İran, Suriye kıyılarındaki askeri ve ekonomik varlığını güçlendiriyor

Lazkiye
Lazkiye
TT

İran, Suriye kıyılarındaki askeri ve ekonomik varlığını güçlendiriyor

Lazkiye
Lazkiye

Muhalif siyasiler ve uzmanlar tarafından hazırlanan bir raporda İran'ın Suriye kıyılarındaki askeri ve ekonomik varlığını güçlendirmek için çabalarını yoğunlaştırdığı ve Tahran ile Şam arasındaki kara yolunun kapatılmasını telafi amacıyla deniz ve kara hatları arayışına girdiği kaydedildi. Bu, Rusya'nın Lazkiye ve Tartus üslerindeki nüfuzunu artırmasının ardından ABD’nin Akdeniz’deki oluşumları için et-Tanf Üssü’nü kontrol altına alması sırasında gerçekleşti.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Üyesi Albay Fatih Hassun liderliğindeki Milli Kurtuluş Hareketi tarafından yayınlanan raporda 2011’den önce Suriye kıyılarında güçlü bir İran askeri etkisi olmadığı ve var olan etkinin ise okullar ve birtakım hayırlı kuruluşlarının kurularak sivil hayata nüfuz etmekle sınırlı kaldığı belirtildi. Ayrıca Suriye devriminin başlamasıyla birlikte İran’ın Suriye kıyılarına askeri olarak çeşitli şekillerde nüfuz etmeye başladığı da kaydedildi.
Rusya’nın askeri hatta dahil olması ve Hmeymim Üssü’nü açmasının ardından Suriye kıyılarındaki İran etkisi önemli ölçüde azaldı. Ancak kısa süre önce İran askeri bakımdan nüfuzunu genişletti, yeni askeri kamplar açtı ve bölgede kendi egemenliğini tesis edecek önlemler aldı.
Lazkiye Limanı
Basında dolaşan bir belge, Lazkiye Limanı Müdürü’nün liman yönetiminin teslimi için İran tarafı ile görüşmek üzere bir komite oluşturulması talimatı verdiğini ortaya çıkardı. Belgenin doğruluğu, New York Times tarafından yayınlanan bir haberde de doğrulandı. Hazırlanan raporda Devlet Başkanı Beşşar Esed’in 25 Şubat'ta Tahran ziyareti sırasında İran ile liman yönetimine ilişkin anlaşmaya vardığı belirtildi.
İran Devrim Muhafızları'na bağlı şirketler, silah nakliyatı için alternatif bir yol olarak kullanılan limandan mal göndermeye başladı. Liman daha önce Suriye Holding ile Fransız konteyner taşımacılığı ve nakliye şirketi olan CMA CGM tarafından ortaklaşa yönetildi. Kaynaklar, İran’ın limanı kiraladığı tarihin 1 Ekim olduğuna işaret ediyor.
Raporda İran’ın Lazkiye Limanı’nı kontrol etme isteğinin ülkenin en büyük limanı üzerindeki kontrolünün kendisine sağlayacağı nüfuzun yanı sıra ABD’nin ekonomik yaptırımlarıyla başa çıkma planlarından kaynaklandığı ifade edildi.
Baniyas İskelesi
Suriye'nin Baniyas şehri, bir İran petrol tankerinin 5 Mayıs'ta Baniyas İskelesi’ne gelmesiyle eş zamanlı olarak İran'ın askeri üssü haline geliyor. Raporda Lazkiye Limanı’nın kontrolünü ele alan İran’ın Baniyas İskelesi’nin yönetimini de ele alması halinde Suriye'deki üç limandan ikisini ele geçirmiş olacağı ifade edildi.
Rusya’nın Hmeymim Üssü ile Tartus'taki askeri üssü arasında bulunan Baniyas Limanı ve iskelesi, büyük bir stratejik öneme sahip. Burada Irak'ı Baniyas limanına bağlayan bir petrol boru hattı da var. Bu sebeple İran’ın bu hamlesi, ABD yaptırımlarının üstesinden gelmek ve İran petrolünü Baniyas üzerinden Irak'a ihraç etme girişimleriyle ilgili olabilir. Nitekim petrol tankerlerini takip eden iki şirket, İran'ın mayıs ayının ilk haftasında Baniyas Limanı’ndan Suriye'ye bir milyon varil ham petrol gönderdiğini gözlemledi.
Raporda ayrıca İran'ın Baniyas bölgesindeki faaliyetlerinin sadece bölgedeki istikrarsızlığı artırmakla sınırlı kalmayacağı belirtildi.
2015 yılında Suriye'ye müdahalesinden bu yana Rusya tüm dikkatini Lazkiye kırsalındaki Hmeymim Askeri Üssü’ne odakladı. Nisan ayında Moskova, Şam'la yaptığı sözleşme ile Tartus Limanı’nı 49 yıllığına kiraladığını açıkladı.
Jules Jammal Okulu
Raporda, Suriye kıyılarında aktif olan İran dernekleri arasında yoksullar için açık kalp ve beyin ameliyatı gibi hizmetler sunan Bostan Derneği’nin de bulunduğu kaydediliyor. İran'la bağlantılı ve rejime bağlı milislerden öldürülenlerin ailelerine maddi yardımlarda bulunan Caferiye Derneği de bölgede faaliyet gösteren en önemli derneklerden biri olmadan önce defin işlemleriyle ilgili çalışmalarda bulunuyordu. Suriye kıyılarında aktif olan ve yardımları İranlılar, Afganlar, Iraklılar ve Lübnanlılar gibi yabancıların aileleriyle sınırlı olan başka dernekler de bulunuyor. Ayrıca raporda, derneklerin Jules Jammal Okulu’nu merkez olarak belirledikleri ve Lazkiye şehrinin kalbinde bulunan bu okulun dernek çalışanları için bir ofis olduğu kaydediliyor.
Rapora göre Jules Jammal Okulu ve Lazkiye şehrinin kuzey girişindeki Yahudi Kışlası gibi Suriye kıyılarında yer alan diğer mevkiler, İran'ın Suriye kıyılarındaki nüfuzunun alanını gösteriyor. Bu alanlar, İranlıların nüfuzlarını korudukları en önemli yerlerdir. İran'ın sahil bölgelerindeki nüfuzu, bölgedeki Rus genişlemesi nedeniyle 2016 ve 2019 yılları arasında önemli oranda daraldı.
Türkiye yakınlarında bir İran noktası
Raporda İranlıların bu yılın başında sahildeki çeşitli bölgelerde yeniden konuşlanmaya başladıkları bilgisi de yer alıyor. Ayrıca Baniyas yakınlarındaki eski mevkilerini muhafaza eden İran’ın Rusya’nın geniş ölçekte konuşlandığı Tartus ve Hmeymim’in uzağında, Türkiye sınırına yakın olan kuzey bölgelerinde etkisini genişletmek istediği kaydediliyor. Kürt ve Türkmen bölgelerindeki savaş hatlarında bulunan rejime ait kontrol noktalarının çoğu İran'la bağlantılı milislerin elinde. Ayrıca İran, Eylül 2018’de Moskova ile Ankara arasındaki tansiyonun düşürülmesi anlaşmasının perde arkasında bölgede devasa bir üs kurdu.
İran, gerek üzerindeki ekonomik baskı devam ettiğinden gerekse de deniz yoluyla Suriye'ye girememesi dolayısıyla deniz yollarına alternatif olacak şekilde bir kara yolu bulmaya çalışıyor. Ön plana çıkan alternatifler ise Irak ve Suriye çölünden geçen yol ile Suriye sahili gibi görünüyor. Raporun devamında bu yolun birtakım sebepler dolayısıyla İranlılar için güvensiz olduğu, bu sebeplerin başında ise et-Tanf Üssü’ndeki Uluslararası Koalisyon’un varlığı ve Suriye çölünde yayılan DEAŞ hücreleri olduğu dile getiriliyor. Nitekim bu hücreler, son zamanlarda, bölgede hareket eden rejimin konvoylarını yutan bir kara deliğe dönüştü.
İran kendini Suriye'ye ulaştıracak güvenli bir kara yolu bulmaya, çöl yolunun tehlikelerinden kurtulmaya ve uluslararası kontrolün bulunduğu deniz yollarından uzak durmaya çalışıyor. Bundan dolayı Türkiye ile olan sınırdaki Keseb Sınır Kapısı’nın kontrolünü ele geçirmeye yönelik girişimlerde bulunuyor. İran son zamanlarda Türkmen Dağı yakınlarındaki nüfuzunu artırdı. Türkiye sınırının paralelinde olan bölgedeki İranlılar çeşitli askeri mevkiler açtı ve kendilerine bağlı olmayan bir dizi rejim kuvvetini ortadan kaldırmak için çalıştı.

 


Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)
TT

Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)

İran'ın kuzeybatısında pazartesi günü meydana gelen helikopter kazasında Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile birlikte hayatını kaybettiği açıklanan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran'ın İsrail ve Batı karşıtı politikalarının ateşli bir savunucusuydu.

Reisi, 60 yaşındaki Abdullahiyan’ı Ağustos 2021'de atadı.

2013'ten 2021'e kadar bu görevi yürüten Muhammed Cevad Zarif'in yerine geçmek gibi zor bir görevi vardı; Zarif, önde gelen aktif bir diplomat, akıcı bir İngilizce konuşan, uluslararası çevrelerde tanınan bir yüz ve İran'ın dış politikasını yöneten deneyimli bir isimdi.

İran devlet televizyonu Emir Abdullahiyan'ı, Tahran tarafından yönetilen ve Lübnan Hizbullah'ı, Filistinli Hamas ile İslami Cihad hareketleri ve Iraklı silahlı gruplar gibi İran'ın ezeli düşmanı İsrail karşıtı grupların yer aldığı "Direniş Ekseni'nden üst düzey bir diplomat" olarak tanıttı.

Emir Abdullahiyan atandığı gün yaptığı açıklamada, bu grupların "İran'ın müttefikleri" olduğunu ve "onları güçlendirmenin hükümetin gündeminde olduğunu" söyledi.

Kapsamlı geziler

Ekim 2023'te İsrail ile Hamas arasında Gazze'de savaşın başlamasından beri bölgeye yaptığı ziyaretleri yoğunlaştırdı. Tahran, İsrail'e karşı Filistin hareketini ve savaşın çıkmasına yol açan 7 Ekim 2023 operasyonuna desteğini gizlemedi, ancak aynı zamanda bu operasyonun içinde yer almadığını da vurguladı.

Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)

Geçtiğimiz nisan ayında, Tahran'ın Yahudi devletini sorumlu tuttuğu ve Şam'daki İran konsolosluk binasını yerle bir eden hava saldırısına karşılık olarak, İran'ın İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı ve füzeyle gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırıyı savundu.

İran'ın tepkisinin "meşru savunma ve uluslararası hukuk çerçevesinde" gerçekleştirildiğini söyledi.

Emir Abdullahiyan daha sonra İsrail'in İran'ın orta kesimindeki İsfahan eyaletine bir misilleme amaçlı saldırı düzenlediğine dair haberleri "çocuk oyuncağı" diyerek küçümsedi.

İzolasyonun Azaltılması

Mesleki kariyeri boyunca Devrim Muhafızları ile olan yakın ilişkileriyle tanınan Emir Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü'nün komutanı ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan kariyeri boyunca Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu. Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü'nün komutanı olan ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan, üç yıl boyunca İran'ın uluslararası sahnedeki izolasyonunu azaltmak ve ABD yaptırımlarının ülkesinin ekonomisi üzerindeki etkisini azaltmak için çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Çin'in himayesindeki bir anlaşma çerçevesinde Mart 2023'te Suudi Arabistan ile uzlaşmaya varılmasına yol açan süreçte kilit bir figür olmasa da İran'ın Arap komşularıyla ilişkilerin geliştirilmesinde rol oynadı.

1964 yılında Tahran'ın doğusundaki Damgan şehrinde doğan Abdullahiyan, 1991 yılında Tahran Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

1997-2001 yılları arasında Irak'ta ve 2007-2010 yılları arasında ise Bahreyn'de görev yaptı.

2011'den bu yana Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Bu görevinde, Ali Ekber Salihi (Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın ikinci hükümetinde) ve Zarif (Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ilk hükümetinde) gibi iki farklı bakanla çalıştı.

Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri) Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri)

Ancak 2016 yılında Zarif onu görevden aldı. Bu hareket muhafazakârlar tarafından, Ruhani ve bakanına yönelik büyük eleştiriler yapılmasına neden oldu.

ISNA'ya göre daha sonra Umman Büyükelçiliği görevini reddetti ve 2021 yılında Dışişleri Bakanlığı'na gelmeden önce, Meclis Başkanı'nın uluslararası işlerden sorumlu özel yardımcısı olarak çalışmaya başladı.

Emir Abdullahiyan, uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerini kısıtlayan 2015 anlaşmasının çökmesinin ardından, Washington'un 2018'de eski Başkan Donald Trump tarafından anlaşmadan çekilmesi sonrasında, İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarına dahil oldu.