Soyunun tükendiği sanılan 'el kadar' geyik yeniden görüldü

Soyunun tükendiği sanılan 'el kadar' geyik yeniden görüldü
TT

Soyunun tükendiği sanılan 'el kadar' geyik yeniden görüldü

Soyunun tükendiği sanılan 'el kadar' geyik yeniden görüldü

1990'larda, avlanma nedeniyle neslinin tükendiği düşünülen kedi boyutlarındaki minyatür bir geyik türü, Güneydoğu Asya'da tekrar görüldü.
Gümüş sırtlı chevrotain, “fare geyiği” diye de biliniyor ve bir elde tutulabilecek kadar küçük.
Mağara duvarlarında avcılar tarafından kovalanırken resmedilen türün varlığına dair kayıtlar, taş devrine kadar uzanıyor. 
1907'den sonra yalnızca bir kez (ve son kez) 1990'da Vietnam'da görülmüş ve kısa süre sonra neslinin tükendiğine inanılmıştı.
Bu son görüş, çeşitliliğin fazlasıyla yoğun olduğu Annamite Dağları'nda gerçekleşmişti. Ne var ki vahşi hayvan etlerine yönelik artan talep nedeniyle yerel avcılar değerli gördükleri bu ender hayvanları, küçük kapanlarla yakalamaya başladı.
Fakat şimdi bilim insanlarından oluşan bir ekip, vahşi doğada yaşayan gümüş sırtlı chevrotain'lerin varlığını kesin bir şekilde belgeledi.
Son bulgular, neslinin tükendiğine inanılan diğer türleri de bulmayı ümit eden doğa bilimcilerine umut ışığı oldu.
Alman haber ajansı DPA'nın haberine göre, Austin, Teksas'taki Küresel Yaban Hayatı Koruma Kurumu'nda (GWG) biyolog ve çalışmanın liderlerinden An Nguyen, “Vietnam’da yaşayan ve yaban hayatı koruma alanında çalışanlarımız için, chevrotain’in var olup olmadığı ve eğer varsa nerede olduğu sorusu yıllardır gündemdeydi" diye konuştu:
Doğru yöne bakmamızı sağlayacak çok az veri vardı ve ne bekleyebileceğimizi bilemiyorduk. Onu çok az sayıda ipucuyla ve kısa denebilecek bir sürede bulmuş olmamız, biraz çaba ve iradeyle doğa bilimlerinde gözden çıkarılan bazı özel türleri tekrar bulmakta uzun yol katedebileceğimizi gösteriyor.
Bu, GWC'nin en çok aranan 25 kayıp tür listesinde tekrar keşfedilen ilk memeli. 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

A post shared by Global Wildlife Conservation (@global_wildlife_conservation) on

Ekip öncelikle chevrotain'le olası karşılaşmaları tespit etmek için köylülerle röportajlar yaptı.
Ardından yerel kaynaklardan edindikleri bilgileri, ormana 30'dan fazla harekete duyarlı fotokapan yerleştirmek için kullandı.
Hayvan 6 ay içinde yaklaşık 300 farklı zamanda tespit edildi.
Nature Ecology & Evolution dergisine yazan ekibe göre bu türden kaç hayvan yaşadığı bilinmiyor.
An konuyla ilgili şunları söyledi:
Sonuçlar inanılmazdı. Fotokapanları kontrol edip gümüş kanatlı bir chevrotain'in fotoğraflarıyla karşılaştığımızda ağzım kulaklarıma vardı. Beş ay boyunca sahada kalan üç fotokapan sayesinde türün 275 fotoğrafını çekebildik. En az 30 yıldır kayıp olan gümüş sırtlı chevrotain, birkaç ay içinde gerçekten bulundu.
Ekip daha sonra aynı alanda 29 kamera daha kurdu, bu kez 5 ay içinde fare geyiğinin bin 881 fotoğrafını çekti.
Yine GWC'den ve çalışmanın öncülerinden Andrew Tilker, bu minik, toynaklı hayvanın “bir ev kedisi büyüklüğünde” olduğunu söyledi.
Tilker, "Onu tek elinizde tutabilirsiniz. Çok küçük olduğu için, doğal yaşam alanında da birçok avcısı var: Leopar, kaplan veya yaban köpeği, hatta muhtemelen bir piton..." diye konuştu:
Fakat bugün Vietnam'da bu türlerin çoğu, ya çok nadir görülüyor ya da tükenmiş durumda. Gümüş sırtılı chevrotain'in günümüzdeki tek gerçek avcısı insanlar.
Ayrıca, Berlin'deki Leibniz Hayvanat Bahçesi'nde ve Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü'nde doktora yapan biyologlar da kıyı beldesi Nha Trang'in dışında yer alan kuru ormanlarda hayvanın izini sürdü.
Tilker, “Vietnam'daki ormanlarda hala yaşadığını doğrulamışken, kanıtlara dayanan bir koruma stratejisi geliştirip gümüş sırtlı fare geyiklerinin sağlıklı ve büyüyen bir nüfusa sahip olmasına yardımcı olabiliriz. Güneydoğu Asya'da vahşi yaşam popülasyonlarını azaltan avcı krizi nedeniyle tüm bu çalışmalar belirli bir aciliyete sahip" dedi.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

A post shared by IZW: Research for Conservation (@leibnizizw) on

Gümüş sırtlı fare geyiğinin yalnızca Vietnam’da bulunduğuna inanılıyor, bu da ender türü, ülke için kültürel öneme sahip kılıyor.
"Bu tür, gelecek nesiller için korumaya değer. Ama aynı zamanda, tek bir ülkenin veya tek bir türün ötesine geçen bir hikaye" diyen Tilker, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu hikaye, bilimin radarından çıkan türlerin silinip atılmaması gerektiğini anlatıyor. Bu türleri bulmaya çabalamak için bir araya geldiğimizde (örneğin GWC'nin Kayıp Türleri Arama Girişimi aracılığıyla), başarılı olabiliriz. Ve bu tip başarılar küresel biyoçeşitliliği korumak için bize nadir görülen ikinci şanslar sunabilir.
Gümüş sırtlı fare geyiğine dair çok az bilgi mevcut. Tür 1910'da Güney Vietnam’dan alınan 4 örnek sayesinde tanımlanmıştı.
Bilimsel olarak doğrulanmış kayıtlarda ve bu kez Vietnam'ın başka bir bölgesinde yeniden görülene kadar 80 yıldan uzun bir süre geçmişti.
Tilker, “Bundan sonra, çalışmamıza kadar, yaklaşık 30 yıl (daha) geçti. Yani gördüğünüz üzere, üzerinde çalışacak çok şeyimiz yoktu. Aslında, ancak yerel topluluklarla yakın çalışarak (önce görüşmelerde, daha sonra da alanda) hala yaşadığına dair kanıtlar elde edebildik. Bana göre bu, yerel ekolojik bilgiyi kullanmanın ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Bence kayıp türlerin bulunması için yapılan aramalarda önemli olabilecek bir strateji” dedi.
Bu ay saha ekibi fptpkapan araştırmalarını iki alana daha yapacak. Yerleştirilecek kameralar en az üç ay boyunca çalışacak.
Andrew, “Bu türü nispeten kolay bulmamız, tehdit altında olmadığı anlamına gelmiyor" diye konuştu.
Dünyanın bu bölgesindeki hayvanlar genel olarak, fark gözetmeyen bir av tekniğinin kurbanı oluyor: Ucuz, ev yapımı, telli kapanlar.
Bölgedeki avlanma oranları Vietnam genelinde “boş orman sendromuna" neden oldu; sayısız türü tükenmenin eşiğine getirdi.

 


Meta, yapay zekâ ihtiyaçları için nükleer enerjiye yöneliyor

Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)
Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)
TT

Meta, yapay zekâ ihtiyaçları için nükleer enerjiye yöneliyor

Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)
Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)

Meta, Constellation Energy'den nükleer enerji satın almak için 20 yıllık bir anlaşma imzalayarak, teknoloji devlerinin veri merkezlerinin artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak için sektörle iş birliği yapma eğilimini sürdürdü.

Meta, Haziran 2027'den itibaren Constellation'ın Illinois'deki Clinton Temiz Enerji Merkezi'nden yaklaşık 1,1 gigavat güç satın alacak. Bu, tesisin tek nükleer reaktörünün toplam çıktısını temsil ediyor.

İki şirket, uzun vadeli anlaşmanın santralin devam eden işletimini ve yeniden lisanslanmasını destekleyeceğini doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın CNBC'den aktardığına göre Meta'nın taahhüdü olmadan santral, 2017'den bu yana kullandığı emisyonsuz kredinin süresi dolduğunda kapanma riskiyle karşı karşıyaydı.

Constellation Başkanı ve CEO'su Joe Dominguez, “Meta ile ortaklık yapmaktan gurur duyuyoruz... Meta, mevcut santrallerin yeniden lisanslanmasını ve genişletilmesini desteklemenin yeni enerji kaynakları bulmak kadar etkili olduğunu fark etti” ifadelerini kullandı.

Clinton Centre'ın üretimini de 30 megawatt artıracak olan anlaşmanın şartları açıklanmadı. Santral doğrudan Meta'nın veri merkezlerini beslemeyecek; teknoloji devinin yüzde 100 temiz enerji üretme hedefine katkıda bulunurken bölgesel şebekeye güç sağlamaya devam edecek.

Bu duyuru, büyük teknoloji şirketleri ile nükleer endüstri arasında yapılan bir dizi anlaşmanın sonuncusu. Eylül ayında Constellation, Three Mile Island'ı yeniden çalıştıracağını ve 20 yıllık bir anlaşma kapsamında Microsoft'a enerji satacağını duyurmuştu.

Google geçtiğimiz yıl küçük modüler nükleer reaktörler (SMRs) geliştiren Kairos Power ile yaptığı iş birliğinin ardından üç yeni nükleer tesisin geliştirilmesini finanse etme sözü verdi. Amazon ise ekim ayında bu reaktörlerin geliştirilmesi için 500 milyon dolardan fazla yatırım yaptı ve Mart 2024'te Susquehanna Nükleer Santrali’nde faaliyet gösterecek bir veri merkezi kompleksi satın aldı. Amazon, Google ve Meta gibi teknoloji devleri mart ayında Dünya Nükleer Birliği öncülüğünde 2050 yılına kadar nükleer enerjinin küresel olarak üç katına çıkarılması çağrısında bulunan bir taahhüdü imzaladılar.

Ancak Constellation ile yapılan anlaşma, Meta'nın nükleer enerji sektörüne ilk resmi girişi anlamına geliyor. Şirket aralık ayında, ABD'de bir ila dört gigawatt arasında yeni nükleer kapasite ekleme arzusunu belirterek, ortak olacak nükleer enerji geliştiricileri bulmak için bir teklif talebinde bulundu. Gelişmiş nükleer enerjiye odaklanan bu teklif halen değerlendirme aşamasında ve şirketin Clinton tesisine verdiği destekten farklı.

Meta Küresel Enerji Başkanı Urvi Parekh şunları söyledi: “Yapay zekâ hedeflerimizi ilerletmeye devam etmek için temiz ve güvenilir enerjiyi güvence altına almak şart. Clinton tesisinin önümüzdeki yıllarda da faaliyet göstermesine katkıda bulunmaktan ve bu tesisin ABD'nin enerji liderliğini ilerletmenin önemli bir parçası olduğunu göstermekten gurur duyuyoruz.”

Başkan Donald Trump kısa bir süre önce, 2050 yılına kadar ABD'nin nükleer kapasitesini dört katına çıkarma hedefiyle nükleer enerjinin yaygınlaştırılmasını hızlandırmayı amaçlayan dört kararname imzaladı. Bu kararnameler, diğer hususların yanı sıra, Nükleer Düzenleme Komisyonu'nun elden geçirilmesini ve yerli bir nükleer yakıt tedarik zinciri kurulmasını öngörüyor.

Beyaz Saray ayrıca, küçük modüler reaktörler de dahil olmak üzere reaktörlerin düzenleyici onayının hızlandırılması çağrısında bulundu. Geçmişte nükleer projeler yüksek ön maliyetlerden ve uzun inşaat programlarından mustaripti. Sektör, küçük nükleer reaktörlerin nükleer enerjiyi genişletmek için daha uygun maliyetli bir yol olacağını umuyor. Şu anda ABD'de faaliyette olan küçük nükleer reaktör bulunmuyor.

Diğer yandan Constellation dün yaptığı açıklamada, Clinton sahasında küçük bir nükleer reaktör inşa etme olasılığı için Nükleer Düzenleme Komisyonu'ndan yeni bir lisans almayı değerlendirdiğini duyurdu.