Tunus'un muhtemel Başbakanı Cemli gerçekten bağımsız mı?

Tunus'un muhtemel Başbakanı Cemli gerçekten bağımsız mı?
TT

Tunus'un muhtemel Başbakanı Cemli gerçekten bağımsız mı?

Tunus'un muhtemel Başbakanı Cemli gerçekten bağımsız mı?

Huda el-Trablisi
Tunus Nahda Hareketi’nin, siyasi yönelimlerden bağımsız olan Habib el-Cemli’yi hükümeti kurmakla görevlendirdiğini belirtmesine rağmen, Gannuşi’nin adayını çevreleyen sis, Tunus siyasi çevrelerinde tartışmalara neden oldu. Bu durum ise, Nahda’yı bir bildiri yayınlayarak, adayının bağımsızlığını, yetkinliğini, ekonomik tecrübesini ve ellerinin temizliğini doğrulamaya itti.
Ancak Demokratik Akım Milletvekili Muhammed Ammar, Başbakan adayının bağımsızlığına ilişkin şüphe duyduğunu belirtti. Ammar, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Başbakan veya diğerleri, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi’den bağımsız olmayacak. Hareket, biri Gannuşi’ye, diğeri hareketin ana taktiklerini reddeden bir devrimciye bağlı iki kısma sahip. Bu, hareketin devrimci kısmı açısından en bağımsız ve en iyi aday olan Munci el-Merzuk’un kabul edilmediği günden bu yana açık bir durum. Yetkili, harekette yer almamış olsa da Nahda çizgisini benimsiyor, Raşid el-Gannuşi’nin hükümeti kurma müzakereleri yolunda kabul ettiği ya da etmediği partilere yönelik yaklaşımını kabul ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni hükümet teknokratlar hükümeti olmayacak
Ammar ayrıca, İslamcı çizgideki Nahda Hareketi’ne “başbakanlık pozisyonuna dair seçimlerinin sorumluluğunu üstlenme” çağrısı yaptı. Muhammed Ammar, aynı şekilde diğer partilerden de “başarı ve başarısızlığın tüm sonuçlarına katlanmak, teknokratlar hükümeti kurma ve başarısızlık halinde sorumluluktan kaçma mantığından uzaklaşmak üzere” siyasi bir hükümeti kurma sürecinde tam sorumluluk almalarını istedi.
Öte yandan Tunus’un Kalbi Partisi’nden Hatim el-Meliki, “Cemli, Nahda Hareketi tarafından görevlendirildi ve dolayısıyla hareketle doğrudan ilişkisi olmakla suçlanıyor” dedi. Meliki, bağımsızlığının ancak zamanla doğrulanabileceğini söylerken, “Tunus’un Kalbi açısından önemli olan şey, Başbakan Habib el-Cemli’nin hükümeti kurma ve egemen bakanlıkları tarafsızlaştırma meselelerinde iddia ettiği bu bağımsızlığı ne düzeyde somutlaştıracağıdır” ifadelerini kullandı.
Başbakanın, hükümet kurmak için geçen pazartesi günü resmi istişarelere başladığını söyleyen Milletvekili, “İstisnasız tüm siyasi partilere ve ulusal kuruluşlara açık olacak” dedi. Meliki, Nahda Hareketi’ne, partizan isimlerin yanı sıra partizan olmayan birkaç ismi içerecek bakanlık ekibini seçme özgürlüğünü de, yetkin, tarafsız ve temiz bir el olması gerekçesiyle Cemli’ye verme çağrısında bulundu.
Temsil sınıfı
Öte yandan Yaşasın Tunus Partisi’nden Milletvekili Mustafa bin Ahmed, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Habib el-Cumli’nin Nahda Hareketi’nin temsil sınıfından bağımsız olduğunu piyasaya sürmek, siyasi çevrelerde tanınmayan bir isim olarak bu kişinin neleri gizlediğini bilmenin kolay olmadığını belirtiyor. Basit bir pozisyondaydı. Yetenekleri, politikaları ve yönelimleri bilinmiyordu” dedi.
Mustafa bin Ahmed, “Halk Temsilcileri Meclisi’ndeki diğer blokların hiçbirinden güvenceye sahip olmadığı göz önüne alındığında Nahda, bunu istese bile adayının bağımsız olması çok zor. Hiçbir başbakan mevcut sistemden bağımsız olamaz. Habib Essid ve Yusuf eş-Şahid’in, hükümeti bağımsız şekilde yürütmeye çalıştıklarında neler yaşadıkları gördük” ifadelerini kullandı. 15 milletvekili içeren Tunus Hareketi, partinin Genel Sekreteri Selim el-Azabi’nin açıklaması sonrasında yeni hükümeti kurma sürecine dahil olmayacaklarını ve muhalefet saflarında kalacaklarını belirtti.
Partizan talimatlar
Şarku’l Avsat’ın aktardığı habere göre gazeteci Seyfeddin el-Amri, Nahda’nın ‘Cemli’nin Tunus’un Kalbi dışındaki tüm taraflarla faaliyete geçeceği’ açıklamasının, bir dikteye benzediğini söylerken, bu nedenle de bir tür partizan talimatı almış olması halinde bağımsız olamayacağını ifade etti. Gazeteci, “Eğer bu Nahda’nın hakkıysa, önerilen başbakanın bağımsız olduğunu pazarlama hakkı bulunmuyor. Aynı şekilde medyanın da bunun aksini kanıtlamaya çalışma hakkı yok” şeklinde konuştu.
Tunus’taki mevcut siyasi durumunu daha iyi anlamak için açıklama yapan Amri, “Hiçbir siyasi kuruluş, Tunus’un şu an yaşadığı durumlarda bağımsızlık antitezini öneremez. Parlamentonun mozaik yapısına göre, siyasi partiler arasındaki çelişkiler göz önüne alındığında bağımsızlık, seçimleri kazanan partinin önerisiyle olamaz” dedi.
Seyfeddin el-Amri, “Tunus anayasasının siyasi felsefesi, bağımsız bir ismin hükümeti kurmak için önerilmesini gerekli kılmıyor. Bağımsızlık iddiası, siyasi bir manevra ve en az zararı seçme çerçevesinde geliyor. Nahda üzerindeki baskı devam ederse, daha bağımsız bir isim önerilecektir. Nahda’nın adayı, tüm siyasi yönelimlerin seçim programlarının özünü oluşturan, yolsuzlukla mücadele gibi yasal meseleler dışında, net bir çalışma programı bulunmadığı takdirde bağımsızlık derecesini belirlemek için siyasi meselelerle ilgili birçok özel teste tabi tutulacaktır” dedi.
Hükümeti kurma süreci
Hiç şüphe yok ki Başbakan, kendisine yönelik destek çoğunluğu sağlanamadığı taktirde bakanlar kurulunu oluştururken büyük zorluklar yaşayacak. Nahda’nın, Cemli’nin bağımsız olduğunu söylemeyi tercih etmesi, Cemli’yi destekleyen ve hükümeti onaylayan siyasi bir hat oluşturmayı amaçlıyor.
15 Aralık 2019 tarihinin, hükümetin onaylanması ve Tunus Anayasası’nın öngördüğü şekilde parlamentoya güven ilan edilmesi için son tarih olduğuna dikkati çekmek gerekiyor. Bu tarih, Cumhurbaşkanı tarafından verilen görev mesajının ardından 1 ay da yenilenebilir.
15 Ocak, hükümetin onaylanması için son tarih. Hükümet kurulmadan veya Halk Temsilcileri Meclisi’nin güvenine ulaşılmadan bu süre sonlanırsa, hükümeti kurmakla görevli başbakanın görev süresi sona erecek ve inisiyatif, hükümeti kurmaya en yatkın kişiyi seçmek üzere Cumhurbaşkanına geçecek.
Ziraat mühendisi olan Habib el-Cemli, Tunus'ta 2011'deki devrimin ardından 2012 ve 2013 yıllarında iki ayrı hükümette bakan yardımcılığı görevinde bulunmuştu.



Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
TT

Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)

İsrail medyası, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın zorlukları nedeniyle sadece bir hafta içinde dört İsrail askerinin intihar ettiğini bildirdi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, komutanlarının sorumsuz davranışlarına karşı çıkan birlikteki arkadaşlarının uyanıklığı olmasaydı neredeyse listeye katılacak olan beşinci bir askerin hikayesini açıkladı.

Muhabir Carmela Menashe, askerlerden alıntı yaparak, arkadaşlarının ‘Gazze'ye girmeyi reddettiğini, ancak komutanının onu zorladığını, bunun üzerine askerin silahın namlusunu ağzına dayadığını ve kendini vurmakla tehdit ettiğini, bunun üzerine komutanın onu hafta sonu izninden men ederek cezalandırmaya karar verdiğini’ anlattı.

dfgthy
Meslektaşlarının cenaze töreni için mezarlığa giden yaralı İsrail askerleri, 8 Temmuz 2025 (AP)

İsrailli muhabire göre, ‘asker başlangıçta kabul etti ve Gazze'ye girdi. Ancak sonra geri döndü ve tekrar dışarı çıkmak istedi; komutana orada kalamayacağını açıklamaya çalıştı. Komutan onu hafife aldı ve onu başka cezalarla tehdit etti. Birlikteki arkadaşları son anda devreye girerek intihar etmesini engelledi ve onu psikolojik destek subayıyla görüşmeye zorladı.’

Psikolojik destek subayı, askerin durumunun Gazze Şeridi'ne girmesine izin vermediğine karar vererek onu birlik dışında tedavi görmesi için göndermiş; psikolojik durumunun ciddi olduğu teşhis edilmiş ve askerin ordudan tamamen terhis edilerek tedavi altına alınmasına karar verilmiş.

Muhabir, “Askerin durumu benzersiz değil; savaş binlerce askeri travmatize ediyor. Zamanında gerekli tedaviyi görmeyenler kendilerini ciddi bir depresyon içinde buluyor ve bu da aşırı durumlarda intihara yol açabiliyor” dedi.

4 asker intihar etti

Tel Aviv medyası sadece geçen hafta dört askerin intihar ettiğini ve savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana intihar eden asker sayısının 44'e yükseldiğini duyurdu.

İntihar eden askerlerin çoğunluğunun aktif görevdeki yedek askerler olduğunu belirten Haaretz gazetesi, İsrailli askeri kaynaklara dayandırdığı haberinde intihar eden askerlerin büyük bir kısmının savaş sırasında psikolojik durumlarını önemli ölçüde etkileyen durumlara maruz kaldıklarını aktardı.

xcvfgbh
Temmuz 2025'te Gazze Şeridi'nde öldürülen meslektaşlarının cenaze töreninde ağlayan İsrailli askerler (AFP)

Gazete, orduda aktif görevde olan İsrailli askerlerin intihar oranlarının önceki yıllara göre artış gösterdiğini doğruladı.

Kaynaklar, intiharların bazen iç raporlarda ‘çatışma dışı ölüm’ veya ‘soruşturma altındaki durumlar’ gibi muğlak etiketler altında kategorize edilmesi nedeniyle gerçek sayının daha yüksek olabileceğini tahmin ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz'den aktardığına göre İsrail ordusu, 2024 yılının başından bu yana yaklaşık bin 600 askerin travma sonrası stres semptomlarından mustarip olduğunu kabul ediyor ve bu da yaklaşık 250 askeri ruh sağlığı nedenleriyle terhis etmesine neden oldu.

Veriler intihar eden askerlerin çoğunun geçtiğimiz mart ayında yeniden başlayan savaştan bu yana çatışmaların devam ettiği Gazze'deki çatışmalara katıldığını gösteriyor.

cdfgthy
Temmuz ayında Gazze'de öldürülen bir İsrail askerinin cenaze töreninden (EPA)

Cepheden dönen askerlerin psikolojik olarak yalnızlaştığı ve özellikle muharebe tugaylarına yeni katılanlar ile dışlanmış sosyal sınıflara mensup askerlere yeterli psikolojik bakım sağlanmadığı belirtiliyor.

Ordu, sahadan dönen askerlerle ilgili sessiz bir iç krizle karşı karşıya; bu askerler fiziksel yaralanmaların ötesinde derin psikolojik yaralar da taşıyor ve bu da bazılarının son bir kaçış olarak intiharı seçmesine neden oluyor.

Gözlemciler Gazze savaşının sadece Filistinlileri tüketmekle kalmadığını, aynı zamanda İsrail'in iç cephesinde de giderek artan bir çatlağa neden olduğunu, askerlerin karada savaşırken psikolojik kaderlerinin havada asılı kaldığını düşünüyor.