Fransız yargısı, 'DEAŞ'a haraç veren' Lafarge şirketi hakkındaki soruşturmayı iptal etti

Paris’teki Fransız Lafarge şirketinin logosu (Arşi-Reuters)
Paris’teki Fransız Lafarge şirketinin logosu (Arşi-Reuters)
TT

Fransız yargısı, 'DEAŞ'a haraç veren' Lafarge şirketi hakkındaki soruşturmayı iptal etti

Paris’teki Fransız Lafarge şirketinin logosu (Arşi-Reuters)
Paris’teki Fransız Lafarge şirketinin logosu (Arşi-Reuters)

Fransa yargısı bugün, Suriye'deki faaliyetlerini sürdürebilmek için DEAŞ'ın da aralarında olduğu terör gruplarına “haraç verdiği” ileri sürülen Fransız çimento şirketi Lafarge hakkında başlatılan soruşturmayı iptal etti.
AFP’nin haberine göre, Paris Temyiz (İstinaf) Mahkemesi, Suriye'deki faaliyetlerini sürdürebilmek için DEAŞ'ın da aralarında olduğu terör gruplarına destek verdiği ileri sürülen Fransız çimento şirketi Lafarge hakkında “terörizmi finanse etme”, “yasak ihlali” ve “Cebaliye’deki fabrikada çalışan eski çalışanların hayatını tehlikeye atma” gerekçesiyle bir buçuk yıl önce açılan soruşturmayı iptal etti.
Mahkeme, 24 Ekim’de Fransa Lafarge çimento grubunun aleyhinde kovuşturmaya itiraz etmesi ile karar ertelenmişti.
Adli soruşturma, Le Monde gazetesi tarafından yayınlanan haberin ardında, 2017 yılında başlatıldı. Bu gelişmenin ardından, Fransa Maliye Bakanlığı, sivil toplum kuruluşu olan Şherpa ve Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi (ECCHR), şirkete karşı harekete geçti.
Suriye’de Lafarge şirketinin sahip olduğu çimento fabrikasının, ülkede işin devam edebilmesini sağlamak için 2013 ve 2014 yılları arasında DEAŞ ve diğer bazı örgütlere 13 milyon euro haraç ödediği iddia ediliyor.
Lafarge şirketinin, DEAŞ’e çimento sattığı ve hammadde sağlamak için radikal gruplara ödeme yaptığı şüpheleri de mevcut.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.