​Kuzey Kore, Hiroşima’ya atılan bombadan 17 kat daha güçlü bir nükleer silah test etti

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un pilot ve askeri yetkililerin arasında (AFP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un pilot ve askeri yetkililerin arasında (AFP)
TT

​Kuzey Kore, Hiroşima’ya atılan bombadan 17 kat daha güçlü bir nükleer silah test etti

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un pilot ve askeri yetkililerin arasında (AFP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un pilot ve askeri yetkililerin arasında (AFP)

Kuzey Kore’nin 2017 Eylül ayında yaptığı nükleer testin Mantab dağını yerinden oynattığı ve 1945’te Hiroşima’ya atılan atom bombasından 17 kat daha güçlü olduğu öne sürüldü.
Geophysical Journal International dergisinde yayınlanan çalışmaya göre Pyongyang'ın nükleer silah testi Mantab Dağı'nın yaklaşık 1,7 feet kaymasına ve birkaç metre yükselmesine neden oldu.
Araştırmacılar, uydu görüntülerine göre nükleer patlama yüzeyde büyük deformasyona yol açtığını ve 543 metre derinlikte yapılan test alanının yakınındaki dağın her iki tarafında 0.5 metreye kadar yer değiştirmeler görüldüğünü bildirdi.
İngiliz SWNS haber ajansına göre çalışma lideri Kattumadam Sreejith, “Nükleer bomba patlatıldığında salınan enerji miktarı 271 kiloton TNT’ye eşdeğerdi” dedi.
Buna karşılık, 2. Dünya Savaşı sırasında Hiroşima'da patlatılan nükleer silah 15 kilotonluk bir enerjiye sahipti.
Kuzey Kore, 3’ü son lider Kim Jong-un döneminde olmak üzere 6 nükleer test gerçekleştirdi.
Bu testlerden ilki,  Kuzey Kore’nin atom bombasından daha güçlü bir hidrojen bombasını başarıyla test ettiğini açıklamasının ardından 2015 yılında başladı.
Altıncı ve son nükleer test, Pyongyang'ın bugüne kadar gerçekleştirdiği en güçlü nükleer silah testi oldu.
3 Eylül 2017’de yapılan test 6.3 şiddetinde yer sarsıntısı, artçı şok ve heyelana neden oldu.



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

Görsel kaldırıldı.Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)


Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news