Elon Musk’ın 'kırılmaz cam' ile tanıttığı Cybertruck'ın canlı yayında camı kırıldı

Elon Musk’ın 'kırılmaz cam' ile tanıttığı Cybertruck'ın canlı yayında camı kırıldı
TT

Elon Musk’ın 'kırılmaz cam' ile tanıttığı Cybertruck'ın canlı yayında camı kırıldı

Elon Musk’ın 'kırılmaz cam' ile tanıttığı Cybertruck'ın canlı yayında camı kırıldı

Elektrikli otomobil üreticisi Tesla, 2008’deki ilk modeli Roadster, sonraki 10 yılda piyasaya sürdüğü Model S, Model X ve Model 3 araçlarının ardından zırhlı aracı “Cybertruck”ı da tanıttı. 
“Her parça üstün bir güç ve dayanıklılık için tasarlandı” ifadeleriyle anlatılan Cybertruck’ın tanıtım gecesine damga vuran ise zırhlı camların kırılması oldu. 
Tesla’nın kurucusu Elon Musk, Cybertruck’ta kullanılan camların dayanıklılığını canlı yayında test etmek için Tesla’nın Tasarım Direktörü Franz von Holzhausen’i sahneye çağırdı. 
Holzhausen, elindeki metal topu sürücü tarafındaki cama fırlattı ve cam kırıldı.

Musk’ın “Aman Tanrım” diye tepki verdiği andan sonra ikinci bir deneme yapıldı. Holzhausen’in metal topu attığı arka cam da kırıldı. 
Duruma “Hiç değilse içinden geçmedi. Bu olumlu yanı” diyerek şaka yollu tepki gösteren Musk, önceki testlerde araca, İngiliz anahtarları ve mutfak lavabosu dâhil her şeyi attıklarını ancak kırılmadığını söyledi. 
Musk, “Ancak şimdi kırıldı ve nedenini bilmiyorum” diye konuştu. 
Bu başarısız canlı yayın denemesinden hemen önce Musk ve ekibi aynı dayanıklılık testini ayrı camlar üzerinde de yaptı. 
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, önce normal cam denendi. Küçük bir metal topla cam anında çatladı. Sonrasında Cybertrcuk’ta kullanılan cam, sahneye getirildi. 
Bu camın dayanıklılığı da küçük ve büyük toplarla, alçak ve yüksek atış yüksekliğinde denendi ve camda hiçbir çatlama olmadı. 
Franz von Holzhausen’in denemesi ise bu kadar iyi gidemedi. 
Cybertruck’ın özellikleri
Mad Max filminde kullanılan araçlara benzetilen Cybertruck’ın başlangıç fiyatı, 400 kilometre menzil ile 39 bin 900 dolar. 100 dolar depozito verilerek sıraya girilebiliyor. Ancak aracın üretimi 2021’in sonunda başlayacak. 
480 kilometre menzillik, çift motorlu aracı tercih edenlerin fazladan 10 bin dolar ödemesi gerekiyor. Üç motorlu, 800 kilometre menzilli aracın fiyatı ise 69 bin 900 dolar. 
Güneş enerjisiyle şarj olabilen elektrikli aracın, 800 kilometreye kadar menzili var. 
Saatte yaklaşık 100 kilometre hıza 2,9 saniyede çıkan aracın dış cephesi dayanıklı paslanmaz çelikle tasarlandı. 
Geniş bir kasaya sahip araç, kampçılar için mutfak alanı bile yaratabiliyor. 
Piyasada Cybertruck segmentinde olan diğer araçlar, Ford’un Detroit-3’ü, , Fiat Chrysler’in Ram 1500’ü ve General Motors’un Chevy’si. 
Japonya, yarım ton segmentindeki araçların piyasasına 20 yıldır girmeye çalışsa da Amerikan markaları, hâlen piyasanın yüzde 92’sine sahip.



"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
TT

"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)

Son derece nadir rastlanan "Asya tek boynuzlu atı" saolanın ilk defa genom haritası çıkarıldı. Yeni çalışma nesli kritik tehlike altındaki türün yaşamasını sağlayabilir. 

İlk kez 1992'de tanımlanan saola (Pseudoryx nghetinhensis), en yakın zamanda keşfedilen büyük memeli türü. Vietnam ve Laos'un dağlık ormanlarında yaşayan bu sığır türü, boynuzlarının yanı sıra çok nadir görülmesi nedeniyle "Asya tek boynuzlu atı" diye biliniyor.

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'ne (IUCN) göre nesli kritik tehlike altındaki bu türün 100'den daha az üyesi kaldığı tahmin ediliyor. Üstelik en son 2013'te görülmesi, soyunun çoktan tükenmiş olabileceği ihtimalini de gündeme getiriyor. 

Uluslararası bir araştırma ekibi, avcıların evlerinden toplanan saola kalıntılarından alınan parçaları analiz ederek 26 saolanın tam genomunu çıkardı. Türünün ilk örneği olan bu çalışma, saolanın geçmişini anlama ve geleceğini güvence altına alma yolunda kritik bilgiler sundu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de 5 Mayıs Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre saolalar 5 bin ila 20 bin yıl önce iki ayrı popülasyona ayrılmış. 

Makalenin başyazarı Genís Garcia Erill "Saolanın önemli genetik farklılıklara sahip iki popülasyona ayrıldığını görmek bizi epey şaşırttı" diyerek ekliyor: 

Bu daha önce hiç bilinmiyordu ve genetik veriler olmadan bilmemizin yolu yoktu. Bu önemli bir sonuç çünkü türün genetik varyasyonunun nasıl dağıldığını etkiliyor.

Bilim insanları ayrıca iki popülasyonun da Son Buzul Çağı'ndan itibaren azaldığını saptadı. Ekip, toplam saola nüfusunun 10 bin yıldır hiçbir zaman 5 binin üstüne çıkmadığını tahmin ediyor.

Bu durum, iki grubun da genetik çeşitliliğini kaybettiği anlamına geliyor. Ancak her biri genetik kodlarının farklı kısımlarını kaybetmiş. Araştırmacılara göre bu, nesillerinin tükenmesini önlemede kritik bir rol oynayabilir. 

Garcia Erill "Bir popülasyonda kaybolan genetik varyasyon diğerini tamamlıyor. Yani eğer bunları karıştırırsak, diğerindeki eksiklik giderilebilir" diye açıklıyor.

Bilim insanları saolaların hayatta kalması için esaret altında çiftleşmelerini sağlayacak bir program geliştirmeye çalışıyor. Yeni çalışmayı yürüten ekibin hesaplamalarına göre böyle bir program, tükenme riski karşısında en etkili çözümü sunuyor. 

Çalışmanın bir diğer yazarı Rasmus Heller şöyle diyor:

Gelecekteki bir popülasyonun temelini oluşturmak için en az bir düzine saolayı (ideal olarak her iki popülasyonun karışımı) bir araya getirebilirsek, modellerimiz türlerin uzun vadede hayatta kalma şansının yüksek olacağını gösteriyor.

En son 2013'te görülen bir türün 12 üyesini bulmak zorlu bir iş. Ancak araştırmacılar, yeni çalışmanın bu sorunu çözebileceğine inanıyor. Saolanın genetik haritasının çıkarılması, daha kapsamlı arama çalışmalarının önünü açabilir. 

Makalenin yazarlarından Minh Duc Le, "Birçok araştırmacı, suda ve hatta aynı habitatta yaşayan kan emiciler olan sülüklerde, saola DNA'sının izlerini bulmayı deneyip başaramadı" diyerek ekliyor:

Bu tekniklerin hepsi küçük DNA parçalarını tespit etmeye dayanıyor ama artık saola genomunun tamamını bildiğimize göre, bu parçaları bulmak için çok daha geniş bir el kitabımız var.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Cell