş yapacağını açıkladı. Daha önce Le Mans dahil birçok dayanıklılık yarışında zafer kazandı ve GT kategorilerinde önemli dereceler elde etti. 2026 sezonu için hedefi, LMGT3 sınıfında istikrarlı bir performans ortaya koymak.

Geçen yılın DTM şampiyonu Ayhancan Güven ise 2026'da Manthey Racing'le WEC'te yarışacak. Porsche destekli kariyerinin ardından dayanıklılık arenalarına geçişi, onun için yeni bir profesyonel sayfa anlamına geliyor. Sprint yarışlarındaki agresif ve kontrollü sürüş stilini uzun mesafe formatına nasıl adapte edeceği merakla bekleniyor.

Her iki pilotun da aynı sezon WEC'te yer alması, Türk motor sporları camiası adına tarihi bir gelişme. 

Racing Team Turkey'nin mücadele edeceği Asian Le Mans Series (ALMS), dayanıklılık yarışlarının Asya ayağını temsil eden FIA onaylı bir şampiyona.

Genellikle 4 saatlik yarışlardan oluşan bu seri LMP2, LMP3 ve GT sınıflarını içeriyor.

Takımların WEC öncesi araçlarını test etmeleri için önemli bir hazırlık kategorisi Asian Le Mans Series'te gösterilen başarılar, ekiplerin Le Mans 24 Saat için davet alma şansını doğrudan etkiliyor. Racing Team Turkey'nin katılımı, hem sportif hem de uluslararası görünürlük açısından ciddi önem taşıyor.

WEC, modern motor sporlarının en teknik, en stratejik ve en çok dayanıklılık gerektiren platformlarından biri. 2026 sezonuna girerken hem üretici sayısının artması hem de sınıflardaki rekabet dengesi, şampiyonayı daha çekişmeli bir hale getiriyor. Yoluç ve Güven'in aynı sezonda yer alması ve Racing Team Turkey'nin ALMS programı ise Türkiye adına tarihi bir dönem başlatıyor.

2026 sezonu, Türk motor sporları tutkunları için kaçırılmaması gereken bir dönem olacak.

Kaynaklar: WEC, ALMS


Mike Tyson, Floyd Mayweather maçının yer ve zamanını açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Mike Tyson, Floyd Mayweather maçının yer ve zamanını açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Mike Tyson, Floyd Mayweather'la planladığı gösteri maçının martta Afrika'da gerçekleşeceğini öne sürdü.

Tyson ve Mayweather'ın 2026 baharında dövüşeceği eylülde duyurulmuş ancak herhangi bir yer veya tarih açıklanmamıştı.

Bu detaylar henüz resmi olmasa da Tyson, geçen hafta "Mike Tyson'la Bir Deneyim" adlı etkinlikte konuşurken konuya değindi.

59 yaşındaki eski dünya ağırsıklet şampiyonu, "Floyd Mayweather, buna inanabiliyor musun?" dedi.

Martta Afrika'da olacak. İnanılmaz olacak, tüm rekorları kıracak. Sporun gelmiş geçmiş en büyük etkinliklerinden biri olacak.

Tyson en son Kasım 2024'te, 8 rauntluk profesyonel bir maçta eski YouTuber Jake Paul'la karşılaşmış ve puanla kaybetmişti. Bu, Tyson'ın 2020'de kendisi gibi boks ikonu Roy Jones Jr.'a karşı çıktığı gösteri maçından bu yana ilk karşılaşması ve 2005'ten beri ilk profesyonel müsabakasıydı.

Öte yandan Mayweather, eski UFC şampiyonu Conor McGregor'ı boks kariyerindeki ilk maçında nakavt ettikten sonra 2017'de 50-0'lık mükemmel bir karneyle emekliye ayrılmıştı. Ancak 48 yaşındaki sporcu daha sonra çok sayıda gösteri maçında mücadele etti.

Mayweather-Tyson karşılaşması gösteri maçı olarak duyurulsa da tarih, yer veya kurallar açıklanmadı ve hatta Mayweather'la Manny Pacquiao arasında bir rövanş karşılaşmasının, iki Amerikalının dövüşeceği bu müsabakayı engelleyebileceği bile düşünülüyordu.

Pacquiao ekimde, Mayweather'la rövanş maçından bahsederken "Şu anda görüşmeler sürüyor" demişti. 2015'te Mayweather, tarihin en yüksek hasılatlı boks maçında Filipinli boksörü puanla yenmişti.

46 yaşındaki Pacquiao, "Birbirimizi anlayıp anlayamayacağımıza bağlı" diye devam etmişti.

Ekiplerimiz doğrudan koordinasyon içinde. Rövanş yakında gerçekleşirse boks dünyasının heyecanlanacağından eminim. Kendi kararı, bu yüzden Mike Tyson'la dövüşmesini engelleyemem. [Birbirimizle] neredeyse aynı fikirdeyiz ancak hâlâ müzakere ettiğimiz birkaç detay var. Muhtemelen Las Vegas'ta gerçekleşecek. [Eski dünya şampiyonu Vasyl] Lomachenko'yla bir gösteri maçı için de bir görüşmemiz var. Ancak şu anda müzakere ettiğimiz Mayweather maçı gerçek bir dövüş.

Bu yaz profesyonel boksa geri dönen Pacquiao, WBC yarı ortasıklet kemeri için Mario Barrios'a meydan okumuştu. Pacquiao, 30 yaşındaki boksörle berabere kalmıştı.

Independent Türkçe


Tyson Fury, 2026'da dönüyor mu?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Tyson Fury, 2026'da dönüyor mu?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

2026'da emeklilikten döneceği iddia edilen Tyson Fury, Anthony Joshua'yla uzun zamandır beklenen "Britanya Savaşı"nı düzenlemek yerine dünya şampiyonluklarını geri kazanmayı hedeflemiş gibi görünüyor.

Fury, birleşik ağırsıklet dünya şampiyonu Usyk'e üst üste ikinci yenilgisini aldığı geçen aralık ayında boksu bırakmıştı.

Ancak iki kez şampiyon olan Fury, 2022'de yaptığı gibi 6 ay sonra ringe dönüşünü neredeyse kesinleştirdi. Fury bu yıl Instagram'da 18 Nisan 2026'da Usyk'le üçüncü kez dövüşeceğini duyurdu.

Eldivenlerini asmadan önce Anthony Joshua'yla bir Britanya süper maçına çıkacağı uzun süredir konuşuluyordu ancak Ukraynalı'yla bir üçleme, önceliği olmaya devam ediyor gibi görünüyor.

Fury, "Kral, tahtına dönmeli" diye yazdı.

Bu uzun ve yalnız yolda sadece ben yürüyebilirim ancak uzun ve zorlu mücadelelerin ardında ölümsüzlük var! Tanrılar tek kişilik orduyla savaşıyor, bu savaş 2000 yıldan fazla süre önce Yesuar adıyla bilinen bir adam tarafından kazanıldı. Onun kutsal adıyla ilerliyorum, 2026.

34-2-1'lik karnesiyle Fury, Usyk'e üst üste yenilmeden önce Francis Ngannou'ya karşı zorlanmıştı.

Bu son gönderi geri dönüşün hâlâ mümkün olduğunu ima etse de Fury, son zamanlarda emeklilik kararında tutumunu değiştiriyor. Ekimde ringe geri dönmek için "hiçbir nedeni" olmadığını söylemişti.

FurociTV'ye verdiği röportajda Fury, şöyle konuşmuştu:

Boks ringine geri dönmem için gerçek bir neden yok. 37 yaşındayım, son 25 yıldır yumruk yiyorum, neden boksa geri dönmek isteyeyim? Eskiden para ve unvanlar içindi ama artık harcayabileceğimden fazla param var, sınırsız sayıda kemerim ve unvanım var. Peki bu beni daha mutlu ediyor mu? Hayır. Kovalamak, zaferden daha mı iyiydi? Evet. Dürüst olmak gerekirse, tırmanış dağın zirvesinden daha iyiydi. Her zaman böyledir. İstediğim zaman boksa geri dönebilirim ama istemiyorum. O gürültüye, ilgi odağı olmaya veya tekrar yumruklanmaya hiç ilgim yok, ilgilenmiyorum, bana hiçbir faydası yok. Bugün bana 1 milyar sterlin teklif etseniz bile bu hiçbir şeyi değiştirmez çünkü artık başkalarının ne düşündüğünü umursamayacak noktayı geçtim.

Independent Türkçe