ABD, Körfez güvenliğini korumak için 'küresel kararlılığa' vurgu yaptı

Ortak keşif uçuşu sırasında ABD B-52 bombardıman ve Suudi F-15C savaş uçağı (CENTCOM)
Ortak keşif uçuşu sırasında ABD B-52 bombardıman ve Suudi F-15C savaş uçağı (CENTCOM)
TT

ABD, Körfez güvenliğini korumak için 'küresel kararlılığa' vurgu yaptı

Ortak keşif uçuşu sırasında ABD B-52 bombardıman ve Suudi F-15C savaş uçağı (CENTCOM)
Ortak keşif uçuşu sırasında ABD B-52 bombardıman ve Suudi F-15C savaş uçağı (CENTCOM)

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından dün resmi sosyal medya hesaplarından yayınlanan açıklamada,  geçtiğimiz Pazar günü başlayan Uluslararası Çok Uluslu Deniz Güvenliği ‘IMX19’ tatbikatının güneyde Süveyş Kanalı’ndan Babu’l Mendeb’e, Hürmüz Boğazı üzerinden Arap Körfezi'nin kuzeyine doğru, bölgesel güvenlik, istikrar, seyrüsefer özgürlüğü ve serbest ticaret akışı sağlama konusundaki uluslararası kararlılığa odaklandığının üzerinde duruldu.
Açıklamanın yayınlanmasının ardından, CENTCOM Komutanı James J. Malloy ve Suudi Deniz Kuvvetleri Komutanı General Abdullah eş- Şemri arasında bir toplantı gerçekleştirildi.
Suudi Arabistan Donanmasının da IMX19 tatbikatına katılım gösterdi. General Şemri, yaptığı açıklamada, bu tatbikata katılımın dünyanın geri kalanıyla uluslararası ilişkilerin güçlendirilmesi ve ortak çalışmaların sürdürülmesi amacıyla gerçekleştirildiğini ifade etti. Tatbikata 56 ülke ve 7 uluslararası örgütün katıldığı belirtildi. Tatbikatın iki aşamada gerçekleştirildiğini ifade eden Şemri, ilk aşamanın teorik ve akademik olduğunu, dolaşım özgürlüğü ve dünya ticaretinin serbest akışını engelleyen hipotezler kurarak ve ardından Amerikan Savaş Koleji gözetiminde analiz edip alternatif çözümler bulmayı kapsadığını söyledi. İkinci aşamanın ise tatbikata katılan tüm savaş gemileri ve uluslararası deniz taşımacılığı için tehdit teşkil eden herhangi bir unsuru ortadan kaldırmak için çeşitli deniz güvenliği operasyonlarıyla ilgili tatbikatlar yapılmasını içerdiğini belirtti.
Öte yandan bir ABD B-52 bombardıman uçağı Suudi F-15C uçaklarına Prens Sultan Hava Üssü'ne kadar eşlik etti. CENTCOM’dan yapılan açıklamada bombardıman uçağının Suudi uçaklarını ortak bölgesel güvenlik çıkarlarını desteklemek üzere eğitmek için bölgeye uçuş gerçekleştirildiği ifade edildi.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times