​Kabil’de bombalı araçlı saldırı: 12 ölü

Kabil’de bombalı bir aracın patlatıldığı yerdeki Afgan güvenlik kuvvetleri (EPA)
Kabil’de bombalı bir aracın patlatıldığı yerdeki Afgan güvenlik kuvvetleri (EPA)
TT

​Kabil’de bombalı araçlı saldırı: 12 ölü

Kabil’de bombalı bir aracın patlatıldığı yerdeki Afgan güvenlik kuvvetleri (EPA)
Kabil’de bombalı bir aracın patlatıldığı yerdeki Afgan güvenlik kuvvetleri (EPA)

Afganistanlı yetkililer, Kabil’de bombalı araçla düzenlenen saldırıda 3’ü çocuk olmak üzere 12 kişinin öldüğünü, 4’ü yabancı 20 kişinin ise yaralandığını belirtti. İçişleri Bakanlığı sözcüsü Nusret Rahimi, saldırının trafiğin yoğun olduğu bir saatte minibüsle gerçekleştirildiğini, ayrıca GardaWorld adlı yabancı bir güvenlik şirketine ait 4x4 aracın hedef alındığını açıkladı.
İçişleri Bakanlığı sözcülerinden Merve Emini, saldırının 3 çocuk dâhil olmak üzere 12 kişinin ölümüne, GardaWorld şirketinin 4 üyesiyle beraber 20 kişinin de yaralanmasına sebep olduğunu bildirdi. Saldırıda yaralanan yabancı kişilerin kimliği ise açıklanmadı.
Afganistan İçişleri Bakanı Mesut Anderabi, bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, okul yolunda bulunan 13 yaşındaki bir öğrencinin de öldürülenler arasında olduğunu belirtti. Anderabi, “Düşmanlar bilmeli ki, halkımız barışı gerçekleştirmeye kararlı. Hiçbir şey onu bu kararından döndüremez” dedi.
DEAŞ ve Taliban şehirdeki varlığını sürdürürken, saldırıyı ise henüz kimsenin üstlenmediği belirtildi. Olay hakkında yapılan açıklamalarda ayrıca, minibüste aynı zamanda bir intihar bombacısının da bulunduğu ifade edildi.
Söz konusu saldırı, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani’nin Taliban tarafından kaçırılan iki üniversite profesörüyle 3 üst düzey Taliban mahkumunun takas edileceğini duyurmasının ardından geldi. Gani, ayrıca bu gelişmenin barış sürecini olumlu etkileyeceğini belirtti.
Bu üç mahkûm arasında Taliban'a bağlı olarak faaliyet gösteren Hakkani örgütü üyesi Enes Hakkani de bulunuyor. 2014 yılından bu yana tutuklu olan Enes Hakkani, aynı zamanda örgütün kurucusu Celaleddin Hakkani’nin erkek kardeşi. Taliban üyesi diğer mahkûmların söz konusu örgütün lideri Siraceddin Hakkani’nin amcası olduğu düşünülen Hac Meli Han ve Katar'daki Taliban Siyasi Bürosu üyesi Muhammed Nabi Ömeri’nin kardeşi olduğu düşünülen Abdurreşid olduğu belirtiliyor.
Öte yandan Gani, biri Avustralyalı diğeri ABD'li profesörlerin ne zaman ve nasıl serbest bırakılacağı hakkında bilgi vermedi. Söz konusu profesörler ABD'li Kevin King ve Avustralyalı Timothy Weeks, 2016 yılında Kabil’de kaçırılmış, daha sonra Taliban tarafından yayınlanan bir görüntüde kötü bir halde görünmüşlerdi. Militanlar, King’in sağlık durumunun iyi olmadığını belirtmişti.
Profesörlerin sağlık durumlarının teröristlerin elinde kötüye gittiğini belirten Gani, serbest bırakıldıkları takdirde hükümet ile Taliban arasındaki gayrı resmi görüşmelerin önünün açılacağını ifade etti.
ABD ve Taliban, Kabil ile barış anlaşmalarına varılması ve ABD’nin birliklerini geri çekmeye başlaması için geçtiğimiz yıl doğrudan görüşmelerde bulunmuştu. Ancak ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz Eylül ayında bir ABD askerinin operasyon sırasında öldürülmesinin ardından Taliban ile bir yıl süren müzakereleri sona erdirmişti.
Uzmanların çoğu, barış görüşmelerinin yeniden başlatılması konusunda hemfikir. Siviller ise uzun zamandır devam eden kanlı savaş yüzünden ağır bedeller ödemeye devam ediyor. Geçtiğimiz ay yayınlanan Birleşmiş Milletler raporuna göre, 2019 yılı Temmuz ve Eylül ayları arasında Afganistan’da benzeri görülmemiş şekilde bin 117 kişi ölmüş, 3 bin 139 kişi ise yaralanmıştı. Bu rakamlar, 2018 yılına nazaran yüzde 42’lik bir artışı temsil ediyor. Taliban, 18 yıldan uzun bir süredir Afganistan’da kanlı isyanını sürdürüyor.



İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.


Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak
TT

Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak

Fildişi Sahili’nden iki güvenlik yetkilisi, ülkenin ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden, El Kaide bağlantılı militanlara karşı sınır ötesi operasyonlarda kullanılmak üzere ülkenin kuzeyine Amerikan keşif uçakları konuşlandırmasını talep ettiğini söyledi. Yetkililer, Washington’dan gelecek kararın gelecek yıl netleşmesini beklediklerini belirtti.

Terörle mücadelede görevli üst düzey bir yetkili, Abidjan ile Washington’ın bölgesel güvenlik ihtiyaçları konusunda mutabakata vardığını, ancak zamanlamanın hâlâ kesinleşmediğini ifade etti.

Beyaz Saray yorum talebine yanıt vermezken, Pentagon şu anda Fildişi Sahili’nde operasyon planı olmadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise değerlendirme yapmaktan kaçındı, ancak “Amerikan çıkarlarıyla bağlantılı olduğunda terörle mücadele hedeflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Fildişi Sahili Savunma Bakanlığı da yorum talebine yanıt vermedi.

Washington, geçen yıl Batı Afrika’daki ana üssünü kaybetmişti. Nijer’in güvenlik desteği için Rusya’ya yönelmesi üzerine ABD, 100 milyon dolar değerindeki insansız hava aracı (İHA) üssünden çıkarılmıştı.

Bu üs, Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplara ilişkin kritik istihbarat sağlıyordu. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, geçen yıl bölgede bu gruplarla bağlantılı faaliyetler nedeniyle 3 bin 885 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, dünya genelindeki terör kaynaklı ölümlerin yarısına denk geliyor.