​Dünyanın en hızlı casus uçağının hikayesi: SR-71 Blackbird

Lockheed SR-71 Blackbird (Arşiv)
Lockheed SR-71 Blackbird (Arşiv)
TT

​Dünyanın en hızlı casus uçağının hikayesi: SR-71 Blackbird

Lockheed SR-71 Blackbird (Arşiv)
Lockheed SR-71 Blackbird (Arşiv)

ABD menşeili Lockheed SR-71 Blackbird keşif uçağı, ABD ve Rusya arasındaki Soğuk Savaş sırasında (1947-1991) dünyadaki diğer tüm uçaklardan daha yüksek irtifada ve daha hızlı bir şekilde uçabiliyordu.
Bu uçak, ilk kalkışından 55 yıl sonra hala hız bakımından diğerlerine fark atıyor.
CNN’e göre 1950'lerin sonlarında gizlilik içinde tasarlanan Lockheed SR-71, bugüne kadar yatay uçuşta en yüksek irtifa ve -roketle çalışmayan bir uçak için- en yüksek hız rekorunu elinde tutuyor.
Lockheed SR-71, uydular ve insansız hava araçlarının (İHA) olmadığı bir dönemde tespit edilmeden ve vurulmadan düşman sınırlarını izlemek için tasarlanmış bir casus filosunun parçasıydı.
Koyu siyah renginden dolayı Blackbird (Siyah Kuş) olarak adlandırılan Lockheed SR-71, havacılık tarihi konusunda araştırmacı olan, Blackbird Tasarım ve Gelişimi kitabının yazarı Peter Merlin’e göre uçak 1950'lerde tasarlanmasına rağmen hala gelecekten gelen bir şeye benziyor.
1960 yılının Mayıs ayında Sovyet hava sahasında fotoğraf çeken bir ABD U-2 casus uçağı düşürüldü.
ABD hükümeti başlangıçta bunun bir hava araştırma uçağı olduğunu açıkladı ancak Sovyet hükümeti ele geçirilen pilot ve uçağın keşif ekipmanının fotoğraflarını yayınladıktan sonra bu hikaye çöktü.
Olay, Soğuk Savaş sırasında diplomatik tepkilere neden oldu.  Daha hızlı ve daha yüksek irtifada uçabilecek yeni bir keşif uçağına olan ihtiyacı da güçlendirdi.
Merlin konuya dair, "CIA, 90 bin feet irtifa ve yüksek hızda mümkün olduğu kadar radara yakalanmayacak şekilde uçabilecek bir uçak istedi" yorumunda bulundu.
Bu kadar iddialı bir uçağı tasarlama görevi, dünyanın en büyük uçak tasarımcılarından biri olan Clarence Kelly Johnson ve Lockheed'te ‘Skunk Work’ ismiyle bilinen gizli mühendis bölümüne düştü. 
Johnson, 1990'da Blackbird uçaklarının hizmetinden emekli olduğu yıl öldü.
Blackbird ailesindeki orjinal uçak A-12 olarak adlandırıldı ve ilk uçuşunu 30 Nisan 1962'de gerçekleştirdi. Toplamda, 13 A-12 uçak üretildi.
Uçak 2 bin milden daha hızlı uçacak şekilde tasarlandığından, çevresindeki hava sürtünmesi gövdenin aşırı ısınmasına neden olmalı ve geleneksel uçağın gövdesini eritmesi gerekirdi.
Bu nedenle Blackbird, çelikten daha hafif ve aynı zamanda yüksek sıcaklıklara dayanabilen bir metal olan titanyumdan yapıldı.
Lockheed SR-71, 1976’da 85 bin 69 fit yükseklik ve saatte 2 bin 193.2 mil hıza ulaşarak rekor kırdı.
1990 yılında, casus uyduları ve İHA’ların daha uygulanabilir hale gelmesi ve gözetim verilerine anında erişim sağlanmasının ardından program durdu.
SR-71 en son 1999 yılında NASA tarafından uçuruldu. NASA uçaklardan ikisini yüksek hız ve yüksek irtifa uçuş araştırmaları için kullandı. 
O zamandan Blackbird filosundan kalan uçaklar müzede yerini aldı.



Yeni araştırma, Silikon 6'lısının 300 milyar dolarlık vergi vurgununu ortaya koydu

Amerika'nın dev teknoloji şirketleri (AP)
Amerika'nın dev teknoloji şirketleri (AP)
TT

Yeni araştırma, Silikon 6'lısının 300 milyar dolarlık vergi vurgununu ortaya koydu

Amerika'nın dev teknoloji şirketleri (AP)
Amerika'nın dev teknoloji şirketleri (AP)

Amerika'nın teknoloji devleri, son 10 yılda önceki 10 yıla kıyasla yaklaşık 278 milyar dolar daha az kurumlar vergisi ödemekle suçlanıyor.

Kâr amacı gütmeyen Fair Tax Foundation'ın (FTF) yeni araştırması, "Silikon 6'lısı" diye adlandırılan Alphabet, Amazon, Apple, Meta, Microsoft ve Netflix'in bu sürede toplam 11 trilyon dolar gelir ve 2,5 trilyon dolar kâr elde ettiğini hesaplıyor.

Ancak aynı 6'lı, Birleşik Devletler'de faaliyet gösteren şirketler için ortalama oran olan yüzde 29,7'ye kıyasla, toplamda ortalama yüzde 18,8 ulusal ve federal kurumlar vergisi ödedi.

ABD'de geçmişte vergiden kaçınmayla bağlantılı bir defaya mahsus geri dönüş ödemeleri hariç tutulduğunda, bu oran daha da düşerek sadece yüzde 16,1'e iniyor.

FTF'nin CEO'su Paul Monaghan, "Analizimiz vergiden kaçınmanın hâlâ kurumsal yapılarla bütünleşik olduğunu gösteriyor" dedi.

Silikon 6'lısının kurumlar vergisi katkıları, yüzde olarak, bankacılık ve enerji gibi sektörlerin dünyanın pek çok yerinde ödediğinin çok altında.

Vakfın analizine göre, Netflix yüzde 14,7'yle elde edilen kâra kıyasla ödenen en düşük vergi oranını kaydederken, onu yüzde 15,4'le Meta, yüzde 19,6'yla Amazon ve yüzde 20,4'le Microsoft izledi.

Monaghan, Jeff Bezos, Mark Zuckerberg ve Tim Cook gibi isimlerin ocak ayında Donald Trump'ın yemin törenine katılması ve kasımdaki seçim zaferinden bu yana başkana dostane yaklaşımlarda bulunmasıyla ortaya konan, teknoloji devi şirketlerin artık sahip olduğu "ekonomik gücün yanı sıra muazzam siyasi etki" konusunda uyarıda bulundu.

Tesla CEO'su Elon Musk'ın Başkan'a yakınlığıysa iyi belgelenmiş durumda.

frgty
Mark Zuckerberg, Jeff Bezos ve Elon Musk'ın da aralarında bulunduğu teknoloji patronları yeni Trump yönetiminin yanında yer aldı (Julia Demaree Nikhinson/AP)

Monaghan, 6'lının yurtdışı gelirlerinin çoğunun, yabancı kaynaklı maddi olmayan gelirlerdeki vergi indirimi nedeniyle Amerika'da daha düşük kurumlar vergisi oranlarına tabi tutulduğunu açıkladı.

Monaghan, yurtdışı satışlarının da daha düşük kâr marjları ve Lüksemburg gibi düşük vergili yerlerde kâr elde etmelerinin bir kombinasyonu olarak erişilen düşük oranlardan yararlandığını sözlerine ekledi.

The Independent'a konuşan Meta sözcüsü, "Uluslararası ve yerel vergi kurallarına uyuyor, faaliyet gösterdiğimiz her ülkede gereken tüm vergileri ödediğimizden emin oluyoruz" dedi.

Amazon sözcüsü The Independent'a "Bu rapordaki öneriler son derece yanıltıcı" diye konuştu.

Vergi gelir üzerinden değil kâr üzerinden ödenir. Amazon öncelikle düşük kâr marjlarına sahip bir perakendeci, bu nedenle çok daha yüksek işletme kâr marjlarına sahip teknoloji şirketleriyle yapılan karşılaştırmalar son derece kusurlu.

Vergi kanunlarını hükümetler yazıyor ve Amazon da bu kanunların şirketleri teşvik ettiği şeyi yapıyor. Ödenmesi gereken tüm vergileri öderken aynı zamanda istihdam ve altyapı yaratmak için milyarlarca yatırım yapıyor. 2010'dan bu yana ABD'de 1,2 milyar dolardan fazla, Avrupa'da ise 250 milyar euronun üzerinde yatırım yaptık. Düşük marjlarla birleştiğinde, bu yatırım doğal olarak, özellikle de gelirin bir yüzdesi olarak ölçüldüğünde, daha düşük bir nakit vergi oranıyla sonuçlanacaktır.

Bir Netflix sözcüsü şunları söyledi:

Vergi kurallarını ve oranlarını hükümetler belirler ve şirketler de bunlara uyar. Netflix olarak faaliyet gösterdiğimiz her ülkede ilgili vergi kurallarına ve düzenlemelerine uyuyoruz.

The Independent daha fazla yorum için Alphabet, Apple ve Microsoft'la iletişime geçti.

Independent Türkçe