Iraklı göstericilerden Tahran'a tepki: İngiliz Şii ismi bile İran Şiiliğinden daha liyakatli

Iraklı göstericiler başkent Bağdat’ta hükümeti eleştiren pankart açtı (Reuters)
Iraklı göstericiler başkent Bağdat’ta hükümeti eleştiren pankart açtı (Reuters)
TT

Iraklı göstericilerden Tahran'a tepki: İngiliz Şii ismi bile İran Şiiliğinden daha liyakatli

Iraklı göstericiler başkent Bağdat’ta hükümeti eleştiren pankart açtı (Reuters)
Iraklı göstericiler başkent Bağdat’ta hükümeti eleştiren pankart açtı (Reuters)

İran’ın başkenti Tahran’daki bir camide geçtiğimiz Cuma namazı sırasında verilen hutbede Muhammed Ali Mehdi Kermani, “İngiliz Şiileri olarak tanımladığımız bazı sapkın gruplar, Irak halkının saflarına karıştı” ifadelerini kullandı. Tahran’dan gelen bu açıklamanın ardından Iraklı çok sayıda gösterici, İran’a tepki göstererek, “İngiliz Şii ismi bile İran Şiiliğinden daha liyakatli. İngiliz Şiiliği, Arjantin Şiiliğinden daha sıcak” ifadelerini kullandı.
Irak’ta son günlerde sosyal medya uygulamalarında sıklıkla yer alan paylaşımlarda, ülkedeki İran etkisine vurgu yapılıyor. Bazı sosyal medya kullanıcıları, İran’daki din adamları ve liderlerin, ülkede gerçekleşen protesto gösterilerinde çeşitli tarafların rolü bulunduğuna dair açıklamalarına tepki gösterirken, bazı kullanıcılar ise alaycı bir dille İran etkisine atıfta bulundu.
Irak’taki göstericiler, İran’ın ülke içerisinde etki ve rolünü kınayan benzeri görülmemiş kınama kampanyası başlatırken, eylemciler önceki gece, Şiilerin merkezi olan Necef şehrindeki ‘İmam Humeyni Caddesi’nin adını ‘Ekim Devrimi Şehitleri Caddesi’ olarak değiştirdi.
1 Kasım’da Kerbela şehrinde büyük gösteriler düzenlenirken, Bağdat’ın İran egemenliği altında olduğunu düşünen eylemciler, bu etkiyi kınayan sloganlar atmaya devam ediyor. Atılan sloganlarda özellikle İran Devrim Muhafızları’nın yabancı operasyonlardan sorumlu birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani “kanlı bir suçlu” olarak anılırken, Kerbela’da “İran… Irak’ın trajedisi ve altyapısının yıkılmasının sebebi” sesleri yükseldi.
Iraklılar, düzenlenen protesto gösterilerinde, Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin reform planı ile ülkenin geleceğini düşünmesi gerektiğini, ayrıca ülkedeki İran egemenliğini durdurma ve yükselen etkisine son verme iradesine sahip olması gerektiğini vurguluyor.
“İran kötü bir komşu”
Iraklı bağımsız milletvekili Faik Şeyh Ali, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “İran kötü bir komşu. Akıllı bir adam onlara güvenip nasıl çocuklarını besleyebilir?” diyerek, İran ürünlerini boykot etme çağrısında bulundu.
Sosyal medya kullanıcıları arasında yer alan bazı çağrılarda ise İran’ın Irak’taki etkisi alaycı bir dille eleştirildi. İran Dini Lideri Ali Hamaney’in Iraklı göstericilere yönelik güçlü eleştirilerinin ardından Tahran’da Cuma namazı sırasında verilen hutbede Muhammed Ali Mehdi Kermani, “İngiliz Şiileri olarak tanımladığımız bazı sapkın gruplar, Irak halkının saflarına karıştı” ifadelerini kullandı. Çok sayıda gösterici ise bu açıklamanın ardından alaycı bir şekilde “İngiliz Şii” fikrini memnuniyetle karşıladı. Gazeteci ve aktivist olan Kasım el Sancari Facebook sayfası üzerinden yaptığı açıklamada, “İngiliz Şii ismi bile İran Şiiliğinden daha liyakatli” dedi. İngiltere bayrağı altına yorum yapan eylemcilerden biri olan yönetmen Yasir Kerim ise, “İngiliz Şiiliği… Yüce rehberi küçümsemeyin” ifadelerini kullandı.
Gazeteci- yazar Felah el-Meşal ise alaycı bir dille, “İngiliz Şiiliği, Arjantin Şiiliğinden daha sıcak” dedi. Arjantin hadisesi ise Iraklılar tarafından bilenen ve uzun süre ülke gündemini meşgul eden bir konudur. Abdulmehdi yaklaşık bir ay önce, Arjantin’den Irak’a farklı yollardan giren uyuşturucu konusunda açıklamalarda bulunmuştu. Başbakan’ın açıklamalarına o dönem tepki gösteren bazı siyasi çevreler, Abdulmehdi’yi Irak’a giren uyuşturucunun ana güzergâhı üzerinde yer alan İran’ı görmezden gelmekle eleştirmişti.



Gazze'nin trajedilerinden biri daha: Yüzlerce insana bir banyo

Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Gazze'nin trajedilerinden biri daha: Yüzlerce insana bir banyo

Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Ayşe

Fatıma, yarım saattir mülteci kampının tek tuvaletine girmek için uzun bir kuyrukta sıranın kendisine gelmesini beklerken bir kadın olarak aniden, “Bu uzun kuyruğu atlamam lazım, aniden regl oldum, lütfen müsaade edin!” diye bağırdı.

Fatıma'nın önünde sıraya dizilmiş yaklaşık 20 erkek ve kadının her biri tuvalete girip ihtiyaçlarını giderirken, diğerleri onları beklemek zorunda kalıyor.

Utanç ve mahremiyet

Bu şekilde bağırdığı için utanan Fatıma, “Sırayı neden atlatmam gerektiğini gerekçelendirmek zorundaydım ama bahanem bir kadın olarak mahremiyetimdi. Ne yazık ki bu savaşta insanlar arasında mahremiyet falan kalmadı.

Fatıma, savaştan önce Gazze şehrinin doğusunda yaşıyordu. Ancak bugün bu bölge tehlikeli bir savaş alanına dönmüş durumda. Fatıma, oradan kaçmak zorunda kaldı ve yaklaşık 250 kişiyle birlikte bir sığınma kampında yaşıyor. Hepsi de bütün gün dolu olan tek bir banyoyu paylaşıyor.

Fatıma, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu insanca bir hayat değil. Hiçbir şey yok, susuz, yiyeceksiz ve daha da zoru tuvaletsiz çadırlarda yaşıyoruz. Tuvaleti kullanmak için çok erken kalkıp kadınlar ve erkeklerden oluşan karma bir kuyrukta sıra beklemem gerekiyor. Kirli bir banyoyu kullanmak salgın hastalıkların yayılması için davetiye çıkarıyor.”

Ortak banyoların başta kadınlar olmak üzere Gazzelilerin üzerinde psikolojik ve sağlık açısından etkileri var (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)Ortak banyoların başta kadınlar olmak üzere Gazzelilerin üzerinde psikolojik ve sağlık açısından etkileri var (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

En zorlu insani meselelerden biri

Kamptaki herkes küçük bir banyoyu kullanıyor. Burayı banyo, tuvalet ve çamaşır yıkamak için kullandığını söyleyen Fatıma, bu durumdan oldukça şikayetçi ve psikolojik olarak bu durumdan etkilenmiş görünüyor.

Gazze Şeridi’ndeki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşılaştığı en zor insani sorunlardan biri. Bu aynı zamanda sadece yerinden edilmiş insanların tek bir tuvaleti kullanmasını değil, aynı zamanda kirli tuvaletleri, susuzluğu ve cinsiyet mahremiyetinin olmadığı çok katmanlı bir sorun.

Elinde boş bir şişe taşıyan Yusuf, tuvaletten çıkarak şişeyi suyla doldurmanın bir yolunu aradı. Yusuf, tuvalet kirlendiği ve temizlemek istediği için kuyruktaki insanlardan tuvalete girmemelerini istedi, fakat bu zaman alan bir süreçti.

Çadırlardan uzağa

Kimse tuvaletin temizlenmesini beklemedi ve Yusuf şişeyi doldurmak için en yakın su kaynağını ararken teker teker içeri girdiler. Kampta iki tuvalet olmasını kabul edebileceğini fakat kabul edemediği tek şeyin tuvaletlerin temiz olmaması olduğunu söyleyen Yusuf, “Banyoda su deposu yok. Bu yüzden sürekli kirli kalıyor. Gazze'nin ciddi bir su krizi yaşaması büyük zorluk yaratıyor” ifadelerini kullandı. Yusuf, su bulunsa bile hijyen araç ve gereçlerinin eksik olduğunu ve tuvaletlerin temizlenmesi sürecini engellediğini ifade etti.

kurulduğundan, yerinden edilen kişiler ilkel banyolar/tuvaletler inşa ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)Kampların çoğu temel hizmetlere erişimi olmayan tarım arazileri üzerine kurulduğundan, yerinden edilen kişiler ilkel banyolar/tuvaletler inşa ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Yaklaşık 350 kişilik olan, nispeten büyük bir kampta yaşayan Yusuf, az sayıdaki tuvaletin çadırlara uzak olduğundan ve tuvalete ulaşmak için 250 metre yürümek zorunda kaldıklarından şikayetçi.

Gazze'deki tuvalet krizi, İsrail ordusunun Gazzelilerden evlerini terk etmelerini istemesi ve onları hiçbir altyapı, kanalizasyon sistemi ve tuvaletin bulunmadığı barınaklara (okullar, kamplar ya da kamu tesisleri) tıkıştırmasıyla ortaya çıktı.

İlkel tuvaletler

Yerinden edilen insanların sayısı arttıkça ve tahliye alanları genişledikçe, mevcut barınma tesisleri sayıları karşılayamaz hale geliyor. Bu durum tuvaletler üzerinde baskıya neden olurken özellikle kadınlar için sağlık ve psikolojik açıdan felaketlere yol açıyor.

Kampların çoğu temel hizmetlere erişimi olmayan tarım arazileri üzerine inşa edildiğinden, yerinden edilmiş kişiler kendi ilkel, sağlıksız ve yetersiz tuvaletlerini/banyolarını inşa ediyorlar.

Çadırının yakınlarındaki bir köşede ailesi için yeni bir banyo ve tuvalet inşa eden Zeyd, kamp sakinlerinin tuvaleti kullanmayı istediklerini, onlara engel olmadığını söyledi. Zeyd, umumi tuvaletlerin yerinden edilmiş kişilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olduğunun altını çizdi.

Ek bir sorun olarak temizlik

Zeyd, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Çok sayıda yerinden edilmiş kişinin belirli coğrafi bölgelere sıkıştırılması umumi tuvalet krizine yol açtı. Bu da sık kullanılan bu ortak tuvaletleri temizleyecek günlük kullanım suyunun ciddi şekilde yetersiz olması, su sağlayan pompaları çalıştıracak su ve elektrik kaynaklarının kesilmesi ve hijyen kitlerinin yetersizliği gibi diğer krizlerle birlikte ortaya çıktı.”

Zeyd ve onunla birlikte banyoyu kullanan komşuları banyoyu sırayla temizlemek zorunda. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Zeyd, “Kötü kokuları gidermek ve böceklerin yayılmasını mümkün olduğunca sınırlamak için atıkları kumla örtüyoruz. Su kıtlığı ve temizlik malzemelerinin yüksek fiyatlı olması nedeniyle büyük zorluklarla karşılaşıyoruz” dedi.

Üç çocuk annesi olan Sabrin, “Banyolar çok yetersiz ve ilkeller. Boyutları da küçük ve dar.  Bu yüzden ihtiyacı karşılamıyor. Küçük çocukların kuyrukta bekleyecek sabrı yok” ifadelerini kullandı.

Umumi banyoların/tuvaletlerin farklı yaş gruplarının ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve kadınların mahremiyetini koruyamadığını belirten Sabrin, “Bunlar feci ve insanlık dışı koşullar. Gazze'de tuvalet kullanımı psikolojik ve fiziksel olarak yorucu bir halde. Uygun donanıma sahip bir banyomuz yok” şeklinde konuştu.

Psikolojik ve sağlık üzerindeki etkileri

Umumi tuvaletler meselesinin Gazzeliler üzerinde ağır bir psikolojik ve sosyal etkisi söz konusu. Yerinden edilen insanlar her zaman insanlık onurlarının ihlal edildiğini hissediyor ve utanç verici durumlara maruz kaldıklarında öfkeleri ve üzüntüleri daha da ağır basıyor.

Dermatoloji uzmanı Dr. Enes ed-Deyk, aşırı kalabalık sorunundaki en ciddi faktörün yerinden edilen kişilerin mülteci kamplarındaki tuvaletleri paylaşmak zorunda kalmaları, bunun da ishal, solunum yolu hastalıkları ve cilt hastalıkları gibi birçok hastalığın yayılmasına neden olması olduğunu söyledi.

Dr. Deyk, şunları söyledi:

“Sağlıksız koşullar, özellikle ilaç ve tıbbi bakım eksikliği göz önünde bulundurulduğunda, cilt ve sindirim sistemi hastalıklarının ortaya çıkmasına katkıda bulunuyor. Aynı zamanda salgın hastalıkların yayılması riski oluşturuyor. Uygun ve güvenli banyoların eksikliği ve yaygın olarak ahşap ve plastikten yapılmış banyoların olması nedeniyle, utanç ve endişe duyan kadınlarla karşılaştım. Bu durum onların daha az su içmelerine ya da uzun saatler boyunca tuvaleti kullanmaktan kaçınmalarına yol açıyor. Bu da idrar yolu enfeksiyonları gibi ciddi sağlık komplikasyonlarına neden olabiliyor.”