Irak'ta 12 siyasi partiden reformlar için 45 gün mühlet

Irak'ta 12 siyasi partiden reformlar için 45 gün mühlet
TT

Irak'ta 12 siyasi partiden reformlar için 45 gün mühlet

Irak'ta 12 siyasi partiden reformlar için 45 gün mühlet

Irak Parlamentosu’nda milletvekiline sahip 12 siyasi parti ve koalisyon, Başbakan Adil Abdulmehdi’ye göstericilerin taleplerini kabul etmesi ve ülkenin içinden geçtiği krizi hafifletmesi için 45 gün mühlet verilmesi hususunda uzlaştı.
Ulusal Hikmet Akımı lideri Ammar el-Hekim'in evinde pazartesi akşamı düzenlenen toplantıya başta parlamentoda milletvekilleri bulunan Fetih, Nasr ve Kanun Devleti koalisyonları olmak üzere bir dizi partinin temsilcileri katıldı. Ayrıca Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani ve eski başbakanlar Nuri el-Maliki ile Haydar el-İbadi’nin de yer aldığı toplantıda katılımcılar, hükümetin gerekli reformları 45 gün içinde hayata geçirmemesi halinde güvenoyunun çekilmesi ve erken seçime gidilmesi noktasında anlaştı.
Irak seçimlerinde en çok oyu olan ve Mukteda es-Sadr’ın desteklediği Sairun Koalisyonu’nun toplantıya katılmaması ise dikkat çekti. Sairun milletvekillerinden Selam Şemeri konuya dair şu açıklamada bulundu:
“Sairun Koalisyonu olarak siyasi partilerin toplantısına, faydasız olduğu kanaatiyle katılmadık. Toplantıyı, yeniden başa dönmek olarak görüyoruz. Orada olan biten, bazı siyasi blokların Irak halkının meşru taleplerine karşı partileri birleştirme girişimidir.”
Irak Parlamentosu'nun eski Başkanı Selim el-Cuburi liderliğindeki Demokratik İlerici İşçi Partisi de toplantıda alınan kararların göstericilerin taleplerini karşılamadığı eleştirisinde bulundu.
Parti açıklamasında, “Çözüm bulmak için orada bulunan bazı taraflar, sorunun esas kaynağıdır ve Irak halkı için uygun çözümler bulma kapasitesine sahip değildir” denildi. Açıklamanın devamında iktidar ortağı bazı siyasi partilerin, reform için çalıştığı izlenimi oluşturarak göstericilerin talepleri etrafında döndükleri, hem parti hem de kişisel çıkarlarını korumak adına toplantıya katıldıkları, böylece gerçek anlamda reform yapacak partilerin önünü tıkadıkları belirtildi.
Irak Parlamentosu'nun eski başkanlarından Usame Nuceyfi liderliğindeki Kurtuluş ve Kalkınma Cephesi Partisi, yaptığı açıklamada toplantıdan çıkan kararların halkın istediği şekilde yönetimde ciddi bir değişime imkan sağlamadığın ve hatta mevcut siyasi sistemi güçlendirmeyi hedeflediğini belirtti.
Irak Danışma Kurulu Başkanı Ferhad Alaaddin de Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu;
“Toplantıda alınan kararlardan bağımsız olarak bütün katılımcılar Necef’teki Şii dini mercii Ali es-Sistani’nin son hutbesindeki mesajlara kulak veriyormuş gibi yaparak klasik ve alışılagelmiş yolları kullandı. Nitekim yeni bir şey ifade etmeyen bildirgeler ve uzun toplantılar yapıldı.”
Sistani geçen cuma günü temsilcisi aracılığıyla verdiği hutbesinde iktidarın reform açıklamalarına güvenmediğini ve yaşananlardan tüm siyasi partilerin sorumlu olduğu mesajını iletmişti.
Ulusal güvenlik uzmanı ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Hüseyin Allavi de konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu;
“Irak’taki siyasi istikrar için ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği tarafından ABD Dışişleri Bakanlığı’na sunulan ve Beyaz Saray ile Washington yönetiminin kabul ettiği rapora göre hükümet 45 günlük mühleti değerlendirememesi halinde erken seçim ihtimali gündeme gelebilir. Mevcut kriz ve partiler arası siyasi diyaloğun olmamasının ışığında, anayasa çerçevesinde ya Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın ortak yazılı talebi ya da milletvekillerin isteği doğrultusunda siyasi bir çözüm olarak erken seçimlere ihtiyacımız var.”
Irak hükümet sözcüsü Saad el Hadisi de Başbakan Adil Abdulmehdi’nin reform adımları kapsamında kabine değişikliği yapacağını duyurdu. Hadisi, Abdulmehdi’nin hizmet ve ekonomi bakanlıklarının yanı sıra göstericilerin reform talepleriyle ilgilenecek yetkililerin isim listesini sunacağı bilgisini verdi. Sözcü ayrıca bu adayların siyasi partilerden ve parti kotalarından bağımsız olarak uzman isimlerden seçileceğini vurguladı.



Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı

Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı
TT

Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı

Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı

Sudan Güvenlik ve Savunma Konseyi tarafından dün yapılan açıklamada, (BAE) Sudan ordusuna karşı savaşan paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri’ni (HDK) finanse etmekle suçlanan Birleşik Arap Emirlikleri ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alındığı bildirildi.

Sudan Savunma Bakanı İbrahim Yasin, Güvenlik ve Savunma Konseyi’nin kararlarını içeren bildiriyi okudu. Kararlar arasında BAE’nin ‘saldırgan devlet’ ilan edilmesi, Sudan’ın BAE ile ‘diplomatik ilişkilerinin kesilmesi, Sudan’ın BAE’deki büyükelçiliği ve başkonsolosluğunun geri çekilmesi yer aldı. Bildiride HDK’nın son günlerde Port Sudan'ı hedef alan saldırılarında BAE tarafından temin edilen silahların kullanıldığı kaydedildi.

Sonuncusu dün olmak üzere son üç gündür Sudan'ın ordu yanlısı hükümetinin geçici merkezi olan Port Sudan'daki havalimanı, bir askeri üs ve bir elektrik santrali dronlarla hedef alındı.

Dün sabaha karşı şehrin havaalanı ve askeri üssünün bombalanmasının ardından dronlar, ana elektrik santralini de hedef alarak elektrik kesintisine neden oldu.

Saldırılardan bir gün önce, bundan kısa bir süre öncesine kadar iki yıldır süren savaştan kaçan yüz binlerce yerinden edilmiş insan için güvenli bir sığınak olan Port Sudan’ın güneyinde ana yakıt deposu vurulmuş, saldırı büyük bir yangının çıkmasına yol açmıştı.

Sudan’ın elektrik dağıtım şirketi, Port Sudan’daki elektrik santraline saldırılar düzenlendiğini ve ekiplerinin hasar tespit çalışmalarına başladığını açıkladı. Şirket tarafından yapılan açıklamada, dün Port Sudan'daki ana elektrik santralinin dronlarla vurulduğu ve ordu yanlısı hükümetin geçici merkezi haline gelen ülkenin doğu kentinde elektriğin tamamen kesildiği belirtildi.

Açıklamada, ekiplerin hasarı değerlendirmek üzere Port Sudan elektrik santrali sahasına konuşlandığı ve dronların Kızıldeniz’e kıyısı olan bu liman kentini üç gündür hedef aldığı vurgulandı.

Fransız Haber Ajansı (AFP) muhabiri, sabaha karşı patlama sesleri duyduğunu ve liman ile güneydeki bir yakıt deposundan şehrin üzerine duman bulutlarının yükseldiğini bildirdi. AFP’nin objektifine yansıyan görüntüler, saldırının ne denli büyük olduğunu gösterdi.

İngiltere merkezli deniz güvenlik şirketi Ambrey dün yaptığı açıklamada, Sudan'ın başlıca liman kentinin adını taşıyan Port Sudan Limanı’nda meydana gelen bir olaydan haberdar olduğunu belirterek, olayı araştırdığını ve daha fazla bilgi edindikçe duyuracağını ifade etti.

Savaş nedeniyle El-Cezira eyaletinde yerinden edilenlerden biri olan Hüseyin İbrahim (64), sokak durup yangının neden olduğu yoğun dumanı izlerken “Dün ve bugün yaşananlar bize bu savaşın her yere ulaşacağını gösterdi” dedi.

Port Sudan’daki havaalanı yetkililerinden biri, askeri üssün ilk kez hedef alınmasından iki gün sonra Port Sudan Havaalanı’nın sivil bölümünün dronla hedef alındığını söyledi.

Sudan ordusundan bir kaynak başka bir dronun ordunun şehir merkezindeki ana üssünü hedef aldığını söylerken, görgü tanıkları da dronun bir otelin yakınlarına düştüğünü bildirdi.

Askeri üs ve otel, 2023 nisanından bu yana eski yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu liderliğindeki HDK'ya karşı iktidar mücadelesi veren Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan'ın karargahına yakın bir konumda bulunuyor.

Üçüncü bir saldırı ise Birleşmiş Milletler’in (BM), insani yardım kuruluşlarının ve yüz binlerce insanın başkent Hartum'dan ayrıldıktan sonra yerleştiği şehrin kalabalık merkezindeki Port Sudan limanının güney kısmına yakın bir yakıt deposunu vurdu. Şehrin kuzeyindeki görgü tanıkları bir askeri üsten uçaksavar ateşi duyulduğunu bildirdi.

HDK, Hartum'un neredeyse tamamı dahil olmak üzere toprak kaybettiğinden beri dronları kullanarak ordunun kontrolündeki bölgelerin derinliklerindeki mevzilere saldırılar düzenliyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres pazartesi günü yaptığı açıklamada, Port Sudan’a yönelik saldırının ‘sivillerin korunmasını ve insani yardım faaliyetlerini tehdit eden endişe verici bir gelişme’ olarak nitelendirdi.

Kıtlık ilan edilen ve yaklaşık 25 milyon kişinin ciddi gıda güvensizliği yaşadığı Sudan'a yapılan insani yardımların büyük çoğunluğu Port Sudan üzerinden dağıtılıyor.

Port Sudan Havaalanı’ndaki bir yolcuya göre bombalamanın ardından havaalanındaki bazı kısımlarda yangın çıktı. Ordu kaynağı ise saldırının Port Sudan Havaalanı’ndaki yakıt tanklarını hedef aldığını söyledi.

HDK, son birkaç hafta içinde ülkenin kuzeydoğusunda ordunun kontrolündeki çeşitli bölgelerde sivil altyapıyı bombalayarak milyonlarca insanın elektriksiz kalmasına neden oldu.

BM’ye göre Sudan'daki savaş on binlerce kişinin ölümüne, 13 milyon kişinin yerinden edilmesine ve bazı bölgelerde kıtlık yaşanmasına yol açarak dünyanın ‘en kötü insani krizine’ dönüştü.

Müttefikleriyle birlikte batıdaki Darfur bölgesinin çoğunu ve güneydeki bölgeleri kontrol eden HDK, Hartum ve Sudan'ın orta kesimlerindeki askeri mevzilerini kaybettikten sonra son zamanlarda dronlar ve uzun menzilli toplarla saldırılarını yoğunlaştırdı.

HDK, Sudan ordusunun BAE'yi tedarik etmekle suçladığı hem doğaçlama hem de gelişmiş dronlar kullanıyor. Sudan Enformasyon Bakanı Halid el-İsa bir kez daha BAE'yi HDK'ya saldırılarda kullanılan dronları tedarik etmekle suçladı.

Sudanlı Bakan, yaptığı açıklamada, “Bugün erken saatlerde, BAE tarafından vekili olan terör örgütü HDK'ya sağlanan dronlar kullanılarak gerçekleştirilen bir suç ve terör saldırısına maruz kalan Port Sudan'ın güney limanındaki yakıt depolarını ziyaret ettim” dedi.

Öte yandan Uluslararası Adalet Divanı (UAD) pazartesi günü Sudan'ın ‘HDK’yı destekleyerek soykırıma suç ortaklığı yaptığı’ gerekçesiyle BAE aleyhine açtığı davayı reddetti. Sudan Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, bu kararın BAE'nin 2005 yılında BM Soykırım Sözleşmesi'ne yaptığı çekince nedeniyle alındığını belirterek karara saygı duydukları belirtildi.