FBI: Sağcı Amerikalılar, terörizmi yayıyor

FBI: Sağcı Amerikalılar, terörizmi yayıyor
TT

FBI: Sağcı Amerikalılar, terörizmi yayıyor

FBI: Sağcı Amerikalılar, terörizmi yayıyor

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), ABD’deki ‘sağcı şiddet’ tanımını bu yıl “sağcı terörizm” olarak değiştirdi. FBI Direktörü Christopher Ray, dün Temsilciler Meclisi’ndeki yaptığı açıklamada, aşırı sağcıların terör örgütleriyle ittifak içinde olduğunu ve terörün yayılmasına sebep olduklarını ifade etti.
Ray, kişi veya kurum ismi belirtmeden “Görünüşe göre neo Nazi görüşleri benimseyen Amerikalılar, yurtdışında kendileri gibi düşünen ırkçılarla iletişimlerini arttırıyor” ifadelerinde bulundu.
Demokrat Le Correa ise, sağcı Amerikalıların Ukrayna gibi bazı Doğu Avrupa ülkelerindeki aşırılık yanlılarıyla işbirliği yaptığı haberleriyle ilgili endişelerini dile getirdi.
Correa’ya cevap veren Ray ise, “Biz bu konuyu pür dikkat takip ediyoruz. Aşırılık yanlılarının ırkçı motivasyonlar (güdüler) sayesinde kendileriyle aynı düşüncedeki kişilerle bağlantı kurduğunu görüyoruz. Hatta bunlardan bazıları terörist eğitim almak için yurtdışına gidiyor” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda bu yılın başında Yeni Zelanda’daki Christchurch şehrinde iki farklı camiye yapılan saldırılara da değindi.
CNN’nin haberine göre, geçtiğimiz ay FBI’nın aşırı sağcılarla eğitim almak için Ukrayna'ya giden bir ABD askerini tutuklamıştı.
Söz konusu haberde “FBI yetkilileri, yıllardır merkez sağdaki aşırılık yanlılarını ‘şiddetçi sağcılar’ olarak nitelendirirken, son zamanlarda bu kişileri ‘iç terörizm mensupları’ olarak nitelemeye başladı. Bu tanım, bu kişileri El Kaide ve DEAŞ gibi uluslararası terörizm mensuplarından ayırıyor” ifadeleri kullanıldı.
Geçen ay ABD İç Güvenlik Bakanlığı, belirli bir siyasi hedefi ya da inancı olmayan kimselerin şiddetine karşı stratejisini duyurdu. Söz konusu stratejiye göre, ABD’nin birincil tehdidini dış terörizm oluşturuyor ancak siyasi ve ideolojik olaylar iç şiddeti artırıyor. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi: “ABD, yabancı terörist gruplarının kendisine karşı gizlice komplo kurduğunu biliyor. Ancak yerel terörist ideolojileri ve beyaz ırkçılığın neden olduğu saldırılar da endişe verici bir şekilde artmaya devam ediyor.”
O zamanki İç Güvenlik Bakan Vekili Kevin McAleenan ise Brookings Liberal Enstitüsü ve sağcı Heritage Enstitüsü (Miras Enstitüsü) uzmanlarıyla yaptığı konuşmada “Şiddete yönelen aşırıcılığın sürekliliği ve beyaz ırkçılık, günümüz modern çağına çok ağır bir hakarettir. ABD bunu asla kabul etmeyecek” ifadelerinde bulunmuştu.



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.