Irak Cumhurbaşkanı Salih kriz hattında: Yıllarca kökleşen kokuşmuşluğu düzeltebilecek mi?

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih (Reuters)
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih (Reuters)
TT

Irak Cumhurbaşkanı Salih kriz hattında: Yıllarca kökleşen kokuşmuşluğu düzeltebilecek mi?

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih (Reuters)
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih (Reuters)

Sabah Nahi
Irak kamuoyu nazarında, Cumhurbaşkanı Berhem Salih, ‘anayasa koruyucusu’ sıfatıyla geçen ay başlayan ve hızlı bir şekilde ülke geneline yayılan gösterilerin tetiklediği krizi, yatıştırmak için gecikti.
Ekim ayı başlarında hayat şartları ve temel hizmetlerin iyileştirilmesi gibi nedenlerle başlayan gösterilerdeki talepler artık başka bir boyuta ulaşmış durumda. Nitekim bu talepler arasında, artık İran ve vekalet güçlerinin müdahalesinin tamamıyla reddedilmesi, Irak halkının siyasi ve ekonomik yıkıma neden olmakla kalmayıp, insanların sosyal hayatına müdahil olarak bugünkü gösterilerin patlak vermesine sebep olan siyasi partilerden ve İran’dan bağımsız bir şekilde milli meseleleri kendi iradesiyle çözüme kavuşturması bulunuyor.
Göstericilerin temsilcileri 1 Kasım’dan itibaren protestoların kapsamının genişletilmesi yönünde karar aldıklarını duyurduğu bir süreçte, Cumhurbaşkanı Salih devlet televizyonundan canlı yayınlanan konuşmasında, sükûnet çağrısında bulunduktan sonra Başbakan Adil Abdulmehdi’nin yanı sıra siyasi parti yöneticileriyle görüştü. Salih, taraflarla yaptığı görüşmelerde ülke güvenliğinin istikrarı için ortak işbirliğinin gerekliliğine vurgu yaptı.
Göstericilere karşı aşırı güç kullanan sorumluların yargılanması, yasal sorumlulukların hızlı bir şekilde yerine getirilmesi ve silahların devlet elinde toplanması gerektiğini söyleyen Salih, “Tarih bize halkın sesinin bütün seslerin üstünde olduğunu öğretti” şeklinde konuştu.
Irak Cumhurbaşkanı konuşmasının devamında, yönetimin tepesinde yolsuzluğa bulaşmış isimlerin hızlı ve ciddi bir biçimde hesap vermesi çağrısında bulunarak, gösterilerin temelinde ülkeyi yoksulluğa mahkum eden yolsuzluğun olduğunu söyledi.
Irak’ın başkenti Bağdat ve Şii nüfusun yoğunlukta olduğu şehirlerde Ekim ayından bu yana süren gösterilerde 300 kişinin hayatını kaybetmesi, Salih’i şu ifadeleri kullanmaya zorlamıştır: “Irak’taki statüko sürdürülemez. Abdülmehdi istifa etmeyi kabul etti ve anayasal boşluğun engellenmesi için kendisinin yerine makbul bir alternatif bulunmasını istedi.”
Şarku’l Avsat’ın Independen Arabia’dan aktardığı habere göre, Salih, Abdulmehdi’nin defterinin kapandığını kesin bir dille ifade etti. Ancak Fetih Koalisyonu ve onun patronu Kasım Süleymani bu istifaya karşı çıktı. Zira Abdulmehdi gibi zayıf, parlamentoda destek almadan duramayan ve İran otoritesini güçlendirilmesine imkan sağlayacak bir isim arayışındaydılar. Bir başka deyişle İran, Irak’ı bölgesel projelerinde bir yol olarak kullanmaya devam etmek istedi. Fakat bugün yapılan protestolar Irak halkının tüm bileşenleriyle birlikte siyasi bağımsızlığını yönetebileceğini ortaya koydu.
Salih, siyasi tabakadaki dostlarını halkın öfke dalgasına karşı korumak amacıyla ‘daha adil seçimlere izin verecek, seçmenleri koruyacak, sahtekarlığı önleyecek ve herhangi bir otoriteden uzak yeni bir komisyon kuracak yeni seçim yasası üzerinde çalıştıklarını’ açıkladı.
Göstericiler, yolsuzluk yuvasına dönen ve halkın yoksullaşmasına sebep olan mevcut siyasi düzende yer alan yüzlerin değişmesi talebini yüksekle sesle dillendiriyor. Mevcut siyasi düzenin yozlaşmış bir parlamento ve hükümet ortaya çıkardığı düşüncesi hakim. 2018 seçimlerine kadar süren ara dönemin son bulmasıyla seçimde İran destekli partilerin katılımı yüzde 20’yi geçememişti. Geriye kalanlar ise seçim sonuçlarının geçersiz sayılmasını bekliyordu. Söz konusu rakam seçmenlerin gerçek oranını temsil etmiyordu. Uluslararası toplumun seçimlerin meşruiyetini sorgulamak istemesi üzerine seçim sandıklarının bulunduğu depoda yangın çıktı.
Irak halkı çözümün artık mevcut siyasi düzende değil, zor da olsa sokakta olduğunu, siyasi tabakanın değişmesi gerektiğinin farkında. İran Irak’ta silah ve parlamentodaki meşruiyeti sayesinde anayasayı çıkarlarını doğrultusunda kullandı. Dolayısıyla milyonlarca Iraklı ülkesinin Arap kimliğine geri dönmesi için sokaklara çıktı.



Geri dönüşü olmayan göç kapısı: Refah'taki yeni ‘İnsani Şehir’ planı

Gazzeliler, İnsani Şehir’e gitmenin bir sürgün tuzağı olduğuna inanıyor (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)
Gazzeliler, İnsani Şehir’e gitmenin bir sürgün tuzağı olduğuna inanıyor (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)
TT

Geri dönüşü olmayan göç kapısı: Refah'taki yeni ‘İnsani Şehir’ planı

Gazzeliler, İnsani Şehir’e gitmenin bir sürgün tuzağı olduğuna inanıyor (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)
Gazzeliler, İnsani Şehir’e gitmenin bir sürgün tuzağı olduğuna inanıyor (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Ayşe

Gazzeliler ve İsrailliler, Refah’taki ‘insani şehir’ planını reddettiler. Plan, Gazze'deki sivillerin topraklarından sürülüp kovulmasına yol açacağına dair öfke, eleştiri ve şüphe dalgası yarattı. Gazze sakinlerinin genellikle bu fikre, ABD Başkanı Donald Trump'ın onları sürgün etme planının bir ön adımı olduğunu düşündükleri için karşı çıkmaları anlaşılabilir fakat Tel Aviv neden bu planı eleştiriyor?

Hamas ve İsrail heyetleri beklenen ateşkesle ilgili dosyaları görüşürken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'nin güneyindeki Refah'ın yıkıntıları üzerine bir insani şehir kurma, Gazzelileri buraya yerleştirme ve gönüllü göç için hazırlama planını ortaya attı. Bu plan, Trump'ın 60 günlük geçici ateşkesle sonuçlanmasını umduğu müzakerelere olumsuz yansıdı.

Bir çadır kent

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın ayrıntılarını açıkladığı İnsani Şehir Planı, İsrail ordusunun aylardır işgal ettiği ve binaları tamamen yıkılan Refah şehrinin enkazı üzerine, çadırlardan oluşan tam bir şehir inşa edilmesini öngörüyor. İnsani Şehir fikri, ilk aşamada yaklaşık 600 bin Gazzeli için devasa bir kamp kurulmasını, daha sonraki aşamada ise tüm Gazze sakinlerini barındırmayı öngörüyor. Plana göre Gazzeliler şehre girdikten sonra şehirden ayrılmaları engellenecek, uluslararası kuruluşlar onlara yiyecek sağlayacak, İsrail ordusu uzaktan onları koruyacak ve ardından göç etmeleri için teşvik edecek.

İnsani Şehir Planı, Trump'ın Gazze'ye yönelik planını uygulamaya koymak için bir kapı olabilir (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)İnsani Şehir Planı, Trump'ın Gazze'ye yönelik planını uygulamaya koymak için bir kapı olabilir (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)

Planın uygulanması için İsrail ordusunun Gazzelileri İnsani Şehir’de toplamasını ve aynı zamanda Gazze Şeridi'nde kalanları yok etmesini ve ‘İnsani Şehir’ adı verilen çadır kampına taşınmayı reddeden herkesi öldürmesini gerektiriyor. Böylece savaşın sonu asla gelmeyecek.

Netanyahu'nun fikri, onu duyan herkes tarafından eleştirildi. Bu fikir, Gazzelileri izole etmek için kurulan devasa bir toplama kampıydı. Birleşmiş Milletler (BM) bunu, geniş çaplı zorla yerinden edilmeye zemin hazırlayan bir ‘getto kampı’ olarak nitelendirdi. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) ise bunun savaş suçu niteliğinde olduğunu belirtti. Avrupa Birliği (AB) de bu fikri reddetti ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz, bunun ‘kabul edilemez bir plan’ olduğunu ifade etti. Arap ülkeleri ise İsrail'i bu planı uygulamaya karşı uyardı ve planı tamamen reddetti.

Gazzeliler: Başarısız bir plan ve aldığımız ders

İnsani Şehir Gazze'de dehşet uyandırdı ve halk bu plana karşı çıkmaya karar verdi. Gazze sakinlerinden Şadi, İsrail ve ABD'nin bu sürgün planının ölü olarak doğduğunu ve askeri baskı ile bile başarılı olamayacağını, çünkü halkı çadır kentlerde toplamanın korkunç ve insanlık dışı bir fikir olduğunu söyledi.

Şadi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Netanyahu'nun Rafah'ta uygulamayı planladığı toplu yerinden etme ve göç planı gerçekleşmeyecek. İnsani ve güvenli bölgelere gitmeyi tekrarlamayacağız. Çünkü Mevasi’ye gittiğimizde öldürüldük ve orada ne yiyecek ne de sağlık ve lojistik hizmetleri bulduk. Sizce aynı hatayı tekrarlamak mantıklı mı?”

ABD Başkanı Trump, ikinci dönemine başladığında, Gazze'yi ‘Ortadoğu'nun Rivierası'na dönüştürme planını açıkladı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre bu plan, Gazzelileri bölgeden göç ettirip onları kabul eden ülkelere yerleştirmek ve bölgede geri dönmelerine izin vermemek gibi fikirleri içeriyordu. Plan yoğun olarak eleştirilse de Netanyahu bu planı beğenmiş ve uygulamaya çalışıyor gibi görünüyor.

Öfkeyle haykıran bir diğer Gazzeli Hayfa ise şunları söyledi:

“Burayı terk etmemizi istiyorlar ama biz yaşadığımız yerlerde kalmaya devam edeceğiz ve İnsani Şehir kampına gitmeyeceğiz. Çünkü yeniden göç etmeyi düşünmüyoruz. Her insani yardım bölgesinde zorlu deneyimler yaşıyoruz. Örneğin, Mevasi’de ailem korkunç bir katliamda öldürüldü, binlerce kişi öldü ve yaralandı. Çadırda yaşamanın yazın ayrı kışın ayrı zorlukları var. Çadırda yaşamak neredeyse imkansız. Netanyahu'nun planı başarılı olmayacak ve Gazzeliler bu plana iş birliği yapmayacak. Çünkü İsrail bize daha önce güvenli yerler ve bölgeler bulup yiyecek sağlayacağına dair birçok söz verdi ama bizi öldürdü ve öldürmeye devam ediyor.”

Gazze İnsani Yardım Kuruluşu'ndan (GHF) yiyecek almaya giden ve ayağı kesik olarak geri dönen Abid ise “Refah'ta yiyecek dağıtımı yapılan insani yardım bölgeleri insani değil. Çadır kentine gideceğimizi sanmıyorum, belki de o zamana kadar hepimiz ölmüş oluruz” ifadelerini kullandı. Gazze'den sürülmenin, GHF’nin gizlediği bir gerçek olduğunu ve bunun olmayacağını belirten Abid, “Yıkılmış haldeki Gazze'den yaşamayı bilmediğimiz, belki de yeni bir ‘getto’ olacak ve belki de bizim için daha zorlu olacak bölgelere gitmeyeceğiz” dedi.

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, bu planı alaycı bir dille hayal ürünü olarak nitelendirdi (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, bu planı alaycı bir dille hayal ürünü olarak nitelendirdi (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)

Yüksek maliyet

Gazzelilerin geneli zorla yerinden edilmeyi, göç etmeyi, çadırlarda yaşamayı ve yemek bulabilmek için ölmeyi reddettikleri için İnsani Şehir planını reddediyor, ancak plan İsrail tarafından da reddedildi. Peki, Tel Aviv neden bu plana karşı çıkıyor?

Netanyahu, planı uygulamak için İsrail ordusuna güveniyor. İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, kampların kurulması için bir yıldan fazla zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Fakat bu, savaşı kısaltma ve çatışmayı sonsuza kadar uzatmama ilkesine aykırı. Ayrıca Zamir, kurulması planlanan gettonun 15 milyar dolara mal olacağı ve buraya taşınması planlanan nüfusun onda birinin tahliyesinin bile aylar süreceğini düşünüyor. Sonuçta bu plan, Gazze'de İsrail askeri yönetiminin kurulması anlamına geliyor. Zamir, “Bu plana karşıyım, çünkü açık bir güvenlik ve düzenleme mekanizmasına sahip olmayan bu plan, Gazze'ye büyük askeri güçlerin konuşlandırılmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı. Planın yüksek maliyeti ve ağır askeri bedeli üzerinde duran Zamir, bu planın, İsrail ordusunun Gazze'deki görevlerini yerine getirme kabiliyetini, özellikle de Hamas'la mücadele ve kaçırılanların geri getirilmesi görevlerini yerine getirme kabiliyetini azaltacağını vurguladı.

İsrail muhalefeti: Bu bir toplama kampı

Öte yandan İsrail'de ana muhalefet lideri Lapid, bu planı hayal ürünü olarak nitelendirerek, “Her açıdan kötü bir fikir ve İsrail'in Gazze'de kalmaktan başka seçeneği kalmayacak. İnsanlar ayrılamazsa şehir bir toplama kampına dönüşecek, ayrılabilirlerse de bu plana gerek kalmayacak” dedi. Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert ise “Gazzeliler yeni insani şehre sürülürse, bunun dünyada daha önce görülmemiş bir etnik temizlik olduğunu söyleyebiliriz” yorumunda bulundu.

Netanyahu bazı değişiklik talep etti

Bu bağlamda, İsrailli 16 uluslararası hukuk araştırmacısı, Savunma Bakanı Yisrael Katz'a bir uyarı mektubu göndererek, Refah'ta kurulması öngörülen İnsani Şehir planının uluslararası insani hukuk uyarınca bir savaş suçu olduğunu ve uluslararası teamüllere ve savaş kurallarına aykırı olduğunu vurguladılar. İsrail istihbaratından eski Subay Michael Milstein, önerilen bölgenin herhangi bir altyapıya sahip olmadığını ve bu durumun elektrik, su ve kanalizasyon gibi en temel hizmetleri sağlayıp sağlayamayacağı konusunda şüpheler uyandırdığını belirtiyor. Bu çılgın bir fikir ve kimse İsrail halkına Gazze'nin yeniden işgal edilmesinin bedelini ve ekonomik, siyasi ve güvenlik açısından sonuçlarını anlatmıyor.

Bu planın şu anki haliyle gerçekçi olmadığını kabul eden Netanyahu ise bu gecikmeden dolayı hayal kırıklığına uğradığını ve makul bir zaman dilimi içinde uygulanabilir ve daha gerçekçi planlar içeren bir çözüm talep ettiğini, bunun daha kısa, daha az maliyetli ve daha pratik olması gerektiğini söyledi. Buna karşın Hamas Sözcüsü Cihad Taha, söz konusu planın başarısız olacağını söyledi. Hamas’ın müzakere heyeti de İsrail'in İnsani Şehir Planı’nı aşamalı olarak bozacağını belirterek, İsrail'in Morag Ekseni’nden çekilmesinin gerekli olduğunu vurguladı.